Bu bölüm İnsan Kaynakları Uygulamaları’na* dair bütün öğrenmek istediklerinizi sorabilmeniz için hazırlanmıştır. Sorunuzun cevaplandırılabilmesi için lütfen aşağıdaki adımları izleyiniz.
1. Soru sorabilmek için önce bloga kayıt olmanız gerekmektedir.
2. Kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra lütfen sorunuzu yazınız.
3. Sorunuz onay aşamasını geçtikten sonra en kısa sürede cevaplanarak “Soru/Cevap” sayfasında yayınlanacaktır.
4. Eğer sorunuzun yayınlanmasını istemiyorsanız lütfen bunu gönderiminizde belirtiniz.
Bugüne kadar sorulmuş soru ve verilen cevaplara “Soru Sor” butonuna tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Biliyorum bu soru belki hergün soruluyor size. Ama bir kez daha sizin deneyiminizden okumak istiyorum. Etkili bir CV Hazırlamak çokta önemlimi ? geçmişite birçok konuda kendimizi kanıtlamış ve başarılı işlere imza atmışsak bu CV hazırlama olayları vs gerek kalmadan en güzel yerlere gelebiliyor insanlar o zaman sadece çaylaklık döneminde önem verilmesi gereken bir konu mu CV hazırlama işi ? İnsan Kaynakları nasıl bakar bu konulara , CV’e bakar bakmaz , içeriğini dahi okumadan şekliyle bundan olur – bundan olmaz dediğiniz oluyor mu. Gerçekten merak ediyorum , Detaylandırılıp güzel bir yazı yazılabilir. Teşekkürler.
Sorunuz için teşekkür ederim. Soru / Cevap bölümünün ilk sorusu olarak ayrı önemli benim için. 🙂
Birden çok soru olduğu için yazdığınız mesajda hepsini numaralandırarak cevap vereceğim.
1. Evet, iyi bir özgeçmiş hazırlamak çok önemli. Özgeçmiş bir kişinin iş hayatındaki kendisini pazarlama enstrümanıdır. Ben bu aşamada hep “market” örneği veriyorum. Biz İK’cılar işe alım zamanı bir CV Marketine gireriz. Siz nasıl normal bir markete gittiğinizde eliniz şık ve cazip ambalajlı ürünlere gidiyorsa, CV’niz de bu konumdadır. Ne kadar içeriği ve şekli düzgün bir CV’niz olursa müşteri tarafından talep edilme olasılığınız artar.
2. Bazı profesyoneller kariyerleri boyunca CV hazırlama ihtiyacı duymadan, genellikle kanıtlanmış başarıları sayesinde “teklifler” alarak ilerleyebilmektedir. Ama istisnalar kaideyi bozmaz. Headhunterlardan tutun, büyük şirketlerin İK bölümlerine kadar işe alım öncesi kişinin bilgilerini içeren yazılı dokümana ihtiyaç vardır, her zaman da olacaktır.
3. Tecrübeli İK’cılar özellikle giriş ve orta seviye CV’leri çabuk tarar. Adayın niteliği arttıkça bu hız düşer. Güzel hazırlanmış CV’ler ise detaylı okunur. Bana göre CV bir kişinin kendisini anlatabilmek için sarfettiği emektir. Siz kendiniz için ne kadar çok ve özenli emek sarfederseniz, karşıdaki İK’cı bunu görür ve emeğe saygı duyar, o da CV’yi incelerken emek verir. “Bir CV geldi elime, şiir gibi” ben bu cümleyi kurabilmeyi çok severim ama maalesef sıklıkla olmuyor.
Gün boyunca elime o kadar kötü hazırlanmış CV’ler gelir ki, şaşarsınız. Ben hayret ederim, bir insan kendine nasıl bu kadar özensiz davranabilir diye. CV bir kişinin kendisine sahip çıkmasıdır, kendine duyduğu saygıdır. Siz eğer CV’nizi “amannnnn” diyerek hazırlıyorsanız, kimbilir ben sizi işe aldığımda benim size vereceğim işi ne diyerek yaparsınız. CV aslında sizin gelecek performansınıza, işe göstereceğiniz özene de bir işarettir kısacası. Dediğim gibi CV hazırlamak bir çalışkanlık, emek işidir. Bu emeği kendinizden esirgemeyin.
Merhaba,
Bende staj başvuruları için bir kaç soru yöneltmek istiyorum. Önümde bir yaz stajı var. Küçük bir sahil şehrinde ikamet ediyorum. Yaşadığım yerde Bilgi Teknolojileri ile ilgili bir şirket malesef yok. Bu yüzden yaz stajımı büyük şehirlerden birinde yapmak istiyorum. Bazı büyük firmalar belirli tarihlerde staj başvuruları için sitelerine bölüm açıyorlar, o kısımdan başvurulabiliyor. Ancak bazı orta ölçekli şirketlerde böyle bir uygulama bulunmuyor. Ben ise kafamda belirlediğim bir kaç yere staj başvurusu yapmak istiyorum. Başvurumu mail aracılığıyla CV’mi göndererek mi yapmalıyım, telefon mu açmalıyım yoksa bizzat işletmelerine mi gitmeliyim bu konuda kararsızım. Nitekim bazen mail ile olumlu olumsuz cevap alabilmek çok uzun sürüyor. Benim o kadar vaktim olmayacak. Bu konuda ne önerirsiniz? Böyle bir uygulama başlattığınız için ayrıca teşekkür ederim. Saygılarımla.
Merhaba Burak. Staj yeri araştırmak, bulmak ile ilgili güzel bir soru, teşekkür ederim. 🙂
Sana öncelikli başvurmak üzere tespit ettiğin firma sayısını arttırmanı, hatta elinden geldiğince çok yere başvurmanı tavsiye ederim. Büyük şirketlerin stajyer alımları daha sistemli olmasıyla beraber stajyer kadrolar çok çabuk dolar, hatta bir sene öncesinden bile kapanmış olabilir. Orta ve küçük ölçekli firmalara ise CV’ni, kısa bir önyazı ile göndermen ilk etapta yetecektir. Ancak sana en önemli tavsiyem gönderdiğin CV’nin hangi şirket olursa olsun akıbetini telefon aracılığıyla takip etmen. Çünkü sadece takip eden bir stajyer adayı olman bile dikkat çekebilir, artı puan kazandırabilir. Küçük firmalara birebir gitmek de faydalı olabilir ama sanırım sen bu ölçekte firmaları tercih etmiyorsun. Fakat staj yeri bulmak kimi zaman öğrenciler için kabusa dönüşebilmektedir, o nedenle şirket seçimini konusunda kendini esnek tut. En iyinin peşinden git ama duruma ayak uydurmamazlık etme, baktın büyük veya orta ölçekli firma olmuyor, hemen küçük ölçekliye dön. Üstelik küçük ölçekli firmalarda bir stajyerin bilgi ve tecrübe edinmesi çok daha ve hızlı olur.
Staj yeri aramanın iş aramaktan çok da farkı yoktur, aman ağırkanlı davranmayın, son dakikaya bırakmayın, elinizi çabuk tutun, takipçi olun 🙂
İpek hanım merhaba, nasılsınız?
Merhaba Hilal,
İyiyim, teşekkür ederim. Sen de iyisindir umarım. Kaynağım İnsan’a hoşgeldin.
Takip edersen mesleki olarak sana faydası olacağını düşünüyorum blogun. Buradan da bana her türlü sorunu iletebilirsin. 🙂
bir arge ekibi için anahatları ile iş akışları ve iş analizi yaparmısınız.
Merhaba snm,
Aslında iş akışı ve iş analizine başladan önce elbette bulunulan sektörü, şirketin faaliyet alanı, misyon ve vizyonunu bilmek isterdim.
İkinci adım olarak o bölümde çalışan herkesle teker teker ne yaptığı üzerine görüşürdüm. Görüşme aslen iş süreçlerinin tespiti amaçlıdır.
AR-GE’cilerin ana işi şirketin faaliyet alanına dair araştırma ve geliştirme süreçlerinin yürütülmesidir. Yapılan araştırmalar sonrasında geliştirmeye yönelik proje üretimi, projelerin ilgili bölümler ile ortak çalışma yürütülerek hayata geçirilmesi ve güncellenmesi olarak da daha geniş bir özet yapabiliriz.
AR-GE’cilerin bu aşamada standart görev tanımlarından farklı bir yapısı oluyor. Çünkü onlar parça başı, yani proje bazlı çalışıyorlar. Her projenin de içeriği, süresi, ekibi, görev dağılımı farklı oluyor. Bu nedenle AR-GE cilerin iş akışlarının veya iş analizlerinin standize edilmesi ne kadar verimli olur tartışma götürür.
Ben örneğin çalışırken sınırlanmaktan hoşlanmayan tipte insanları AR-GE’ci yapmayı tercih ederim. Onca araştırmadan ve verilen özgürlükten sonra AR-GE’ciden yaratıcılık beklerim ve performansını da yaratıcılığını baz alarak ölçerim. Eğer ona “senin iş akışın budur” dersem kendi yaratıcılık talebimle çatışmış olurum, “sınırların bu, hadi yarat” … bu bir AR-GE profesyoneline yapılacak en büyük hata.
Zaten bir AR-GE’ci de neden “benim sınırlarım nedir?” diye sorar, onu da anlamıyorum. Onların işi varsa bir sınır kafalarda bunları yok etmek.
Bilemiyorum yardımcı olabildim mi? Eğer bana sektörel ve durumsal daha net bilgi verebilirseniz, daha spesifik saptamalar ve öneriler getirebilirim.
sosyal yaşamda karşılaştığımız ik uygulamaları nelerdir?
Sevgili Cansu, güzel bir soru, teşekkür ederim.
İnsan Kaynakları uygulamalarını sıralayalım ve beraber düşünelim;
İşe alım ve oryantasyon
Performans ve Hedef Yönetimi
Yetenek Yönetimi
Eğitim
Kariyer Yönetimi / Koçluk
Ödül Yönetimi
Ücret Yönetimi
Sosyal Hak ve Faydalar
İletişim
Motivasyon
Organizasyonel gelişim
Değişim Yönetimi
Sosyal hayatımızda sanırım karşımıza çıkan en önemli uygulama devletin vatandaşlarına sağlamak zorunda olduğu sosyal hak ve faydalar. Devlet vatandaşlarına sağlık, eğitim ve güvenlik hizmetlerini vermek zorundadır. Şirketlerde kendi bünyeleri, imkanları çerçevesinde çalışanlara farklı sosyal hak ve faydalar sağlıyor; özel sağlık sigortası, lojman, araba, cep telefonu, vs. gibi.
Bunun dışında iletişim ve motivasyon sosyal hayatımızda da her an kullandığımız, ihtiyaç duyduğumuz iki uygulama. Sosyal hayatta da sağlıklı ilişkiler kurabilmek için iletişim kanallarımızı doğru ve etkin kullanmak zorundayız. Sosyal hayatımızda da kendimi ve çevremizi motive edecek araçlar, yollar, yöntemler bulmak zorundayız hayatı yaşanır ve gelişir çizgide tutabilmek için.
Ve elbet eğitim sosyal hayatımızın bir vazgeçilmezi. Bilinçli birey hayatı boyunca kendini geliştirmek için bireysel eğitimi üzerinde titizlikle çalışmak zorundadır. Eğitim seviyesi arttıkça yaşam kalitesi ve beklentiler artar.
İşe alım, oryantasyon, performans ve hedef yönetimi bu terminolojiyle karşımıza çıkmasa bile aslında sosyal hayatımızda da bizimledir. Bir arkadaş ortamına girdiğimizde o insan kitlesine kendimizi benimsetmeye çalışırız. Kabul edilmeyi isteriz. Bu aslında bir parça işe alıma benzetilebilir. Sonunda ücret yoktur elbet ama güzel paylaşımlar bu kabul edilmişliğin karşılıdır. Performans ve hedef değerlendirme ise zaten sosyal hayatlarımızda olmazsa olmaz iki uygulama. Her an ayna karşısında kendimizi sorgularız “ben ne yaptı,n ne yapamadım, neler yapabilirim” … bunlar aslında başlı başına bireysel performansımızı ve hedeflerimizi sorgulamamızdır. Hedef koymak bir tek iş değil, sosyal hayatımızın bir parçası olmak zorundadır. Hedef çeşitleri üzerine Kaynağım İnsan’da iki yazım da var zaten. Okumanı tavsiye ederim. http://www.kaynagiminsan.com/2009/11/10/hedef-koymak-i/ ve http://www.kaynagiminsan.com/2009/11/11/hedef-cesitliligi-ve-motivasyon/
Yetenek Yönetimi sosyal hayatımızda kendini hobilerimiz, ilgi alanlarımızın çeşitliliği ve kişilerarası ilişkilerimiz olarak birebir gösterir. Yeteneklerimizi besleyen ana unsurdur iş harici ilgi alanları ve hobilerimizdir. Bilinçli İnsan Kaynakları Uzmanları bütün çalışanlara şiddetle birer hobi sahibi olmaları, ilgi alanlarını genişletmeleri, geliştirmeri yolunda telkinlerde bulunur çünkü yetenekler bireyin kendisini ifade edebilerek hayata pozitif yaklaşımındaki en önemli aktördür ve bizler kendimizdeki yeteneklerimizi keşfetmenin yollarını çoğunlukla başta sosyal yaşantımızda açarız.
Organizasyonel gelişim ise belki ünvanlar itibariyle sosyal hayatımızda yok ama sosyal hayatımızı çok etkiler. Bir genel müdür olduğunu duyduğun kişiye tutumun ile daha küçük ünvanlı bir tanışığa gösterdiğin ilgi düzeyi farklıdır. Genel müdürün gerek niteliksel, gerek yetkisel gelişmişliği kurduğu sosyal ilişkiler boyutuna da yansır.
Değişim yönetimi ise yine her bireyin sosyal hayatında da bir dğeişmez. Hepimiz her an kendimizi iyi yönede değiştirecek, geliştirecek arayışlar, çalışmalar, eğitimler, ilişkiler içindeyiz.
Sözün özü, İK uygulamalarının birebir ücret yönetimi hariç hepsi ile günlük hayatımızda da birlikteyiz sevgili Cansu. 🙂
Merhaba İpek Hn, türkçe ve ingilizce cv’mi size göndersem yorum yapar mısınız?
Tabii, gönderirseniz yorumlarımı seve seve yazarım. Mail adresim [email protected]
İpek hanım merhaba,
blog/siteniz çok güzel bilgiler içeriyor. Tebrik ederim.
CV’mi göndersem yorum yapabilir misiniz acaba?
Saygılarımla.
Sevgili Hergin,
Elbette yapabilirim. Lütfen gönderin.
Hava şartlarının olumsuz olduğu günlerde kamu kurumlarında engelliler bir yada birkaç gün idari izinli sayılıyor. Bu karar kim tarafından verilmektedir, özel sektörün bu karara uyması gibi bir durum söz konusu mudur?
Sevgili Hergin,
Kanunen engelli çalışanlara kötü hava koşulları veya farklı bir durum için belirtilen kanuni madde yok. Burada devreye engelli çalışanın heyet raporunda belirtilen engelilik düzeyi, ne işleri, ne gibi koşullarda yapıp, yapamayacağı değerlendirmesi devreye giriyor.
Örneğin İstanbul’da yaşanan olumsuz hava koşulları nedeniyle kamudaki işverenlerin engellileri izinli sayması kanuni bir zorunluluk nedeniyle değil, işverenin kendi insiyatifi ile böyle bir uygulamaya gitmesidir. Bu gibi bir uygulamaya özel şirketlerde gidebilir ve engelli çalışanlarını izinli sayabilir.
ipek hanım selamlar. Sizinle bir kesici takım firmasının perşembe günü olan mülakatında tanışmıştık CV mi değiştirmemi söylemiştiniz tavsiyeleriniz doğrultusunda değiştirilmiş son halini sizin mail adresine yollamıştım bir yorum yaparsanız sevinirim.Bir sorum daha var, ben iki üniversite bitirdim ve üstün başarı ile bitirdim ve askerden sonra yaklaşık 8 aydır iş bulamıyorum tüm görüşmelerden elim boş döndüm, ukala biri değilim ama sizce bu bir şanssızlık mı yoksa eksik olan birşey mi var yorumlarınızı bekkliyorum teşekkür ederim
Merhaba Hakan,
Özgeçmişini gözden geçirip ve biraz değiştirerek sana göndereceğim. Sonrasında kariyer sitelerindeki bilgilerini güncellersin. Yarın en geç göndermiş olurum.
İnsan kaynaklarında çeşitlilik ve dahil olma konusunda akademik çalışmalar , literatüre geçmiş olan bulgular ve ülkemizde uygulamaları hakkında ayrıntılı bilgi rica ediyorum..
Sevgili Tuğba Çiğdem,
Çeşitlilik (diversity) ve dahil olma (engagement) üzerine internette birçok kaynağa, yazıya ulaşabilirsiniz. Ama ulaşacaklarınızın çoğunluğu İngilizce olacaktır.
Engagement için şu linkteki kitaplara ulaşmaya çalışabilirsiniz
Diversity içinse amazon linkde yer alan kitap ve altta sıralanan kitaplar size kaynakça oluşturabilir.
Bunun ötesinde sanırım siz bir ödev veya tez hazırlıyorsunuz. Sizin yapmanız gereken detaylı araştırmayı benim sizin yerinize yapmam ve size sunmam sanırım oldukça sıradışı bir durum olur. 🙂
Size çalışmanızda başarılar dilerim.
İpek Hanım Hayırlı Akşamlar…
Sizin Gülerek Okuyacağınızı Düşündüğüm Bir Sorum Var …:)
Öncelikle Belirteyim ki; konuyla ne kadar ilgilisiniz bilmiyorum. Ancak; ISO 9001 kalite standartları gereği uygulanması zorunlu olan Müşteri Memnuniyeti ölçme ve/veya belirme konusu hakkında biraz sorun yaşıyoruz. Müşteri Memnuniyeti belirleme konusunda pürüz yok ancak, işin Müşteri olmayan kitlenin beklentileri konusu beni çıldırtıyor. sizce ‘müşteri olmayan kitlenin’ bir beton santralinden beklentilerini nasıl anlayabiliriz. bu insanlara ne sormalıyız.??
daha önceden bu konu üzerine yapılmış çalışmlar varsa anlamama yardımcı olacaktır…
Teşekkür ederim:)
Sevgili Kemal Yıldız,
Sorunuz aslında çok yerinde. Ben sizi işin uzmanına yönlendireyim, eminim kendisinin vereceği cevaplar daha tatmin edici olur. Müşteri İlişkileri Yönetimi konusunda Uğur Özmen benim de konu hakkında sıklıkla soru sorduğum kişidir. Kendisine http://ugurozmen.com adresindeki blogundan ulaşabilirsiniz.
İpek Hanım merhaba,
Herşeyden önce siteniz için sizi tebrik etmek isterim. Özellikle de bu “soru/cevap” bölümü için. Size 2 sorum ve sizden bir ricam olacak. Ricam, soruların içinde okuyarak cesaret aldığım için özgeçmişimi size gönderip bana bu konuda feedback vermeniz olacaktır. Sorularıma gelince:
1. Bir mülakatta, uzmanın sizi sürekli onaylaması, sanki siz çok güzel konuşuyormuşsunuz, çok iyi bir aday gibiymişsiniz gibi davranması bir taktik midir?
2. İş yerimden yanıbaşımda çalışan ve beni hırsıyla sürekli rahatsız eden herşeyden sürekli şikayet eden arkadaşım nedeniyle ayrıldım. Kendime o kadar güveniyorudm ki 2-3 ay içerisinde hemen iş blabileceğimi sanmıştım. Nerdeyse 1 yıl oluyor ve ben maalesefe en verimli dönemlerimi evde geçiriyorum. İtalyanca öğreniyorum kendi kendime ama bana faydası olacağını sanmıyorum. Sorum şu; bu olayı ik uzmanına nasıl ifade etmeliyim?
Sevgili Nesrin,
Özgeçmişinizi ipek@kaynağıminsan.com’a gönderebilirsiniz. Bakalım birlikte 🙂
Sorularına gelince;
1) Her İşe Alımcının tümüyle kendisine has, kendi karakterinden kaynaklanan tutumları vardır. Ben çok güleryüzlü ve espriliyimdir örneğin, bir diğeri mesafeli ve soğuk. Sizi sürekli onaylayan bir İşe Alımcı bunu alışkanlık oldığı için yapıyor olabilir, tarzı böyledir. Kısacası işe alımcının mülakat sürecinde “şöyle davranmalıyız, böyle demeliyiz” gibi -adaya saygılı olmak- dışında standartları yoktur. Ki, birçoğu adaya da saygısızlık yapabilmektedir.
2) Kriz nedeniyle sizinle bağlantılı iş ilanı fazla çıkmadığını söyleyebilirsiniz. 2009 yılında iş piyasası bayağı durgundu. İtalyancaya mutlaka devam edin. Kanımca zamanınızı çok iyi değerlendiriyorsunuz. İnsanın gelişim yolunda harcadığı hiçbir emek boşa çıkmaz, merak etmeyin. Moralinizi bozmayın. İşsizlik süreci çok zordur, bu zorluğu kendinizi geliştirecek faaliyet, eğitim, kitaplarla hafifletmeye çalışın.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hn.
Turizm işyerinde ika hedefleri hazırlamam gerekiyor bana yardımcı olabilirmisiniz
Sevgili rgöksu,
Her işletme ve sektörün ayrı bir kimyası, amaç ve hedefler zinciri vardır. İK’nın çalışan motivasyon ve verimliliğini en üst seviyede tutmak şeklinde özetleyebileceğim asli hedeflerine hizmet edecek alt hedefler oluşturman lazım. Bu alt hedeflerde işletmenin strateji ve hedefleri çerçevesinde şekillenir. Sizin ilk başta Genel Müdür’ünüzden işletmenin strateji ve hedeflerini öğrenmeniz lazım. Sonrasında örneğin çalışan memnuniyeti oranı, performans değerlendirme sonuçları, iş hedefleri, adam başı eğitim saati, işe alım hedefleri, işgücü sirkülasyon oranı gibi alt hedefler belirleyebilirsiniz. Bunların dışında İK süreci geliştirme hedefleri koyabilirsiniz, mesela ödüllendirme sistemi kurmak gibi …
Sevgilerimle,
Merhaba
Şu an 4 yıllık İktisat Fakültesi / İktisat Bölümü(Açıköğretim) öğrencisiyim ve şu an 4. sınıftayım. Yani 3 ay sonra mezun olacağım. Şu an bir pozisyona başvuracağım ve pozisyonun gerektirdiği alanda 5 yıllık iş tecrübesine sahibim. Pozisyonda “Üniversite Mezunu” olma şartı bulunuyor. Siz bir IK uzmanı olarak mezuniyetime 3 ay kalmışken beni işe aşmayı düşünür müsünüz yoksa “git kardeşim 3 ay sonra diplomanı al getir öyle bakalım” mı dersiniz? Değerli yorumunuz için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla..
Merhaba Blackhill,
Birincisi eğer kariyer portalları üzerinden başvuruyorsan ve üniversiteden mezun görünmüyorsan, yetkililer “süzme” fonksiyonunu kullanırlarsa üniversite mezunları arasında çıkmadığın için görüşmeye bile çağırılmayabilirsin. Ben “süzme” fonksiyonunu hiç kullanmam ve bütün başvuruları teker teker okurum ama her İK’cı benim gibi değildir.
Eğer mezun olacağından eminsen kayıtlarını mezun diye yapabilirsin. Ön yazına da 3 ay sonra diploma alacağın notunu düşersin.
Pozisyona kesinlikle başvurmamazlık etme. Geçmiş tecrübelerinde yaptıklarını ve varsa başarılarını mutlaka yaz. Bir de fotoğrafın düzgün olsun, serbest zamanda çekilmiş bir fotoğrafı kesip kullanma, düzgün bir vesikalık olsun. Adaylar fotoğrafları yüzünden büyük eksi alabiliyor.
Başarılar dilerim.
Aydınlattığınız için çok teşekkür ederim. Bu arada başvuracağım pozisyon şirket içi bir pozisyon. Sonucunu da buraya yazarım, benim gibi ikilemde kalan arkadaşlar da faydalanır.
Tekrar teşekkürler.
merhaba.ben 2009 uludağ üni.işletme mezunuyum hedefim insan kaynaklarında veya halkla ilişkilerde uzmanlık.fakat nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyorum.bir kaç özel firmada çalışma ihtimalim vardı fakat iş yaşamında olan tanıdıklarım çok düşük bi kademeden başlıycağımı ,bu şekildede şuan olduğum şehrin dışında zor bi hayatın beni bekleyeceğini bunun yerine kpss ye girip bakanlıklarda uzmanlıkta en az bikaç sene çalışıp istiyorsam özele geçmemi tavsiye ettilr.mantıklı geldi fakat hangi bakanlıkta hangi pozisyonu hedeflemem gerekir.ik yada halkla ilişkilr için önerebilceğinz herhangi bi kurum varmı devlette ,iş yaşamında avantaj olur dediğinz??çok hareketli bir yaşantım var devletin bana göre olmadığını biliorum aslında.doğru bir kararmı verdm bilmiorum.bana biraz akıl verirmisinz sizce nerden başlamalıyım,neler yapablrim..inanın çok ihtiyacım var .şimdiden teşekkür ederim
Sevgili gzd_521, Aslında sorunuzu pek de doğru bir kişiye sormadınız. Ben devlete insan kaynağı sağlayan ana okul Mülkiye mezunuyum ve daha birinci sınıftan kesinlikle kamuda çalışmamaya karar vermiştim. Neden diye soracak olursanız, kamudaki hantal yapı insanın kanına iki yıl içinde işler, bu kimlikten çıkmak çok güç olur. Özel sektörün içindeki stres, dinamizm asla kamuda yoktur. Kamuda gizli işsizlik vardır. Bütün gün hemen hemen hiç iş yapmadan bir masada lak lak yaparak, çay içerek geçirirsiniz vaktinizi ve eğer bu kimyaya bir alışırsanız … ki “güvence” kaygısı nedeniyle %90 alışacaksınız, bir daha özele geçemezsiniz. Ben ilk baştan seçimini özel sektörde yapmış bir kişi olarak yakınlarınız size yapmış olduğu tavsiyeyi tekrarlayamayacağım. Ben girin şansınızı, kariyerinizi özel sektörde oluşturun derim.Artı kamu da etkin İK veya halkla ilişkiler uygulamaları maalesef yok.
Seçim sizin. Ben görüşümü kanımca net belirtebildim.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım, acaba size özgeçmişimi göndersem eksik noktalarım hakkında yorum yapabilir misiniz?
İyi günler.
Merhaba Muhammed, tabii ki gönderebilirsin. [email protected]
merhaba İpek hanım,
Ben Başak 18 nisan pazar günü 5n ik’da sizinle süper bir gün geciren sanslı insanlardan biriydim.(değerlendirme merkezi çalısmasında görev alanlardan biriyim)Bilmediğim ve işleyişini öğrenmek istediğim bir alanda sizden 4 saat boyunca az da olsa çok yararlı olacagına inandıığım harika şeyler öğrendiiğime düşünüyorum.Belki bu alanda calısacagım ya da calısmayacagım ama paylaştğınız bilgiler ve verdiğiniz birbirinden degerli örneklerle benim için yeni bir kapının aralanmasında yardımcı oldunuz.Güçlü durusunuz,lider yapınız ve bitmeyen enerjiniz hayatta yapabilecegim bircok seyin olduğunu hatırlattı.Bugün o kadar cok bahsettim ki sizden sevdiğim insanlara…İyi ki sizi tanıdım iyi ki tecrübelerinizi bizimle paylaşmak için bu blogu kurdunuz..Sevgiler…
Sevgili Başak,
Beni yazdıklarını öyle motive ettin ki, şimdi “haydi aya gidin” desen, füze yapıp giderim. Hem samimi takdirin, hem de örneklemler üzerinden görüşlerini çok net paylaştığın için ben çok teşekkür ederim. 🙂
İpek hanım blog siteniz “masanın öbür tarafından” direk bilgiler paylaşması nedeniyle çok çok faydalı. Zaten aldığınız ve aday olduğunuz ödüller bunu destekler nitelikte.Başarılarınızın devamını dilerim, c.v. mi mailınıza göndersem varsa eksiklerimi gidermek açısından yorum yapabilir misiniz acaba?
Sevgili Murat, taksirin için teşekkür ederim. Elbette özgeçmişini gönderebilirsin. Sevgilerimle,
Merhaba Ipek Hanim,
Sitenizle yeni tanistim. Paylastiginiz bilgiler icin cok tesekkurler. Benim icin cok faydali oldu.
Ozgecmisimi yollarsam yorum yapabilir misiniz? Fikirlerinizi duymayi cok isterim.
Tesekkurler
Sevgili Elif, tabii ki yollayabilirsin 🙂
5. Dünya Gençlik Kongresi / 31 Temmuz-13 Ağustos 2010 da yapılacak etkinlikte görev almak istiyorum,bu konuda sizlerle mi iletişime geçmem gerekiyor,ya da başka birileriyle:)bu konuda yardımcı olursanız sevinirim..
Merhaba Musa,
Açıkçacı benim organizasyonla hiçbir bağlantım yok. Ama yazıdaki linkten organizasyon yetkilileri ile birebir bağlantıya geçebileceğini düşünüyorum. http://www.e-genclik.org.tr/tr/duenya-genclik-kongresi/5-duenya-genclik-kongresi-tuerkiye-2010.html
Sevgilerimle,
Merhaba,
Yaptığımız projeler, ya da üzerinde çalıştığımız herhangi birşey ilk başladığımız anda bize kesinlikle güzel bir güç verir. Sürekli arzularız. Fakat daha sonralarda eski gücünü yitirir. Özellikle iş alanında çekilmez bir hal alır bu durum hele de yaklaşan şu sıcak havalarda. Sizce üzerinde çalıştığımız projenin hala ilk günkü gibi heyecan vermesini nasıl sağlayabiliriz? Nasıl bir yöntem izlemeliyiz?
Teşekkür ederim.
Merhaba İbrahim,
Sorun çok güzel. Proje ekibi içinde yer alan liderlik seviyesi projedeki sinerjinin sürekliliği ile doğru orantılıdır.
Genel itibariyle proje ekiplerinde lider konumunda bir kişi yer alır. Lider dediğimiz kişi gerek bilgisi, gerekse yüksek motivasyonu sayesinde ekibe yön verir, inançlıdır, hedef odaklıdır, proje sürecinin sonuca ulaşmasını sabırla sağlar. Optimisttir.
Projenin başında liderlik yetkinliği üst seviyede olmayan bir kişi varsa, proje süresi uzadıkça ekip dağılacak, istek ve işi bitirme arzusu ve inanç azalacaktır. Liderlik becerisi olan kişilerin diğerlerinden farkı, kendi kendilerini ileri seviyede motive ederek bu enerji ve coşkularını ekiplerine yansıtabilmeleridir. Ekip proje süresi boyunca liderlerinin bitmek tükenmek bilmeyen üretme isteği ile tetiklenirler.
Eğer proje ekibinizin başında lider vasıflı bir kişi bulunmuyorsa o zaman uygulama durumsal liderliğe geçer, ki günümüzde durumsal liderlik çok geçerli kullanılan bir yöntemdir. Proje ekibi içindeki her birey gerek teknik, gerekse davranışsal olarak kendi uzmanlık alanında bir liderdir ve kendisini etkileyen diğer unsurları tetiklemek, ilerletmekle sorumludur. Ekibinize durumsal liderlik yaklaşımını getirebilirsiniz.
İpek Hanım merhaba
Öncelikle size çok teşekkür ediyorum. Bu blog ve paylaşımlar için…
Henüz yolun en başında ama sağlam bir İK’cı olmayı kafasına koymuş bir İK çalışanıyım. Hem ben mesleğin başındayım hemde şirketimizde İK kavramı çok yeni. Ne gibi zorluklar yaşadığımı da eminim tahmin ediyorsunuzdur. Şu an iş analizi mülakatlarını hazırlıyorum ve bu konunun uzmanlık gerektirdiğini ve ciddi bir planlamayla hareket etmem gerektiğini bu aşamada yapılacak bir hatanın ileriki aşamalarda iş tanımlarını çıkarırken ya da iş değerlemelerini yaparken daha büyük hatalara yol açabileceğini biliyorum. Bu konuda bir uzman gözüyle bana önereceğiniz her şey benim için çok değerli olacaktır.
