Murat Girgin kimdir?
“Dem bu dem” derken geleceği her daim düşünüp sürekli hesaplayan, geçmişten ders çıkaran mesleğiyle mütenasip olmasa da geçmişe özlem (nostalji) hastalığı olan alaturka ruhta nev-i şahsına münhasır bir insandır.
Her birimizin hayatı, içerisinde başından sonuna dersler içeren birer bağımsız filmdir diye düşünüyorum. O yüzden filmin bugünkü sahnesine beni getiren özgün senaryonun başına sarmak lazım…
Akıllı ve yürekli bir ebeveynin prodüksiyonunda çekilen “Adam olacak çocuk” şahsiyetini mukallit bir afacanın kısa metrajlı bağımsız filmidir…
İnanılmaz yaramaz bir çocuk… İşine geleni yapan işine gelmeyeni çevirip yanmasına izin vermeyen bir hüdaverdi… Dede toprakları Sakarya’da doğmuş, soyunda mozaik bir gen haritası barındırır. 3 yaşından sonra Çamlıca’nın tepelerinde İstanbul’a bakmış gözleri açık… Her gördüğünü sorgulamış, annesine babasına sormadık soru bırakmamış ki eve beş ansiklopedi seti alacak bir bilgi seferberliği başlatmış…
Dolmuş ve otobüslerde herşeyi sorgulayan afacanın ilk proje üretimi 5 yaşında… Sokak arkadaşlarını çevresine toplayıp çizgi filmlerde görüp planını çizdiği çocuk kulübesini inşa etmek üzere koordinasyonu ailede bir tebessüm doğurmuş.
Ve ilkokul yılları… Yaramazlığı öğretmenini isyan noktası getirmiş olacak ki 3. sınıfın sonlarına doğru o kritik günü yaşıyor. Yediği sağlam bir azarlama sonrası o kadar utanıyor ki o gün itibariyle artık aklını kullanan çalışkan ve en mühimi daha efendi bir karaktere bürünüyor.
1 yıl boyunca harçlıklarından ve çalıştığı ufak işlerdeki kazancını biriktirerek 4. sınıfın başında gelecekteki mesleğinin habercisi ilk bilgisayarını alıyor. Çalışkanlığı nedeniyle hocalarının dersane eğitimine gerek görmemesi üzerine bilgisayar başında ders disketleri ile sorular çözüp hazırlandığı Anadolu Liseleri Sınavı’nda beklediği başarıyı sağlayamıyor.
Çok talihsiz ve muammalı bu kaybına rağmen Florya’da başladığı ortaokulun 3. haftasında yine başarılı bir öğrenci grafiği çizer. Tam da bu sırada İstanbul’da iki yeni Anadolu Lisesi açılmıştır ve ailesinin bir hayal kırıklığını daha yaşamaması adına gizli yürüttüğü kayıtlarda Gaziosmanpaşa Anadolu Lisesi’ni kazanır.
1 yıl Almanca hazırlık ve sonrasında 3 yıllık Almanca eğitim gördüğü derecelerle dolu ortaokul yıllarının ardından bugünkü kariyer hayatının mihenk taşı sayılan kararını verecektir. Bir yanda 7 senelik eğitim hakkını sürdürmek diğer yanda ise öylesine girdiği liselere geçiş sınavından çıkan sonucu değerlendirmek… Sınavda Profilo Anadolu Teknik Lisesi’nin İngilizce Bilgisayar Yazılım bölümünü kazanmıştır.
Her zaman olduğu gibi ailesinin manevi desteğiyle bir karar verir. Anadolu Lisesi’nden ayrılarak kaydını teknik liseye alır. Bu kez İngilizce hazırlık sınıfı okur ve ardından 3 senelik zorlu bir mesleki eğitim alır. Mesleğine dair disiplin ve teknik namına herşeyi burada öğrenecektir. 8 yıllık kesintisiz örgün eğitim kanunu da tam bu sırada gelir ve mühendislik ideali hayal olur. Ama bu da kaderin hazırladığı bir başka senaryo metnidir…
Lise yıllarının başında Türkiye’nin dört bir köşesindeki köy ve kasaba yollarına uzanan Anadolu seyrü seferlerine başlar. Bu seferler onun hayatına bakış açısını zenginleştirecektir.
Üniversite sınavlarına hazırlanırken lisede her dönem gelen okul birincilikleri ile mesleğe daha da sarılır. Artık hedefinde Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü vardır. Bölümü incelediğinde onun ideallerine ve yeteneklerine mühendislikten daha bir yatkın olduğunu görme fırsatını yakalamıştır.
İş hayatındaki ilk deneyimini lise yıllarında Siemens Türkiye’de 1 aylık yaz stajında yaşama fırsatı bulur.
Üniversite sınavında yine rutin hayalkırıklığı gelir ve önce 1,5 puanla Boğaziçi Üniversitesi’ni kaçırır akabinde ise 0,7 puanla Başkent Üniversitesi’nin burslu kontenjanına giremez. Bu talihsizlikler onu bir dahi kamçılar…
Aynı sene Başkent Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri’ne kayıt olur. Önce İngilizce hazırlık sınıfından muaf tutulur sonrasında ise 1. sınıfı takip eden tüm dönemlerde fakülteyi birincilikle tamamladığından üniversiteyi akademik başarı bursuyla okuyacaktır.
