İşsizliğin %10’unun üstünde olan memleketimde şu aşağıda yazacağım pozisyonlara İnsan Kaynağı bulabilirseniz siz muhteşemsiniz, samanlıktaki iğneyi buldunuz !
– İngilizce bilen Ziraat Mühendisi,
– Büyük-küçük baş hayvancılıktan anlayan (kedi-köpek değil) Veteriner, İngilizce bilirse başına taç takacağız,
– İngilizce bilen, tarım makinaları tecrübesi olan Ziraat Mühendisi veya Makina Mühendisi de olabilir,
…
Aslında görüldüğü gibi alınan lisans derecesi değil, yabancı dil bilgisi pozisyonlardaki kırılım noktası.
Aralık ayı boyunca Türkiye’nin en iyisi diyebileceğim devlet üniversitelerine gittim. Binin üstünde genç ile bir araya gelerek sohbet etme fırsatı buldum. Her üniversitede ortak bir soru yönelttim kalabalığa:
“Kaçınız İngilizce konuşabiliyor?”
Toplamdaki oran 1/5 bile değildi.
Şimdi bu aşamadan sonra lütfen bana kimse ‘Türkiye globalleşiyor, dünya devi oluyor’ demesin veya Türkiye’de tarım, hayvancılık niye berbat durumda diye kafasını kaşımasın. Bilimi, uygulamayı geliştiren batılının ne dediğini, ne yaptığını anlayamadıktan, uygulayamadıktan sonra kim nereye gelişsin ki?
Biz ‘kendimize’ rağmen birşeyler oluyoruz ya, bu topraklar gerçekten bereketli !!!
.
(Yukarıdaki fotoğrafta var bir iğne, kamyonun burnu havada, ağır çekmiş, demek ki iğne arkada 😀 )
Geçenlerde iki yıllık Dış Ticaret bölümünü bitirmiş bir genç ile sohbet ediyordum. Bana üzüntü içinde İngilizcesinin yetersizliğinden dem vurdu ve yakındı. “İki yıl boyunca psikoloji, sosyoloji, felsefe, hatta haftada altı saat muhasebe gördük ama İngilizce’ye gelince verilen eğitim haftada sadece iki saatti”
Dış ticaret dendiğinde benim aklıma ilk gelen nitelik yabancı dildir. Sizin aklınıza geleni bilemiyorum ama meslek yüksek okullarında ders programını hazırlayan yetkililerin akıllarına benim aklıma gelen ilk nitelik gelmemiş olacak ki, İngilizce fazlasıyla ihmal edilmiş.
Sonra biz İnsan Kaynakları profesyonelleri ilanlar hazırlıyoruz şık şık yukarıdaki gibi … üniversitelerde (hatta yüksek okul yazsak daha uygun olacak, ilintili operasyonel uzmanlık konularında dört yıllık bölüm Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret hariç bulunmuyor ! Sadece Boğaziçi mezunlarına yönelik ilan hazırlamak da ne kadar verimli sonuç verir, tartışmaya açık. Yukarıdaki görev tanımının MYO mezunu seviyesindekilerin verimli çalışacağı, dört yıllık fakülte mezunlarının kısa sürede iş tatminsizliği yaşıyacağı bir pozisyonu yansıtmaktadır. ) öğretilmeyeni istiyoruz.
Lütfen istemeyelim …
:/
Not: Devlete ait MYO 2 yıllık programları kapsamında Dış Ticaret, Dış Ticaret Ve Avrupa Birliği, Gümrük İşletmeciliği, İthalat-İhracat bulunmaktadır.
Bugüne kadar size imkanlar sunuldu ama siz hep bir bahane bulup, yabancı dil öğrenmeyi ileri bir zamana ertelediniz. Önceleri ciddiye almadınız, çünkü dil öğreniminin önemini kavrayamadınız. Belki eğitim sistemini suçladınız, sınıftaki öğretmeninizi sevmediniz. Belki de kendinize güvenemediniz. Ya da yeterli zaman bulamadınız öğrenmek için.
Şimdi okulunuz bitti ve iş aramaya başladınız. Size ilk sordukları soru kaç dil bildiğinizse ve siz hala iki kelimeyi bir araya getirip bir cümle bile kuramıyorsanız; geç kaldığınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. İngilizce öğrenmek aslında tahmin ettiğinizden daha kolay.
Önce kendinizi tanımalısınız ve öğrenmeyi öğrenmelisiniz.
Bireysel özelliklerinizi keşfederek, öğrenme yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. Yazarak mı, dinleyerek mi, görerek mi, yoksa resimleyerek mi daha kolay öğreniyorsunuz. Sakın kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Herkesin farklı bir öğrenme tarzı var. Bazıları sadece sessiz ortamda öğrenebilirken; diğerlerinin gürültülü ortamda konuyu kavradığını görmek mümkündür.
Kendi dilinizi ne kadar iyi biliyorsunuz?
İngilizce ve Türkçe dillerinin benzerlikleri ve farkları nelerdir?
Hiç düşündünüz mü? Dil öğrenmenin mantığını anladıktan sonra işinizin ne kadar kolaylaştığını göreceksiniz.
Öğrenmek istediğiniz konuyu şekillerle, görsel sembollerle veya işitsel materyallerle ilişkilendirebilirsiniz.
Hatırlamanızı sağlayacak her yolu siz kendiniz bulabilirsiniz. Bol kitap okumak, film seyretmek, radyo dinlemek, güncel haberleri takip etmek kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Kendinize bir kelime defteri edinin. Öğrendiğiniz, önemli olduğunu düşündüğünüz her kelimeyi not edin. Zamanla kendi sözlüğünüzü oluşturun. Gittiğiniz her yere bu defterle gidin. Mesleğinizle ilgili terminoloji sözlüğü oluşturmayı da ihmal etmeyiniz.
Unutmayın, pratik yapmadan bilgi beceriye dönüşemez. Öğrendiklerinizi yanlış yapmaktan korkmadan mutlaka kullanmalısınız. Bazı öğrenciler sahip oldukları bilgiyi kolaylıkla kullanabilirken, diğerleri mizaçları gereği çekindikleri için kendilerini yeteri kadar iyi ifade edemezler. Sakın kendinizi küçümsemeyiniz. Siz de isterseniz ve yeteri kadar çalışırsanız mutlaka başarılı olabilirsiniz.
Size kötü bir haberim var. Dil çok nankördür. Eğer yeteri kadar tekrar etmezseniz bildiklerinizi çok çabuk unutabilirsiniz. En basit konuları bile tekrar etmelisiniz.
Bunun için öğrenme planı yapmalısınız. Hedef belirlemelisiniz. Zamanınızı verimli bir şekilde kullanmak için önceden ders programı hazırlamalısınız Konuları belirleyip, bu konularla ilgili dil becerilerini geliştirmek için kaynaklar bulmalısınız. Tahmin edebileceğiniz gibi en önemli kaynak internet. (Keşke bizim zamanımızda da olsaydı). Aslında ne kadar çok şanslısınız.O kadar çok imkan var ki…Yeter ki siz öğrenmek isteyin.
Öğrendiklerinizi başkalarıyla paylaşmak,onlara bir şeyler öğretmek en güzel öğrenme biçimidir. Siz de paylaşın. Olmaz mı?
Okşan Ocaktürk
İngilizce Öğretmeni [email protected]
www.twitter.com/oksan_ocakturk
www.friendfeed.com/hayat35