Şimdiden teşekkür ediyorum…
Sevgili Şeyda,
İş Analizini İK teorisinde olduğu için değil, bir amaca hizmet etmesi için yap. Bu amaç nedir? Görev tanımlarını netleştirip, yetkinlikleri saptayıp, performans değerlendirme sistemini kurmak mı? Şirkette problemler yaşanıyor, bunları mı gidermek istiyorsun? Ücretlendirmeye temel oluşturmak mı hedefin? vs.
Kısacası İK sistemini kurgularken büyük manzarayı görmen lazım. İşe başlarken varacağın noktayı hesaplamalısın. Yani proje planını, içeriğini, zamanlamasını çok iyi yapmalısın. Firmanın büyüklüğünü bilmiyorum. Orta ölçekli bir firma olduğunu ve İK sistemini yeni inşa ettiğini düşünürsek muhtemelen firmada iş süreçleri hakkında sıkıntılar ve verimsizlikler yaşanıyordur. İş analizini yaparken bölümlerin birbirleriyle olan bağlantılarını, iş akışlarını iyi kurguılamanı tavsiye ederim.
Görev tanımlarını çalışanlardan iste ve onlardan aldıklarının üstünden geç. Neyi, neden, ne zaman, nasıl, nerede, kiminle yaptıklarını sor. Yapılan işlerin periyodlarını ve aldığı süreyi sorgula. İş sürecinde yaşanan sıkıntıları sormayı sakın ihmal etme. Çünkü senin gerçek işin işte bu aksaklıkları ortaya çıkarmak, iş ve insan kaynağını verimli kılmak. Yaşanan sıkıntıları kayıt altına aldıktan sonra mevcut görev tanımlarını bu sıkıntıları ortadan kaldıracak şekilde yeniden kurgula…
Bunlar bayağı zorlu işlerdir. Fazla tecrüben olmaması seni zorlayacaktır. Sakın pes etme 🙂
Önünde gidecek çoookk yol var, sana kolay gelsin.
Bu arada yaptığın işlerin arkasında üst yönetimin durduğundan emin ol. Onların tam desteği olmadığı sürece şirketin diğer bölümlerinde çalışan ekipleri İK süreçlerine doğru düzgün katamazsın. Onlar İKJ süreçlerini angaryao larak görürler. Hazin ama gerçek.
Sevgilerimle
Merhabalar İpek hanım,
Ben ziraat müh. bir firmada işe başlamıştım Satış Danışmanı olarak ama firmam beni HÜSEM de İK eğitimi aldığım için İK departmanın başına geçirdi daha doğrusu bu departmanı kurma ihtiyacı hissetmişler ve beni de şirkettin yapısını bilen ve böyle bir eğitim aldığım için bana teklif verdiler benim de aslında istediğim bir alan ve çok sevinerek teklifi de kabul ettim.Firmam gerekli eğitimlere beni yollayacak ,hatta danışmanlık hizmetide alacağız .Neyse lafı uzatmayım aslında bu hafta mulakata olacak ve deneyimsizim ne yapmamı tavsiye edersiniz?Benden ilk etapta çok birşey beklemiyorlar daha çok gözlemci havasında gireceğim.Yanlız şirketin bu departmandan beklentisi çok büyük ve benim de mahcup olmam gerekli .Bana tavsiyeleriniz ve önerileriniz olursa çok sevinirim yardıma ihtiyacım var….Çok teşekkür ederim.
Merhaba Mzihin,
İnsan Kaynakları yolundaki güzel gelişme için sizi tebrik ederim. Eminim iyi olacaktır. Öncelikli olarak size benim Mülakatlar & Testler bölümündeki yazıları okumanızı tavsiye ederim.
http://www.kaynagiminsan.com/category/mulakat-testler/
Orada işverenini mülakat öncesi, mülakat sırasında ve sonrasındaki sorumlulukları başlıkları ile üç makale var. Onları dikkatle okuyun. Sonra da diğer yazıları. Eimin size faydası olacaktır.
Adaylara güleryüzlü olmayı sakın ihmal etmeyin. Eğer seri şekilde soru üretemeyeceğinizi düşünüyorsunuz, elinizde soru kağıdı olsun.
İlk mülakatlarda heceyanlı olabilirsiniz, paniklemeyin. Unutmayın “the show must go on”
Başarılar dilerim.
İstediğiniz zaman bana yazın. Danışmanlık için de isterseniz görüşebiliriz.
Sevgilerimle,
İpek Hanım vakit ayrıp cvp verdiğiniz için teşekkür ederim.Size bir sorum daha olacak ;İyi kötü durumumu anladınız acaba bana tavsiye edeceğiniz uygulamaya yönelik(bol örnekli) kaynak varmı?Mesela öncelikle Mulaktlarla ilgili olabilir.İnterneti takip ediyorum ama onun dışında elimin altında bir kaynak olursa iyi olur diye düşünüyorum.
Danışmanlık fikrini üst yönetime açarım çok teşekkürler
Saygı ve Sevgilerimle
Mehmet Zihin.
Mehmet Bey,
Mülakat yapmak teknikleri harici çokça iş bilgisi, tecrübeye ve beceriye dayanan bir süreç. Sizin yapmanız gereken girecğeiniz mülakat etabından önce alacağınız pozisyonun iş analizini iyi yapmış olmak. Şimdi iş analizi nedir diye sorabilirsiniz, onu da öğrenmelisiniz. İnternette mülakat yapmak üzerine bolca kaynak var. Onları düzenli okuyun. Mülakat yapma yetkinliğinizin zamanla gelişeceğini unutmayın. Ama çalışın, şirketiniz, iş süreçleri üzerine çalışın.
Sevgilerimle,
Merhabalar İpek Hanım, bir araştırmam için yardımcı olur musunuz?
KONU: Asansör Mulakatı (İng: Elevator Pitch, Elevator Speech)
ASANSÖR MULAKATI (Konuşması) hakkında tam kapsamlı bilgi isteyecektim.
Asansör konuşması; nedir?, nasıl etkili bir asansör konuşması yapılabilir? nelere dikkat edilmelidir?, siz işyeri sahibi olsaydınız ve aynı asansörde 45 sn de kendimi size nasıl takdim etmemi isterdiniz ki, “tamam İK bölümünü arıyorum, ismini veriyorum, gerekli işlemleri yaptır, hemen işe başlayabilirsin” diye söylerdiniz?
Son olarak ASANSÖR MULAKATI (Konuşması) örneği varsa maille gönderebilirmisiniz? Konuşma örneği Video olabilir, konuşma metni olabilir veya v.b.
e-post: [email protected]
Şimdiden yapacağınız yardımlardan ve bana ayıracağınız değerli vakitlerinizden dolayı çok TEŞEKKÜR ederim.
Not: Ödevimi bu Perşembe (3 haziran) teslim etmem gerekiyor.
Sevgili Ahmet,
Belirttiğin şekilde ödevlere yardım etmiyorum.
Sevgilerimle,
ASANSÖR KONUŞMASI
Değerli Arkadaşlar, yoğun çalışmalar sonucu elde ettiğim profesyonel bilgilerle ASANSÖR KONUŞMASI (Elevator Pitch, Elevator Speech) hakkında bilgi verebilirim. merak eden, ilgilenen, ÖDEVİ OLAN, çalışması olan herkese yardımcı olurum. Tarafıma mail atmanız yeterli olacaktır. Her türlü yardım için elimden gelen herşeyi yaparım.
“Kim bir ilimden sorulur, o da bunu gizlerse, yardımcı olmazsa, Kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenir.” (HADİS-İ ŞERİF)
e-post: [email protected]
Sevgili Ahmet,
Senin gibi o kadar çok kişi ödev yapmak, tez yazmak için yardım istiyor, hatta ödevini bana yaptırmak istiyor ki, şaşırıyorum.
Bu yaptığının iki kötü olarak nitelendirebileceğin durumu var:
1. Sen nasıl bir öğrencisin? Sen öğrenmek mi istiyorsun, kolay yolla sorumluluğu savsaklamak mı? Internet’ten, kitaplardan araştırırsıın, ödevini yaparsın. Bu para karşılığı bir başkasına ödev yaptırmaktan farklı değil. Tek fark ben”bedavayım”, değil mi?
2. Dini, kendi bana göre şu an itibariyle ahlaksız olan girişimlerine malzeme etme. Allah katında bana göre sen “tembel olansın”. Şimdi git tembeller için söylenmiş hadis-i şerif araştır, oku ve düşün.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek hanım,
İpek hanım Görev/İş Tanımlarının olduğu site veya kaynak varmı?
Merhaba MZihin,
Elbette var. Ama bunu yazılı kaynak olarak veremem. İngilizce olmak üzere birçok sitede görev tanımı örnekleri bulabilirsiniz. Mesela
http://www.hrvillage.com/jobdescriptions.htm
http://www.businessballs.com/jobdescription.htm
http://www.humanresources.hrvinet.com/free-sample-job-descriptions/
Sevgilerimle,
Merhaba Hocam
şuan için bir sorum yok sadece sizinle tanıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum öncelikle kendi çabalarıma ve sonra da beni size ulaştırdığı için Eğitişim e çok teşekkür ederim.
Minik Yaprak a öpücükler İlhan beye de saygılar
tabiki siz değerli insana da…
Sevgihili hardav,
Değerli mesajın için çok teşekkür ederim, beni çok mutlu ettin. Ben de sizinle birlikte olmaktan büyük keyif aldım. Duygularımız karşılıklı 🙂
Sevgilerimle,
Merhabalar İpek Hanım,
Ben Onur Can. Size İtalya’nın Pisa şehrinden yazıyorum. Şu anda Pisa Üniversitesi’nde ” Şirket Yöneticiliği ” üzerine yüksek lisans yapıyorum. Çok değil sadece iki gün önce, İnsan Kaynakları Yönetiminin geleceği üzerine bir araştırma yaparken sizi ve sitenizi tanıdım. Açıkçası böylesine geniş bir alanda, her aşama üzerine oldukça ilgi çekici ve gerekli konulara değinmiş, soruları cevaplamış, bilginizi bizlerle paylaşmışsınız. Teşekkür ederim. Bu noktada, ben de sizden yardım talebinde bulunmak istiyorum: mümkünse ingilizce ve türkçe özgeçmişlerime ve genel önyazıma göz atıp, yorumda ve tavsiyelerde bulunur musunuz? Türkiye’de tekrardan iş arama sürecine başlayacağım şu dönemde benim için gerçekten çok anlamlı bir yardım olacak. İlginize çok teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.
Saygılarımla,
Onur Can
Sevgili Onur Can,
Destek verebilirsem ne mutlu bana. Lütfen özgeçmiş ve ön yazını [email protected] gönder, en kısa sürede sana dönüş yapayım.
Sevgilerimle,
merhaba ipek hanım. ben şuanda işletme fakültesi işletme bölümü 4. sınıf öğrencisiyim ve kariyer hedefim ik yönetimi. ama biraz sıkıntım var bunlardan biri okuduğum üniversite anadolu üniversitesi yani açık öğretim bunun bir sakıncası olur mu . ikincisi bu okuduğum okul 2. üniversitem. daha önce okuduğum okul şuanda çalıştığım iş üzerine bir okuldu hiç istemediğim bir bölümdü ama mecbur kaldım. üçüncüsü 1983 doğumluyum ve ik departmanına geçiş için yaşım ilerliyor gibi geliyor bana.
sorum şu olacak ipek hanım;
bu verdiğim bilgiler doğrultusunda ik departmanına geçebilme ve ilerleme ihtimalim ve geçebilmemde bir mahsur yoksa geçebilmem için yapmam gerekenler nelerdir.
şimdiden çok teşekkür ederim…
Sevgili Orka İzmir,
İnsan Kaynakları mesleğine girmek için bana göre yaşının büyüklüğü senin için bir fırsat olabilir. Çünkü ileri yaş olgunluk ve daha bilinçlenmiş bir kişilik demek. Elbette İK konusundaki bilgi birikiminle ancak yaş faktörünü avantaja dönüştürebilirsin. Peki bilgi birikimi için ne yapmalıyım dersen? Benim “Kitap ve Linkler” kategorisinde vermiş olduğum kitapları satın al, oku, linkleri incele. Kitapçııların İş Yönetimi bölümleri en uğrak yerlerden biri gelsin hayatında. Kendine İK ve iş yönetimi ile ilgili mümkün olduğunca geniş bir kütüphane kur. Kitapları dikkatle incele. Web üzerindeki İK sitelerini bul, oku, takip et. İngilizcen var ise yabancı kaynaklara web üzerinden ulaşmayı ihmal etme.
Eğer bütçen var ise İK ile ilgili sertifika programlarına katılabilirsin.
Ama herşeyden önemlisi İK konusundaki isteğini kaybetme, kendini sürekli İK konusunda bilgilendir. Pratikte İK yapmıyor olmak belki seni demoralize edebilir ama düzenli olarak kendi kendine İK konusunda yürüteceğin çalışma okuduklarını, incelediklerini sindirmeni ve hayatına dahil etmeni, İK ile yaşamanı sağlayacaktır.
Son olarak eğer yazı yazmayı seviyorsan, sen de benim gibi bir İK blogu açıp yazılar yazabilirsin. Yazı yazmak bireysel gelişim için en faydalı araçlardan biridir. Ayrıca olası iş arayışında bir İK blogu sahibi olduğunu söylemen senin için artı puan olur.
Sevgilerimle,
ipek hanım gerçekten çok teşekkür ederim vermiş olduğunuz bilgilerden ötürü. gerçekten beni kaybolmuş umudumu tekrardan canlandırmak için süper motive ettiniz.
izmirde yaşıyorum ve burada bulunan özel istihdam büroları tarafından ege üniversitesi ve dokuz eylül üniversitesi onaylı sertifika programları var. ama turizm sektöründe olduğum için sanırım sezon sonu bu şansımı deneyeceğim ve blog açmak gerçekten çok güzel bir öneri.
önerilerinizi dikkate alacağım ve vermiş olduğunuz fikirlerle bana yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim…
saygılarımla…
Merhaba İpek Hanım,
Eğer uygunsa cv mi size gönderip fikirlerinizi almak istiyorum.
Sevgili e.k.
Elbette gönderin, bakalım. [email protected]
Sevgilerimle
Merhaba İpek Hanım,
İnsan kaynaklarında staj yapacak birisine neler tavsiye edersiniz?Bu süreci en iyi nasıl değerlendirebiliriz?
Teşekkürler,,
Merhaba Burcu,
Öncelikli olarak yanında defter ve kalemin hep olacak., hep not alacaksın.
Staja başlamadan önce İK teorisi kapsamındaki başlıkları çıkart. Örneğin Kaynağım İnsan’nın kategorileri (sağdaki renkli etiketler) bu konuda sana yardımcı olabilir. Sonra staj yaptığın şirkette bu başlıkların varlığını, bu konuda neler yapıldığını gözlemle, sor, öğrenmeye çalış.
Her şirkette İK fonksiyonları çok aktif kullanılmıyor. Sen mükemmeli arayacaksın elbet ama belki bazı soruların yanıtsız kalacak. Üzülme, şaşırma, motivasyonun kırılmasın. Her şirketin farklı bir yoğurt yiyişi vardır.
Bölümde hali hazırda projeler yürüyorsa onlarda çalışabileceğini, kağıt kürek işlerini istekle yapacağını söyle. Bu sayede çok bilgi edinebilirsin.
Sana verilen hiç bir işten kaçma. İyi iş, kötü iş diye birşey yoktur. Stajyerler her işi yaparlarsa, işe burun kıvırmazlarsa değerlenirler ve giderek onlara daha nitelikli işler verilir.
Sürekli soru üret, sor. Ama tabii ki insanları da sık boğaz etme.
Hep güler yüzlü ol. Hiç somurtma.
Herkesin ismini çabuk öğrenmeye çalış. Hitaplarında saygılı ol.
Ne kadar içten ve verici olursan, staj süresinden de o ölçüde verim alırsın. Sakın unutma.
Sana iyi stajlar dilerim 🙂
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Kaynağım İnsan ile Facebook’taki GMC sayfasındaki link ile tanışmış oldum. Sitenin tamamını incelememe Soru-Cevap kısmınız tatlı bir engel oldu. Çünkü İK hakkında ne zamandır sormak istediğim sorularım vardı ancak tecrübeli bir İKcı ile karşılaşmamıştım. Samimi yaklaşımınız ve net cevaplarınızdan dolayı soru sormak için heyecanla yanıp tutuştuğumu söyleyebilirim 🙂
İki sorum olacak:
1. Ben ve çevremin tecrübeleri sonucu İK yöneticilerinin ve firmaların işe alımlarda aslında ne aradıklarını tam olarak bilemediğini yargısına kapıldım. Tıpkı alışveriş yaparkenki gibi “şusu da olsun, busu da olsun ama mutlaka bu fiyata olsun” gibi bir anlayış sezinliyorum. Firma içerisinde hiç kullanılmayacak özellikler bile elemek için kullanılabiliyor. Acaba siz kendi çevrenizde böyle bir “all-in-one” sevdası gözlemliyor musunuz?
2. Benim için firmanın yönetim anlayışı gerçekten çok önemli. İyi yönetilmeyen bir firmada iyi bir maaş yerine İyi yönetilen firmada orta bir maaşı düşünmeden tercih edebilirim. Firma anlayışının önemli göstergelerinden birinin İK Yöneticisinin kalitesi ve vizyonu olduğunu düşünüyorum. Başarının anahtarının insanların uyumlu ve sonucunda verimli çalışması olduğuna inanıyorum. Sonuçta böyle bir ortamın başarılı bir İKcı’nın elinden çıkacağı ortadadır. Bilmiyorum yanılıyor muyum? Firmaları değerlendirirken “sözde İKcılar” ile “gerçek İKcılar”ı ayırt edebilmeyi kolaylaştıran ipucuları verebilir misiniz?
Son olarak samimiyetinizden aldığım güçle size CV’mi gönderiyorum. Özenerek hazırladığım için değerli görüşlerinizi gerçekten merak etmekteyim.
Değerli zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim.
Merhaba Desir,
Kaynağım İnsan’a gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Sorularınıza gelince;
1. Eleştirinize kimi zaman katılıyorum. İnsan Kaynakları bölümlerinin ana işi şirketin, bölümlerin nasıl, hangi niteliklere,yeteneklere sahip insan kaynağına ihtiyacı olduğunu tespit etmektir. Bu tespiti İK bölümleri elbette şirketin strajeji ve hedefleri doğrultusunda yapar ve ilgili bölümler, yöneticiler ve kadrolar ile çalışır. Ben de zaman zaman yürüttüğüm personel arayışlarında yöneticilerin yersiz, gereksiz İK nitelik ve yetenek talepleri ile karşılaştım, karşılaşıyorum. İşte o zaman zaten İK bölümlerinin iş bilirliği ortaya çıkıyor. İK’cılar her zaman “neden” diye sormak zorundadır. Siz de bir cep telefonu satın alacakken belki hiçbir zaman kullanmayacağınız fonksiyonları olan bir modeli tercih ediyorsunuz. Hatta çok para ödüyorsunuz. Bir sürü atıl teknoloji ile yaşıyorsunuz yıllarca. Aynı “her özelliği olsun, üstün olsun” beklentisi şirketlerde de oluyor. İK’cılar bu beklentileri kurumsal ihtiyaçlar çerçevesinde tanımlayamıyor, şekillendiremiyorsa derhal bu eksiğini tamamlamalıdır. Ama bir de İK böyle beklentiler içine giriyorsa, bu kritik bir iş hatasıdır.
2. Bir şirketteki İK uygulamalarının seviyesi üst yönetimin İK bilgisine ve İK fonksiyonlarına ayırdığı bütçeye paraleldir. Bir İK’cı vardır, çok niteliklidir ama projelerini bütçesizlik, üst yönetim desteğinin azlığı nedeniyle hayata geçiremiyordur. Bir diğer İK’cı ise çok vasattır ama bu vasatlığı ile bile elinin altında harcayabileceği parası vardır. Bu ikilem çok yaşanıyor. İK bir takım oyunudur. Nitelikli bir İK yöneticisi nitelikli bir ekip kurur, projeler üretir, şirketini adeta uçurur.
Nitelikli bir İK profesyoneli veya ekibi nereden anlaşılır diye merak ediyorsanız, son 5 yılda o ekibin hangi projeleri ürettiğini, hangilerini hayata geçirebildiğini, hangilerini güncellediğini ona/onlara sorun ve eğer kişi yönetici ise elbette bölümdeki çalışan sirkülasyon oranını öğrenin. Şirketlerin büyüklüklerine göre elbet proje sayısı farklılıklar gösterebilir ama bir İK bölümü bir yıl içinde irili ufaklı en az 3-4 proje çalışmış olmalıdır. Eğer çalışmamışsa günü kurtarıyordur, geleceğe yönelik çalışma yürütmüyordur. Sirkülasyon oranı ise o bölümün yöneticisinin liderlik ve bilgi/yetenek seviyesini gösterir. Liderlik, bilgi, yetenek seviyesi düşük olan yöneticinin bölümündeki sirkülasyon oranı yüksek olacaktır. Çünkü hiç bir nitelikli çalışan şirket istediği kadar büyük olsun, kötü bir yönetici ile çalışmak istemez.
Sevgilerimle,
Bir önceki mesajımda desir olarak çıkmış. Profilimden ayarladım diye düşünüyordum. Neyse önemli değil 🙂
Yanıtınız için çok teşekkür ederim İpek Hanım, kendi adıma oldukça bilgilendirici oldu.
ipek hanım özür dileyerek tekrar sizi rahatsız ediyorum. ama size cv ve ön yazı mı yollasam düşüncelerinizi ve hatalarımı ve düzeltmem gereken yerleri söyler misiniz?
şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim. iyi çalışmalar dilerim
Sevgili Orka,
Özgeçmişinizi bekliyorum. 🙂
teşekkür ederim. hemen yolladım yorumlarınızı bekliyorum.
İpek hanim merhaba,
Oncelikle yardimseverliginiz icin sizi kutlarim. Gercekten cok faydali bir platform olusturmussun. Kendimi surekli Ingilizce sayfalardan yardim aldigim icin biraz sucluyorum suan dogrusu. Yanibasinizdakini gorememek bu olsa gerek…
Ben de yaklasik iki bucuk aydir is ariyorum ve gorece secici davraniyorum diyebilirim suana kadar. Ancak cok ciddi bir baski var uzerimde ve acaba dogru mu yapiyorum diye kendime sormaya basladim. Cunku herkes is hayatina bir yerden baslamak gerektigini ve ileride istedigim pozisyonlar icin firsatlarin mutlaka cikacagindan dem vuruyor. Bense nasil baslarsam oyle devam etmekten korkuyorum. Idealist biriyim ve istemedigim bir iste calismak cekici gelmiyor. Kariyer hedeflerime uygun bir pozisyon ariyorum ve hala da gorusmelerim oluyor. Size sorum acaba is hayatina bircok insanin dusundugu gibi bir yerden baslayip ondan sonra mi firsatlari kovalamam lazim? Yoksa firsatlari istedigim bir pozisyonda calisirken kendim mi yaratmaliyim? Ya da suan aklima gelmeyen baska bir durum da olabilir. Yani kafam karisik. Gelecegimle ilgili onemli bir karar verme asamasindayim ve ne yapsam diye dusunuyorum. Bunun yaninda eger degerli zamaninizi ayirip ozgecmisimi de inceler ve fikirlerinizi benimle paylasirsaniz cok sevinirim. Simdiden yardimlariniz ve zaman ayirdiginiz icin cok tesekkurler…
Sevgili Scorpius,
Lütfen bana özgeçmişini gönder. Ardından konuşalım. e-posta adresim [email protected]
İyi akşamlar Sayın Aral,
Size bir sorum olacaktı.
Amaç : Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak için :))
Soru : Bir firmada çalışırken, bir diğer firmadaki cazip iş fırsatını nasıl değerlendirebiliriz, bu geçiş süreci sizce nasıl olmalı?
Sevgili Yoldaş,
Böyle bir geçiş yapmayı düşünüyorsanız size teknik bir yaklaşım önereceğim. Önce mevcut işiniz, sonra da transgfer olacağınız iş için SWOT analizi yapın. Mevcut işinizin güçlü-zayıf-fırsat ve tehdit içeren yanlarını açık gönüllülük ve fikir ile sıralayın. Sonra yeni iş imkanı için bu tekniği her boyutu ile yapın. Boyutlar derken kurumları aşağıdaki maddeleri göz önünde bulundurarak inceleyin:
1. Yöneticinizin niteliği
2. Görev tanımınız
3. Kişisel gelişim
4. Kariyer fırsatları
5. İş arkadaşlarınız
6. Maaşınız – ödüllendirme
7. Sosyal haklarınız
8. Eğitim imkanları
9. Çalışacağınız ortamın fiziksel koşulları
Bu maddeleri iyi düşünün ve iki tablo yapın. Sadece macera olsun, sıkıntı gibi çok da ikna edici olmayan nedenlerle istikrarınızı bozmayın.
Dilerim en doğru kararı verirsiniz.
Sevgilerimle,
iyi günler diliyorum.Hacettepe Üniversitesi sosyoloji bölümü 3.sınıf öğrencisiyim.insan kaynakları alanında kariyer yapmak istiyorum.Mezun olmadan insan kaynakları sertifikalı programına gitmek,ingilizcenin yanısıra 2.bir dil öğrenmek istiyorum.Fakat hangi dilin benim için daha çok yararı olacağını bilmiyorum.Sizce insan kaynaklarında çalışabilmek için söylediklerimi yapmam yeterli mi ? tavsiye ettiğiniz bir yol var mı ? ve hangi 2.dil bana kariyer alanımda yarar sağlar ? şimdiden teşekkür ediyorum
Sevgili Pelinp,
İK konusunda sizin gibi sosyoloji, felsefe, psikoloji mewzunlarının en büyük eksikliği işletmecilik bilgisi üzerine oluyor. Bu nedenle bu bölümlerden mezun ve İK ile ilgilenen birçok kişi MBA yapma ihtiyacı duyuyor. Size de kendisini işletmecilik konularında geliştirmenizi öneririm. Örneğin piyasada “The Ten Day MBA” tarzı İngilizce veya benzeri Türkçe kitaplar var. Bu kitaplardan bir tane edinerek işletmecilik terminolojisini tanımaya başlayarak gelişim sürecinizi destekleyebilirsiniz.
İnigilizceniz iyi seviyede ise 2. dil olarak hoşunuza giden, kulağınıza hoş gelen, çalışırken nefret etmeyeceğiniz bir dili seçin. Sırf işinize faydası olur noktasından girmeyin. Dil öğrenmek zaten yaş ilerleyince zorlaşıyor, sonunu getiremezsiniz sevmeden. İkinci dil yarar sağlar mı sorunuza gelince …. bu size bağlı. Bende italyancaya başlamıştım ve o dönemde İtalya’da yüksek lisans yapmak için bayağı bir girişimim olmuştu. Gerçekleşmedi ama İtalyanca öğreniyor olmak, o ülkeye yönelik algıları ve arayışları geliştiriyor. Pratikte ise işte pek yaradığını söyleyemeyeceğim. :/
İnsan Kaynakları sertifika programlarına gitmek veya İK üzerine yüksek lisans yapmak da seçenekleriniz arasında olacaktır.
Bu arada kendinize bir İK kütüphanesi kurmaya başlamışsınızdır eminim. 😉
Dilerim kariyeriniz aklınız, yüreğinizdeki gibi gelişir.
Sevgilerimle,
İpek Hanım Merhabalar,
Bana araç yönetmeliği hakkında bilgi veya kaynak lazım yardımcı olursanız sevinirim.
Merhaba Mehmet Bey,
Maalesef elimde hazır Araç Yönetmeliği bulunmuyor. Bu konuda size hızlı bir çözüm üretemeyeceğim. 🙁
İpek Hanım,yinede teşekkür ederim.
İyi çalışmalar…
Saygılarımla.
Merhaba İpek Hanım gerçekten süper bir insansınız.Sizi çok takdir ediyorum. Ben de sizden yardım istiyorum . Mail adresinize cv mi gönderebilirmiyim.
Sevgili Mucize 911,
Elbette gönderebilirsiniz. E-posta adresim [email protected]
Sevgilerimle,
merhaba.ben istanbul üniversitesi psikolojiden mezunum.rehabilitasyon merkezinde çalışıyorum 2 senedir.bu alanda eğitimlerim ve ciddi bir deneyimim oldu fakat yüksek lisans ve sonrasında iş yaşamım için insan kaynaklarını seçmeye karar verdim.şu an nerden başlamam gerektiği konusunda en önce yüksek lisansa yönelik hedeflerden bahsetmek sizce benim için hatalı mı olur?çok yabancı bir alandayım ve sadece üniversitede aldığım dersler kadar fikrim var İK hakkında.bana bu konuda gözümü açacak ve sağlam fikirler ya da en azından bana uygun olup olmadığını anlayacağım bir kaç kaynak,kitap,site vb şeyler önerebilir misiniz?
ve benim cv im önceki iş deneyimini göz önünde bulundurunca ne derece etkili olur İK’cılar için?çok teşekkürler 🙂
Sevgili Gülay Güler,
Psikoloji bölümü mezunlarının çok bulunduğu bir alan İK. Eğer bilgi altyapınızı güçlendirmek istiyorsanız konsatrasyon konunuz işletmecilik olmalı. Örneğin MBA yapabilirsiniz.
Bunlar haricinde İK kitapları okumak çok faydalı olacaktır. İstanbul Üniversitesinin Beta Yayınlarından çıkarttığı İK Yönetimi Kitabını alabilirsiniz. http://www.kaynagiminsan.com/2010/05/03/insan-kaynaklari-yonetimi-beta-yayinlari/
Bunun haricinde Kaynağım İnsan’ı baştan aşağı okumanızı tavsiye ederim. Ben sadece kitap bilgisi değil, güncel ve uygulamadan kaynakları yazıları bilgi ile harmanlayarak yayınlıyorum.
Bir İK bölümünde staj yapmak için de çaba içine girebilirsiniz.
Özgeçmişinizi cazip kılmak sizin elinizde. Tacrübelerinizi İK uzmanlarının ilgisini çekecek şekilde sunabilmelisiniz. Örneğin psikometrik testlerden, olası dahil olduğunuz araşatırmalardan bahsedebilirsiniz.
Karşınızda sizi bekleyen sürecin kolay olduğunu söyleyemem ama eğer bilinçli çalışırsanız çalışırsanız İK konusunda kendinizi yetiştirebilirsiniz. Kaynağım İnsanın Kitaplar ve Linkler kategorisini inceleyin örneğin.
Sevgilerimle,
İpek Hanım Merhaba,
İK alanında kariyerimi devam ettirmek istiyorum, bu alanda eğitim aldım. İş görüşmelerinde sürekli yöneltilen soru \Neden İK?\ oluyor.. Bu noktada doyurucu bi cevap veremediğimi farkettim.. O andan sonra görüşmenin çok kötü geçiyor olduğunu düşünüyorum bu da benim görüşmedeki motivasyonumu düşürüyor. Sizce bu soruya nasıl doyurucu bir cevap verebilirim? Şimdiden çok teşekkürler.
Sevgili E.K.,
Sen neden İK istiyorsun?
İnsanları mı çok seviyorsun?
İnsanların sınırsız beyinlerine dokunmayı mı istiyorsun?
Çok dinamik bir iş ve teori mi olduğunu düşünüyorsun?
Her bir insanın biricik-tek-eşsiz olması mı seni heyecanlandırıyor? (İnsan haricinde iş hayatında herşey çoğul)
Güleryüzlü, paylaşımcı, pozitif bir karakterin mi var?
Disiplinli ve sıkı takipçi misin?
Şirketinin en büyük değerinin (asset) idaresinden, gelişiminden, seçilmesinden sorumlu mu olmak istiyorsun?
Üst yönetimin stratejik iş ortağı olabilecek donanımda bir profesyonel olmak hedefi mi koydun kendine?
İnsanları analiz etmek, akıllı sorular üretmek konusunda kendini yetenekli mi görüyorsun?
İK üzerine ciddi araştırmak, okuma ve takip içinde misin?
….
Sorularım devam eder aslında.
Eğer yukarıdaki sorulara olumlu cevap veriyorsan, işte sen bu yüzden İK işine girmek istiyorsun. 😉
İK’cı olmak derin düşümek demek, derin düşünmeye hemen başlasan çok iyi olur 🙂
İpek hanım merhaba,
Ben mülakat sonrası teşekkür maili/mektubu konusunda size soru sormak istiyorum. Mülakat sonrası teşekkür maili yazılması konusunda tereddütte olsam da okuduklarımdan bunun yapılması gerektiği sonucunu çıkarıyorum. Sizin görüşünüz nedir? Mesela büyük firmalar sizce bu teşekkür maillerine önem verir mi ya da böyle bir ayrım yapabilir miyiz? Tabii bu İK profesyoneline göre de değişebilir. Bunun yanında bu konuda başka bazı sorularım var:
– Eğer teşekkür maili yazılması gerektiğini düşünüyorsanız bu mailin içeriği nasıl olmalı?
