İş hayatı insanın kendisini tanıması için en etkin yollardan biri. Ben bir kişinin başına gelen hiçbir olayın, karşısına çıkan hiçbir insanın tesadüf/rastlantı sonucu olduğuna inanmam. Tesadüf diye adlandırılan ‘o’ duruma, ‘an’a veya ‘kişi’ye varana kadar tesadüfü hazırlayacak alt yapı kişinin kendisi tarafından kurgulanmış, hazırlanmış ve hayata geçirilmiştir aslen. İyi veya kötü tesadüf sadece acı veya tatlı meyvenin kendisidir.
İş hayatı idealde başladığı ilk günden itibaren kişiye kaldırabildiği oranda yetki ve sorumluluklar yükler. Günlük iş döngüsünden gelen bu doğal yükler haricinde de kişiden kendisini geliştirmesini ve işe yönelik artı değer üretmesini bekler. Kişi içinde bulunduğu organizasyon içinde artı değer ürettiği oranda kıymetlenir, üst yönetim hatta toplum nezninde diğerlerine göre farklılaşır. İşte söz konusu kıymetlenme, farklılaşma seviyesine ulaşabilen profesyoneller için o andan itibaren iş hayatı adına hiçbir gelişim tesadüf olamaz. Bu karakterdeki üretken insanlar bilirler ki, iş hayatı veya özel hayat tesadüflerle gelişemeyecek kadar özünde planlı, sıralı ve emek yoğun bir süreçtir.
İş hayatıma başladığım üniversite yıllarında çok bilinçli olduğumu söyleyemem. Kendimi daha çok maceraperest olarak adlandırabilirim o yıllar için. O yıllarda karşıma çıkan nitelikli her insanı “tesadüf” diye adlandırırdım. Bu ‘tesadüf’ü hazırlayan alt nedeninin ben olduğumu hiç düşünmezdim. Ne zaman ki İnsan Kaynakları mesleğimde tecrübelendim, kendimi geliştirdim, eskiden tesadüf olarak isimlendirdiğim nitelik kesişmesi bulunduğum ortam, yaşadığım durum, karşılaştığım insandan beklentim haline geldi.
Tesadüf bir algı ürünüdür. İş hayatında niteliğiniz ile beslenen algılarınız ne kadar genişlerse tesadüf kavramından o kadar sıyrılırsınız. Bireyin iş hayatını olumlu yönde etkileyen en önemli unsur başkalarıyla yaşayacağı nitelik kesişmesini sakın ‘tesadüflere’ bırakmayın, siz kendinizi sürekli geliştirin, büyüten ki sizi daha ileri taşıyabilecek üst tecrübe ve nitelikteki kişilerin algı alanına girebilesiniz.
İş hayatında başarılı olmak için “başkalarıyla nitelik kesişmesi” olarak adlandırdığınız bölüm özellikle ilgimi çekti. Yazının tümündeki görüşlerinizle birlikte buna özellikle katılıyorum. Herhangi bir kişinin herhangi bir işte tek başına başarılı olması imkansız değil ancak zor. O zaman kişinin yaptığı işte başarılı olabilmek için kendisine yardımcı olacak diğer kişileri bulması/araması gerekiyor. Bu da ancak kuvvetli bir odaklanma, kendini geliştirme, farklılaşma sonrasında göndereceği etkili sinyallere bağlı. Bunu yaptığınızda bu sinyalleri alacak/görecek radarlar mutlaka çıkıyor.
Yazınızı çok keyifle okudum, teşekkürler.