Teknik lise yıllarındaki mesleki kazanımlarının katkısıyla 4 yıllık Ankara serüveni fakülte ve bölüm birinciliğiyle son bulacaktır. Üniversite yıllarında Aygaz ve Siemens Business Services firmalarında yaz stajı yaparken profesyonel referanslar edinmeye başlamıştır. Bilhassa Aygaz’daki stajında Bilgi Teknolojileri departmanı müdürünün tavsiyelerini kulak ardı etmez, yazılım ve bilgi sistemleri üzerine teknik açıdan çalışmalarla bu konudaki deneyimleri ve becerilerini geliştirir.
Üniversite son döneminde işbaşı eğtimi (on-the-job training) için seçimini Siemens Business Services’ten yana kullanır. Lojistik bölümü için satınalma sürecine yönelik yaptığı süreç analizi ve yazılım projesi ile 4 ay boyunca full-time çalışmasının karşılığı gelir.
Hiç aklında olmamasına rağmen bu analitik ve teknik çalışma ona diploma töreni öncesinde iş teklifi olarak gelir. 2006 Haziran ayında Fujitsu-Siemens Computers’te Yazılım Uzmanı olarak işe başlar. Yeniden yapılanma dönemi ile 3 ay geçmiştir ve açılan MIS departmanına MIS Mühendisi olarak transfer olur.
Şirketin tüm raporlama ve analiz sistemlerine olduğu kadar uygulama ve iş süreçlerine de hakim olacağı bu pozisyonun görünmez gücünü yadsımaz ve en ufak kırıntılarına kadar değerlendirir. Kısa zamanda şirketin karar destek sistemleri ve iş süreçlerine katkı sağlayan temel mimarileri kurmaya başlayacaktır.
2 senelik çıraklık (junior) devrini yeterli bulup askere gitme vaktidir. 2008 Haziran döneminde tekrar Fujitsu-Siemens Computers ve Fujitsu’da MIS Sorumlusu olarak görevine kaldığı yerden daha geniş yetkinlik ve sorumluluklarla devam eder.
Bu dönemde akademik camiaya özlem duymuş olacak ki Yönetim Bilişim Sistemleri ve İş Zekası alanlarında bilgi ve deneyimini paylaşmak üzere en yakın arkadaşıyla MIS Journal blogunu kurdu.
Aynı yıllarda özel hayatının dönüm noktası olacak Sakarya Üniversitesi’nde MBA programına başladı. Yüksek lisansı tamamladığı 2010 Mart ayında Mercedes-Benz Finansman Türk firmasında IT Yetkilisi olarak yeni kariyer durağından bir başka sefere yol alacaktır.
İş zekası projelerinin yönetimi ardından aldığı ek sorumluluklar ile bilgi ve deneyimlerini katmerleyeceği yeni bir döneme yelken açar.
2011 yılı başında yüksek lisanstan daha sonra farkedeceği bir arkadaşıyla tanışacak ve hayatı bir daha değişecektir. Yıllar sonra aradığı hayat arkadaşını bulmuştur ve artık bu filmin baş senaristi ve kurgu yönetmeni başrol arkadaşı tek ‘Arzu’su olarak değişir.
Bu arada IT Koordinatörü olarak kariyeri rüzgar almıştır.
İşte bu filmin her karesi aslında benim için kaderin algoritmasına bir kanıt olmuştur. Her kaçırdığım otobüsün ardından beni daha hayırlı duraklara götürecek vasıtalarda seyahat ettim.
Hayatım boyunca “keşke” sözcüğünü kullanmamakta hep titiz davrandım. Mesleğim gereği çok iyi analiz ederek tüm boyutları ve değişkenleri değerlendirmeyi severim. Sonunda benim için en doğru kararı aldığımı bildiğim için de kararlarımı yargılamam.
Hayatı planlı yaşayıp ne istediğini ve ne yapabileceğini bilmek gerekir. Şirketler ve devletler dahi plan yaparken bir bireyin hayatın ne yönden estiği bilinmez rüzgarlarına kendini yelkenleri fora pusulasız bırakması ne cesaret…
Aslında insanın mesleği karakterinin aynasıdır. Ben işimi seviyorum, çünkü bilginin çevresinde sürekli analitik zekamın delhizlerinde bir keşifle geçiyor zamanım. Hayatımın her noktasında binlerce uyarıcı var ve bu profesyonel yeteneğimi yaşamıma da yansıtmayı eviyorum.
Yıllardır Anadolu’nun en uzak köylerine kadar gezmemin, tarih, kültür ve doğa keşiflerimin altında yine bu karakterimin ateşleyici olduğunu düşünüyorum.
İnsanlarla cebimdeki paradan dahi değerli olan zihnimdeki bilgileri ve hatıraları paylaşmak adına bu seyyah deneyimlerimi de Gezi Jurnal blogumla yayınlıyorum.
Akademik yaşamdan kopma niyetinde değilim. Bu paylaşımları akademik bir çatı altında hayata hazırlanan arkadaşlara aktarabilmek ve hem kurumsal hem akademik bilgi ile deneyimlerimi paylaşabilmek orta vadedeki ideallerim arasında…
Hayat bu ideallere varabilmem için hangi bilinmeyen duraklara varmamı sağlar? Tek bildiğim niyeti hayırlı olanların akıbetlerinin de hayırlı olacağıdır. Geleceğin kıymetini bugünüyle bilen insanların olduğu bir gemide yol alıp indiğim duraktan kaptanı olacağım bir gemiye vira demek niyetindeyim.
İnsan önce kendini bilmelidir. Çünkü hayat her insana özel dikilmiş bir terzi işi kıyafet.
Giydiğini yakıştırmak lazım!
Murat Girgin
IT Koordinatörü, İş Zekası Proje Yöneticisi
Blog:
http://www.gezijurnal.com
http://www.misjournal.com
Twitter:
http://twitter.com/muratgirgin