– Mülakatta kendimizi yetersiz gördüğümüz noktalarla ilgili yorum yapmalı mıyız?
– Yaptığımız bir hataya yönelik düzeltici bir açıklama yapmalı mıyız? Mesela; bir soruya alakasız bir cevap vermiş olabilirsiniz. Bunu düzeltmeye yönelik birşey yazmak ne kadar doğrudur?
Asağıdaki ve başka bazı linklerden okuduklarım kafamı karıştırdı ve size sorabileceğimi düşündüm. Bu linklerdeki tavsiyeler sizce ne kadar doğru? Yardımcı olursanız çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkürler…
Link 1:
http://kariyer-tavsiyeleri.monster.com.tr/mulakat-ipuclari/mulakat-sonrasi/etkili-bir-tesekkur-notu-yazabilmeniz-icin-bes-oneri/article.aspx
Link 2: http://www.isgorusmesirehberi.com/index.php/is-arayanlar-icin/gorusme-sonrasi
Merhaba Onur,
Mülakat sonrası işverene/İK’ya Teşekkür Mesaj veya Postası göndermek uygulaması Türkiye’de pek yaygın değil. Hatta hemen hemen hiç kullanılmadığını söyleyebilirim. Genelde adaylar mülakat sonrası sonucu merak ettikleri için telefon açarlar sadece.
Aslında işveren açısından adaylardan geçirilen görüşme ile ilgili feedback-geribesleme almak çok faydalı hatta görüşmeyi tamamlayıcı niteliktedir. Adaylardan şu an hiç bu nitelikte bir mesaj veya mektup almadığımızı düşünürsek, Teşekkür mesajı göndermeyi aday açısından İK nezninde diğer adaylara göre bir fark yaratma yöntemi olarak bile kabul edebiliriz. Birilerin bana bu şekilde mesaj gönderse bunu artı değer olarak şu an katardım.
Eğer siz bu farkı yaratmak istiyorsanız görüşme hakkındaki düşüncelerini, görüşme esnasında yeterince vurgulayamadığınızı düşündüğünüz noktaların altına kısaca çizebilirsiniz. Adı üstünde “teşekkür mektubu” olduğu için teşekkür etme amacından çok da uzaklaşmadan pozisyon için ne kadar istekli olduğunuzun altına bir kere daha çizebilirsiniz.
Görüşme esnasında bir dokuman/çalışmanızdan bahsetmiş olup bunlara dair bilgileri gönderebilirsiniz.
Sonuçta işe girmek hedefine ulaşırken kullanacağınız enstrümanları siz belirliyorsunuz. Ülkemizde Teşekkür mektubu bir kural değil, ama olumlu etki yaratacak bir enstrüman olarak … neden olmasın?
🙂
ipek hanım merhaba
benim sormak istediğim soru çoğu kişinin aklını kurcalayan birşey.. bir iş görüşmesne gittikten sonra olumlu/olumsuz geri dönüş olmadıysa firmayı arayıp süreç hakkında, görüşmeyle ilgili bilgi almak gerekir mi? eğer gerekirse nekadar süre sonra aranmalıdır? çoğu kişinin arada kaldığı konulardan biri olduğunu düşünüyorum, buyüzden sizin gibi bir uzmandan fikir almak istedim. teşekkür ederim. iyi günler.
Merhaba E.K.,
Aslen iş görüşmesi sonunda görüşmenin olumlu veya olumsuz sonucuna dair size nasıl dönüleceği söylenmemiş ise bu İK bölümünün eksiğidir. Örneğin ben şöyle derim:
“Eğer x tarihine kadar benden ikinci görüşme gün ve saatine yönelik bir telefon almaz iseniz bu pozisyon için bir ileri adımı sizinle atamıyoruz anlamına gelmektedir.”
Sonuçta adaydan telefon beklemesini isterim.
Eğer size hiçbir yöntem sunulmamış ise arayabilirsiniz. Kendinizi tanıtın ve görüşmenin sonucunu sorun. Böyle bir takip sizin iş için istekli olduğunuzun da göstergesidir. İK bölümü size bekleyin der ise, ne zaman sonuçlanacak acaba diye sorabilirsiniz. Eğer olumsuz bir durum varsa da öğrenmiş olursunuz. Bazen İK bölümleri tembellik yapabiliyor. Siz sürecinizi takip edin.
Sevgilerimle,
ipek hanım merhaba.endüstri mühendisliği 4.sınıf öğrencisiyim. paq pozisyon analiz anketi hakkında bir proje hazırlamam gerekiyor.makale,tez,kitap ya da kaynağı belli yollardan bilgi edinmem gerekiyor. sizin tecrübelerinizden faydalanmak istedim bu konuda.bana yardım edebilir misiniz?
Merhaba Utku,
Açıkçası internet üzerinden PAQ analizi hakkında çok fazla kaynakçaya ulaşabiliyorsun. Bence sen kendi proje çalışmanı ilk başta yap, sonra takıldığın bir konu olursa görüşelim. Bir mühendislik öğrencisi olarak senin şu anki görevin olan araştırma, okuma, derleme görevlerini yerine getirmelisin.
Sevgilerimle
İpek Hanım merhaba,
ben elektronik mühendisliğinden yeni mezun oldum ve yüksek lisans fırsatlarını araştırırken aynı zamanda uygun bir iş arıyorum. Size şunu sormak istiyorum: hemen her firma işe alım asgari şartı olarak en az 3 yıl iş deneyimi arıyor. Bazı firmalar süre belirtmese de en azından sektörde iş deneyimi arıyorlar. İK ların bu talebi sektörde yeni mezunlara yer olmadığının bir göstergesi değil midir? Oysa her yeni gelen nesilin dijital imkanlardan ve çeşitli olanaklardan yararlanarak eğitim gördüğü gerçeği, onları, işi daha çabuk öğrenen, girişimci, inovatif, kısaca daha nitelikli birer eleman yapmaz mı? Firmaların kolaya kaçarak hazır yetişmiş eleman arayışlarının ve eleman yetiştirmekten kaçınmalarının altında yatan düşünce nedir? Deneyimli eleman arayan bir firmayı yeni mezun birinin etkileme imkanı var mıdır? Yeni mezun birisi nasıl bir yol izlemelidir?
İlginiz için teşekkür ederim.
Sevgili sfkozclk,
Soruların aslen bütün yeni mezunların akıllarından geçenlere bir ayna, teşekkürler 🙂
Firmalar neden tecrübeli işnsan kaynağını tercih eder?
Çünkü:
1) Yeni insan kaynağını yetiştirme zaman, emek, para maliyetine girmek istemezler. Meslekte yeni bir kişinin işi öğrenip üretken hale gelmesi pozisyonun niteliğine göre 2 ay ile bir yıl arasında değişir. Ve bu maliyet birçok firmanın sürekli katlanmak istemeyeceği tutarlara ulaşır.
2) Yeni meslek hayatına giren çalışanların iş hayatında toy olmalarından dolayı biraz tecrübelendikten sonra istifa etme ve başka şirkete gitmeyi isteme oranları yüksektir. Bir şirket tecrübesiz insanı işe alır, ona bir yılını harcar ve adam işi öğrenip daha yüksek maaşlı bulduğu ilk işe gider. Birçok şirket bu olumsuz durumu yaşadığı için yoğurdu üfleyerek yemek ister. “Bir defa hata yaptım, bir daha olmayacak” der ve tecrübelisini aramaya başlar.
3) Aranan pozisyon boşalmıştır ve iş hacminin büyüklüğü ve ivediliği sıfırdan birini alıp yetiştirmeye tahammül edemez. İşi bilen birinin gelip acilen işi kaldığı yerden devam ettirmesi gerekir.
Bu üç ana nedenden dolayı şirketler tecrübeli insan kaynağını tercih eder.
Ben tecrübesiz olmak olumsuzluğunu yok etmek adına bütün üniversite gençlerine okul hayatları boyunca her yaz farklı şirketlerde staj imkanlarını araştırmaları ve kullanmalarını tabsiye ediyorum. Ayrıca part time işe de girilebilir.
Bunun haricinde gençlerin İngilzce dil bilgilerini geliştirmeleri çok önemli. Sizin ingilizce dil biligisi seviyenizi bilmiyorum ama “pek iyi değil” diyorsanız, hemen bu eksikliğinizi giderin.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Sorum şu şekilde olacak. Mezun olmak üzereyim, özgeçmiş hazırlama/güncelleme, iş arama/görüşmeleri vs. nasıl bir telaş içinde olduğumu tahmin edersiniz.
Geçenlerde yabancı bir telekom şirketine iş görüşmesine gittim. Açıkçası oldukça tedirgindim, neden bilmiyorum. Normalde oldukça soğukkanlıyımdır ve staj, grup mülakatları vb. sayarsanız 4. mülakatımdı (ilk 3’ü olumlu sonuçlanmıştı). Çok geniş bir yelpazede, pozisyon ile ilgili olsun olmasın sorular soruldu, bir kısmını doğru cevapladım, bir kısmını bilmediğimden doğal olarak “hayır bilmiyorum” şeklinde cevap verdim. Bu noktada açıkçası yetkililerin yüz ifadelerini beğenmedim. 🙂 Sorum bu noktada olacak, bilgimizin eksik olduğu (ve özellikle de sorulan soru internet aracılığıyla en fazla 1-2 dakikada öğrenilecek/hatırlanacak tipte bir soruysa)
“hayır bilmiyorum” şeklinde cevap verip geçmeli miyiz, ne şekilde cevap vermeliyiz, açıkçası durumu nasıl kurtarabiliriz 🙂 bu konudaki fikriniz nedir?
Bir diğer ricam, üstte de yapılmış, size bir özgeçmiş göndersem, değerlendirebilir misiniz? Doğru/yanlış/eksik kısımlar ve her türlü yorumunuzu duymak isterim. Çok teşekkürler.
Merhaba Eren,
Özünde bir kişi bir konuyu bilmiyorsa, “bilmiyordur” ama bunu bilmiyorum diye ifade etmek yerine daha yuvarlak cevaplar üretilebilir. Örneğin senin yazdığın gibi “altyapım var, bir iki gün içinde hakim olabileceğim bir konu” gibi vaadde bulunan, pazarlama içerikli cevaplar üretmek daha etkili olabilir.
Özgeçmişini gönderebilirsin tabii ki 🙂
Merhaba İpek Hanım,
İK konusunda aydınlatıcı bilgileriniz için öncelikle teşekkür ederim.Bende geleceğin İK yöneticisi olarak size bir kaç soru sormak istiyorum.Birincisi;İK departmanı için dinamik,sürekli gelişen ve değişime açık diyoruz.Ancak bazı şirketlerin İK’larına baktığımda aksini görüyorum.Belli bir sisteme oturtulmuş,ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu bilinmeden işler yürütülmeye çalışılıyor.İnovasyon,teknoloji gibi kavramlar sadece sözde var gibi.Böyle bir yerde bulunan İK yöneticisinin tek başına nasıl bir tutum sergilemesi gerekir?Kalıplaşmış kurallarla mı hareket edilmeli yoksa imkanların elverdiği ölçüde değişime mi gidilmeli?İkincisi;İK uygulamalarının elbette her yerde aynı olmasını bekleyemeyiz fakat genel kabul görmüş başarıya ulaşmış İK politikalarını her kurumda kullanabilir miyiz?Üçüncüsü ve benim için önemli bir nokta,İK’da çalışırken yönetici,uzmanlık konumlarına kadar yükselmek istiyorum ancak beni düşündüren bu noktaya nasıl gelebileceğim sorusu?Sadece performansa göre mi değerlendirilir yoksa çalıştığın kurumda geçirdiğin süre dahilinde mi yapılır?
Sevgili Burcu,
Öncelikli olarak sorduğun sorulara ben ertesi gün cevap vermiştim. Ancak sonrtasında blogda teknik bir problem yaşandı ve soru cevap bölümündeki kayıtlı sorular silindi, hepsini geri getirmeye çalışırken ben verdiğim son cevaplar silinmiş. Ve ben bu silinmeyi bugün farkettim. O nedenle yanıtımın sana geç ulaşıyor, üzgünüm.
Sorularına gelince:
1. Bir İK yöneticisinin ar-ge bilinci ileri seviyede olmalıdır. Şirketin bütün iş süreçlerine hakim olmak ve teknolojinin nerelerde, nasıl kullanılabileceğini bilmek bir İK’cının sahip olması gereken bilgilerdendir. Dolayısıyla sözde olan teknolojii inovasyonları reele çevirmek bir İK’cının akıllı yönlendirmeleri ile olabilir. Ama tekrar altını çiziyorum, İK’cının şirketin bütün iş süreçlerine çok hakim olması ve üst yönetimin stratejik iş ortağı konumunda bulunması gerekir.
2. Biz İK’cıların sahip olması gereken İK teorik altyapısının şirketlerde nasıl uygulamaya geçirileceği İK’cının becerisi, başarısıdır. Birçok İK fonksiyonu bütçelidir. Bizlerin yaşadığı en büyük problem bütçe eksikliğidir. Bütçe gereksimi işgücü, eğitim, teknoloji, danışmanlık satınalmalarında yaşanır. Ama genel itibariyle minimum bütçelerle bir İK’cı ana sayılabilecek bütün İK fonksiyonlarını hayata geçirebilir.
3. Performans ve şirketin stratejik hedefleri doğrultusundaki büyümesi sana kariyer yolu açar. Genelde her 50 beyaz yaka için bir İK uzmanı denkliğini kurabiliriz. 50 kişilik bir firmada altına bir kişi alıp İK’da pozisyon arttırmayı düşünmen hayaldir. Ama 10 kişinin olduğu bir İK departmanında yüksek performans gösterirsen sen terfi edersin. Burada kıdem de kimi şirkette çok önemli oluyor. Yani özünde bu soru içinde bulunduğun şirketin yapısına göre şekillenir.
Merhaba İpek Hanım,
Benim merak ettiğim bir şey var. Firmaya dışarıdan gelen bir müdüre neden firma içinden yükseltilen birinden daha yüksek maaş verilir?
Sevgili Smmmfaruk,
Bu yaşnan durumun ana nedeni şirketin standardize olmuş bir ücretlendirme skalası, ücretlendirme sistemi olmamasıdır. Ücretlendirmeler tümüyle üst yönetimin keyfiyeti ile yürür. Böyle şirketlerde üst yönetim ünvan verirken gereken/beklenen ücret artışını çalışanına yapmaz. Bu konuda işgören aslen mağdur duruma düşürülür. Standardize olmuş ücret skalası olmayan şirketler için içeriden terfi ettirmek her zaman daha ucuzdur. Çünkü kişi düşük maaşla belki 7 yıl önce çalışmaya başlamıştır. Senelik zamlarla maaşı artmıştır. Kişi 7 yılın sonunda terfi aldığında göstermelik bir zam verilir. Ama şirket sokaktan eşdeğer nitelikte birini almaya kalksa gelen aday içerideki adamdan iki katı fazla para ister ve şirket ihtiyaçtan dolayı bu ödemeyi kabul etmek durumunda kalır.
Bu nedenledir ki, birçok genç gerek ünvan, gerekse maaş artışı sağlayabilmek için 2 – 4 yılda bir şirket değiştirirler. Çünkü bu yolla aynı şirkette belki 10 yıl içinde alamayacakları pozisyon ve maaş seviyesini çok daha önce elde ederler.
Merhaba İpek Hanım,
Özel bir hastanede insan kaynakları asistanıyım. Sorum şu olacak, kurum içi verilen eğitimler alındıktan sonra personeli 1 ay süre gözlemleyip objektif değerlendirebilmek adına nasıl bir uygulama yapılabilir. Bu eğitimler idari personeli ilgilendiriyor tabi.. Örnek kasa görevlisi, hostes sorumlusu, pazarlama sorumlusu vb.
Teşekkürler.
Merhaba Filiz,
Verilen eğitimin geri dönüşünün ölçümlenmesi adına dünyada iki ana teori var: Kirkpatrick modeli ve Kirkpatrick teorisinin geliştirilmiş hali Phillips modeli. İnternette bu teorileri araştır lütfen.
Özünde ise İK bir kişiyi eğitime göndermeden önce Bu eğitime kişinin neden gittiğini, bu çalışanın eğitime gönderilmesinin amaçları ve öncül hedefleri belirlenir. Ardından gidilen bu eğitime gidildikten sonraki bir yıl ve iki yıl sonrası durumlar kayıt altına alınır.
Teknik ve mesleki eğitimlerinin geri dönüşünün ölçümlenmesi kolaydır. Ama davranışsal eğitimlerin geri dönüşünün sayılar ile ölçümlenebilmesi zordur.
Bir form düzenlemelisin özetle ve şu başlıklar olması:
Eğitime giden kişi:
Hangi eğitim?
Eğitime neden ihtiyaç duyuldu?
Eğitime gönderilmesindeki amaç nedir?
Eğitime gönderdikten sonra neleri hedefliyoruz?
Eğitime gittikten sonraki 1. yıl ne gibi gelişmeler yaşandı?
Eğitime gittikten sonraki 2. yıl ne gibi gelişmeler yaşandı?
bir işyerinde 4857sayılı kanun kapsamında işçi statüsünde çalışmaktayım. istifa edersem işyerine kaçgün önceden bildirmem gerekiyor bildirmezsem eğer yasal bir zorunluluğu varmı eğer hemen istifa etmek istiyorsam ne yapmam gerekir
Sevgili aşk12;
Aşağıdaki ihbat önelleri kapsamında işten çıkışını önceden haber vermen lazım.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi, süreli fesih (bildirimli fesih) başlığı altında bildirim süreleri ile bildirim sürelerine uyulmaması halinde tazminat ve tazminatın hesaplama biçimi hakkında bilgi içermektedir.Buna göre;
“Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. İş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.
Merhabalar,
Kaynağım İnsanı yaklaşık bir buçuk aydır takip etmekteyim. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde bi arkadasımın önerisiyle takibe başladım.
Sormak istediğim konu “yüksek lisans.”
Afyon Kocatepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman mezunuyum. Askerliğimi bitirdikten sonra Bursa’ da iş aramaya koyuldum yaklaşık bir buçuk aydır aramaya devam ediyorum.
Bir vakıf üniversitesii Bursa’da yüksek lisans programları açıyor. Bu programlardan biride Uluslararası Ticaret alanında yüksek lisans.
Sizce tezsiz yüksek lisansın özel sektör için her hangi bir yararı olur mu? Bu konuda farklı söylemler var. Bazı insan kaynakları uzmanları dış ticaret alanı için yapılacak yüksek lisansın hiç bir yararı olmadığını, işe alımlarında ikinci, üçüncü hatta dördüncü planda olduğunu, tecrübenin her zaman öncelik olduğunu söylüyorlar.
Ya siz ne düşünüyorsunuz?
Yardımcı olabilirseniz çok memnun olacağım.
SAYGILARIMLA
Sevgili bkb1988,
Eğitim hiçbir zaman ‘yararsız’ diye nitelendirilemez. Bunu ilk başta belirteyim.
Yüksek lisans yapmak için hangi konuyu seçmek istediğini iyi düşün. Uluslararası ticaret yüksek lisansı kapsamında hangi dersler okutuluyor aratır. Sen dış ticaretçi mi olacaksın? Satış tarafı mı, operasyon tarafı mı, buna karar ver. Sadece okumuş olmak için yüksek lisans derecesi almanın bir anlamı yok. Uzmanlaşmak istediğin konuda yap yüksek lisansını.
Biz İK’cılar üniversite mezunu arkadaşlara ilk başta bir iki yıl çalışın, sonra yüksek lisans yapın diyoruz. Neyi sevip, neyi istemediğini anlayın. Sen de acele etme yüksek lisans için. İş hayatına gir, sonra yaparsın. Ben senin yerinde olsam böyle yapardım.
merhaba ipek hanım ben salise blogunuza yeni kayıt oldum.bugün sizi dinleme sansı yakaladım.lefke avrupa universitesinde bilgisayar muhendisligi 3.sınıf ogrencisiyim.konusmanız,iş hayatınızda yasadıgınız degişimler anlattıklarınız beni cok etkiledi.yeniden gelecegime dahada umutla bakmamı sagladınız.yanınıza gelip sizinle bizzat konusmak isdedim fakat gitmiltiniz o yuzden birebir tanısamadık.size sormak isdedigim sorum ise ben suanda bilgisayar muhendisligi okumam ragmen bolumumu severek okumuyorum ve master yaparak degisik alanlarda ugrasmak isdiyorum.ales sınavına hazırlanıp girdim.sozel puanım 72 geldi;fakat ne yonde master yapacagıma karar veremedim.bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz?sizin gibi fikir ve dusuncelere sahip birinde yardım almak beni sevindirir simdiden cok cok tesekkuur ederim.umarım yeniden bir seminerinizde bulunma sansını yakalarım.rica etsem sorumu yayınlamassanız sevinirim.. sevgiler..
Sevgili Salise,
Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okuman, IT teknik altyapısına sahip olman seni bu sektörün örneğin satış, pazarlama, İK, satınalma gibi konularında kolayca çalışmanı sağlayabilir.
Sana tavsiyem satış, pazarlama, İK gibi değişik disiplinlere ait bir iki kitap alman ve okuman. Bakalım hangisi hoşuna gidecek. Hoşuna giden konu üzerine yüksek lisans yapabilirsin.
Ben bu tip seçim yapma durumum olduğunu ilgimi çekebilecek konular hakkında bilgilenmeye çalışırım. Senin de yapmam gereken bilgilenmek.
Merhaba İpek Hanım,
Uzun zamandır sitenizin takipçisiyim.
Sosyal Medyada İnsan Kaynakları ve İşveren Markası konulu konuşmanızı dinlemeyi çok istememe rağmen katılamadım.
Tekrardan İstanbul’da işveren markası ile ilgili bir konuşmanız olup olmayacağını öğrenebilir miyim?
Saygılar.
Sevgili NS,
Kaynağım İnsan’ı takip ettğiniz için teşekkür ederim. Mayıs Sonunda “Sosyal Medya ve İnsan Kaynalarıé konu başlığı ile bir zirve düzenlenmesi planlanıyor. Orada açılış konuşması ve panel yöneteceğim. Detaylı bilgileri organizasyon netleşince Kaynağım İnsan da paylaşacağım. 🙂
merhaba, ben hukuk 1. sınıf öğrencisiyim ve geleceğe yönelik kendimi nasıl yetiştirmem gerektiği hakkında pek bir düşüncem yok.ileride donanımlı bir hukukçu olmak istiyorum.şu an sadece bulduğum, bana uygun olduğunu düşündüğüm seminerlere katılmaya çalışıyorum.kendimi hukuk alanında geliştirebilmem için başka ne tür yöntemlere başvurabilirim?ayrıca hukukta yabancı dilin bana etkisi ne olur ve yabancı dil açısından da sizce kendimi ne ölçüde yetiştirmeliyim yardımcı olur musunuz?sorumun yayınlanmasını istemiyorum şimdiden teşekkür ederim..
Sevgili Bengisu,
Hukuk zaten çok çalışma gerektiren bir bölüm. Dolayısıyla öncelikli olarak derslerini iyi takip et ve çalış. Bunun ötesinde senin de belirttiğin İngilizce dil bilgisi hukuk için de çok önemli. Çünkü biz kendi hukuk sitemimizi ağırlıklı batı hukuku üzerinden geliştiriyoruz. Onları okuyabilmen, anlayabilmen yani günceli takip edebilmen için teknik ingilizcenin olması şart. Derslerin haricinde bana göre İngilizcene titizlenmen en iyi seçim olur. 🙂
merhaba ben uluslararası ilişkiler okuyorum ve bölümüm de çok iyi bir yere gelmek istiyorum ve bunun için neler yapmam gerektiğini bilmiyorum bu konuda yardım ederseniz çok sevinirim ayrıca seneye staj yapmak istiyorum ve bu konuda da pek bi bilgim yok nerelere başvurmam gerekiyor yardım ederseniz çok sevinirim
Sevgili Şerife,
Öncelikli olarak yabancı dil bilginin çok iyi seviyede olması gerek. İngilizcen nasıl? Akıcı konuşabiliyor musun? Eğer hayır diyorsan hemen takviye edici eğitimleri almaya başla, yurtdışına gitmeye çalış.
Bunun dışında Uluslararası İlişkiler okuyan pek çok gencin ideali Dış İlişkiler Bakanlığı’na girmek. Senin böyle bir hedefin var mı? Yok ise, dış ticarete yönelebilirsin. Dış ticaret satış ve operasyon olarak ikiye ayrılır. Operasyonel ayakta ithalat-ihracat süreçlerinin operasyonel işlemleri ve doya takibini yaparsın. Satışta ise ürünlerini yurtdşı piyasalara çıkarmaya çalışırsın.
Dış Ticaret üzerine kitaplar al ve oku, ilgini çekecek mi bak. İlgini çekerse bir şirketin dış ticaret bölümünde staj yapmaya çalış.
Ama öncelikli olarak İngilzce dil seviyene odaklan derim.
Sevgilerimle,
ben balıkesir üniversitesi son sınıf öğrencisiyim.tez ödevizde hocamız 8 kişinin ortak ödev yapmasını ve bir peynir fabrikası kurmasını istedi.ben insan kaynakları departmanı sorumlusuyum şirketimize çalışan işçiler almamız gerekiyor.gerçekmiş gibi iş ilanı vermemiz ve çalışanları bulmamız gerekiyor.sizden ricam bu tarz bir şirkete hangi işçilerin alınacağıyla ilgili deneyimli bilgilerinizi benle paylaşmanız olacak ve iş ilanını verirken alınacak kriterleride bilgilendirirseniz çok menun olucağım.
Merhaba Çisem,
Tez üzerinden bile olsa meslekdaş olmak güzel.
İlk yapman gereken şey elbette işcilerin iş analizi. Yani işçiler ne iş yapacaklar, işi yaparken neler kullanacaklar, bu işi yapabilmek için ne gibi becerileri olması gerekiyor? İnternette İş Analizi Formu diye ara birçoğunu bulursun. İş analizini yaptıktan sonra analizden edindiğin saptamal çerçevesinde ilan hazırlayacaksın. İşçilerin ne gibi nitelikleri olacak? Hangi okul mezunu olacaklar? tecrübe istiyor musunuz? Bilmeleri gereken konular istiyor musunuz? Askerlik yapılması şart mı? vb. Ayrıca iki üç cümle halinede de Görev tanımını yazacaksın.
Herhangi bir kariyer portalına gir ve biraz ilanları incele lütfen. Eminim yapabilirsin. Zor değildir.
Sevgilerimle,
mrb İpek Hanım,
kardeşimin tavsiyesi üzerine kaynağım insan a müptela oldum..sorulan sorulara verdiğiniz cevapları okuduktan sonra sizin yol göstericiliğinize,size danışmak istedim.ben japon dili edebiyatından yeni mezun oldum.bölümümüzde staj olanağı yoktu öle bi şansımız yoktu daha doğrusu bu yüzden herhangi bi yerde staj yapmadım.nerelerde çalışabiliriz neler yapabiliriz hiçbir şekilde bilgilendirilmedilk..ne yapıcağıma karar vermiştim aslında yüksek lisans yapmak istiyordum ama artık istemıyorum..şimdi karar veremıyorum kpss ye çalışıp devlet memuru mu olucam yoksa özel sektörde mi? özel sektör ağır basıyo ama nerekerde çalışabilirim bilgilendirirseniz sevinirim şimdiden çok teşekkür ederim….
Sevgili Huriyesen,
Bence artık düşünme ve harekete geç. Kendine iş ara. Ne yapacağım dersen …. bu konuda biraz geniş düşünmen lazım. Japoncan nasıl? Acaba bu yönde bir çalışma içine girebilir misin? Bence ilk bunu değerlendir. Japon büyükelçiliği ile görüş, belki bir çalışmalarına katlıabilirsin. Onların pek çok proje ekipleri çalışıyor Türkiye’de.
Bunların ötesinde özgeçmişini hazırla ve başvuru yap. Artık bekleme
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım , Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde 1.sınıf Sosyoloji öğrencisiyim. üniversitemizde “Hayatı Doldur” adı altında verdiğiniz seminere katılma fırsatı bulmuştum. Ve sizi dinlediğimde, direkt “İK Uzmanı olmalıyım ben.” dedim. kendimi bir şekilde geliştirmeye başlamak istiyorum . daha yolun başındayım belki ama sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra da bu alana geçebilmem zor olmaz diye düşünüyorum. sizin de anlıyacağınız gibi kafam biraz karışık. sizden düşüncelerimi netleştirmeye yönelik fikir almak size bu konuda danışmak istedim . teşekkürler .
Sevgili Dimfety,
Sana İK Uzmanı olmak için ilham verebildiysem ne mutlu bana. Sana tavsiyem git kendine iki, üç İK kitabı al ve çok ciddi oku. Eğer halen hoşuna gidiyorsa kitap almaya devam et. Ben de sana kitap ismi gönderebilirim. İnternet üzerinden alabilirsin kitapları eğer Bolu’da bulamazsan.
Sonra da İK yüzerine yüksek lisans yapabilirsin. İK bölümlerinde staj yapmaya çalış. Ama İK’da bulamazsan başka bölüm de olur. Yeter ki iş hayatını tanı. Hele bir İK uzmanı olacaksan bütün iş kollarını, herkesin ne yaptığını bilmek zorundasın.
Sevgilerimle,
Sizin önerilerinizden yola çıkarak başlamam , çok iyi olur benim için . Önerilerinizi bekliyorum .
Sevgili Dimfetyy,
İlk başta 2-3 tane İK kitabı al ve oku. İK mesleğini gerçekten sevip sevmeyeceğini ancak bu şekilde anlayabilirsin. Eğer seversen kitapları sonrasında İK ile ilgili eğitimlere, sertifika programlarına katıl. Eğer bulabilirsen İK stajı yap. İK ile olmasa bile mutlaka staj yap veya gir işlerde çalış. Çalışma hayatını tanı. Bütün bunları yaparsan zaten hayata bakışın, işe yaklaşımın aştan sona değişecek.
Sevgilerimle,
Merhaba
Özel bir şirkette İK Uzmanı olarak çalışıyorum. Sosyal Medya ve İşe alımla ilgili Sosyal medyayı efektif olarak nasıl kullanabiliriz? Bu konuyla ilgili makale veya kitaplar var mıdır?
Sevgili Kenan,
Kaynağım İnsan’ın Sosyal Medya Kategorisini okuyabilirsin. Bunun haricinde slideshare.com ve scribd.com’da birçok sosyal medya ve İK başlıklı sunum bulabilirsin. Türkçe bir kitap henüz yok. Benim yazmak gibi bir projem var şu an 2011 yılı içinde çıkacak şekilde. Dünyada da henüz çok tatminkar bir kitap çıkmadı. Ağırlıklı sosyal medya ve işe alım konusu üzerinde duran nokta atışı kitaplar var.
Sevgilerimle,
Merhabalar İpek Hanım,
Size birkaç hafta önce sizden öğrendiğim mülakat tekniğinin işe yaradığını söylemiştim ya şimdide yeni bir işe başlayacağım. Bu benim ilk iş deneyimim olacak. Ben vazelin üretimi yapan bir kimya firmasında üretim mühendisi olarak başlayacağım. Yeni başlayan bir üretim mühendisine tavsiyeleriniz nelerdir ? Sizden herzamanki gibi işe yarayacak tavsiyelerinizi bekliyorum. İyi günler.
Sevgili Merve,
İşe başlıyor olmana çok sevindim. Hayırlı olsun 😀
Soruna gelince; mutlaka bir Akıl Defterin olsun. Öğrendiklerini her zaman not et, düşüncelerini, sorularını hep yaz. Hiçbir aklına takılan konuyu öteleme. Sonrasında doğru zamanda yöneticilerine soru sor; ne, neden, nasıl, ne zaman, nerede ve kim. İş süreçlerini hep 5N1K metodu ile sorgula. Neden ve nasıl sorularının üstüne git. İş hayatında bilgi en büyük güçtür. Ne kadar çok bilgilisin, o kadar kıymetlisin, bunu unutma. İş kütüphanesi kurman gerektiğini zaten biliyorsun 🙂
İş arkadaşlarınla sıcak ama mesafeli ol. Profesyonel hayat okula benzemez. Bazısını ilerleyen zamanda seveceksin, bazısını sevmeyeceksin. Ama onlarla çalışmak ve verimli olmak zorundasın. Dolayısıyla ilişkilerinde eş mesafede durmaya çalış.
Yöneticinden iş iste. İnsanlar kendi işleri ile meşgul olunca iş vermekte bazen ihmalkar olabiliyorlar. İşi sen iste, iş versinler diye bekleme.
İşçilerden uzak durma. İşçiler işi emin ol her zaman senden daha iyi bilecek. Ama mühendislik bilgisi de sende. Onlara tepeden bakma sakın. Büyük hata yaparsın. Onlardan da işi öğrenmeye çalış.
Halihazırda içeride projeler yürüyorsa onlara katılmaya çalış. Ben de katılabilir miyim diye sorarak izin iste. Bekleme , talepkar ol. Ama ölçüyü de kaçırma. Bunlar hassas çizgilerdir.
İşten sakın kaçma. İlk altı ay senin için çok önemli. En saçma, basit, yersiz gelen işleri bile yap.
Güleryüzlü ol. İnsanlara kendini tanıt, el sıkış, memnun oldum de.
İşe başladıktan kısa süre sobra dedikodular senin de kulağına gelmeye başlayacak. Şirketlerdeki informel iletişim ağıdır dedikodu. Duymamazlık etme ama sakın katılma. İnsanların niyetlerini bilmediğin ve tecrübesiz olduğun için dedikoduların olumsuz enerjisi motivasyonunu bozabilir. Buna izin verme. Sen hep kendi işini en iyi şekilde yapmaya çalış. Buna konsatre ol.
Şimdilik bu kadar, sana başarılar diliyorum. Bir sorun olursa mutlaka yaz 🙂
Sevgili İpek Hanım,
Verdiğiniz tavsiyeleriniz hep aklımda olacak ve uygulayacağım. Sizin gibi tecrübeli birisinden iş öncesinde aldığım bilgiler ve tavsiyeler kendime olan güvenimi daha da artıracak. Size çok teşekkür ediyorum. Dediğiniz gibi yine sizden cevap beklediğim sorularım olacaktır. Kendinize çok iyi bakın. İyi akşamlar.
Sevgili Merve,
Çok başarılı olacağına eminim. Sevgilerimle,
İyi günler ben ktü de elektrik-elektronik okuyorum şuan hazırlıktayım ve 2 yıl selçuk üniversitesi silifke-taşucu myo da endüstriyel elektronik okudum ilerde uzmanlaşmak istediğimiz bölümü secerken elektronik ve haberleşme seçmek istiyorum kariyerime iyi bi giriş yapma açısından bu siteye başvurdum kariyerimin ve geleceğimin şimdiden doğru bi şekilde yapılandırma konusunda bana engin ve değerli bilgilerinizle neler yapmam konusunda yardımcı olabilirmisiniz çok teşekkür ederim iyi günler dilerim iyi çalışmalar
Sevgili Mehmet,
Elektronik ve haberleşme ise kariyerini şekillendirmek istediğin alan, bu alanda faaliyet gösteren firmaları incele, staj başvurusu yap. Elbette bunu yapabilmek için özgeçmiş hazırlamalısın. Okulunda topluluk, kulüp çalışmaları varsa bu alanla ilgili onlara katıl. Eğer yoksa sen bir tane kur. Haberleşme alanında hizmet veren birçok firme yarışmalar düzenliyor, bunları takip et ve katıl. İngilizceni iyileştir. Bol bol sektörü internet üzerinden takip et. Güncel bilgi ve uygulamalara hakim ol.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım; Çok uluslu bir şirketler grubunun Türkiye’deki şirketinden ayrılıp Almanya’daki şirketinde işe başlamak için teklif alan bir çalışanın, kıdem tazminatı ve diğer hakları konusunda bir bilginiz var mıdır? Yasal olarak bağlıyabileceğimiz bir Yargıtay kararı veya yönetmelik bulunabilmesi sözkonusu mu? Teşekkür ederim. Selamlar.
Sevgili Oceanus,
Sizi konunun uzmanına farklı bir kanaldan yönlendirdim. Kaynağım İnsan üzerinden de yanıtı vereyim, cevapsız kalmasın dedim.
merhabalar ipek hanım
18 mart 2011 de hayatımdaki ilk iş görüşmesini sizinle yapmış olmaktan son derece mutlu olduğumu belirtmek isterim. bu siteyi yeni buldum çok faydasını göreceğimi düşünüyorum.
Sevgili samimiydimq,
Bağlantıyı kesmeyeceğimiz için Kaynağım İnsan sayrsinde istediğin zaman bana soru sorabilir, görüş paylaşabilirsin. Eğitimdeki önemli katkın için ayrıca teşekkür ederim. 🙂
merhabalar:) kusura bakmayın biraz önce facebookta üyelik ile ilgili bir sorun var demiştim,yokmuş. Şimdi buradan sorumu sorabilirim?
Soru: İnsan kaynaklarının halkla ilişkiler açısından yetenek-yönetiminin yeri nedir? bu konuda bilgi verebilir misiniz ??
Sevgili Rua,
Şirkete yetenekli işgücünün çekilmesi, işe alınması, onların geliştirilmesi vew elde turulması süreci boyunca karşımıza İnsan Kaynakları pazarlaması kavramı ve uygulamaları ortaya çıkıyor. Bizler her an içerideki ve dışarıdaki insan kaynağına işveren markası olarak güçlü ve çekici yanlarımızı yansıtmaya, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Artık işletmeler yetenekli gençlerin gözünde cazibe merkezi haline dönüşme çabasında. Sosyal medyayı bu amaçla kullanıyoruz. Çünkü yakın gelecekte iş piyasasına girecek ve halen iş piyasasında olan gençler sosyal medyada çok aktif. İşte bu İK pazarlaması sürecinde halkla ilişkiler ile yolumuz kesişiyor. İş veren markasının şirket dışındaki imajı, bilinilirliği, saygınlığı çalışmalarında İK bölümleri halkla ilişkiler ile çalışır. Halkla ilişkiler metodolojilerini İK pazarlama süreçlerinde kullanır.
Merhaba İpek hanım ,
Sizinle Akdeniz Üniversitesinde katıldığınız etkinlikte tnışma fırsatını buldum ve sizi dinlemenin bana bir çok şey kattığına inanıyorum . En azından kendime olan güvenimin biraz daha yerine geldiğini söyleyebiliri.
İşletme ölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim ve İnsan Kaynakları Yönetimi dersinde hazırayaağımız bir sunumla ilgili sizden yardım isteyecektim Araştırma konumuz ‘Kadın Girişimciler ve Sorunları’ . Siz etkinlikte de sözylediğiniz gibi kadın girişimcili kousunda bir ödüle sahipsiniz. Bir şeyleri başarabilmenin karşılığı olarak . Yalnız herkes sizin gibi başarılı olamıyor. Önğne çıkan bir çok engel aileleri tarafından engellenenler , maddi imkan bulamayanlar. Bunlar ve benzerleri karşılasılan bir çok sorun var. Esas sormak istediğim konu ise sizce bu onuda Türkiye de kadnların karşılaştığı sorunlar neler, siz bu yere gelene kadar ne gibi sorunlarla karşılaştınız ve mevcut durumda sorunların çözüm için sizce neler yapılmalı?
Biliyorum sizin soru cevap kısmının biraz kapsamının dılında bir konu ancak yardımcı olursanız kısa cümlelerle de olsa sevnirim.
Başarılarınızın devamını diliyorum .
İyi çalışmalar .
Fatma ALAGÖZ.
Sevgili Fatma,
Mesajına 5 gün geç cevap verdiğim için özür dilerim. Sürekli seyahat halindeyim ve sorunun içeriği de kapsamlı olduğu için hemen yanıt veremedim.
Kadın girişimcilerin bana göre en büyük engeli kendileri. Nasıl diyeceksin? Çünkü kendilerine güvenmiyorlar, inanmıyorlar. Oysa ki, ister kadın, ister erkek olsun her insan eğer bir konu hakkında bilgi, tecrübe ve başarıya yönelik inanca sahipse bunu karma değerli bir işe dönüştürebilir. Param yok, gücüm yok, ailem izin vermiyor şeklindeki çıkışları ben bahane olarak kabul ederim. Aslında kişi girişim yapmak istemiyordur. En başarılı insanlar yokluk içinden var edebilenlerdir. Çünkü onlarda başarıcaklarına yönelik inanç vardır. Gözleri yoklukları değil, daima bardağın dolu tarafını görür.
Girişimci kadının özgüveni, başarıya yönelik inancı olmalı ve hayata hep pozitif bakmalı. Bunun ötesinde her insan herşeyi bilemez. Bu nedenle kendi eksik olduğu konularda kendisine destek verebilecek insanlar bulmalı. Ben bütün tanıdıklarıma, gençlere, iş arkadaşlarıma “arkadaşlarını iyi seçin”derim. Akllı, çalışkan, bilgili olsunlar. Çünkü arkadaşlık ilişkileri sadece eğlenmek değildir, birlikte büyümek, kalkınmaktır. Kadınlar etraflarında nitelikli insanlar bulundurmaya özen göstermelidir. Takım çalışması başarı getirir.
Bilgilerini geliştirmek için her zaman kitap, kaynakça takip etmemliler. Bilgili insan bütün zorlukların üstünden gelir. Bilgisiz olan çabuk tükenir.
Mutlaka hedeflerle hareket etmeliler. O hedefe nasıl ulaşacaklarını yazarak çizerek takip etmeliler.
Ben kendi girişimcilik sürecimde zamansızlık problemleri yaşadım, yaşıyorum. Bak sana ne kadar geç cevap verebildim. Ayrıca çok çalışmaktan bazen ciddi yoruluyorum. Mayıs ve Haziran ayında kendini rölantiye almayı planladım.
Sevgili Fatma, şundan emin olabilirsin, çok ve istikrarlı çalışmadan hiçbirşey olmuyor hayatta. Girişimci kadınların çok ve istikrarlı çalışmaya hazır olup olmadıklarını kendilerinde sorgulamaları lazım. Eğer hazırım diyorlarsa gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Sevgilerimle,
ba hocam ben afyon bayat myo da insan kaynakları yönetimi 1. sınıf öğrencisiyim.Bu alanda başarılı olmak istiyorum fakat mezun olduktan sonra bazı özel nedenlerden dolayı örgün devam edebilme şansım olmayacak zannediyorum ki açıköğretim dgs ile çekoya tamamlamam en doğru adım olacaktır .Açıköğretimden tamamlamış olmak bana olumsuz etki edermi ne şekilde ilerlemeliyim kariyer ve ilerleme açısından tavsiyelerinize ihtiyacım var. nitekim önce doğru hedefler belirlenmeli değilmidir hocam bu noktada yardımınızı rica ediyorum şimdiden çok teşekkür ederim.
Sevgili Semra,
Özel nedenlerden dolayı AÖF ÇEKO’dan devam etsen de eğer gerçekten İK istiyorsan sana hiçbir kuvvet engel olamaz, yeter ki sen kendine inan, güven.
Bir İK bölümüne asistan olarak girmeni tavsiye ederim. Tecrübe ile birlikte bilgi ile bağını kesmez isen eminim meslekte iyi yerlere gelebilirsin.
Rakiplerin kuvvetli, dört yıllık faküte mezunları. Ama sen de çok çalışkansın değil mi? O zaman pek çoğunu geçeceksin. Her ne iş yaparsan yap çalışmanın bileğini bükecek hiçbir güç yoktur.
Hedef koymalısın kendine. Okullarını iyi derece ile bitirme hedefi örneğin. Çok çalışarak tabii ki olacak bu. İyi gderece ile mezun olmak etkileyicidir.
Sevgilerimle,
İpek hocam , ben Çukurova üniversitesi fizik öğrencisiyim. öncelikle üniversitemize gelip bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Öğrencilerin sizden öğrenmesi gereken çok şey olduğunu düşünüyorum. Size bir konuda danışmak istedim. dahademinde bahsettiğim gibi fizik son sınıf öğrencisiyim hastanelerde çalışmayı düşünüyorum yaz stajımı bir hastanede ayarladım sizden bir kaç ricam olacaktı kendimi hastanede kabul ettirmem için yapmam gereken neler olması gerekir, bide sizin bizim üniversitede vermiş olduğunuz eğitimde gösterdiğiniz cv nizi sizden rica etsem e-mailime yollayabilirmisiniz, son olarakta önerdiğiniz , iş hayatının nasıl olduğunu anlatan yada mulakatı anlatan önerdiğiniz kitap ismini rica etsem. şimdikten çok teşekkür ederim.
Sevgili Eser,
İster hastane, ister başka birşey kendini kabul ettirmek için yapmak gereken iki şey var: birincisi her söyleneneni coşku ile yapmak, senden istenen hiçbir işe burun kıvırmamak (isterse çok saçma, çok niteliksiz bir iş olsun) ve güleryüzlü olmak.
İnsanlar işe girdikten bir süre sonra bazı yanlışlar yapmaya başlarlar. Tembel kişiler çalışkan insanlar hakkında dedikodu yapmaya başlar örneğin. Eli çalışmayanın ağzı çalışır boş boş. Sakın böyle insanlardan biri olma. Sen, sana verilen görevleri en iyi şekilde yapmaya çalış. Kötü olma, sana kötü birşey yapılsa bile.
Özgeçmişime ekranın sağındaki “Hakkımda” bölümünden ulaşabilirsin.
Mülakata dair yine blogumun “mülakat ve testler” kategorisini oku lütfen. Bunun haricinde piyasada çeşitli kitaplar ve kaynak var konu üzerine:
http://kariyer-tavsiyeleri.monster.com.tr/mulakat-ipuclari/careers.aspx
http://www.ilknokta.com/urun/92125/Iste-Mulakat.html
http://www.netkitap.com/kitap-mulakat-avantajli-stratejiler-gazi-uckun-dr-hasan-latif-rota-yayinlari.htm
bazıları …
Sevgilerimle,
merhabalar
ben pamukkale üniversitesi gıda mühendisliği 1. sınıf öğrencisiyim. sizinle mini mba da tanışmıştık size şunu sormak istiyorum
açık öğretimden işletme okusam bana bunun bi yararı olur mu yani şöyle benim amacım dr.oetker,coco cola ve efes pilsen gibi büyük firmalarda çalışmak ve ben buralara başvurduğumda işletmeyi açık öğretimde okumuş olmamı umursarlar mı yoksa açık öğretimden okuduğum için önemsiz mi görürler (açık öğretimi tavsiye eder misinz?)
Sevgili asekergmuh,
Eğitimin ve bilginin her türlüsü ve şekli önemlidir ve eğitimini başkaları değil, kendin için ilerletmek amacın olmamlı.
Gıda mühendisliği bölümünde öğrendiklerinin yanında AÖF İşletme bölümünden alacağın bilgi senin kariyerine her zaman olumlu etkisi olacaktır. Sonuçta AÖF okurken de emek veriyorsun, ders çalışıyorsun.
Ancak bu süre boyunca staj ve/veya iş tecrübesi edinmeye de çalışmalısın.
Sevgilerimle,
Merhaba,
Ben marmara üniversitesi aktüerya bölümü mezunu, şuan iş hayatına alışmaya çalışan ve yaz tatili planı yapamayacağı için biraz buruk bir şekilde yeni iş başvuruları sırasında blogunuzda geçen yılın tatil planını bu yılın tatil planı olarak görüp (nasıl olduysa o kadar yazı içerisinden çekip çıkardım) sizin adınıza heyecanlanan ama sonra meğer geçen seneymiş diye üzülen birisiyim:) bu arada datça aktur u aklıma yazdım çok güzel gibi umarım bir gün oraya gidebilirim. aktüerya nın ne olduğunu bildiğinizi ve ya bilmiyorsanız bile bir göz attığınızı düşünerek 🙂 şuan bir sigorta şirketinde teknik operasyon (poliçe üretimi) departmanında çalıştığımı ve açıkçası hedeflerimi çok ama çok altında bir yer olduğu için en yakın zamanda yeni bir işe girmek istedğimi belirtmek isterim. ancak hayat garip türkiye de iş hayatı daha garip! nedense tercih edilmiyoruz halbuki çok iyi bir matematik bilgim var, öss de 90 sayısal dan 80 net ile girdiğim bir bölüm (burdan anlaşılacağı üzere sözel bilgim hiç iyi değiil:) ) ancak ulaşmak istediğim underwriter, reasürans ve ya aktüerlik görevlerine de sigorta şirketleri torpil ve ya sadece dil bilgisini göz önünde bulundurarak işe alımları gerçekleştiriyor (iyi derece de ingilizce bilgisine sahibim halen kursa gidiyorum amerikada 4 ay çalıştım) bu yüzden şuan bir çıkmazdayım açıkçası. bugün sadece işe başvuru yapmak için bilgisayarımın başına oturdum ve kendimi gergin hissediyorum biraz çünkü hayatımda değişiklikleri pek sevmeyen biriyim. bunun yanında asıl büyük değişiklik sigorta sektörünün ücret politikası çok kötü ve işe alım da açıkçası saçmaladıkları için (sigorta ile bilgisi birisinin olmasa dahi nede olsa herkes öğrenir diye başarısız insanları alıyor ve birtürlü kar edemiyorlar) sektör değişikliği için yüksek lisans tercihlerine göz atmayı düşünüyorum. hatta başvurular başladı bile ünilere, şuan aklımda galatasaray üniversitesi finansal matematik bölümü var. içinde bulunduğum durumu özetlemeye çalıştım. bana öneriniz ne olabilir acaba? bu arada umarım bir sigorta şirketine danışmanlık yapmıyorsunuzdur:) biraz kötüledim gibi:) ayrıca yazımı oldukça açık yazığım için yayınlanmasını istEMiyorum
anlayışınız ve olası yardımınız için teşekkürler
Sevgili İpek Hanım,
Öncelikle böyle müthiş yararlı bir site hazırladığınız için sizi tebrik etmek istiyorum. Paylaştığınız bilgiler benim gibi insan kaynaklarına gönül vermiş mesleğin başında biri için altın değerinde.
İzninizle öncelikle biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Geçen yıl sizin de eğitimini almış olduğunuz çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümünden mezun oldum. 2 aydır da mağazıcılık sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın insan kaynakları departmanındayım. Ben gelmeden önce firmada İnsan Kaynakları ya da personelcilik adına bir faaliyet olmamış. Bulunduğum firmada İ.K.’yı ben kurdum. Halen eğitim hayatımda öğrendiğim bilgiler ışığında yol almaya çalışıyorum. Firmada çok az çalışan olmasına rağmen işverinimiz herşeyi yeni çağa uygun yapabilmek adına öncelikle eleman eksiklerini tamamlamaya İ.K’dan başlamış. Bundan sonraki eleman alımlarına da bizzat ben gerçekleştireceğim.
Bugüne gelmeden önce ise işe ilk girdiğim zamanlarda öncelikle iş analizlerini yapmaya çalıştım ve mevcut işlerin tanımlarını çıkardım. Bunları hazırlarken çalışanlarla yaptığım görüşmeler sırasında gördüm ki sadece işleri değil kişileri de yakından tanımam gerekiyor. Böylece onlara kendi kendilerini değerlendirme envanterleri dağıtarak hem onların beyinlerinde hem de kendi beynimde birer ışık yakmaya çalıştım. Bu süreçten sonra ise işverenimizle insan kaynakları planlaması yaparak eksik elemanlarımızı tamamlama çalışmalarına girdik ve bugün geldiğim noktada iş görüşmeleri yapan bir İ.K.cıyım. Ancak en yaygın kariyer sitelerinden biriyle yapılan anlaşma sonucu gidermeye çalıştığımız eleman eksikliğimiz adayların gayri ciddi tutumları dolayısıyla sekteye uğramış durumda. Satış danışmanı için başvuran adaylardan üzerinde kafa yorduğum kişilik testlerini site üzerinden satın aldığım adaylar görüşme saatlerine mazeretsiz olarak uymadılar. Kendilerine sonrada ulaştığımda ise yakışıksız tablolarla karşılaştım malesef. Şu anda satış danışmanı konusunda ne yapacağımı bilemiyorum. Site üzerinden deneyebileceğim tüm yolları denememe rağmen ayrıca siteden destek de almama karşın görüşmeler istediğim düzeyde seyretmiyor. Kriterlerimizi esnetiyorum, adaylara 2. şans tanıyorum ama sonuç yine olumsuz.
İpek Hanım size sorabileceğim onlarca sorudan bu en acil ve önemli olanına cevap verirseniz çok sevinirim.
Tekrar tekrar teşekkürler
Fatma
Sevgili Fatma,
Perakende insan sirkülasyonunun en çok olduğu sektörlerden biridir. Bundan dolayı adayları fazlasıyla ince eler sık sokursan ciddi sıkıntı yaşarsın.
Birincisi site üzerinden test uygulamasını kaldır. Hiç gerek yok. Senin talip olduğun insan kaynağı o testleri doldurmaz. Lise mezunu mu arıyorsun, üniversite mi?. Eğer lise mezunu ise karşındakine üniversite mezunu muamelesi yapman yanlış. Hele ki tecrübesiz, 18-22 yaş grubu gençlerin aklı hep havadadır.
İlanını çık. Herkes başvursun. Başvuruların hepsini tara. Beğendikerini yüzyüze görüşmeye davet et. Henüz mülakat tecrübenin fazla olmadığını anlıyorum. Bu nedenle soru üretmekte zorlanabilirsin. Sorularını önceden bir sayfada hazırla ve görüşmeye gir.
Şimdilik bunları yazabilirim. Pek çok detayı bilmiyorum. Yanlış yönlendirmek de istemiyorum açıkçası.
Sevgilerimle,
Çok Sevgili İpek Hanım,
Sizinle böyle bir platformda buluşarak birebir görüşlerinizi almak ne güzel bir şey. Size tekrar tekrar teşekkürlerimi bildirdikten sonra önceki sorumu biraz daha detaylandıracağım. Aradığım kişilere site üzerinden uyguladığım dediğim testler zaten sitenin mevcut testleri olup adayların daha önceden çözmüş oldukları kişilik envanterleridir. Onun dışında adaylarımın akıllarının bir karış havada olmasıyla ilgili olarak size katılmakla birlikte lise mezunundan ziyade Meslek yüksek okulu ya da üniversite mezunlarıyla görüştüğümü belirtmek istiyorum. Ayrıca başvuranları tarayıp görüşme saatlerini telefonda ayarlayıp daha sonradan mazeretsiz olarak görüşmeye gelmemeleri beni asıl çaresiz bırakan durum. Adayların bu denli gayri ciddi olmalarına inanamıyorum.
Görüşme esnasında önceden hazırladığım bir görüşme planım ve ayrıca sorularımla paralel olarak ilerleyen bir de değerlendirme formum mevcut. Bunları da ben hazırladım ve görüşme süresince işaretlemeleri yapıyorum tabii görüşecek aday bulabilirsem. Meslek hayatımın ilk görüşmelerini yapıyorum İpek Hanım ama malesef adayların bu tavırlarıyla karşılaştım. Şu anda da montaj elemanı ilanlarını değerlendiriyorum ve satış elemanı adaylarımıza göre eğitim düzeyi daha düşük yaşları da daha küçük olan bu adaylarla da görüşmelerimin satış danışmanlarınınkinden farklı olmayacağını malesef görüyorum…
Sevgili Fatma,
Adayların mülakat saatini kabul edip gelmemeleri çok sık yaşanan bir durum. Bu senin motivasyonunu sakın düşürmesin. Hatta zaman içinde bunun oranlarını bile çıkartacaksın. Mesela muhasebe elemanı pozisyonu için çağırdığın 15 kişiden 8’i gelirse, yani %45’i, bu çok iyi bir oran. Sen de 5 etap sonunda satış elemanı pozsiyonu için çıkart oranları ve üst ynöetimle veriler ile konuş. Onlar da ikna olur senin düzenli çalışmana.
Adayların tecrübe senesi ve eğitim seviyesi azaldıkça maalesef iş etiğine uyum düzeyleri de düşüyor. Bunu biz değiştiremiyoruz :/
İş ilanını biraz eğlenceli hale getirebilirsin. Yaratıcılığını kat. Slogan yarat mesela. Gençler seviyor böyle ilanları. Bir dene 🙂
Sevgilerimle,
Sevgili Fatma,
Sorunu yayına alıp cevaplamayı “unutmuşum”. Çok özür dilerim.
Fatma’cığım, ister ilkokul mezunu, ister doktoralı olsun, her görüşmemiz çok mühim. Her iş, her pozsiyon çok mühim. Sen kendi işini en iyi şekilde icra etmekten sorumlusun. Adaylrın mülakatlara katılmaması da onların sorumsuzluğu. Sen kendi sürecini iyi yürütüyorsan süreç içindeki ikinci kişinin ne yapacağını belirleyemezsin. Kendini bu kadar hırpalama. İşimizi yaparken etki edebildiklerimiz var, etki edemediğimiz konular var.
Merhabalar İpek Hanım,
Yine ben:)
Bahsettiğim şu insan kaynağı bulamama(!) sürecinin sonlarına doğru yaklaşırken yeni bir uğraş alanıyla karşı karşıya kaldım ve bu sefer görüşlerinizi işe başlamadan almaya karar verdim. İnsan Kaynakları sıralamasında seçme ve yerleştirmeden sonra gelen oryantasyon süreci ve hem yeni başlayanların hem de çalışanların eğitimi ile ilgili görüşlerinizi almak istiyorum. Kısa ve öz şekilde yol haritasına ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Nerden başlamam gerekeceğini tam olarak bilemiyorum..
Şimdiden çok çok teşekkürlerr
Merhaba İpek Hn.
Öncelikle sitenizi çok beğendim. Henüz kariyerinin başında olan bizler için çok faydalı ve eğitici bir portal olduğunu dile getirmek ve destekleriniz için de ayrıca teşekkür ederim.
İşe alımla ilgili bir sorum olacak. ( Sizin de bildiği üzere, Gayrimenkul sektörün de i.k işe alım süreci biraz farklı işliyor. G.M danışmanları bir nevi kendi işlerinin patronu olduğu için bu anlamda g.m danışmanlığını düşünmeyen ancak bu sektöre ve işe teşvik etmek amaçlı nasıl stratejiler uygulayabilirim ? Bu konuyla yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. )
Saygılarımla
Selda
Merhaba istarselda,
Kaynağım İnsan’ı beğenmene çok sevindim.
GM Danışmanlığının SWOT analizini yapmalısın. Yani bir GM Danışmanı olmanın güçlü-zayıf-fırsat- ve tehdit içeren tarafları nelerdir ? Bu çalışmayı başarılı bir GM Danışmanını yanına alarak yap. Sonra yine bu GM Danışmanı ile bir GM Danışmanında olması gereken yetkinlikleri sapta.
Ardından eğer bir iş ilanı çıkacaksan yaptığın SWOT çalışmasından çıkan güçlü ve fırsat içeren noktaları ve yetkinlik analizi sonuçlarını ilana yansıt.
İş görüşmeleri esnasında güçlü ve fırsat içeren noktaları adaylara dikkatle, örnekler vererek anlat.
Sana bir de kitap önereyim, bu kitabı oku: İknanın Psikolojisi – Robert B Cialdini
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=49395
Sevgilerimle,
fatma dedi ki: – 24 Haziran 2011, 10:36
Merhabalar İpek Hanım,
Yine ben:)
Bahsettiğim şu insan kaynağı bulamama(!) sürecinin sonlarına doğru yaklaşırken yeni bir uğraş alanıyla karşı karşıya kaldım ve bu sefer görüşlerinizi işe başlamadan almaya karar verdim. İnsan Kaynakları sıralamasında seçme ve yerleştirmeden sonra gelen oryantasyon süreci ve hem yeni başlayanların hem de çalışanların eğitimi ile ilgili görüşlerinizi almak istiyorum. Kısa ve öz şekilde yol haritasına ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Nerden başlamam gerekeceğini tam olarak bilemiyorum..
Şimdiden çok çok teşekkürlerr
Sevgili Fatma,
Ben senin birm esajına cevap vermedğimi hatırladım ama aynı mesaja iki defa cevap verebilmek büyük başarı !!! 😀
Oryantasyona gelince:
1. Her pozisiyonun oryantasyon süresi değişkenlik gösterebilir. Pozsiyon büyükdükçe oryantasyon tam kişiye özel hale dönüşür. Ben en son 1 aylık bir oryantasyon programı hazırladım BT Uzmanına. Bir diğer pozsiyon için ise 1 haftalık. Her bir oryantasyon programının nasıl akışı olacağına ilhili bölümün ynöeticisi ile karar vereceksin. İK kendi kendisine kafasından oryantasyo programı yapmaz. İhtiyaç ve beklentiler bölüm yöneticisinden alınır: kaç gün sürsün, hangi bölümlere gitsin,vs.
2. Oryantasyon sürecinde a. şirketin tarihçesi b. şirket organizasyon şeması verilidr.
3. Oryantasyon sürci başında eğer mümüknü ise bir tanışma toplantısı yapılır. Yeni ekip arkadaşı kendisini tanıtır, ekip ile tanıştırılır.
4. Oryantasoyon sürecindeki kişi her bölümde belirli bir süre geçirerek hem şirketi, hem kadroları, hewm de iş süreçlerini tanır. Örneğin dış ticarete alacağın bir uzmanın mali işler, üretim, planlama, İK, satınalma, pazarlama bölümlerinde geçireceği oryantasyon süresince o bölümlerle kendi yürüteceği işin kesiştiği noktaları görür.
5. Oryantasyon programını çalışanın eline oryantasyon başında vermelisin. Kişi hangi gün nerede, ne yapacağı konusunda bilgilendirilmeli.
6. Oryantasyon sürecinde işe yeni başlayan kişi ile her bölümde ilgilenmek üzere birileri ayarlanmalı. İşe başlayan kişi gittiği bölümlerde boşta kalmamalı. Ona iş gösterilmeli.
7. Oryantasyon süresine dair ben her zaman bir rapor isterim. Nasıl geçti, hangi bölümde neler gördü, kurum hakkında neler düşünüyor? Rapor formatı vermem, kendiniz yazın derim. Bazıları çiçek gibi rapor verir, bazıları baştan savma. Bu bile onların olası iş performansına göstergedir. Unutma, 2 aylık deneme süresi var ve oryantasyondaki olumsuzluklar, “balık baştan kokar” a götürür bizi.
8. Oryantasyon sonunda bir “oryantasyon değerlendirme formu” işe alınan kişinin birinci amiri tarafından doldurulur. “Olumlu, olumsuz mu akişi karar verilir.
Sevgilerimle,
Sevgili İpek Hanım,
Sorumu cevapladığınız için size çok teşekkür ederim, 5. maddeye kadar yapmış olmanın sevincini yaşadım cevabınızı okurken.. Diğer maddeleri de şirketimiz el verdiği ölçüde (çünkü küçük bir organizasyon) yerine getirmeye çalışıcam ki zaten daha cevabınızı bitirmeden bir konuşma gerçekleştirmiştim bile..
İyiki varsınız:)
Size gerçekten sonsuz zevk alabileceğiniz huzurlu ve mutlu bir tatil diliyorum.
Lütfen bizi unutmayın:)
Sevgili Fatma,
Tatil konusundaki iyi dileklerin için çok teşekkür ederim. Birkaç gün dinlendikten sonra yazmaya başlyacağım. Sanırım bu yıl bayağı yorulmuşum, elin geldiğimizden beri klavyeye pek gitmedi 🙂
Merhaba İpek Hanım,
Ben M. Burak YILDIRIM. Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliğinden yeni mezun oldum. Uzun bir süre geçmesine rağmen Sakarya Üniversitesi’nde verdiğiniz mini mba eğitimi için gerçekten teşekkür ediyorum. O seminerden sonra sizin sitenizi sık sık takip etmeye başladım.
Şu sıralar yeni makine mühendisliği mezunu olarak askerliğe başvurdum ve ağustosta gitmeyi planlıyorum. Ayrıca yüksek lisans başvurusunda bulunacağım. Tabi askerlik çıkarsa kayıdımı dondurmak üzere askere gideceğim. Size soracağım sorular şunlar; Ben akademik kariyerden öte daha çok özel sektöre yönelmek istiyorum. Tabi yegane amacım arge mühendisliği. Bunun için tezli veya tezsiz yüksek lisansın bu işlere alımlarda farkları var mıdır? Hangisi tercih edilir? Ayrıca ben yüksek lisans yaparken bir yandan da çalışmak istiyorum. Firmaların işe alımlarda ve çalışma hayatında “bir yandan tezli yüksek lisans yapmaya” bakışları genellikle nasıldır? Son bir sorum daha olacaktı; hedeflerime bakarsak (özel sektör, ar-ge mühendisliği, savunma sektörü), aynı dalda (makine mühendisliği) mı yoksa başka dallarda (mühendislik yönetimi, işletme, mba gibi) mı yüksek lisans yapmak faydalıdır?
Bu sorular araştırmama rağmen halen kafama takılan sorulardı. Sizin gibi insan kaynakları mesleğine gönül vermiş birisinden bu soruların cevabını almak beni çok memnun edecektir. Zaman ayıracağınız için şimdiden teşekkür ediyorum.
Saygılarımla,
M. Burak YILDIRIM
Sevgili Burak,
Birincisi askerliği aradan çıkarman çok yerinde bir karar. Sonrasında yüksek lisans yapmak için biz aslında yeni mezunların iş hayatında birkaç yıl geçirmelerini istiyoruz. Sen Ar-Ge Mühendisi olmak istediğini söylüyorsun. Ar-Ge Mühendisi olarak hangi alanda çalışıyorsan o alanda derinleşmen gerekir. Örneğin savunma sanayinde bir işe girdiysen belki yüksek lisansını bu alanda derinleşmeni sağlayacak bir konu üzerinde yapmayı tercih edeceksin. Ama bir de yüksek lisans için daha yönetsel ve sistem analizi yapmanı sağlayabilecek konular var. MBA, Sistem Mühendisliği, Mühendislik yönetimi gibi. Bu konular bir insana özellikle günün birinde tepe yönetici olmayı hedefliyorsa çok faydası oluyor. Yani söylemek istediğim; eğer kendi dalında bilim odaklı derinleşmek istiyorsan makina mühendisliğinde, eğer yönetim becerileri odaklı kendini geliştimeyi hedefliyorsan MBA, Sistem Mühendisiliği, Mühendislik Yönetimi dallarında yüksek lisans yap. Buna da bir işe girdikten sonra karar ver. Ama şunu da eklemem lazım, iş ararken yüksek lisans yapıyor olman sana kıymet katacaktır.
Tezli, tezsiz olması ise işe alımlarda etkileyici bir faktör değildir. Tezli yüksek lisans elbette daha zahmetli oluyor. özellikle makina mühendisliği üzerine yüksek lisans yapmayı planlıyorsan bence bu tezli olmalı. Bir çeşit çalışkanlık göstergesi ama biliyorum ki çok zorluyor gençleri, hele çalışıyorlarsa.
Dilerim herşey gönlünce ve aklındaki gibi olur.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunuyum. Özel sektörde Eğitim Sorumlusu olarak görev almaktayım. Sektörün ihtiyaçlarına yönelik eğitimlerin düzenlenmesinden pazarlanmasına kadar ben ilgilenmekteyim. İş tanımının İK’ nın iş tanımının bir kısmı ile benzerlik gösterdiğini fark ettim ve kendimi bu konuda yetiştirmeye karar verdim. Bunda insan ilişkilerinde başarılı olmam da önemli bir etken diyebilirim. İK ile ilgili çeşitli sertifika programları var. Bunlardan birine katılmayı planlıyorum. Doğru yolda olup olmadığım konusunda fikirlerinizi almak isterim.
Ayrıca İK ilgili AÖF kitaplarına göz gezdirdim. İlgimide çekti. Sizinde konu ile ilgili tavsiye edeceğiniz kitaplar nelerdir?
Yardımlarınızdan dolayı teşekkür ederim. Sevgilerimle….
Sevgili Tubat,
İK teorisini en iyi anlatan kitaplardan biri İstanbul üniversitesi öğretim görevlilieri tarafından hazırlanmış olan İK Yönetimi’dir. Beta Yayınlarından çıkmış bir kitap. Bunu alıp okumanı öneririrm.
http://www.kaynagiminsan.com/2010/05/03/insan-kaynaklari-yonetimi-beta-yayinlari/
Bu kitabı okuduktan sonra bir üniversitenin İK sertifika programına katılabilirsin. İstanbul veya Yıldız Üniversitesi olabilir örneğin. Boğaziçi Üniversitesi bir diğer alternatif.
İK bilgisi ile birlikte eğitim iş süreçlerine bakışın çok değişecektir. Sana çok faydası olacaktır.
Sevgilerimle,
Merhaba ipek hanım,
Ben insan kaynakları yönetimi ile insan sermayesi(yatırımı)yönetimi terimleri arasındaki icerik,anlam ve ima farklılıkları nelerdir?kurumsal tavır be politikalar acısından benzerlikleri ve farkliliklari nelerdir?
Sorularına cevap veya yorumlarınızı rica ederim.
Teşekkürler
Nuray tatli
Sevgili Nuray,
Yurtdışında olduğum için soruna biraz geç cevap verebiliyorum.
İnsan kaynakları Yönetimi ile İnsan Sermayesi Yönetimi aslında aynı tabandan vücut bulurlar yani insandan. Bir şirketin en önemli sermayesi içindeki insanlardır.
Peki bir şirketin diğer önde gelen sermaye kalemleri nelerdir? Paradır, makinadır, hammaddedir.
20. yüzyıl yani sanayi çağında insan kaynağına eline maaşı verilip emeği kiralanan kişi olarak bakılıyordu. Yani bant üretimi mantığı insan için de geçerli idi. Bir işçi gider yenisi gelir mantığı hakimdi. İnsana verilen kıymet düşüktü.
Ama 21. yüzyıl yani bilgi çağı ile beraber bu bakış açısı değişti. Teknoloji girdisi sayesinde insan beyninin işe kattığı artı değerler arttı. “Bir işçi gider yenisi gelir” mantığı yerini “bir insan büyük fark yaratır”a bıraktı. İnsanların entellektüel birikimleri şirket değerleri içinde parasal olarak ifade edilmeye başlandı.
Şirketler yetenekli insan kaynağını işe alma, elde tutma, geliştirme süreçlerine büyük bütçeler ayırmaya başladılar. İnsan kaynakları 20. yüzyılda da şirketin en büyük masraf kalemeiydi. 21. yüzyılda insan kaynağı masraf kalemi olmasının yanında en önemli sermayesi de oldu. İnsan kaynağının gelişimine önem veren ve buna yatırım yapan firmalar rekabette öne çıktı. Orta ve uzun vadeli strateji ve hedeflerine ulaşabilmek için artık şirketler makina, hammaddeden daha çok insana yarırım yapmalaı gerektiğinin farkındalar.
İşte burada karşımıza Yatırımın geri Dönüşü – Return Of Investment kavramı çıkıyor. Bir şirket eğer insan kaynağına büyük para harcıyorsa bunun geri dönüşünü de kağır üstünde sayılar ile görmek istiyor. Yani İK Metrikleri ile artık insan sermayesine yapılan yatırımın nasıl geri döndüğünü üst yönetime gösterebilmemiz gerekiyor. Kısacası İK bölümleri hiç olmadığı kadar insana yapılan her türlü faaliyeti parasal değerleri ile gösterebilmek zorunda. İnsan Sermayesi Yönetimi İK faaliyetlerinin ölçülebilirliği ile gerçekleşiyor. Bu konuda onlarca ölçümleme yapılabiliyor.
İK metriklerine yönelik aşağıda linkini verdiğim Emre Kavukçuoğlu’nun blogunda pek çok yazı bulabilirsin.
http://www.ikgundemi.com/
İKY ile İSY öznüde aynıdır. İSY, 21. yüzyıl, entellektüel sermayenin işletmelere kattığı artı değerin ölçümlenmesi ihtiyacından dolayı ön plana çıkmıştır. İnsan sermayesi bir şirketin en önemli sermayesidir.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Geçen hafta iş görüşmesi gerçekleştirdim görüşme sonunda bana olumlu olduğunu söylediler açık pozisyonlarda değerlendirileceği söylendi ve haber edeceklerdi .Bir hafta oldu fakat bir haber gelmedi tekrar görüşüp sorsam mı acaba yoksa beklemem mi gerekiyor? Teşekkürler…
Sevgili Tuba,
İş görüşmesinde sana net bir pozisyon deklere edildi mi? Yoksa sadece “uygun pozisyon” mu dediler. Bu nüans çok önemli. Kanımca hem seni görüşmeye çağırdıkları için teşekkür etmek, hem de sonucu bir daha sormak için telefon aç. Bu şekilde belirsizlik insanı çok strese sokar.
merhaba,
Evet ingilizce bildiğim için hostes olarak düşündüklerini bu yönde yönlendirceklerini söylediler görüştüğüm kişi müdürü ile görüşüp bu pozisyonda tekrar açık olup olmadığını soracaktı fakat açık olan tüm pozisyonlar içinde değerlendireceklerini belirtmişlerdi.Çok teşekkür ederim ilginiz için iyi çalışmalar….
Teşekkürler İpek Hanım, arayarak sordum ilk görüşme olumlu olduğunu fakat birimlerinden talep olduğu durumunda ikinci görüşmeye çağıracaklarını söylediler.İlginiz için tekrardan teşekkür ederim…
İpek Hocam merhaba,
Çok araştırdım ama bulamadım. Acaba perakende sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Hakkında bilgi nereden bulabilirim ya da sizde mevcut mudur?
Sevgili Soner,
Elimde böyle bir çalışma yok ama Türkiye Perakende İş Çalışanları Sendikası http://www.facebook.com/group.php?gid=109036272487418&v=wall ile bağlantıya geçebilirsen eminim sana yardım edebilirler.
İpek Hanım Merhaba;
Daha önce size Sosyal Ağ üzerinden bir mesaj atmıştım fakat tatilde olduğunuz için tam net dönüş yapamamıştınız tekrar hatırlatmak istedim.
Sizden İletişimi Geliştirmeye yönelik bir kitap önerisi istemiştim. Bir veya birden fazla kitap olabilir. Bireysel iletişim ve Gruba yönelik iletişim becerisini geliştirmeyle alakalı yardımcı bir kitap önerebilir misiniz?
Merhaba Mustafa,
Sana Robert Cialdini’nin iki kitabını önereyim. “İknanın Psikolojisi” ve “Evet-İkna Etmenin Bilimsel Kanıtlanmış 50 Yolu”. Bir diğer kitap Sam Horn’un “Tongue Fu”
İyi okumalar 🙂
Merhaba İpek Hanım ,
Ben ik alanını merak ediyorum.Kendi çapımda araştırmalar yaptım ve bu konuyla ilgili kitaplar okumak istiyorum. İlk olarak hangi kitaplardan başlamam doğru olur. Teşekkürler,İyi günler.
Merhaba Deniz,
İlk etapta İK teori kitapları okumalıısın en az 2-3 tane. Herhangi bir kitapçıda İK Yönetimi başlığı altında belirttiğim nitelikte kitapları rahatça bulabilirsin.
Kitapları altını çizerek, dikkatle oku. Eğer okumaktan sıkılırsan İK sana göre olmayabilir. 🙂
Selam İpek Hanım,
Öncelikle böyle bir bilgi portalı oluşturduğunuz ve her sorulan soruya özenle cevap verdiğiniz için teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Benim de size bir sorum olacaktı. Ben 28 yaşında, 6 senedir özel bir sektörde Bütçe Elemanı olarak çalışan biriyim. Bugün bana yöneticim 4 yıllık üniversite mezunu olmam gerektiğini söyledi. Açıköğretim 3. sınıftayım ve bunu kendisi biliyor. Acaba neden böyle bir şey demiş olabilir ?
Sevgili Selim,
Dört yıllık Açık Öğretim okursan da alacağın lisans diplomasıdır. Yöneticin örgün eğitim sonrası lisans almış olmayı kasdetmiş anladığım kadarıyla. Terfi talebin mi oldu yöneticinden acaba?
İpek Hnm merhabalar;
İlk öncelikle çalışmanızdan ötürü sizi tebrik etmek isterim.Ben daha çok yeni insan kaynakları bölümüne başlıcam.O yüzden araştırmalar yapıyorum ve sizin bi okuyucunuza önerdiğiniz insan kaynakları yönetimi kitabını almakla başladım. Size bir sorum olucak.Diyelimki ben işverenim ve sizde istihdam bürosusunuz görüşmeye geldim.Beni nasıl ikna edersiniz.yani ben sizi neden tercih edeyim.kendi elamanımı kendimde bulabilirim neticede ? cevabınızı büyük bi sabırsızlıkla bekliyorum ipek hanım .teşekkürler
Sevgili Derya,
Çok güel bir soru. Sanırım bir danışmanlık firmasında başlıyorsun işe.
Elbetteki vereceğin servis kalitesini ön plana çıkartacaksın. Danışmanlık hizmetin boyunca diğer danışmanlık firmalarının hizmetlerine kıyasla bir fark yaratmalısın. Hizmet kalitesi farkı müşteriye sunulan iş bilgisi ve ilgi boyutu ile olabilir. Diğer hiçbir danışmanlık firması kanalı ile bulamayacakları adayları sunabileceğiniz şeklinde olabilir.
Hizmet satmak kolay değildir. Hele ki rekabet yoğun bir hizmetse. Danışmanlık sektörü de rekabet yoğun bir sektör. Ben de danışmanlık yapıyorum ve açıkçası rakiplerime kıyasla en büyük farkı bilgim sayesinde yaratıyorum. Sadece yerleştirdiği pozisyon değil bütün iş süreçlerine dair katma değer yaratıyorum. Bunu yapabilmek için de çok okuyorum,
araştırıyorum ve yazıyorum 🙂
Sevgilerimle
İpek Hanım merhaba;
Bugün İ.K. Stajer – Asistan – Memur ilanlarına bakarken Pegasus firmasının ilanı gözüme çarptı. Bir iş ilanı sayfasındaki ilanlarında her başvuran aday için 1 yıllığına 15 TL’lik bir başvuru ücreti alıyorlar. Bu tür başvuru ücretleri sizce doğru mu bu ücretli başvurular adayların görüşlerini olumsuz yönde etkilemez mi ve ayrıca işveren açısından ne gibi olumsuzluklara yol açabilir ve bu ücret alımındaki amaç ne olabilir?
Sevgili Mustafa,
Pegasus’un bu uygulaması bana göre çok itici ve yanlış. Bu konuda İŞKUR’la da problemleri olduğuna dair söylentiler de dolaşıyor ama hala bu tutarı istedklerine göre İŞKUR’un takibi olumlu sonuçlanmamış. Böylesi bir para talebi Pegasus’u zengin etmez ama laf olsun diye başvuracakları engeller. Gerçekten Pegasus’da çalışmak isteyenler böylesi bir parayı öder mantığı güdmüş olabilirler ama her ne olursa olsun bana göre çok çok çok yanlış bir tutum. Ben sırf böyle bir para talep ettikleri için başvurmam örneğin. Kendime güveniyorum derim, Pegasus’dan da daha iyilerine layıkım. İş arayanlardan para talep etmeyen yerleri tercih ederim. İşveren markası için çok kötü bir uygulama.
Merhaba İpek Hanım,
Videolairınızı ilgiyle takip ediyorum,faydalı paylaşımlarınız için çok teşekkürler.
1 hafta sonra önemli bir iş görüşmem var. Bu görüşmeye hak kazanana kadar bir çok sınavdan geçtim. Bu önemli şirkette çalışmayı hakettiğimi düşüyorum fakat aldığım eğitim ve iş deneyimim tam olarak bu pozisyona uygun değil.
Ben iletişim eğitimi aldım,televizyonda yönetmen yardımcılığı yaptım fakat görüşeceğim iş; üst düzey bir yöneticinin asistanlığı.
Size bu yönümü nasıl artıya çevirebilirim diye sormak istiyorum…ve şuanda önümde tam 1 hafta var,çok sıkı çalışmak istiyorum. Bana tavsiyeleriniz neler olur?
Şimdiden çok teşekkür ederim.
Sevgiler…
Not:Sorumun yayınlanmasını istemiyorum.
Merhaba İpek Hanım,
İş görüşmelerinde mülakatçı maaş konusunu açtığında ücreti belirten taraf ilk kim olmalıdır ve bu süreç nasıl ilerlemelidir?
Teşekkürler,
Sevgiler…
Sevgili Oceanic,
Bu konu ile ilgili 15 gün içinde bir video çekeceğim. Kapsamlı şekilde değinmeyi planlıyorum. O nedenle biraz sabretmeni rica edeceğim. 🙂
Merhaba İpek Hanım,
Ben sosyoloji ögrenciyim ve İK alanında ilerlemek istiyorum.İkinci Üniversite olarak AÖF İK yönetimini okursam bana işe alım sürecimde bir faydası olur mu?
Sevgili Sosyolog,
Elbette faydası olur. İK konusunda alabileceğin her bilgi faydalıdır. Bunun haricinde staj yapmaya çalış bir İK bölümünde. İK kitapları al, oku, kütüphanende İK bölümü olsun. Ayda bir İK kitabı alıp okuma hedefi koy kendine. O zaman fırsatları sen değil, fırsatlar seni bulur.
Sevgilerimle,
Merhabalar İpek Hanım
Firmaların inanılmaz derecede sabırsız olması ve kendine zarar verecek şekilde eleman sirkülasyonu yapması beni çok şaşırtıyor. Çalıştığım firmalarla yaptığım sözleşmelerde hep fedakarlık yaptım. Beklentilerim çok makul düzeylerde. Bir firmada işe başladığımda uzun vadeli düşündüğümü nasıl hissettirebilirim.
Sevgili Samimiydimq,
Eğer koşullarda anlaştıysanız 1. yöneticiniz konumundaki kişi çok önemli oluyor. Eğer 1. yöneticiniz vasiflı biriyse şanalısınız. Sizi geliştirir, büyütür. Ama tam tersi ise o şirketteki kalma süreniz azalır. Bir diğer konu özlük haklarınızın teslim edilmesi. Maaşınızın zamanında ve tam verilmesi. Yazması bile yanlış geliyor ama maalesef bu konularda çalışanlarını mağdur eden çok işveren bulunuyor. Bir diğer konu size işe alım sırasında vaadedilen hususların hayata gçeip geçmemesi. Sözün özü bir çalışan o işyerinde kalıp kalmayacağına en geç altı ay içinde karar verebilir. Kouşllar kötüleştikçe karar süresi de kısalır.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Sizden ücretsiz olarak gerçekleştirilecek ve iş çıkışında rahatça katılanabilecek İnsan Kaynakları Uygulamaları adlı eğitimin duyurusu konusunda yardım istiyorum.Ana sayfanızda eğitim duyurusuna yer verirseniz sevinirim. Böylece konu ile alakalı bi çok kişye yardımcı oluruz 🙂 Eğitimin detayları için
http://www.facebook.com/event.php?eid=176119325814773#!/event.php?eid=234058089993904 sayfayı ziyaret etmek yeterli olacaktır.
Sevgilerimle…..
Sevgii Tubat,
Kaaynağım İnsan’da kendi eğitim duyurularım harıç duyuru yapmıyorum prensip olarak. Çünkü bu sonrasında başa çıkmayacağım hale gelir. O kadar çok bu şekilde eğitimler düzenleniyor ki, Kaynağım İnsan duyuru sitrsi haline gelir.
Dilerim eğitiminiz güzel geçer. Yalnız Facebook sayfanızdaki bilgilendirme de az. Mesiad’in açılımı nedir? ben bilmiyorum. Mesiad nerede? Bunun gibi o kadar çok sorum var ki? Eğitimi kim veriyor? Bu bilgileri duyurunuza eklemenizi tavsiye ederim.
Sevgilerimle
Merhaba İpek Hanım,
İstanbul Gelişim Üniv. 2 yıllık m.y.okulu’nu bu yıl bitiriyorum ve önümde bir DGS var. Staj yaptığım dönemde gördüm ki işletmede bulunan bir çok İ.K. memur ve uzmanları işletme bölümü mezunu. Sizin özgeçmişinize baktığımda ÇEKO mezunu olduğunuzu gördüm.İnsan Kaynakları alanında malesef Sakarya Üniv. dışında 4 yıllık başka bir üniversite de bu bölüm yok. İnsan kaynakları alanında kariyer oluşturmak için Çalışma Ekonomisi bölümünden mi devam etmeliyim yoksa işletme,psikoloji gibi bölümlerde mi lisans eğitimimi tamamlamalıyım?
Zaman ayırdığınız için Teşekkür ederim.
Sevgili Mustafa,
Bu belirttiğin her dal mezunu İK’da çalışabiliyor. Her dalın kişiye kattığı altyapı farklı. Mesela psikoloji okursan işletmecilik tarafını ayrıca takviye etmen gerekir. Çalışma ekonomisi iş hukuku ve çalışma tarihi ve teorisini iyi verir. İşletme bunlar yanında en genel bölüm kalıyor. Senin tercihin açıkçası. Şunu seç diye yönlendirme yapmaktan şu aşamada kaçınırım. Sen her bir bölümü iyi araştır, ne öğrettiklerini anla, o zaman kararını daha kolay vereceksin.
merhaba ipek hanım,
dumlupınar üniversitesi bilecik i.i.b.f kamu yönetimi 2009 mezunuyum. Yaşadığım yer küçük oluduğu için iş bulmam zor oldu.kpss’ye çalışmaya karar verdim ve maliyenin açtığı gelir uzmanlığı yardımcılığı sınavını
yedekten kazandım.bu iş belki olur umuduyla 1 yıl bekledim ve şimdi olabilme ihtimali biraz zor.bu arada da özel sektörde iş aramaya çalıştım ve bazılarına ailemin bana olan tutumu yüzünden katılamadım.katıldıklarımda olmul olmadı.bu biraz belki özel olucak ama okulu bitirmeden sevdiğim insanla tanıştım ve kendisi de istanbul da yaşıyordu.yaptığım iş başvuruları istanbul odaklı yapmaya çalıştım.ailemin tavrı yüzünden yaptığım başvurulara gidemedim hatta gönderilmedim.şimdi bahara doğru evlenicez.bu geçirdiğim süreyi iş başvurularımda nasıl açıklamam gerktiği konusunda yardımcı olur musunuz?küçük bir yerde yaşamasaydım mutlaka insan kaynaklarını seçerdim ve bu doğrultuda hedeflerimi belirlerdim.sizce bu saatten sonra insan kaynaklarında çalışmak istesem nasıl bir yol izlemeliyim?yanıtlarınız için şimdiden teşşekkür ederim ipek hanım sevgilerimle….
Sevgili Sabiha,
Hayat hepimize farklı açılımlarla geliyor. Birincisi yaşadıklarının bir nedeni ve sana katkısı hep var. Geçen bu sürede çok düşündün, sabretmeyi öğrendin. Bardağın hep dolu tarafından bakmalısın.
İK için hiçbir zaman geç değil. Ama sana sorum: İK istiyorsun da, onun için ne yapıyorsun? İK kitapları, kaynakları okuyor musun? Kendi kendini İK için ne derece düzenli geliştiriyorsun? İstemek güzel ama onun için emek sarfetmedikçe sonuca gitmen biraz zor olur.
Sakın hiçbir güçlük seni demotive etmesin. Güçlükler bizi geliştirir, güçlendirir. Sen de sadece ‘başarılı olacağım’ demelisin kendine. Ve başarılı olmak için bu mesajı okudun andan itibaren oturmayı bırakıp kendini geliştirmeye çalışacaksın.
Mülakatlarda ‘çalışamadım ama kendimi çok geliştirdim, hiç boş durmadım, şu kadar mesleki kitap okudum, kursa gittim’ gibi sözlerle durumunu çzgüvenle anlatırsan ikna edebilirsin karşındaki kişiyi
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Söylediğiniz gibi sabretmeyi öğrendim.Aslında hayata iyimser yaklaşırım ve dediğiniz gibi bardağı dolu tarafını görmeye çalışırım.İnsan kaynakları konusunda hangi kitapları önerirsiniz?Bu konuda geliştirebileceğim kaynaklar neler?
Yardımlarınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle.
Sevgili Sabiha,
Sana bir kaç kitap ismi gönderiyorum.
Stratejik İK Yönetimi – Prof. Dr. İsmet Barutçugil
İK Yönetimi – İ.Ü. İşletme Fakültesi
Stratejik ve Uluslararası Boyutları ile İK Yönetimi – M.Şerif Şimşek / H. Serdar Öge
İK Yönetimi – Nuri Tortop / Burhan Aykaç / Hüseyin Yayman / M. Akif Özer
İK Yönetimi – Prof. Dr. Dursun Bingöl
İK Yönetimi – Prof. Dr. Serkan Bayraktaroğlu
İK Yönetimi – Dr. İlhami Fındıkçı
21. Yüzyılda İK Yönetimi – Sibel Gök
Stratejik Performans Yönetimi ve Performans Karnesi – Ali Coşkun
Performans Yönetimi – Prof Dr. İsmail Barutçugil
Kariyer Planlama ve Yönetimi – Esra Sevinç
Stratejik İK Planlaması – Ömer Faruk Akyüz
İnsan Kaynaklarında Yeni Eğilimler – Ernst & Young
Çalışma Yaşamında Kariyer – Serpil Aytaç
Performans Prizması – Dr. Hümeyra Töre Başat
Yetenek Yönetimi – Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altınöz
Performans Yönetimi – Richard Luecke
İKY / KYS Terimler Sözlüğü – Zafer Erkoç
İş Kanunu – Av. Mehmet Acum / Av. Ramazan Çakmakçı
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım ,
Öncelikle verdiğiniz bilgilerin işime çok yaradığını belirtmek istiyorum .Uludağ ünv. çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkiler bölümünden bir sene önce mezun oldum .İnsan kaynakları alanında çalışmak istiyorum , fakat staj yapıcak yer bile bulamıyorum mezun olduğum için , 2 ay kadar süreli bir danışmanlık firmasında staj yaptım ama hem staj süresinin dolması bir de bana çok şey katmadığını düşündüğüm için çıktım . Sadece ik portallarından adayların görüşmelerini ayarlıyorduk . Sizce süreçlerin hepsini görebileceğim bir şirkette çalışmak istemem mi hata? İnsan kaynakları uzmanlık programını bitirdim bu alana daha çok ısınmamı sağladı daha çok özellikle iş analizi ve performans değerlendirme analiz kısımları proje aşamaları. İş görüşmelerinde ki tecrübe eksikliğini de nasıl kapatabilirim , bu konuda çok istekliyim , ayrıca çalışacağım işte de sürekli birşeyler öğrenmek istiyorum , okul gibi görüyorum bu hata mı?
Sevgili Dilek,
Aslında sorduğun sorular senin gibi İK ile ilgilenen ve bir köşesinden tutmayı başarmışların ortak kaygılarını yansıtıyor. Sırası ile cevaplayayım:
1. Danışmanlık firmasındaki kısıtlı iş öğrenme imkanlarını vurgulamışsın. Haklısın, seçme yerleştirme danışmanlığı yapan şirketlerin stajyerlere veya yeni başlayanlardan ilk etapta istediği yrgane iş özgeçmiş tarama ve mülakat programı yapmaktır. Bu görev tanımı zaman içinde gelişir ve mülakat yapmak yetkisi de verilir. Ancak sen şu an karşındaki tecrübeli veya tecrübesiz birini mülakata alabilecek seviyede değilsin. Dolayısıyla senin bir süre mülakat eğitimi alman gerekiyor. Bu süre içinde danışmanlık kurululuşlarında sana yetmeyen işleri yapmak zorundasın. Seni sıksa da danışmanlık firmalarının sana bu yaşında sunabileceği imkanlar daha ötesine geçemez.
2. İş analizi ve performans değerlendirme süreçleri İK’nın bel kemiğini oluşturuyor. Diğer bütün fonksiyonlar bu ikisinin üzerine inşa ediliyor. Senin gireceğin şirkette İK sistemi kurma tecrübesi elde etmeni çok dilerim. Bu işler kolay değildir, çok iyi proje yönetimi gerektirir. Projeyi bütürmek bir sınav olmakla beraber onu hayata geçirebilmek ve sağlıklı bir şekilde işletebilmek bambaşka bir zorluktur.
3. İK hakkında birşeyler öğrenmek için illa bir şirkete girmene gerek yok. Hatta belki şirket bünyesine girdiğinde hayal kırıklığına uğrayacaksın. Kitaplarda yazılan pek çok İK fonksiyonunun verimli kullanılmadığını göreceksin.
Sana tavsiyem internet üzerinden Türk ve yabancı blogları iyi takip etmen. Özellikle yabancılarda pratiğe yönelik çok güzel yazılar çıkıyor. O zaman mülakatlar esnasında da cevapların çok daha meslek odaklı olur. Özgüvenli cevaplar üretirsin.
4. Sadece kariyer portallarında çıkan ilanlara başvurma. Bulunduğun şehirdeki bütün şirketlere özgeçmişini mail aracılığı ile gönder. Telefonla ara. Görüşme talep et. Kısacası işinin peşinden git. Ben gönderdim, kimse aramadı diye kaderci davranma.
Sevgilerimle,
merhaba İpek Hanım,
İk bloglarının hemen hepsinde isminizi gördüm ve bir tanesinde üniversite öğrencileri tarafından çok sevildiğiniz yazıyordu. Bu beni size yazmam konusunda motive etti. Psikoloji bölümünden mezun olmak üzereyim bu bölüme başladığımdan beri ik alanında çalışmak istiyordum ,ancak şuanda staj yeri bulmakta zorlanıyorum, “yılmamalısın” diyeceksiniz sadece bu yeterli olacak mıdır? Daha ögrenciyken neler yapabilirim, hangi eğitimler seminerler kurslar… Yeni mezunu en iyi yapan nedir?
Sevgili Gül,
Sana benden beklediğin ‘sihirli formülü’ veremem. Çünkü öyle bir formül yok. Burada yapman gereken İK konusuna odaklanarak bol bol kitap okumak ve kaynak takip etmek. Ama bu takibi sistemli yap. Canın istediğinde değil. Her gün en az bir saat İK okuması yapacağım de mesela.
Bunun haricinde başvurulara devam. Özgeçmişinin nasıl olduğu elbette çok önemli. İK odaklı bir özgeçmiş hazırlamalısın. Bazen kişi çok istese bile özgeçmiş yeterli olmadığı için istediği gibi bir işe giremiyor. İstersen özgeçmişini gönder bakayım: [email protected]
Bütçen yeterli ise sertifika programına katılabilirsin.
Bir İK blogu açarak okuduklarını, takip ettiklerini internet ortamında paylaşbilirsin. Bu seni mülakatlarda güçlü kılar. Üretken bir insan olduğunu ve İK bilgini gösterir.
İK ile ilgili ücretsiz etkinlikler oluyor. Örneğin yeni bir oluşum var: Birlikte İK. onların etkinliklerine katılarak konuşmacıları dinleyebilirsin. Faydası olur, özgeçmişine yazarsın. Aşğıdaki linke bak lütfen. (linki tarayıcına kopyala, tıklarsan yanlış yere atıyor)
http://www.linkedin.com/osview/canvas?_ch_page_id=1&_ch_panel_id=1&_ch_app_id=2000&_applicationId=2000&_ownerId=0&appParams={%22event%22%3A%22887867%22%2C%22page%22%3A%22event%22}&trk=link-events-detail-detail
Sevgilerimle
sitenize yeni kaydoldum acaba staj ilanlarıda veriliyor mu?
Hoşgeldiniz srfkptn,
Stajyer ilanı da çıkabiliyor. Ancak son günlerde yayınlanmış stajyer ilanı bulunmuyor. :/
Merhaba Ipek Hanim,
Oncelikle site cok guzel olmus emeginize tesekkurler.Ben uluslararası bir firmada finans departmaninda calisiyorum 2009 dan bugune.Ancak Insan Kaynaklari alaninda kariyer yapmak istiyorum ve bu alanda yuksek lisans yapiyorum.Ancak is basvurularina baktigimda uzman ilanlarinda ik deneyimi,eleman ilanlarindada yas engeli karsima cikiyor.Ne yapacagimi bilemiyorum kisa surede adapte olup sureclerde basarili olacagimi dusunuyorum ama baslangic yapamamak beni cok uzuyor.Is cikisinda hicbir ucret talebim olmaksizin bu alanda deneyim kazanmak icin bir yer bulabilirmiyim diyorum is cikisi yada haftasonlari ama buda dogru bir yolmu onuda bilemiyorum.Bu ise baslamak icin yas bu kadarmi onemli sizce bu arada 05.11.1983 luyum ne yapmam gerektigi ile ilgili bana fikir verirseniz cok sevinirim simdiden tesekkurler..
Sevgili Samiye,
İK’ya geçmek için hiçbir zaman geç değil. Finans bölümünde çalışman ve aranın sayılarla iyi olması aslında büyük avantaj. Kendini geliştirmeye devam etç Özgeçmişini görmem gerek. Belki özgeçmişin iyi yapılandırılmamıştır.
[email protected] a zögeimişin gönderir siniz?
merhaba ipek hanım,
sizi 4 gün önce Çanakkale den İzmir e giderken otobüste okuduğum dergideki söyleşinizde tanıdım ve bu benim ilgimi çekti hatta hoşuma da gitti. size sorulan sorunun bir tanesi insan kaynakları final sınavımda çıkmıştı ve ben bu dersimi bütünlemeye bıraktım sizden ricam bu konular hakkında biraz yardımcı olur musunuz?
1-İKY’ni Önemli Kılan Güncel Konular ve Gelişmeler
2-İnsan Kaynakları Yönetiminin Temel İlkeleri
3-İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI
4-Performans değerlemede, meydana gelebilecek hatalardan korunabilmek için alınabilecek önlemler
5-Ücret Düzeyini Etkileyen Unsurlar
fırsatınız olurda değerlendirirseniz sevinirim teşekkürler…
Sevgili hsnhsyndal,
Bana yazdığın her başlık başlı başına upuzun konular. Ve bu konulara İK kitaplarından çok rahat ulaşabilirsin. Sanırım benim sana bunları saatlerce yazmamdan ziyade senin oturup bu konulara saatlerce çalışman konuyu öğrenmen bakımından daha faydalı olacaktır.
Sevgilerimle
Merhaba İpek Hanım,
Öncelikle siteniz bugüne kadar takip ettiğim ettiğim İK sitelerinden cok farklı bilgiler veriyor.Sizi takdir ve tebrik ediyorum.Son bi kaç gündür ,yayınlamış oldugunuz videolarınızı izliyorum,gerçekten cok yardımcı oluyorsunuz.İş görüşmelerinde verdiğim cevapları gözden gecirip yeniden bi çalışma yaptım ve dediğiniz ayrıntıları not aldım.Size cok teşekkür ederim.
Bir süre önce işimden ayrıldım ve sonrasında bir çok iş başvurusu yaptım.İkinci hatta üçüncü görüşmeye kadar kabul edildiğim iş görüşmesi oldukça cok.Fakat bir türlü anlaşıp işe başlayamadım.
Bazı firmaların neden geri dönmediğini bir türlü anlayamıyorum,acaba CV’imde mi sıkıntı var.İkinci ve ücüncü görüşmeye kalıp bu kadar olumsuz cevap alma nedenimi hala çözemiyorum.Bana bir yol gösterirmisiniz lütfen,enerjim bitiyor artık.
Merhaba Cancan,
Öncelikli olarak Kaynağım İnsan’ı okuduğun ve yorumların için teşekkür ederim.
Gelelim soruna:
Eğer özgeçmişim olumsuz olsa birinci görüşmeye dahi çağırılmazsın. Demek ki konu özgeçmişte değil. O zaman düşünelim neler olabilir?
1. Rakiplerin senden güçlü olabilir. Burada senin yapabileceğin tek şey hangi konularda kendini geliştirmen gerektiğini saptaman. Bu arada seni seçmeyen firmalara “neden seçilmedim?” diye sorabilirsin. Belki aralarından dürüst olan çıkar ve sana eksik bulunduğun yanı söyler.
2. İş görüşmesi süresince olumsuz bir tutumun oluyor mu? Onu da sanımıyorum. Çünkü olumsuz olsa 2., 3. etaba çıkamazsın.
Sanırım rakipler seni geçiyor. Ama neden geçiyor, bunu senin bulman gerek.
İstersen bana özgeçmişini gönder bakayım: [email protected]
Merhaba İpek Hanım,
Ben çalışma ekonomisi 3.sınıf öğrencisiyim geçen yıldan beri sizin yazılarınızı takip ediyorum ve insan kaynaklarını tanımamda sizin etkiniz çok büyük oldu.Siz her yazınızda bize işinizi severek yaptığınızı hissettiriyorsunuz ve ben de yazılarınızı okudukça insan kaynaklarına olan isteğim her geçen gün daha çok artıyor.Benim sormak istediğim konu ise insan kaynaklarının hep sayısala dayalı bir meslek olarak nitelendirilmesi.Bugüne kadar sayısal derslerle aram hiç mükemmel olmadı ve eğer insan kaynaklarının içerisinde sürekli matematikle uğraşmam gerekicekse bu çok istediğim meslekten uzaklaşmak zorunda kalacağım.İKda matematiksel zeka ne kadar önemli ve anında karar vermem gereken olaylar çok mu fazla karşıma çıkacaktır?
Bir de bu alanda raporlama yapılırken excel,word,powerpoint gibi programların dışında başka programlar da kullanılıyor mu mezun olana kadar staj yapmak dışında kendimi bu mesleğe nasıl hazırlayabilirim örneğin herhangi bir ik kursuna gidip sertifika aldığımda mezun olduktan sonra beni ik uzman yardımcısı olarak işe alabilirler mi ve özel bir şirket için alınan bu sertifikaların meb onaylı olması nekadar önemli bunları merak ediyorum
Merhaba Behappy,
Beni çok mutlu eden mesajın için teşekkür ederim.
Kısa mesajında 4 tane soru sormuşsun. Teler teker cevap vereyim.
1. Sayıları sevmeyebilirsin, ben de çok hoşlanmıyorum ama sayılarla işimiz oluyor. Ama bu iş 4 temek matematik işlemi, yüzde, ortalama almak gibi basit istatistiksel yöntemler ağırlıklı. İK metrikleri isimli bir konumuz var, burada işimiz sayılarla. Ücretler konusu sayılar … ama sayılar bütün iş hayatında karşına çıkacak. Çünkü ölçemediğimizi yönetemiyoruz. Ölçmek de sayılar demek. Gözün korkmasın, demoralize olma. Senden bütük matematik denkelmleri kurman beklenmeyecek.
2. MS Office programları haricinde bilgisayar bilgisine ihitiyacı yok. Girdiğin şirket eğer bir İK yazılımı kullanıyorsa bunu öğreneceksin. Kimse senden o yazılımı bilmeni istemeyecek. Ama çabuk öğrenmen beklenecek.
3. Mezuniyet öncesinde İK kitapları oku ve bir iş kütüphanesi kurmaya başla. Bir iş dergisini düzenli takip et. Kısacası bol bol okuma, araştırma yap. Kendine bir İK blogu aç, öğrendiklerini internnete paylaş. İK sertifika programına katılman da faydalı olur. MEB sertifikalı olması çok da mühim değil.
Sevgilerimle
Merhaba İpek Hanım ,
Ben henüz ögrenciyim ve cv hazırlama konusunda sıkıntı yaşıyorum hem cv’mi doldurcak kadar tecrübe sahibi olmamam hem de nasıl bir formatta hazırlamam gerektiğini bilmiyorum.Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim .
İyi Çalışmalar 🙂
Sevgili Deniz,
Özgeçmişine yazabileceğin iş tecrüben veya stajın yok anladığım kadarıyla. Peki üniversite boyunca hiç bir üniversite topluluğu, kulubünde çalışman oldu mu? Bir etkinlikte görev aldın mı? Bunları yazabilirsin. Üniversite hayatın boyunca yaptığım projeler olabilir. Bunlardan en beğendiklerini bir başlık altında yazabilirsin. Blog yazıyor olabilirsin. Bu bilgiyi eklemen faydalı olur. Okul sürecinde katıldığım konferans, seminerler olabilir. Bunları yazmalısın. Sosyal medyada üniversite öğrencilerine yönelik yarışmalar açılıyor şirketler tarafından. Bunları takip edip katılarak bilgisini de özgeçmişine yazabilirsin.
Halen öğrenci olduğunu belirtmişsin. Eğer şu yukarıda yazdıklarıma dair hiçbir çalışman yoksa derhal bu aktiviteleri hayatında oluşturmaya başla.
Üniversite yaşamını sadece okul – ev arasında gidip gelerek geçirmeyi tercih edenlerin artık iş bulması zor. O neden bir an önce sen de hayata karışmaya bak.
Okul süresince mutlaka 1-2 staj yap.
Sevgilerimle
Merhaba İpek Hanım,
Sitenize İ.K hakkında araştırma yaparken rastladım ve iyiki rastladım İ.K hakkında çok bilgim olmamakla beraber sitenizde birkaç sorumun cevabını buldum çok faydalı güzel bir site tebrik ederim. Size birkaç sorum olacak İ.K sadece büyük işletmelerin ihtiyacı olan bi bölüm müdür ? Yada 15-20 elemanı olan bir işletmenin İ.K’ya ne kadar ihtiyacı olur? Ben AOF kamu yönetimi okuyorum İ.K ya yönelmek istiyorum fakat küçük bir şehirde yaşamam dolayısıyla özelde iş bulamama kaygım var. Kurs araştırması yaptım bitiminde europass sertifika veren 80 saatlik kurs buldum ama bana ne kadar faydası olur 80 saat yeterlimidir hiç bir fikrim yok. Bir kursa katılmam şartmı kitap okumam yeterli olacakmı ? Şimdiden tşkr ederim.
Sevgili Life,
Elbette 20 kişilik bir şirkette İK uygulamaları yapılabilir. İşe alım, performans değerlendirme, eğitim, motivasyon, memnuniyet takibi bunlardan sadece birkaçı.
Burada İK’cının bilgisi yanında ana unsur şirket sahibinin İK uygulamalarını bilmesi ve bunların şirketin varolmasını hedeflemesi. Ülkemizde pek çok firma sahibi İK konusunda bilgisiz. O nedenle senin bilginin kıymetini anlamayabilirler. 20 kişilk bir şirkette İK’nın faydasını ve gerekliliğini anlatman ve ikna etmen biraz parça zor olabilir.
İK hakkında hem kitaplar, hem de sertifika programları kanalıyla kendini geliştirebilirsin. Özellikle kitaplar ve internet üzerinden ulaşabileceğim kaynaklar bir ömür seninle birlikte olmalı. Ben artık öğrendim diyemiyoruz bu meslekte. Ben ayda 3-4 kitap okuyorum. Kendimizi geliştirmemiz şart İK işinde.
Sevgilerimle
Şirketimize Sanat yönetmeni yada grafiker aramaktayız.Tanıdıklarınız varsa [email protected] adresine cv lerini göndermelerini rica ederim.
Sevgili Ayşen,
İlanı yayınlamak için ‘İş İlanları’ kategorosini seçersen daha çok veriim alabilirsin.
Sevgilerimle,
Hayretle, büyük bir şaşkınlıkla, nasıl yani sorusunu sora sora bir saatten fazla bir süredir bu siteyi gezmekteyim. O denli büyük bir kaynağa denk geldim ki, ilk bu duyguları yazmak istedim sanırım. Şimdi normale dönebilirim galiba.
Merhaba İpek Hanım.
Soruların önemli bir çoğunluğu İK alanında çalışmak isteyenlere ait. Açık konuşmak gerekirse İK benim de ilgimi çeken bir ilan ve hatta başvurduğum ilanlardan dönüş olsa gel çalış deseler, içim biraz burkulur ama gerçekten de çalışmayı isterim.
İçim burkulur dedim, çünkü hep Kurumsal İletişim ve İş Geliştirme departmanında görev almak istedim. Aslında 2008 yılında henüz yeni mezunken bir firmada bu departman için planlanmıştım. Çift anadalım ve askerliğim nedeniyle 1 sene boyunca mali idari işlerde çalışıp askerlik ertesi Kurumsal İletişim ve İş Geliştirmede başlamam istendi çünkü o departman yetkilisi beni eğittikten sonra emekli olmak istiyordu ve kesintiye uğratmamaya çalışıyordu bölümü. Ama… 2009 da Tam çift anadalın bittiği ve askerlik kararı aldırdığım günün ertesi, şirket kapanma kararı aldı. Aniden. Askerden döndükten sonra, cv me istemeyerek de olsa bu deneyimi de ekleyerek başladım idealler peşinde koşmaya. Uzun bir zaman kovaladım bu işi. Tabii bu zaman zarfında dönemsel idari işler ağırlıklı çalışmalar da yaptım.
Ve artık maddi ve manevi zorluklar yüzünden bir satış işi kabul etmek zorunda kaldım. Bu arada devam ettim aramaya ama açıkçası pek çağrıldığım söylenemez. Nedeni de anlam veremediğim şekilde bu departmanlara min.2 yıl tecrübeli adaylar aranıyordu. (Zembille iniyor onlara tecrübe sanırım) Ben kendimi bu şekilde yetiştirmek istiyorum. Özgeçmişim de açıkçası kariyer hedefim bu şekilde yazıyor. Ama deneyim kısmı hiç de bunlarla alakalı değil yaptığım işlerden ötürü. Bu departmana bir yolunu bulup girmeliyim. Ama nasıl? Yılmadan başvuru yapmaktan pek sonuç elde edemedim sanırım. İstediğim şans. Küçük bir şans. Bir çağrılsam mülakata belki olay bitecek. Diğer işleri de yapabilirim asla yapamam demiyorum. (yasal olarak toplamda en fazla 2 ay da olsa) bu küçük minik şansı yakalamanın bir yolu olmalı. Ama ne? İdeallerimden vazgeçmeyi inanın hiç istemiyorum. Yaptığım işi sevmek değil “sevdiğim işi yapmak istiyorum” Bir fikriniz varsa inanın kutup yıldızım olur. Bu karanlıkta yolumu böyle bulurum belki.
Uzun yazdım biraz farkındayım, yorduysam affınıza sığınıyorum. İyi çalışmalar.
Sevgili Sourmenia,
kaynağım İnsan için yazığın güzel sözler için teşekkür ederim.
Sana Stephen Covey’in Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabını almanı ve büyük sabırla, altını çizerek ve üstüne düşünerek okumanı istiyorum.
Mesajındaki içeriği dğeiştimek için kendini geliştirmen şart. İstedğin Kurumsal İletişim ve İş Geliştime konularında kitaplar okumalısın. Bilgini geliştirdikçe hayatındaki söylemlerin de değişecek. Şöyle düşün: sen daha kendi işini, kariyerini geliştiremezken, başkalarının işerini nasıl geliştirebilirsin? Seni böyle bir pozisyna oturtsalar, sorumluğun gereği işi sıfır noktasından alıp geliştireceksin. İşte sen. Sıfır noktasında değilsin belki ama istedğin dalda sıfıra yakınsın. Madem İş geliştirmeci olmak istiyorsun, al bununla ilgili kitaplar, kaynaklar oku ve ilk iş olarak kendini geliştir.
İş hayatı sen bilgi ekmedikçe verimini vermez. Ümitsizlik, umutsuzluk, negatiflik seni hiçbir zaman bir adım öteye taşımayacak. Dolayııyla ilk başta tutumunu, düşünceni değiştir.
Bana özgeçmişini gönderebilirsin. Bakayım ve görüşlerimi söyliyeyim. Belki özgeçmişinde aksaklıklar vardır. E-posta adresim:
[email protected]
İpek hanım İKZ’de sizi dinledim ve işime yarayacak şeyler öğrendim. Sunumunuzun sonunda isteyenler cvlerini bana ulaştırsın ben kontrol ederim, gerekli düzenlemeleri yaparım dediniz. Ancak sitenizde size ulaşabileceğimiz hiç bir adres yok sizinle nasıl iletişime geçebilirim acaba?
Merhaba Akbal,
E-posta adresim: [email protected]
Sevgilerimle,
İpek hanım. Merhabalar öncelikle. Sitenizi araştırma yaparken inceledim. Faydalı bir site olduğunu katılımcıların yazılarından anlayabiliiyorum. Araştırma yaptığım konuya ise, firmanın insan kaynakları ve idari prosedürlerini, talimatlarını oluşturmak, ik süreçelerini oluşturmak istiyorum fakat konu ile alakalı elimde hali hazır bir örnek yok. nerenden ve nasıl temin edebilirim. yardımlarınızı bekliyorum. İyi günler…
Sevgili Hasan Şahin,
İnternette araştırma yaparsanız ve piyasadaki İK Yönetimi kitaplarını alırsanız yazdığınız İK dokumantasyonuna ait pek çok örnek bulabilirsiniz. Google’ı denemenizi tavsiye ederim. Yerli ve yabancı binlerce kaynak elinizin altında, araştırma ve okumanıza açık.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Ben, sizi Akdeniz Üniversitesi’ne geldiğiniz zaman tanıma fırsatını yakaladım ve iyi ki tanımışım:)
Bu sene işletme son sınıf öğrencisiyim ve grup projemiz insan kaynakları ile ilgili bu ödevin bir parçası olan soru şu;FARKLILIKLARIN YÖNETİMİNDE İKY’NİN VE İK YÖNETİCİLERİNİN ROLÜ NEDİR?
Sevgili Havva,
Çok güzel bir konu. Bu konu üzerine çalışmanızın sunumunu benimle paylaşırsanız Kaynağım İnsan’da seve seve yayınlarım. Ama sakın bana bu konuyu anlatın deme. Bu sizin projeniz,ödeviniz. Projenizi bana yaptırmaya umarım çalışmıyorsundur. Çalışın, araştırın, bol bol okuyun, eğer takıldığınız bir yer olursa onu bana sorun. 🙂
Sana kolay gelsin.
Merhaba İpek Hanım,
Teklifinize çok sevindim.Biz şimdi bu konu ile ilgili araştırmaları yapıyoruz.Farklılıkların yönetimi ile ilgili tezleri okuyup analiz yapmaya çalışıyoruz.Konu ile ilgili çok fazla akademik çalışma olmadığı için kaynak kısıtı olabilmekte.Bu konu hakkında çok çalışma yapılması gerekmekte.
Size sorumu sorarken projemizi size yaptırma gibi bir düşüncem olmadı.Yanlış anlaşılmak istemem.Dediğim gibi biz akademik olarak araştırıp bu konuyu öğreniyoruz.Siz değerli bir İnsan Kaynakçı olduğunuz için bu konuya İnsan Kaynakçısı gözüyle bakarak bana görüşlerinizi belirtmenizi rica etmiştim.
Teşekkür ederim.
İpek Hanım Merhabalar,
Blogunuz da oldukça faydalı bilgiler paylaşıyorsunuz. Okumaktan keyif alıyorum. Benim size sorum mülakatlardan sonra adaylara olumsuz geri dönüş nasıl olmalı? nasıl daha etkili veya adaylara sanki bunun hayatlarının sonu değilmişçesine bir gei dönüş yapmamız gerekiyor? Rica etsem yardımcı olabilir misiniz? bilgilerinizden faydalanmak isterim.
Teşekkürler
Saygılarımla
Merhaba Begüm,
Kaynağım İnsan’ı takip ettiğin için teşekkür ederim.
Adaylara mülakat sonrası telefonda olumsuz haberi vermektense şunu yapabilirsin: Mülakatın sonunda ‘Gçrüşmelerimizi devam ediyor, bugün ayın 9’u. Lütfen ayın 20’sine kadar bizden haber bekleyin. Eğer size telefon açarsak bu ikinci görüşme gün ve saatini bildirmek için olacak. Eğer telefpn almaz iseniz şu an için bir araya gelemiyoruz demektir.’
Bu cümleler ile aday en azından ayın 21’i itibariyle telefon gelmediğinde görüşmenin olumsuz olduğunu anlamış oluyor. Sen de telefonda kötü haber vermek zorunda kalmıyorsun.
Ancak bu tip bir bildirimi artık 2. görüşeyi geçmiş birine yapamayız. 2. Görümeye girmiş birine telefon açman gerekiyor. Bu telefonda da ‘Şu an için diğer aday üzerinde odaklanmaya karar verildi. Görüşmelerimize katıldığınız için teşekkür ederiz’ diyoruz.
Kurumsal iletişim hakkıdna ana hatlarıyla bilgi sahibi olabilmek için ulaşabileceğim görsel,yazınsal eserler nelerdir acaba?
teşekkürler
İpek Hanım merhabalar,
Sizinle Paü Yeni Ufuklar Kulübünün düzenlemiş olduğu hayatı doldur etkinliğinde tanışmıştık. Sizlere benim için önemli bir konu hakkında fikrinizi almak istiyorum.
Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden 2010 yılında mezun oldum ve 10 ay kimya fabrikasında çalıştım. Ancak pozisyonumun belli olmaması ve joker çalışan olarak kullanıldım ve en sonunda istifa ettim. Şu anda kendi işimizi yapmaktayım. Üzüm çekirdeğinin pazarlamasına ve denizlide marketlerde mağazalara ürün takiplerini yapmaktayım. Bugün aldığım habere göre Denizli Şişecam da Kalite Kontrol bölümüne kimya mühendisi aranmakta ve çalışan kişi de çok yakınım olmaktadır. Bende denizlide ikamet ediyorum. Ancak Şişecam gibi büyük bir firmada çalışmalı mıyım yoksa yeni büyümeye çalışan kendi işimize mi devam etmeliyim. Yardımlarınız ve değerli fikirlerinizi beklemekteyim.
Saygılarımla,
Merve Özdemir.
Sevgili Merve,
Bunlara hayata dair alınen stratejik kararlar. Bu tip kararlara 3. şahıs olarak bu kadar az bilgi ile müdahil olmak pek doğru değildir. Ama şunu söyleyeyim: ben senin yerinde olsam şansımı denerdim. Aklımda kalmazdı. ‘Keşke deneseydim’ demek en kötüsüdür hayatta.
İşe gir ama sonra düşün orada açlışıp çalışmamayı. Girmediğin iş için kendini bunaltma.
Sevgilerimle,
Merhabalar İpek Hanım, araştırmam için sizin de görüşünüzü almak istedim. İşletmelerin işe alım kriterlerinin kesin ve net olması sizce nasıl yapıya sahip olduklarının göstergesidir? nasıl değerlendirirsiniz? İşverenler açısından olumlu mudur? Ben kurumsal bir yapıya sahip oldukları fakat esnek olmadıkları yorumu yaptım fakat bunu biraz daha açıklamam gerekiyor. Bu konuda görüşünüzü paylaşırsanız memnun olurum. Saygılarımla, iyi çalışmalar.
Merhaba Selman,
Soruna bu kadar geç cevap verdiğim için özür dilerim.
İşe alım kirterleri bir şirket için çok önemlidir. Şirketin mevcut yapısının analiz edilmesi kadar gelecekteki yapısına atılan temeldir. Elbette bu kriterler dinamiktir. Çünkü şirketler, iş piyasası, ekonomi dinamik.
Şirketin iK yapısı anlamında belirli standartlarının olması şarttır. İşe alımlarda insana göre pozisyon, pozisyona göre insan yaklaşımlarını harmanlamaya çalışırız. Bazen hiç öngörmediğimiz becerilere ve niteliklere sahip biri bizim kriterlerimizi geliştirmemizi sağlarken, bazen de kıt insan kaynağı içinde aradığımız alt standartları bile bir türlü bulamayız. Ama arayışın sonucu ne olursa olsun şirketlerin neyi aradığını mümkün olan en net şekli ile tanımlaması gerekir.
Merhaba, projem için fikrinize ihtiyacım var,
‘İK metrikleri ile büyük bir şirketi daha iyi nasıl geliştirebiliriz?’
Teşekkür ederim.
Merhaba Gülhan,
İK metriklerinden aldığımız sonuçları geçmiş sonuçlarla kıyaslayarak gelecek stratejilerimizi oluştururuz. Stratejik İK ynöetimi verileri bilgiye, bilgiyi stratejiye dönüştürebilen İK’dır. İK’cılar şirketin geleceğinin şekillenmesinde faaliyetlerini sayısallaştırarak üst ynöetime girdi sağlalarlar. İK metrikleri buna yarar.
Sevgilerimle,
İpek hanım merhabalar,
Çalışan memnuniyetinin ölçümlenmesi üzerine yazdığınız blog’a istinaden size insan kaynakları alanında geliştirmiş olduğumuz Çalışan Memnuniyeti ve Bağlılığını ölçmek üzerine geliştirdiğimiz anket yazılımını tanıtmak istiyorum.
Tüm anket uygulaması boyunca soruların hazırlanması , dağıtımı, raporlanması ve istatıstiki analizleri de dahil olmak üzere otomatize ettiğimiz ve müşterimizin tek tuşlama ile rapor alabildiği ve kolayca kullanabildiği esnek bir sistem kurguladık. Yazılım İnsan kaynakları alanında Çalışan Memnuniyeti Anketi ihtiyaçlarına göre tasarlandı.
ilgilenirseniz size demo yapmak da isterim.
Adresimiz : http://www.pozitifik.com
özgür
Özgür Bey,
Çok teşekkür ederim. Uygun bir zamanda görüşelim.
Saygılarımla,
İpek Hanım Merhaba,
İnsan kaynakları alanında uzmanlaşma hedefinde olan ik profesyoneli adayıyım. Sizi uzun zamandır takip etmekle birlikte görüşlerinizi ve tavsiyelerinizi önemsiyorum. Kariyer yolumda daha emin adımlarla yol alabilmek için, cv min değerlendirilmesine ihtiyacım var. Konuyla ilgili yardımcı olmak ister misiniz?
Saygılarımla,
Ela Pınar
Sevgili Ela,
Biraz geç döndüğüm için özür dilerim. Lütfen özgeçmişini [email protected]‘a gönderir misin?
Merhaba İpek hanım,
uzun süredir görüşmüyor, konuşmuyoruz. Umarım siz ve eşiniz (tabii minik yaprak’ta) iyisinizdir.
Halen cv gönderenlere yorum yapıyor musunuz merak ettim.
Eğer yorumlara devam ise cv’mi tekrar göndermeyi düşünüyorum.
Saygıyla
Sevgili Hergin,
Biraz geç cevap verdiğim için özür dilerim. Özgeçmişini [email protected]‘a gönderir misin lütfen.
Merhabalar İpek Hanım;
Kocaeli Üniversitesi Çalş.Eko. Ve End.İliş. 2011-2012 dönemi itibariyle kazandım.Bu yıl hazırlık sınıfını başarıyla geçerek birinci sınıfa başlayacağım.Bu bölümü seçmemin sebebi İK alanında kendimi geliştirmek içindi.Sizin özgeçmişinize baktığımda sizde bu bölümden mezun olduğunuzu gördüm.Bu bölümün iş olanakları çok fazla ama bir o kadarda 3. sınıftan itibaren bi alana yönelmek gerektiği ile ilgili duyumlar aldım peki bu doğru mudur? Siz bu bölüm hakkında bana tavsiye(tüyolar) verebilirseniz çok sevinirim.Son olarak diğer sorum ise İK alanında kendimi geliştirmeye ilk olarak nereden başlamalıyım ?NOT:Birkaç kitap ismi önerirsenizde ayrıca çok sevinirim. 🙂
Teşekkürler
Sevgili H. Çağlayan,
Çalışma Ekonomisi ve Enüstri İlişkileri bölümünü kazandığın için tebrik ederim. Sana en büyük tavsiyem her yıl staj yapman. İK bölümü veya farklı bölümlerde. Bir İK’cının bütün meslekleri bilmesi gerekir. Hatta iş bulabilirsen çalış. ben bütün üniversite hayatım boyunca çalıştım ve İK’cı olarak bu çalışmalarımın çok faydasını gördüm. Branşlaşmaya gelince, eğer dediğim gibi staj yapar ve çalışırsan kendin zaten belli kararları verebilecek bilgi ve tecrübe olgunluğuna sahip oluyorsun. Eğer yapmazsan kendini bilinmez bir ortamda, güvensiz hissedersin.
Önereceğim kitaplar:
Stratejik İK Yönetimi – Prof. Dr. İsmet Barutçugil
İK Yönetimi – İ.Ü. İşletme Fakültesi
Stratejik ve Uluslararası Boyutları ile İK Yönetimi – M.Şerif Şimşek / H. Serdar Öge
İK Yönetimi – Nuri Tortop / Burhan Aykaç / Hüseyin Yayman / M. Akif Özer
İK Yönetimi – Prof. Dr. Dursun Bingöl
İK Yönetimi – Prof. Dr. Serkan Bayraktaroğlu
İK Yönetimi – Dr. İlhami Fındıkçı
21. Yüzyılda İK Yönetimi – Sibel Gök
Stratejik Performans Yönetimi ve Performans Karnesi – Ali Coşkun
Performans Yönetimi – Prof Dr. İsmail Barutçugil
Kariyer Planlama ve Yönetimi – Esra Sevinç
Stratejik İK Planlaması – Ömer Faruk Akyüz
İnsan Kaynaklarında Yeni Eğilimler – Ernst & Young
Çalışma Yaşamında Kariyer – Serpil Aytaç
Performans Prizması – Dr. Hümeyra Töre Başat
Yetenek Yönetimi – Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altınöz
Yetenek Yönetimi – Dinçer Atlı
Performans Yönetimi – Richard Luecke
İKY / KYS Terimler Sözlüğü – Zafer Erkoç
İş Kanunu – Av. Mehmet Acum / Av. Ramazan Çakmakçı
Sana üniversite hayatında başarılar dilerim.
İpek Hanım Merhaba,
Size bazı sorularım olacaktı. Ben son sınıf işletme öğrencisiyim. İK alanında kariyer hedefim var. Kurumsal bir firmanın İK departmanında 3 ay staj yaptım ve bu ay kadroya dahil oluyorum. Seminerler, kurslar, kitaplar vs. ile kendimi geliştirmek istiyorum. Sizinde tablet seminerler verdiğiniz bir kurumun İK serifika programına katılmayı düşünüyordum işe başlamadan önce. Bu kurum için, eğitimlerinin kalitesi hakkında sizin düşünceleriniz nelerdir, sizce katılmalı mıyım? Sizin seminerlerinize katılmayı istiyorum, uzun zamandır bir etkinlik olmadığını gördüm. Kendimi geliştirmek adına bana önerebileceğiniz seminerler ve kitaplar nelerdir? Sorularımı cevaplarsanız çok sevinirim. İyi günler.
Sevgili Nalan,
Kendini geliştirme çabanı ve İK sevgini çok takdir ederim. Böyle devam et.
Benim maalesef düzenli bir programım olmuyor. Üniversiteler beni davet ettikçe gidiyorum.
Piyasada üniversitelerin açtığı sertifika progrmanlarına bakmanı tavsiye ederim. Özel kuruluşlarım düzenledikleri seminerlerin kalite standardından pek emin değilim. Ama üniversite hocaları en azından bilgiyi doğru aktarıyor. Ama pratiğe dair pek bir bilgi veremiyorlar. Bu bakımdan aslında sen avantajlısın. Zaten pratiği içindesin, iş hayatındasın. Üniversitelerin programlarını araştır. Hangi şehirdesin bilemiyorum. Eğer İstanbul’da isen Boğaziçi, Yıldız Teknik ve istanbul Üniversitesi’nin programları var. Fiyat farklılıkları vardır elbette ama ben bilemiyorum.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Akdeniz Üniversitesi’nde düzenlenen İnsan Kaynakları ve Eğitim gününe konuşmacı olarak katıldığınız günden beri sosyal medyada sizi takip ediyor,yazılarınızı büyük bir ilgi ve merakla okuyorum.
İktisat bölümünden yeni mezun oldum.”İnsan Kaynakları Elemanı”pozisyonu için başvurduğum dış ticaret sektöründe bir firmaya bir-iki gün içinde mülakata gideceğim.
Kaynağım İnsan Tv ‘deki videolarınızı defalarca izledim.Sizinde dediğiniz gibi evde prova yapmaya çalışsam da yetersiz görüyorum kendimi.
En yakın zamanda tavsiyelerinize ihtiyacım var.Şimdiden teşekkür ederim.
Ceren
Sevgili Ceren,
Madde 1: Mülakata gideceğin firmaların web sitelerini incele. Ne iş yapıyorlar tam olarak öğren. Ulaşabildiğin bütün bilgileri oku ve bunları mülakatta “firmanızı araştırdım” diyerek anlat.
Madde 2: Üstün başın, saçın başın, makyajın düzgün olsun. Aşırı şeyler giyme. Mülakata zamanında git.
Madde 3: Form doldurmanı isterlerse eksiksiz doldur. Sakın tembellik etme.
Madde 4: Beş yıl veya on yıl sonra nerede olmak istiyorsun sorusuna hazırlıklı git. Başarılı bir İK uzmanı ve ynöetici olmak istiyorum de örneğin. İK işini en iyi şekilde öğrenmek de. İK üzerine yüksek lisans yapmak diyebilirsin.
Madde 5: Seni inye işe alalım derlerse, İK konusundaki bilgini gösterecek kanıtlar söylemeye çalış. Çok çalışıp size faydalı olacağım” de.
Madde 6: Ne kadar maaş istersin? derlerse “tecrübesiz bir kişi olarak para odaklı değilim, sizin skalanıza uyarım” de.
Madde 7: Bize bir sorun var mı? diye sorarlarsa iş hakknda soru sor. Kaç kişilik bir ekipte olacağım. İlk altı ay neler yapacağım? gibi sorular sor. Sakın “mesai ne zaman bitiyor? yemek var mı?” gibi sorular sorma. İş odaklı olmalısın.
Madde 8: Mülakat sonunda “benim mülakata çağırdığınız için çok teşekkür ederim. dilerim birlikte çalışabiliriz” de gülerek. İstekli olduğunu göster.
Madde 9: Mülakat sonunda seni görüşmeye alan kişinin ismini ve e-posta adresini iste. Eve döndüğünde de hemen bir teşekkür mesajı yaz. “beni çağırdınız için teşekkür ederim. benim için çok olumlu bir görüşme idi. Kendimi en iyi şekilde anlatmaya ve pozisyon için istekliliğimi göstermeye çalıştım. Beni seçerseniz pozisyonu hakkı ile dolduracağımı size tekrar iletmek istedim. Saygılarımla” şeklide bie mesaj metni olsun.
Madde 10: Soruları iyi dinle. İnsan kaynakları hakkında birkaç kitabın isimlrini ve yazarlarını hafızanda tut. Kendini sürekli geliştirmeye çalıştığını söyle.
Bu dediklerimi sakin, güleryüzlü ve kendine güvenli şekilde yap. Başarılı olursun.
Sevgilerimle,
Merhaba Ipek Hanim,
Ben insan kaynaklari departmaninin, ise alim sureclerinde, adaylarin icinde bulundugu, katildigi “projelerin” degerlendirilmesinde ne gibi kriterlere bakildigini merak ediyorum.Yani “proje” kavraminin size gore ozu nedir, parcalari nelerdir, projenin hangi ozelliklerine bakarsiniz ?
Saygilarimla,
Hakan Kartal
Hakan,
Bir projenin ilk başta amacı ve bu amaca ulaşıp ulaşmadığına dair hedeflerin ve ölçütlerin saptanması gerekir. Projenin lideri ve ekibinin belirlenmesi, görev ve sorumlulukların dağıtılması gerekir. Proje planı ve takviminin yapılması ve bütçelendirme diğer önemli adımlardır. Projenin hayata geçirilme sürecinde işin kalitesi sürekli takip edilir. Projenin başarı ile hayata geçirilmesi de yeterli değildir. Eğer proje sonrası projenin sürdürülebilirliği sağlanamamışsa %100 başarıdan bahsedemeyiz. Genelde bir proje sonrasında işe dönüşür. Örneğin bir kalite yönetimi sistemi kuracağız der şirket. Proje başarı ile bitirilir ama işe dönüşen kalite yönetimi süreçleri ve gereklilikleri yeterince takip edilmediği için başarı ile tamamlanan proje hayatta tutulamaz.
Ben mülakata gelen bir kişiye eğer bir projeden bahsediyorsa projedeki görevini sorarım. Lider mi, yoksa nedir? Sonrasında kriz yönetimi üzerine bir soru sorarım. Projede zora giren bir durum oldu mu? Sen ne yaptın? Projede neyi daha farklı yapsanız sonuç değişirdi? gibi bir soru ile biraz projenin detayını anlattırırım. Detaylarda sırlar gizlidir. 🙂
Umarım yeterli olmuştur cevabım.
Ipek Hanim,
Gunlerdir, dortgozle verecegeniz cevabi bekliyorum. 🙂 Alttaki sorulara baktigimda bir sey farkettim ki, umarim soruyu odev icin veya benzeri bir sey icin sordugumu dusunmuyorsunuzdur. Ben sadece ogrencilik hayatimiz boyunca uretecegimiz projelerin gercekten degeri var mi, ve ne kadar degeri var diye merak ediyordum. 🙂
Saygilarimla,
Hakan
Hakan,
Çok özür dilerim. Sorunu yayına alıp nasıl cevap vermeyi unutmuşum anlamadım. Hemen cevap yazıyorum.
Ipek Hanim merhabalar,,
Benim sorum departmanlar arasi gecisler ile alakali.
Ben Turizm lise ve universitesini tamamlamis. Daha once yine turizm sektorunde yiyecek icecek departmaninda yurt disinda calismis ve terfi almis, Turkiye’ye donusunde ise on buro/resepsiyon olarak kariyerime devam etmekte ve bu departman uzerinde de devam edecek olan biriyim.
Fakat genel olarak ozellikle istedigim uluslararasi zincirlere CV gonderdigimde genelde cevap bile gelmiyor. Bir sekilde arastirinca daha once farkli bir departman kokenli olmam ornek gosteriliyor.
Sektoru biliyor musunuz bu konuda fikrim yok fakat departmanlar arasi gecisler bu kadar kati mi karsilaniyor?
Tesekkurler
Sevgili Ayberk,
Turizm sektöründe birebir çalışmış olmasam da farklı nedenlerden dolayı sektör hakkında oldukça bilgiliyim.
Turizm sektörü veya farklı sektörler, departmanlar arası geçiş kesinlikle yasak veya uygunsuz değildir. Hele ki, 21. yüzyıl İK uygulamalarında yetenekli insanları elde tutabilmenin yollarından biri olarak kabul ediyoruz. Bir kişi eğer yaptığı işten memnun değilse vwe daeklı bir işte daha verimli olacaksa mümkün olan en kısa sürede o bölüme geçirmeye çalışıyoruz.
Senin maruz kaldığın durum sektörden ziyade karşına çıkan şirketin-otelin tutumudur. Ama bu tutumun artık çok çağdışı olduğunu söylemeliyim. Bu konuda senin yapabileceğin tek şey karşı tarafı ikna etmeye çalışmak olacaktır. İşin zor.
Merhaba İpek Hanım,
2011 yılında Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Mezuniyetten sonra 6 ay İnsan Kaynakları departmannda staj yaptım. Kariyerime İnsan Kaynakları alanında yön vermek istiyorum ama pek çok insan kaynakları uzmanından aldığım cevap endüstri mühendislerinin İnsan Kaynaklarına uzak bir meslek olduğu yönünde. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim ?
Şimdiden çok teşekkür ederim..
Sevgili Demet,
Sana kimin “Endüstri Mühendisliğinin İK’dan uzak olduğunu” söylediğini bilmiyorum ama %1500 yanlış birşey söylemiş. Tam tersi, artık bizim işimizde pek çok büyük firma endüstrü mühendislerini istihdam etmeye çalışıyor. Neden? Çünkü sizler süreç, iş analizi, verimlilik ölçümleme, proje yönetimi, sistem kurmak üzerine yetiştiriliyorsunuz.
Sakın sana söylenmiş olan bu yanlış sözlere itibar etme. İnsan kaynakları mesleğinde kendini konumlandırmak için bütün çabanı göster. Dilerim çok da başarılı olursun.
ipek hanım merhaba
Ben 1990 doğumluyum 2007 yılında seramik müh.kazandım.
Ortalamam yüksek olduğu için end.müh. İle çift anadal yapmaya başladım ve 2011
yılında 2 bölümüdebölüm birinciliğiyle başarıyla tamamladım.
İlk olarak temmuz 2011 de bir seramik fabrikasında işe başladım ve
3 ay çalıştıktan sonra sektörün bana uygun olmadığını anladım,
işi bıraktım.Şu anda 1 yıldır bir otomotiv firmasında çalışıyorum fakat maaş konusunda adaletsiz
olduklarını düşündüğüm için işi bırakmayı düşünüyorum.Bu esnada kariyer netten cv mi bulan firmalardan bana
şu anki maaşımdan %40 daha fazla maaş teklifi geldi.
Sık iş değiştirmek cv’mde olumsuz bir etki bırakır mı ileride?
Yardımlarınıza ihtiyacım var…
Sevgili Olcay,
İş değiştirirken maaştan ziyade yapacağın işin tanımı çok önemli. Eğer %40 fazla maaş için gittiğin işi sevmezsen yine iş değiştimeye çalışacaksın. İşte bu aşamada kısa süre içinde 2 firma değiştirmiş olman sorgulanacaktır. Bu kişi çok mu ayran gönüllü? Ne istediğini bilmiyor mu? Bizi de pat diye ortada bırakır mı? … diye düşünecektir mülakata gittiğin firmalar. Hatta özgeçmişini tararken bile buna takılacaklardır. Dolayısıyla sana tavsiyem gitmeyi düşünüğün şitketteki görev tanımı, kariyer imkanlarını iyi öğren ve kararını ver. Sadece %40 fazla para kazanacaksın diye ilk bulduğun işe girme.
Sevgilerimle,
İyi Günler İpek Hanım; Blogunuzu severek takip ediyorum. 4.sınıfta işletme okuyorum ve okulum bittiğinde İnsan Kaynakları Uzmanlığında bir kariyer yapmak istiyorum. Okul sürecinde seminerlere,eğitimlere katılıyorum.İnsan kaynakları alanında yazılmış kitapları okuyorum.da Bu yolda okumam gereken kitap önelerilerebilirmisiniz? İş kanunu hakkında da bilgiler edinmeye başladım. bu yolda yapmam gereken başka neler vardır. İnsan Kaynakları yolunda bana önereceğiniz şeyler nelerdir? Ayrıca bir de İnsan Kaynakları Uzmanlığı sertifikası almayı düşünüyorum. Bunun dışında almam gereken bir eğitim var mıdır?
Sevgili Tuğçe,
Aşağıdaki kitapları inceleyebilirsin:
Önereceğim kitaplar:
Stratejik İK Yönetimi – Prof. Dr. İsmet Barutçugil
İK Yönetimi – İ.Ü. İşletme Fakültesi
Stratejik ve Uluslararası Boyutları ile İK Yönetimi – M.Şerif Şimşek / H. Serdar Öge
İK Yönetimi – Nuri Tortop / Burhan Aykaç / Hüseyin Yayman / M. Akif Özer
İK Yönetimi – Prof. Dr. Dursun Bingöl
İK Yönetimi – Prof. Dr. Serkan Bayraktaroğlu
İK Yönetimi – Dr. İlhami Fındıkçı
21. Yüzyılda İK Yönetimi – Sibel Gök
Stratejik Performans Yönetimi ve Performans Karnesi – Ali Coşkun
Performans Yönetimi – Prof Dr. İsmail Barutçugil
Kariyer Planlama ve Yönetimi – Esra Sevinç
Stratejik İK Planlaması – Ömer Faruk Akyüz
İnsan Kaynaklarında Yeni Eğilimler – Ernst & Young
Çalışma Yaşamında Kariyer – Serpil Aytaç
Performans Prizması – Dr. Hümeyra Töre Başat
Yetenek Yönetimi – Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altınöz
Yetenek Yönetimi – Dinçer Atlı
Performans Yönetimi – Richard Luecke
İKY / KYS Terimler Sözlüğü – Zafer Erkoç
İş Kanunu – Av. Mehmet Acum / Av. Ramazan Çakmakçı
Yetenek Yönetimi – Dr. Dinçer Atlı
Kariyer Yönetimi ve İnsan Kaynakları Uygulamaları – Karma yazarlar
Staj yapmamaya çalış.
İlerleyen dönemde de yüksek lisans yapabilirsin.
İK blogu açabilirsin, yazı yazmaya çalışabilirsin, seni çok geliştirir.
Segilerimle,
İpek Hanım Merhaba;
Düşüncelerinize, birikiminize ve en önemlisi bunları bizlerle paylaşmanıza hayran kaldım. Sürekli takip halindeyim ve her satırda kendime yeni şeyler katıyorum diyebilirim. Fikrinizi almak istediğim bikaç şey var. İK olarak 1 bucuk yıllık tecrübem var, şehir değişikliği sebebi ile farklı bir işe girdim. Henüz 2.haftam. Benden istenen şu ; biz iyi polisiz sen kötü polis ol. Düzen yok düzeni kur. Eksikleri belirle tamamla gibi gibi istekler… Zamanla çözebileceğim şeyler olduğunu düşünüyorum. Fakat birşey var ki çözümü bana çok zor geliyor. Sigara molaları… Yazılım şirketi bahsigeçen personelleri rahat bırakmak gerekiyor deniyor ama aynı zaman da da şu molalar bi düzene girsin :/ Bu sıkıntıyı nasıl çözebilirim inanın bilemedim. Sizin de konu ile alakalı fkirinizi almak isterim. Şimdiden çok teşekkür ederim.
Hoşça kalın
Sevgili B. Burcu,
Sıkıntını çok iyi anlıyorum. Şimdi düşünelim. Bir yazılımcı her 1,5-2 saatte bir, 15 dakika sigara molası verse, bu sabah bir kere, öğleden sonra da 1 kere molaya çıkması demek.
Kural 1: Bir çalışan sabah 1, öğleden sonra 1 sigara molası verebilir.
Kural 2: Mola süresi 10 dakikadır.
Kural 3: Sigara içenler molaya aynı zamanda çıkılamaz.
Kural 4: Bağlı bulunulan 1. yöneticiden izinsiz sigara molasına çıkılamaz.
Kural 5: Sigara içenler kişisel temizliklerine dikkat etmeli ve sigara kokusu nedeniyle sigara içmeyen iş arkadaşlarını rahatsız etmemelidir.
Kural 6: Sigara sağlığa şiddetle zararlıdır. Kapalı ortak kullanım alanlarında sigara içilemez.
Buna benzer bir kurallar metninin onayını alıp, çalışanların şirket maillerine göndermeni tavsiye ederim. Ayrıca sürekli gözün sigara içenlerin üstünde olsun. Kuralın dışıbna çıkanın gözünün yaşına bakma. Hemen uyarı var. Bu aslında onların iyiliği için. Sigara öldürür.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Sizi “linked” sitesinden bugün itibariyle takip etmeye başladım ve çoğu yazınızı okudum.Hatta artık yeni bir blogum var.
Soruma gelirsek.Ben 2 yıldır organizasyon firmasında çalışıyordum ve bu yıl itibariyle Ankara Üniversitesi İK ve Kariyer Danışmanlığı yüksek lisansına başladım ve çalıştığım şirket beni bu sebeple yeni açtıkları turizm sektörüyle ilgili insan kaynakları şirketinde yer almamı istedi. Fakat benim bu alanda tecrübem yok ve bana nasıl bir yol izlememi önerirsiniz.Diğer yandan kendimi geliştirmek adına kitap tavsiyeniz olabilir mi ? Şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Sevgili Volkan,
Senin gibi benden kitap tavsiyesi isteyenler için bir listem var:
Önereceğim kitaplar:
Stratejik İK Yönetimi – Prof. Dr. İsmet Barutçugil
İK Yönetimi – İ.Ü. İşletme Fakültesi
Stratejik ve Uluslararası Boyutları ile İK Yönetimi – M.Şerif Şimşek / H. Serdar Öge
İK Yönetimi – Nuri Tortop / Burhan Aykaç / Hüseyin Yayman / M. Akif Özer
İK Yönetimi – Prof. Dr. Dursun Bingöl
İK Yönetimi – Prof. Dr. Serkan Bayraktaroğlu
İK Yönetimi – Dr. İlhami Fındıkçı
21. Yüzyılda İK Yönetimi – Sibel Gök
Stratejik Performans Yönetimi ve Performans Karnesi – Ali Coşkun
Performans Yönetimi – Prof Dr. İsmail Barutçugil
Kariyer Planlama ve Yönetimi – Esra Sevinç
Stratejik İK Planlaması – Ömer Faruk Akyüz
İnsan Kaynaklarında Yeni Eğilimler – Ernst & Young
Çalışma Yaşamında Kariyer – Serpil Aytaç
Performans Prizması – Dr. Hümeyra Töre Başat
Yetenek Yönetimi – Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altınöz
Yetenek Yönetimi – Dinçer Atlı
Performans Yönetimi – Richard Luecke
İKY / KYS Terimler Sözlüğü – Zafer Erkoç
İş Kanunu – Av. Mehmet Acum / Av. Ramazan Çakmakçı
Yetenek Yönetimi – Dr. Dinçer Atlı
Kariyer Yönetimi ve İnsan Kaynakları Uygulamaları – Karma yazarlar
Diğer soruna gelince; hiç İK tecrübesi olmadan bir kişinin sistem geliştirici konumuna getirilmesi şirketinin aldığı fazla büyük bir risk. Sana da haksızlık. Diğer taraftan eğer yüksek lisansta dinlediklerini, bizim gibi uygulamacıların yazdıkları ile harmanlarsan kendi kendine de temel şeyler geliştirebilirsin. Örneğin işe alım süreçlerini bir sisteme oturtabilirsin. Performans değerlendirme takibi için basit bir sistem tasarlayabilirsin. Eğitim sistemi kurabilirsin. Sistem kurmak kolaydır, onu işletmek zordur. İşte tecrübe bu aşamada İK’cıyı güçlü kılar. Tecrübeli İK’cı dirençli, özgüvenli olur. İK’cıların kurduğu sistemler İK’nın birincil işi, ama diğer çalışanların üçüncül, beşincil işidir. Dolayısıyla sürekli ötelerler, bazıları hiç önemsemez. İK’cının başarısı herkse İK uygulamalarını benimsetmektir. Çünkü İK sistemi onların faydası için kurulur.
Volkan, işin zor. Dersleri iyi dinle. İK bloglarını oku. Kitap oku. Video izle. Gerisi senin kişilik özellikliklerin, hedef/sonuç odaklı olman, liderlik becerilerinle olabilecek gelişimler. Bilgiyi edinmek kolaydır, onu uygulamak zordur.
Sana tqavsiyem kendine 1, 3, 6 ay ve 1 yıllık İK sistem geliştirme hedefleri koy. İlk ay ne yapacaksın? 3. ay ve 6. ay sonunda neleri yapmış ve işletiyor olacaksın? 1. yıl sonunda neredesin? Bu planı çıkart. Ve yola koyul.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım
Kamu Yönetimi bölümü okuyorum.Size sorum şu olacak:Üniversitemde staj zorunluluğu olmadığı için staj yapma gereksinimi duymadım ne yazık ki.Babam ticaretle uğraşıyor ve bende bazı zamanlar işe gidip ticaretle meşgul oluyorum.Bu bilgiyi mülakatta paylaşmam karşımdaki iky’ci tarafından gereksiz bir bilgi olarak mı algılanır bunu merak ediyorum.
Sevgili Furkank,
Babanla birlikte çalışmış olmak ve emek vermek her durumda önemlidir. Burada asıl dikkat etmen gereken bu tecrübeni karşındaki kişiye nasıl aktardığındır. “Babamla ticaret yaptım” diyerek geçiştirebilirsin de, “Babamın sahip olduğu işyerinde okul hayatın boyunca şu, şu, şu işleri büyük bir özenle yaptım. İşe söyle katkılarım oldu. Böyle başarılarım oldu” şeklinde detaylandırarak ve babanın işi olsa bile kendi katkılarının altını çizerek sunabilirsin de. Ben ikincisini dilemekten memnun olur, seni takdir ederdim.
Umarım yaklaşımlar arasındaki nuansı anlatabilmişimdir.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
İ.T.Ü. İnsan Kaynakları 2012’de yaptığınız konuşmayı internet üzerinden izledim. Konuşmada kullandığınız “Mülakatlarda insanlar çoğu zaman ilk iki dakikada ejderhalara değil sivrisineklere yenilirler” ifadesini süre yetmediği için açıklayamadınız sanırım. Bu ifadede neyi anlatmak istediğinizi açıklayabilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Sevgili Mustafa Özcan,
Sorulara verilen cevaplar esnasında kontrolsüzce ağzınızdan çıkan bir kelime, veya uygunsuzluğu işaret eden beden diliniz bizim bir anda ugunsuz kelime ve beden diline odaklanmamıza ve üstüne gitmemize neden olur. Siz bizim “satır arası” okumak dediğimiz bu durumun farkına bile varmazsınız. Özellikle tecrübeli İK’cılar adayın ağzından çıkandan çok, ağzından çıkmayanları okurlar. Sivrisinekler işte bu detaylardır. Ejderha ise cevaba doğru, taminkar cevap verip verememe kaygısında olmaktır. Aday ejderha peşindeyken, İK’cı sivrisinek var mı diye bakar. Çünkü o sivrisinekleri yakalayamazsak sonrasında şirket içinde onlar bizim ejderha problemlerimiz haline dönüşüyor. Mülakatta hiçbir aday kendini mümkün olduğunca pazarlamaya çalışır. Bizim işimiz kişinin kendisini görebilmek.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Ben ekonometri bölümü 4.sınıf öğrencisiyim. Hedefim iyi bir İK uzmanı olmak. Kişisel gelişim ile alakalı kitaplar okumaya başladım ve İK üzerine yüksek lisans yapmayı planlıyorum. Ancak ilanlarda hep işletme iktisat mezunları aranıyor. Bu konuda benim şansım var mı? Eğer varsa CV’m için başka neler önerebilirsiniz? Teşekkürler…
Sevgili Zinefes,
İnsan kaynakları çok farklı disiplinlerde eğitim almış insanlara kucak açan bir bölüm: Çalışma ekonomisi, işletme, ekonomi, ekonometri, endüstri mühendisliği, işletme mühendisliği, psikoloji, sosyoloji bunlardan önde gelenler. Dolayısıyla kendini İK konusunda azimle geliştirdiğin ve bunu özgeçmişine yansıtabildiğin sürece hiçbir problem yok.
Merhaba İpek Hanım,
Öncelikle soruma vereceğiniz cevabı sabırla beklemekteyim 🙂 Umarım yanlış bir şey yazmamışımdır. Birde CV ‘mi göndersem inceleyebilir misiniz acaba? Sevgilerle…
Mrb, ben İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji mezunuyum. Öğrencilik yıllarımda TV kanallarında çalıştım mezun olunca da Drama Öğremenliği yaptım. Ama mesleki anlamda gönlümde hep “İnsan Kaynakları” vardı. Şimdi 28 yaşındayım, 2,5 yıldır bebeğim olduğu için çalışmıyordum. İşe geri dönüşü istediğim meslekle yapmak istiyorum. İstanbul Üniversitesi’nin “İnsan Kaynakları Uzmanlığı” sertifikasını almak istiyorum. Bu sertfikaların geçerliliği nedir? Çünkü oldukça da yüksek ücret istiyorlar. Yaşımdan dolayı işe girmemde sorun olur mu? Veya nasıl bir yol izlemeliyim? Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.
Sevgili Naciyece,
İlk başta bebeğine benim için kocaman bir öpücük kondur lütfen diyerek cevabıma başlayayım.
İnsan kaynakları çok popüler bir meslek. Talibi çok ama sunulan iş imkanları sınırlı. Kimi zaman üniversitede İK eğitimi almış insanlar aylarca iş bulamazken, İK konusunda çok az alt yapısı olan kişiler mesleğe hemen girebiliyor. Dolayısıyla sen de ikinci grupta yer alabilirsin.
Sertifika programına katılmak bir iş garantisi değildir. Bunun ötesinde İK üzerine sürekli kendini geliştirecek şekilde kitap ve kaynak okuman gerekir. Yabancı dil çok önemli bir niteliktir. Yabancı kaynak takip edebilmesini istiyoruz bütün İK’cıların.
Sana tavsiyem herhangi bir sertifika programına dahil olmadan önce lütfen kendine “İnsan Kaynakları Yönetimi” kitabı al ve altını çize çize ciddi şekilde oku. Bazen kitap okuyunca kişi “bu iş bana göre değil” diyebiliyor.
Gerçekten İK istiyorsan evren bütün kapıları sana açar, sen gerekli çabayı, enerjiyi onun için harcadıktan sonra.
Sevgilerimle,
MERHABA,
Ankara Üniversitesi Kamu Yönetimi’nden mezun oldum ve şu an finans elemanı olarak çalışmaktayım. Fakat insan kaynakları alanında bir kariyer hedeflediğim için sertifika programlarına ve yüksek lisans hakkında araştırma yapıyorum. Özellikle içerik olarak ilgimi Boğaziçi ve Galatasaray Üniversitesi’nin programları oldu.
İnsan kaynaklarında bir temelim olmadığı için iş bulamıyorum o yüzden önce sertifika programına katılıp sonra yüksek lisans yapmam çok yanlış olur mu? Beni bu konuda yönlendirebilirseniz çok sevinirim.
Sevgili Arzu,
Hem sertifika programı, hem yüksek lisans gereksizdir. Eğitim ise yüksek lisansı tercih et. Sertifika programı onun üstün körü anlatımıdır. Boşu boşuna ikisine para ödeme. Eğer İK’yı gerçekten isteyip istemediğini anlamak istiyorsan Beta Yayınlarının “İK Yönetimi” kitabını al ve oku. Hoşuna gidiyor ise yola devam et. İyi bir İK’cı olmak, bir ömür insanlarla uğraşmak kolay bir iş değildir. Her “insanlarla ilişkilerim çok iyi” diyen genç İK’cı olmak istiyor. İK, bunun çok ötesinde, ağır bir iştir. İnsan, bir ömür boyunca üstüne meslek kurulacak en zor konudur.
Sevgilerimle,
İpek Hanım, yoğun temponıuz arasında yazdıklarınızı beğeni ile takip eden birisi olarak vaktinizi almak istiyorum. lütfn kusura bakmayın, değişen iş yaşamında hiyerarşinin daha az olduğu iş yapış şekilleri için daha dinamik olan yeni ünvanlar arayışı içerisindeyiz. örneğin İK departmanında Personel Özlük işlerini yürüten zaman içinde de kıdemi sebebiyle müdür yardımcısı ünvanını almış bir kişiye yeni jargonla ne diyebiliriz. “Personel ve Özlük İşler Sorumlusu” sanki hafif kalıyor. …. Uzmanı dersek sistemimiz içinde zaten uzman kadrosu olduğu için tenzil-i rütbe oluyor. Müdür Yardımcısı yerine …. yöneticisi, …… yönetmeni, ……… sorumlusu gibi ünvan önerileriniz olabilir mi? sorumun yayınlanmamasını rica ederim. Saygılar Nedret
Merhaba Nedret Hanım,
En güzeli Endüstriyel İlişkiler Sorumlusu olur kanımca. Ben olsam böyle tanımlardım.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Sizinle üniversitemdeki bir söyleşimde tanışma fırsatı buldum ve artık sürekli olarak takipçinizim.
Çok iyi bir firmada İnsan Kaynakları departmanında 3 ay kadar staj yaptım,ve çalışmak istediğimin alanında İK olduğunun kararını verdim,mezun olduktan bir süre sonra bu arayışım devam etti ve şuan kurumsal zincir bir otelde İK Görevlisi olarak çalışıyorum,
Fikrinizi almak istediğim konu şu şekildedir ; Şuan çalıştığım yerde personel motivasyonunu artırmaya yönelik çeşitli projeler gerçekleştirmek istiyorum fakat çevremde bunu gerçekleştiremeyeceğime,olumsuz karşılanacağına dair tepkiler alıyorum.Ne karar almalı nasıl ilerlemeliyim ?
Görüşlerinizi bekliyorum,
Şimdiden teşekkürler .
Sevgili Svdozclk,
Sana başarılar dolu bir İK kariyeri diliyorum. Çok oku, çalış 🙂
Soruna gelince;
Ben böyle bir durumda içerideki insanlardan ziyade en tepe yönetici kim ise onunla konuyu görüşürdüm. Ancak olası bir görüşme öncesinde Hareket Planımı hazırlardım. yani, “yöneticimm benim şirketteki motivasyonu arttırmaya ynöelik çalışamalar yapma düşüncem var” demek yetersiz kalacaktır. Bu cümleyi neleri yapmayı planladığını sıralayarak tamamlamalısın. Bu bir Çalışan Bağlılığı/Memnuniyeti Anketi olabilir. Oradan çıkan sonuçlar ile Aktiyon Planı oluşturmak istiyorum” diyebilirsin.
İşte bu aşama yöneticinin desteği çok mühimdir. Anketin uygulanması aşamasında ynöeti destek vermedikçe o anketi kimseye doldurtamazsın. Ardından aksiyon alma aşamasında da ynöetimin desteği gerekiyor. Aksiyonlar genelde bütçe gerektiren faaliyetlerdir.
Bu süreçte muhattabım hep en tepe ynöetici olsun. Diğer şirket çalışanları her zaman negatiftir. Onlar seni demoralize etmesin. Meyve verme ihtimali olan her ağaç da taşlanır bizim memlekette.
Dilerim biraz manzarayı netleştirebilmişimdir.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Mülakat sonrası teşekkür maili göndermek için mülakatta bulunan İK çalışanından kartvizitini istedim.Ancak yanında olmadığını belirterek herhangi bir sorum olursa beni görüşmeye davet eden kişiyle irtibat kurmamı söyledi.
Ne mülakatı gerçekleştirenlerin ne de beni mülakata davet eden kişinin e-posta adresine sahip değilim.
Elimdeki tek e-posta adresi bu firmada çalışan İK müdürüne ait.Mülakatta bulunmuyordu ancak İK birimini temsil ettiği için teşekkür e-mailimi bu kişiye göndermem uygun olur mu sizce?
Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.
Sevgili A.Ceren,
İK Müdürüne ‘Firmanızın beni mülakata çağımış olmasından dolayı teşekkür ederim” diye başlayarak mesaj atabilirsin. Sözlerine pozisyonun sana çok uygun olduğunu düşündüğünü ve bu uygunluğu mülakat esnasında göstermeye çalıştığını yazabilirsin. “Benimle çalışmayı seçerseniz şirketinize bağlı, artı değer üreten bir takım üyesi olmayı hedeflemekteyim” diyerek de mesajını sonlandırabilirsin.
Sevgilerimle,
İpek Hanım Merhaba
Daha önce eğitişimde İnsan kaynakları kursunda öğrenciniz olarak bulunmuştum.Kendime çok yakın bulmuştum sizi düşünce olarak.Bence en iyilerinden biriydiniz.Aklımda sadece 3 kişi kaldı biri de sizsiniz.Size danışmak istediğim konu kariyerim ile ilgili Ben maliye mezunuyum 1986 dogumluyum 2008 den beri de uluslararası bir firmada Muhasebe sorumlusu olarak çalışıyorum.İnsan Kaynaklarına da çok uzun uğraşlarım sonucu iki ay önce geçmeyi başardım yine aynı şirkette. Ancak insan kaynakları dediysem adım İnsan Kaynakları Uzmanı ancak yaptığım sgk bordro muhtasar bunun yanında eğitimler işe alım bunun gibi gerçek anlamda insan kaynaklarına ait çok fazla olmasa da bir kaç süreci de yönetiyorum.Çok büyük bir şirket olmamıza ragmen ben tek başıma insan kaynakları departmanıyım eksiğimiz çok fazla ama tamamlamaya da izin verilmiyor ancak ben gerçek anlamda bu alanda kendimi yetiştirmek istiyorum eksiğim çok fazla alakasız bir bölümden mezunum ama yüksek lisansımı insan kaynakları endüstri psikolojisi gibi bir alanda yaparak biraz olsun giderebilir miyim siz bana ne tavsiye edersiniz benim düşüncem en azından burda bir yıl daha bu şekilde devam ederken Yüksek lisans yapıp, performans yönetimi gibi süreçleri de olan yine uluslararası bir firmaya geçmek.Belki daha ilerde sektör bilgimi de arttırabilirsem yetenek yönetimi alnında bir şeyler yapabilirim diye düşünüyorum gerçi benimki şimdilik hayal tabi katetmem gereken çok uzun bir yol var bunun bilincindeyim sizin bana tavsiyeniz ne olur yüksek lisansımı nerede yaparsam daha iyi olur ya da bu süreçte ben kendime neler katabilirim?
Şimdiden çok teşekkür ederim ve başarılarınızın devamını dilerim.
Sevgili Nanishh,
Yüksek lisansını İK yönetimi üzerine yapmanı tavsiye ederim. Endüsriyel psikoloji de olumlu ama İK yönetimi sana daha faydalı olur. Bu arada da kendine İK Yönetimi kitapları al ve okumaya başla. İK Yönetimi öğrenmek kolaydır, uygulsmak zordur. İnsanla uğraşmak çok zordur. Dolayısıyla teoriyi hayata geçirebilmek becerin var mı, bunu analiz et. Şirkette bir Çalışan Memnuniyeti Anketi yap örneğin. Bir bak kendine, bu işin altından kalkabilecek misin? Çıkan sonuçları yorumlayabilecek misin? Aksiyon Planı çıkartabilecek misin? Bunu yapmak için yüksek lisansa ihtiyacın yok. Biraz okyarak ve araştırarak çok rahat yapabilmen gerekir. İlk başta kendini sına İK’cı olma yolunda. En önemlisi bu.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Rica etsem Cv mi değerlendirir misiniz, iş başvurularıma dönüş alamıyorum, dönüş aldıklarımda ya fezla yada yetersiz buluyor ve budum beni çok üzüyor.
ELİF DİBEKLİ DURAK
Sevgili Elif,
Özgeçmiş bilgilerini sorunu yayına alırken sildim. Genele açık bir alan olduğu için uygun olmazdı yayınlamam.
Soruna gelince, sık sık iş değiştirmiş olman beni biraz tedirgin etti. En uzun çalışma süren 2 yıla yakın. Neden bu kadar sık iş değiştirdin bilemiyorum ama bundan sonra girdiğin yere çok dikkat et ve kalıcı olmaya çalış. Bana her canın sıkıldığında işten ayrılan bir kişi profili çizdin özgeçmişinde.
Sana belirttiğin gibi zorlayıcı işlerin teklif edilmesinin bir nedeni de sık iş değiştirmen yüzünden sana güven duymakta zorlanılması olabilir. Eğer o iişleride istikrar gösterebilirsen seni daha uygun bir pozisyona geçirebilirler.
Olan olmuş geçmişte, ancak gelecek için daha istikrarlı bir çalışan olmaya odaklan. Bu konuda da işvereni ikna etmek için özellikle çaba sarfet.
İpek Hanım Merhaba,
Sizi youtube da çok tesadüfen buldum bir kaç seminer videonuzu izledim ve çok etkilendiğimi belirtmek isterim. Akıcı ve samimi konuşma stiliniz sayesinde saatlerce dinleyebileceğim bir bilgi kaynağısınız. Öncelikle blogunuz ve sunduğunuz yararlı çalşmalar için tebrik ve teşekkür ediyorum. Size garip gelecek belki sorum ama bir insan kaynakları olarak yorumunuz benim için çok önemli. Ben çocukluğumdan beri kızaran biriyim. Özellikle mülakatlarda sonrasında iş yerimde yöneticilerimle konuşurken anında kızaran (tüm yüzümden gögüsüme kadar) biriyim. ne yazıkki bunu engellemenin bir yolunu bulamadım. Kendime güvenimin oldukça fazla olduğu zamanlarda bile bu oluyor. çok heyecanlandığımda buna ses titremesi de ekleniyor. Hem İK gözüyle bu tepkim tarafınızdan nasıl yorumlanır hemde bu durumu bertaraf edebileceğim bir öneriniz olabilirmi diye merak ettim. Yanıtlarsanız çok sevinirim. Sevgiler, elcin
Sevgili Elçin,
Kaynağım İnsan ve benim için yazdıklarına teşekkür ederim. Çok motive edici. 🙂
Senin doğuştan gelen bir özelliğin kızarmak. Bir görüşme esnasında bir kişinin kızarması negatif bir algı bırakmaz. Olsa olsa “heyecan” deriz. İstersen karşındaki kişiye içten bir şekilde “heyecanlı olduğunu, ayrıca normalden fazla kızarmak gibi bir özelliğin olduğunu söyleyebilirsin. Sen kızarman ile barışık olduğun sürece karşındakinin hiçbir problemi olmaz. Ama sen kızarman ile ilgili çok negatif duygulara sahipsen karşındaki kişi bunu algılar ve kurcalar. Bence hiç dert değil. Farklı olmak güzel 🙂
Merhaba İpek Hanım,
Kaynağım insan, Linkedin ve facebook üzerinden sizi sürekli takip etmekteyim ve kariyer hedefimi belirlerken rol modelim oluyorsunuz. Bilgilerinizi ve tecrübelerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler..
Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi son sınıf öğrencisiyim. 2010 Aralık ayında okulumuza konferans vermek için gelmiştiniz ve sizinle tanışma şansını bulmuştum. Hatta temsili bir iş görüşmesi yapmıştık. İki sene önce konferans sonu sizinle konuşma fırsatı bulmuştum ve bana kariyerime yönelik bir kaç tavsiyede bulunmuştunuz, tavsiyelerinizi hiç bir zaman unutmayarak her daim uygulamaya çalıştım ve çalışmaktayım. İnsan Kaynakları alanında donanımlı bir şekilde sağlam adımlarla yürümek istemekteyim. Üniversite hayatım boyunca sürekli kendimi geliştirmeye çalıştım ve Haziran 2013 tarihinde mezun olacağım ve sizin tavsiyelerinizle özgeçmişimi oluşturmaya (devamlı geliştirmeye) çalışmaktayım. Sizden özgeçmişimi incelemenizi istemekte ve tavsiyelerinizi heyecanla beklemekteyim.
Özgeçmiş word dosyamı soru sayfasına yükleyemediğim için sayfaya kopyalıyorum, arzu ederseniz word dosyası olarak daha düzenli bir şekilde görmeniz için gönderebilirim.
Sevgili Songül,
Özgeçmiş bilgilerini mesajını yayınlamadan önce okudum, sonra da silerek sorunu yayına aldım.
Özgeçmişin gayet güzel. Sanırım bundan sonraki iş özgeçmişini en doğru şekilde İngilizce de hazırlamak. Eminim çok başarılı bir İK kariyerin olacak.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım,
Yakın zamanda özel bir bankanın grup mülakatına gireceğim.İlk deneyimim olacak,heyecanımı sizinle paylaşmak istedim.Sizi bir kere görmüş olsam da size çok yakın hissediyorum kendimi 🙂
Daha önce grup mülakatlarına katılan adayların kimine göre sivrilmeye çalışmak kimine göre ise kibarca fikir belirtmek önemli bir faktörmüş.
Bir İnsan Kaynakları çalışanı olarak yaptığınız grup mülakatlarında(yapmış olduğunuzu düşünüyorum) siz adaylarda nelere dikkat edersiniz?
Baskın bir karaktere sahip olmadığım için kendimi yeterince ifade edememekten de korkmuyor değilim.
Son olarak bloğunuzun takipçisi olarak Kaynağım İnsan Tv’de grup mülakatlarına yönelik videolar paylaşmanızdan memnun olacağımı bildirmek isterim.
Saygılarımla
CEREN
Sevgili Ceren,
Grup mülakatlarda firmanın nasıl bir profil aradığı çok mühimdir. Bu profil tanımı firmadan firmaya, bölümden bölüme değişebilir. Dolayısıyla grup mülakat uygulamalarımda “bir doğru” yoktur.
Senin yapman gereken soruları iyi dinlemek, net, enerjik ve olumlu, içeriği zengin cevaplar üretmek. Burada grup içinde olan diğer adaylarla mutlaka etkileşim oluyor. İşte adayı en zorlu sınavı bu. Bu konuda ben de sana açılım getiremem. Grupta çok parlak kişiler olabilir veya tam tersi. Onların bilgi, tutumları seni etkiler. Bu etkilenme boyutunu iyi yönetmen gerek. Senin kişiliğini böyle anlıyoruz zaten.
Sana tavsiyem saygılı, dikkatli olman, belirli “klişe” diye adlandırdığımız ama mutlaka sorulan sorulara hazırlıklı gitmen. Antremanlı aday ile elini kolunu sallaya sallaya gelen aday hemen kendini belli eder.
Firmayı çok iyi öğren. Firma hakkında soru gelirse sakı kaçırma. Öyle iyi bilgi aktar ki, şaşırsınlar. Bu senin ne kadar o firmada çalışmak için istekli olduğunu gösterir.
Sana grup mülakatta başarılar dilerim. Konu ile ilgili video çekmeyi ise ümit ediyorum. Bu aralar iş yoğunluğundan video çekimlerine ara verdim.
Merhaba İpek Hanım,
Geçen hafta grup mülakatına katılacağımı belirtip fikirlerinizi istemiştim sizden.Tekrar teşekkür etmek istedim.Ancak ne yazık ki olumlu dönüş alamadım.10 dakikalık süre zarfında insanların kaderlerinin belirlendiği bir ülkede yaşıyoruz.Malesef bazı süreçler böyle işliyor.
Size daha çok ihtiyacım olacak,sizden öğreneceğim çok şey olacak.
Kaynağım İnsan’ın sonsuza dek varolması dileklerimle.
CEREN
Sevgili Ceren,
Blogumda yaşadığım bir problem nedeniyle “soru-cevap” bölümüne gelen son altı mesaj benim ekranımda çıkmadı. Sorun olduğunu farkedip, -çünkü hiç kimse birşey sormuyordu-, yazılımı kuracalttığımda senin bu yorumun ekranıma düştü. Mülakat osnucu için üzüldüm ama bu dünyanın sonu değil. Ben de pek çok mülakatta elendim. Ama doğru yer, doğru zaman ve doğru insan mutlaka karşına çıkacak.
merhaba ipek hanım
şuanda 3.sınıftayım ve tabiri caizse midemde kelebekler uçuşturan mesleği buldum.2yıldır çok yakından ilgileniyorum insan kaynakları ile.çokça iş kitapları okuyorum ve de ik bloglarını takip ediyorum.kendimi bu anlamda geliştirmeye çalışıyorum.size sorum şu benim bu alanda kendimi geliştirebilmem için daha başka neler yapmam gerekiyor?
insan kaynakları uzmanlığı eğitimleri var mesela onlara gitmemi önerir misiniz ?sizce faydalı olur mu?
ve de bu alanda işe alımlarda yeni mezunların şansı ne oranda ?(tabi kendini geliştirenlerden söz ediyorum)
çokça soru sordum ama önerileriniz benim için kıymetli. şimdiden çok teşekkür ederim.
Sevgili Arzu,
Maalesef blogumun “soru cevap” bölümünde birşeylerin ters gittiğini farketmem zaman aldı. Senin sorunu biraz önceye kadar ekranımda göremiyordum. Yazılımı kurcalatınca son iki aydır gelen altı soru ekranıma geldi.
Kendini geliştirmek için İK kitapları oku ve staj yap. Her ay en az bir İK kitabı okumak hedefi koy kendine örneğin. Bu seni olası gideceğim bir sertifika programından daha donanımlı kılar. Eğitimlere elbette katılabilirsin. maddi açıdan karşılayabilirsen. Ayrıca bir İK blogu açmanı öneririm.
Merhaba İpek Hanım,
Tahmin edersiniz ki mülakat hakkında desteğinize ihtiyacım var. 4 ay önce iş yerindeki huzursuzluğu dile getirmem sebebiyle işten çıkarıldım.takdir edersiniz ki hayat tecrübeyle sabit ben dersimi aldım.asıl konu şimdiye kadar girdiğim mülakatlardan olumlu geri dönüş alamadım.videolarınızı itinayla izledim ve uyguladığıma inanıyorum ama eksik bir şey var demek ki.onu burdan bulamayız ama sormak istediğim; işten çıkarılma bir İK cının kafasında ne canlandırır ve ne şekil bir düşünceye iter?En kısa sürede cevaplamanız beni çok mutlu eder teşekkürler.mailim aramızda kalabilir mi:)
Sevgili Merwem,
İşten çıkartılmış olman üzücü. Bir mülakatta “neden işten ayrıldın?” sorusuna “işyerindeki huzursuzluk ve kariyer yapma imkanlarının kısıtlı olması” gibi bir cümle söyleyebilirsin. Senin “huzursuzluk” derken neyi kasdettiğini ve işten çıkartılma sürecinin nasıl cereyan ettiğini bilemiyorum. Ama iş görüşmesinden bu durumu bana yazdığın gibi söylersen çok sempatik olmaz. Bunu kamufule etmelisin. “Ne gibi bir huzursuzluk?” denirse sakın firmayı kötüleme ama benim performansım ve moralim bozuluyordu dersin. Zor bir durum, aklını kullan ve yumuşak geçiş yapmaya çalış iş görüşmesinde.
Merhabalar İpek hanım;
Türkiye’de İK alanında kendime örnek aldığım üç kişiden birisiniz…Zamanında yön çizmemde çok etkiniz olduğunu söylemeliyim…Bir süredir İk uzmanı olarak başvurularım mevcut.Görüşmeye gittiğim firmalar, hatta ben böyle bir İK cı altıdna çalışamam diyip teşekküredip ayrıldığım firmalar bile iki üç güne kalmadan dönüp bir üst pozisyon teklif ediyorlar. Akademik olarak alçak gönüllü olamayacağım ama birebir tecrübem yok…Bir işi eksik ya da hatalı yapmaktansa hiç yapmayanlardadım…Bu gün yaptığım görüşme de aynı şekilde sonuçlandı…Yabancı merkezli çok iyi bir firma , ama ben kapıdan girdiğim anda çaycıdan yöneticiye kadar kişilik tiplerini çözmeye çalışıp kurumun bana uygun olmadığına bakıyorum…Beni mülakata alan kişi bugün yönetici fakat ik cı değildi, lider de değildi…Beni işe aldı…Yurt dışı merkezli yabancı bir firma, sürekli yurt dışına çıkmam gereken muhtemelen geleceği parlak…Ancak yönetici ik cıları sevmediğini ik cıların yumuşak tavır ile yaklaştıklarını beyan etti…Ve kabul etmediğim görev tanımını bana yüklemek istiyor…Ben ısrarla ik nın muhasebe kısmını yapmak istemiyorum ben bordro uzmanı değilim desemde ( ki bu alanda uzmanlşamadım zayıf olduğum alan) görev tanımında bu da mevcut olan işe beni kabul ettiğini söyledi…Uzattığım mesajımın özeti şudur 🙂
Biz ik cılar yönetim bilimler ve hukuk alanında uzmanlaşıp puan cetveli , bordro hazırlama gibi işlerle birebir çalışmadığımızda bu bizim eksik bir ik cı olduğumuzu mu gösterir?Ben kendime ik de uzmanlaşmak ve çok iyi olmak için iki alan seçtim, ama bordro bunlardan biri değil…ikinci sorum, beni işe almak isteyen yönetici personelle konuşmam yerine mailleşme ve cezalandırma politikası güdüyor…eğer ben sadece cezalandırırsam süreci nasıl iyileştiebilirim? Bu sebeple kabul etmemeyi düşünüyorum.daha doğrusu aradıkları kişi ik cı değilde bir bordro uzmanı ve idari amir olmalı…Elimi sıkamayan :)bu yönetici yaklaşında haklımı? Sizcede biz ik cıalr her alanda dört dörtlükmü olmalıyız, uzmanlaştığımız bir alan tercihimiz olamaz mı? Sabrınız ve yanıtınız için şimdiden teşekkürler, sevgiler
AYSUN
Sevgili Aysun,
Harika bir soru sordun. Teşekkür ederim.
Ben mesleğe ilk başladığımda personelcilik ve İK bambaşka disiplinler olarak kabul görüyordu. Aslında İK derken kimse İK’cının ne iş yaptığını da pek bilmiyordu işe alım hariç ama konumuz bu değil. Ben kendimi hep İK olarak tanımladım. Bütün çalıştığım şirketlerde İK bölümü ile personel bölümü ayrı idi. Kimse benden personel işi bilmemi beklemedi. Ancak son yıllarda enteresan değişiklikler oluyor. İK artık her boyutuyla bir bütün kabul ediliyor ve bir İK’cının her işten anlaması isteniyor. Elbette mesleğin ilerleyen zamanlarında kişi kendisine derinleşecek iki,üç konu buluyor İK’da. Ama başlangıçta bütünü bilmen artı bir değer. Örneğin özlük işlemleri, performans, eğitim, yetenek yönetimi, motivasyon, iletişim,ücretlendirme… bunlar İK içindeki disiplinlerden birkaçı. Ben bu saydıklarımdan iki-üç tanesinde derinlemesine uzmanım. Özlük işlerinden hiç anlamam. Şimdi düşünüyorum, keşke anlasaydım. İstesem öğrenirim ama artık danışmanlık işindeyim ve özlük işleri danışmanlığı yapmak gibi bir hevesim yok 🙂
Sana tavsiyem iyi bir firma ise düşün. Adamın elini sıkmaması acaba neden? Bazı dindar insanlar kadınların elini sıkmaz, acaba bu yüzden mi? yoksa belki de unuttu. Bunu sen değerlendir.
Çalışıp çalışmamak üzerine benim seni yönlendirmem çok hatalı olur çünkü ne şirketi, ne yöneticiyi, ne de görüşme sürecini biliyorum. Ama bugünün İK’cısı İK işinin bütününü bilmeli, bütün içindeki 2-3 konuda zaman içinde dört dörtlük olmalı. Umarım sorunu yanıtlayabilmişimdir.
İpek hanım merhaba;
Öncelikle gözlerinizdeki ışık ve enerjiden etkilenmemek mümkün değil. Kaynağım insan web sitesini ve Kaynağım İnsan TV yi çok faydalı buluyorum ve bu imkan için tekrar size teşekkür etmek istiyorum.
Sizinde söylediğiniz gibi yaptığımız meslek bir İK cı olarak ünvanınız ister uzman yardımcısı ister uzman ister şef olsun diğer birim yöneticileri ve çalışanlara danışmanlık yapmayı gerektiriyor. Bu kapsamda ben tüm İK cıların mutlaka yönetsel yetkinliklerini de geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yöneticilik yetkinliklerinin temel noktaları ve geliştirilmesi kapsamında birkaç videonuz o kadar harika olurdu ki:)Sizin bakış açınızla sizi takip eden tüm İK cılara önemli bir katma değer sağladığınızın eminim haklı gururunu yaşıyorsunuz. Bu konudaki talebimi dikkate alırsanız çok mutlu olurum.
Kattığınız hersey için tekrar çok teşekkürler
Sevgi ve saygılarımla
Sevgili İrem,
Bu geri bildirimin ve talebin için çok teşekkür ederim. Bana ilham verdim. Bundan sonraki video serim bu konu hakkında olacak. Şimdi hemen hazırlanmaya başlıyorum. İlk videoda da sana teşekkür edeceğim. 🙂
merhaba ben 11.sınıf öğrencisiyim. Yarına dil anlatım ödevim var fakat bir soruda takıldım yardımcı olursanız çok sevinirim : İmkanınız olsa kiminle hangi konuda mülakat yapmak isterdiniz? Niçin? en kısa zamanda cevap yazarsanız cok sevınırım 🙂
Merhaba Aslı,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı mülakata almak isterdim. 🙂
merhabalar ipek hanım ben çeko 2. öğrencisiyim ik alanında kendimi geliştirmek istiyorum ama neler yapacağımı malesef bilmiyorum. linkedin’de aranan özelliklere baktım da ms’u iyi öğren ingilizceni mükemmelleştir gerisi kolay tabirini çıkardım açıkçası ama illa ki başka formülleri de vardır. lütfen yardım edin napmalıyım?
Sevgili Pelin,
Sorun sadece senin gibi başlangıç seviyesindeki İK’cılar değil, benim gibi kıdemliler için de geçerlidir.
Ben kendimi geliştirmek için ne yapıyorum sana madde madde yazayım:
1. Yerli ve yabancı sadece İK ile ilgili değil, bütün iş kollarına dair kitaplar okuyorum. Bunun yanında yetkinlikleri inceleyen, özellikle liderlik üzerine cidddi okuma yapıyorum. Büyük bir kütüphanem var.
2. Düzenli olarak periyodik yayın takip ediyorum. Harvard Business Review, Capital, Fortune Türkiye bunlardan önde gelenler.
3. İnternet üzerinden düzenli İK blogları ve sitelerini takip ediyorum. TLNT, SHRM, Fistful Of Talent önde gidenler.
4. Düzenki İK yazısı yazıyorum. Yazı yazmak beni çok geliştiriyor.
5. Farklı yerli ve yabancı firmaların İK uygulamalarını incelemek için özel çaba sarfediyorum. Zirveler katılıyorum, İK’cı muhitimi genişletmeye çalışıyorum.
6. Olası iş ve proje fırsatlarını karçırmıyorum. Daha fazla çalışmak için elimden geleni yapıyorum.
7. Bireysel gelişim planımı sık sık güncelliyorum.
Dilerim yazdıklarım sana ilham verir.
Merhaba İpek hanım;
Ben 24 mayıs günü Finansbank ‘ın mülakatına katılıcam ve ilk mülakat deneyimim olacak ve cok büyük heyecan ve strese sahibim bunu nasıl yönlendiricem inanaın bilmiyorum bana bir banka mülakatında nelere dikkat etmem gerektiğini anlatırmısınız tek idealim olan bu mesleği yapmak istiyorum ve bunu ik cılara anlatamam diye korkuyorum ayrıca 8 aylık bir çocuğum var bunun bir engel teşkil etmesinden korkuyorum zaten bu işe hazır olmasam başvurmazdım bu sorulursa kendimi çocuğumun sorun olmayacağına onları nasıl inandırabilirim.
Sevgili Hatice,
1. Finansbank hakkında bilgili ol. Ne zaman kurulmuş, ölçeği ne, genel müdürü kim, kaç şubesi var, kime ait, vs.
2. Kendini kısaca anlatma egzrsizi yap.
3. Sana neden bizle çalışmak istiyorsun diye soracaklar. Finansbank’ın neden büyük ve önemli bir banka olduğunu anlat ve kendini Finansbank’da çok geliştirebieceğini ve iyi bir bankacı olabileceğini söyle.
4. Neden bankacı olmak istiyorsun diye sorarlarsa “sayılarla çalışmak benim için çok iyi. Para ve hizmetin birleştiği bir dal bankacılık. İnsanlarla para meseleleri üzerine iletişime geçmek bana cazip geliyor. ” gibi cevaplar ver.
5. Maaş sorulmadan maaş üzerine konuşma.
6. Çocuğun bir problem olmaz. Burada senin ikonuyu ifadelendirme şeklin önemli. Güven vermelisin.
7. Neden seni seçelim sorusuna güçlü 3 yanını gerçek hayattan örnekleri ile vererek, bu nitelikterdeki birinin finansbank2a büyük artı değeri olabilir. şeklinde özgüvenli cevap ver.
Dilerim çok başarılı olursun. Beni sonuçtan haberdar et lütfen.
Merhaba İpek Hanım;
Öncelikle sorularımızı cevapsız bırakmadığınız için teşekkür ederim. 2012’de Sosyoloji bölümünden mezun oldum ve İK alanında kariyerimi ilerletmek istiyorum. Bölümümde zorunlu staj zorunluluğu olmadığı için sadece bir kere güç bela İK departmanında gönüllü staj yapabilme imkanına sahip oldum.Bu alanda çoğunlukla deneyim sahibi olanları aradıkları için başvurularıma yanıt alamıyorum. Tabi buna yabancı dilimin çok iyi olmamasını da ekleyebiliriz:( Bu yüzden iş hayatıma farklı bir pozisyondan başlayarak – Müşteri İlişkileri Yönetimi gibi- kariyerimi ilerletme kararı aldım. Sizce doğru bir karar mı?
2. sorumda bir firma ile el sıkışıp-anlaşıp, ertesi gün iş başı yapmam söylendi ve yarım saat sonra arayıp alımı durdurmak zorunda kaldıklarını söylediler. Nedenini sorduğumda ise “özel nedenlerden dolayı” ile bir açıklama aldım. İş hayatınızda hiç böyle bir durumla karşılaştınız mı ve sizce böyle bir durumun nedenleri ne olabilir?
Vakit ayırdığınız için şimdiden teşekkürler.
Sevgili Snmentürk,
İnsan kaynakları mesleğine sonradan da geçiş yapabilirsin. Hatta daha farklı iş kollarını tecrübe etmek seni daha iyi bir İK’cı ble yapabilir. Ben üniversite hayatım boyunca pek çok işte çalıştım. Bunların faydasına İK’da çok gördüm.
İkinci soruna gelince, yapılan berbat. Hiçbir kabul edilir tarafı yok. Dilerim ne senin, ne kimsenin başına gelmez. Bardağın dolu tarafı, böyle uyduruk bir firmada çalışmamış olduğuna sevin.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım;
Ben İzmir Ekonomi Üniversitesi Endüstri mühendisliği 1.sınıf öğrencisiyim.Sizi tanıma fırsatınıda verdiğiniz seminer sayesinde yakaladım.Öyleki kendimi alamayıp sizi ve başarılarınızı okurken buldum kendimi.Öncelikle tatlı sohbetinizden dolayı teşekkür ederim.Daha sonra size,bana yardımcı olabileceğinizi düşündüğüm için şöyle bir soru sormak istedim ki;biraz kişisel çaplı .Ben 2011 Endüstri mühendisliği girişliyim.Fakat bir parça aile,bir parça çevre katkısıyla benden uzak bir bölüm olan mühendisliği seçtim.Matematikle aram iyi değil ki; bu tamamen önyargımdan ötürü.Sevmiyorum ve beynim nasıl bir duvar ördüyse de sevemiyorum.Yada bu yapamadığım için kendime oluşturduğum bahaneler dizini.Açıkçası matematik sadece bir örnek teşkil ediyor.Bu bölüm içinde geçerli.Korku insanı ne kadar engeller bilmiyorum ama 20 yaşına gelipte hiç bir hayaliniz ve hedefiniz kalmadığında yapılacak son çaredir bence korkularımızın üzerine gitmek diye düşündüm.Çok uzatmış olmalıyım ki sorum şu: Tekrar üniversite sınavına girme fikri oluştu kafamda.Fakat yaparmıyım ,yapamazmıyım yada kendimden 3 yaş küçüklerle okumak beni nasıl etkiler hiç bir fikrim yok tek bildiğim şuan sadece mutlu olmadığım …Yada sizce bölümümü sevebilirimiyim ? Ve en önemliside ailemi hayal kırıklığına uğratır mıyım? Bana yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum.Tekrar teşekkür ederim.
Sevgili Damla,
Bölümünü sevmiyorsan senden ricam neden sevmediğini bir kağıt, bir de kalem al ve yaz. tek tek yaz. Dürüstçe. Sonra da git ailen ile konuş. Ben mutsuzum ve tekrar üniversite imtihanına gireceğim de. Veya okulunda başka bölüme geçme ikmanı varsa, onu kullan. kendinen 3 yaş küçüklerle okumak hiç problem olmaz. Ben üniversiteden 7 yılda mezun oldum. Mezun olduğum sınıf benden 3-4 yaş küçüktü. Gayet de iyilerdi. Öyle şeyleri hiç dert etme. Hatta büyük olduğun için ablalalık bile yapıyorsun, eğlenceli oluyor. 🙂
Hayatı bir defa yaşıyoruz, onu da nefret ettiğin bir bölümde, her gününe lanet okuyarak yaşamak bence en büyük hata.
Sevgilerimle,
tekrardan merhabalar ipek hanım daha önce size kendimi nasıl geliştirebilirim konulu bir soru sormuştum ve siz de bana tavsiyelerde bulunmuştunuz. verdiğiniz tavsiyeleri elimden geldiğince uygulamaya çalışıyorum. biraz önce gördüğüm sorudan cesaret alarak ben de size bir soru sormak desteğinizi almak istiyorum. gelelim hikayeme. ben daha önceden de bahsettiğim gibi süleyman demirel üniversitesinde çeko 2. sınıf öğrencisi olarak okumaktayım. babam işçi. ailemin maddi durumu tahmin edersiniz ki kötü durumda. ailede ilk üniversiteyi okuyan benim ve dayım ananem teyzem olsun sağolsunlar gerekli maddi yardımı yapıyorlar bana. lakin şöyle bir sorun var. tek okuyan ben olduğum için gözleri biraz yüksekte. benim en başından beri kaymakam olmamı istiyorlar. tercih zamanında bile kamu yönetimini tutturamadım diye tekrar hazırlan sınava baskısını görmüştüm. ama ben hayır aynı işkenceyi yaşamak istemiyorum çeko da güzel bölüm istesem oradan da kaymakam olabilirim dedim ve ikna ettim. bu onları bir süre oyaladı. 2. sınıf oldum. olayın ciddiyetini anlayıp kendime hedef belirleme zamanımın geldiğini anladım. evet ben de kaymakam olmak isterim ama yönetim hukuku dersinden kalmış insan olarak benim gözümde imkansız bu mevki. anneme anlatmaya çalıştım insan kaynaklarını istiyorum ben dedim hayır! sen kpss’ye kaymakamlık sınavlarına gir olmazsa onu düşünürsün dedi. bakıyorum rakibim çok, kendimi geliştirmek istiyorum. hem de çok istiyorum. sertifika peşinde koşmak stajlara başlamak çeşitli seminerlere katılmak istiyorum bununla ilgili. okulun düzenlediklerine katılıyorum ama yetmiyor. ısparta çok küçük bir şehir. küçük bir destek alabilsem her şeyi başarabilecek bir azim görüyorum kendimde. ve nedense onlara göre sınavlarıma çalışmalıyım mezun olunca kendimi geliştiririm. bu düşünceden ne desem kurtulamıyorlar. lütfen yardım edin ne desem de onlara kendi fikrimi aşılasam? ciddi anlamda tavsiyelerinize ihtiyacım var. umarım durumumu açıklayabilmişimdir. ha bu arada soruyu yayınlamazsanız sevinirim. cevabınızı [email protected] adresime mail olarak atarsanız çok mutlu olurum. iyi çalışmalar. sağlıcakla kalın..
merhaba İpek hanım ;
Ben yakın bir zaman sonra bir hava yolu şirketinin kabin memurluğu mülakatlarına katılacağım …
Daha önceleri hiç mülakat deneyimi edinmedim..Sizin seminerlerinizi ayrıca izlemiş bulunmaktayım çok güzel öneriler gördüm… Ben heyecanlı biriyim heyecanımı mülakat sırasında nasıl bastırırım ? Bana yardımcı olursanız çok memnun olurum şimdiden teşekkürler
Sevgili Happines,
Mülakata elbette “müalkat” dersini iyi çalışırsan heyecanını kontrol edebilirsin. Bir bilinmeze değil, içeriğinin ve kaşının ne olduğunu bir süreç seni daha az heyecanlandırır.
Bunun için:
1. İnternette “en çok sorulan mülakat soruları” diye arama yap ve bulduğun bütün soruları evde, ayna karşısında kendini izelyerek cevapla.
2. Mülakata gideceğin şirket hakkında ileri seviyede bilgili ol.
3. Neden kabin memuru olmak istediğin konusunda hazırlan. (insanlara hizmet etmeyi sevmek, havacılığa karşı ilgili olmak, sorun çözmek, vs)
4. Mülakat üzerine bir kitap al ve oku. Piyasada pek çok var.
5. Kaynağım İnsan TV’de mülakat ile ilgili videoları izle.
Bunları yaparsan başarılı olursun. Sana iyi şanslar dilerim.
Sevgilerimle,
Merhabalar yaklaşık 8 yıldır aynı firmada çalışıyorum.Beş yıldırda evliyim ve birlikte aynı yerde çalışıyorduk.Taki eşim kendisine atanan müdürden memnun olmayıp çalışmak istemediğini bildirene kadar.Bunun üzerine onlar durumda değişiklik olmayacağını söylediler.Ve eşim rakip olan diğer bir firmaya transfer oldu.Bu transfer üzerine eşimin rakipte olması sebebiyle beni mevcut görevimden alıp daha vasıfsız olan benim niteliklerime göre daha aşağıda olan bir göreve atadılar.Ben yöneticilerimle yaptığım görüşmede bu durum sonucunda beni işten çıkarabileceklerini bu duruma razı olduğumu bildirdim.Ama yerime yeni birisini koyamadıkları ve yeni birini yetiştirmem gerektiği için beni kovmadılar. Şuan yerime yeni birisini arıyorlar ve aday iş görüşmelerine beni sokuyorlar.Benim yıllardır emek verdiğim pozisyondan vazgeçip yeni elemanı bu pozisyon için eğitmemi istiyorlar.İş arayıp gitmek istediğimi belirttim.Elemanı eğitmeden biryere gidemezsin diye beni tehdit ettiler.
Bu nedir anlamıyorum psikolojik olarak beni yıpratıyorlar.Bu şartlar altında haklarımı alarak çıkışımı talep edemez miyim.Bunlar haklı nedenler değil midir?Ortada sizce bir mobbing yok mudur?Bu şartlar altında eğer yeni bir iş bulamazsam bile istifa edeceğim.
Sevgili Neslihan,
Senin durumun artık hukuki içerik kazandığı için durumu iznin olursa iş hukuku avukatı ve öğretim görevlisi Erdem Özdemir’e yönlendireceğim. Kendisi eminim sana doğrudan (mail adresine) bir açılım getirecektir.
Sevgilerimle,
İpek Hanım teşekkür ederim.Şuan için yönlendirmeye gerek yok. Birsüre daha bekleyerek bu durumdan başka bir iş bularak sıyrılmaya çalışacağım.İnşallah hukuki bir aşamaya taşımaya gerek kalmaz.
ipek hanım yazdığım soruyu niçin yanıtlamadınız? halbuki cidden deneyimlerinizden yararlanmak sizden yardım almak istiyordum. neyse canınız sağolsun, iyi günler diliyorum.
İpek Hanım Merhaba,
Size İK cı gözüyle bakmanızın bana ışık vereceği bir konu sormak istiyorum. İK da işe alım, eğitim alanında 3 yıl kobi firmalarda deneyim kazandım ( daha önceki yıllar pazarlama – çağrı merkezi deneyimi) ÇEKO mezunuyum ayrıca İş ve Meslek Danışmanı belgem var. Tam 9 aydır ne kurumsal ne kobi ne danışmanlık firma hiçbir başvurumdan olumlu dönüş olmadı. Yaşım 40. Tamamen yaş sebepli mi sorun ne hiçbir anlam veremiyorum. Özellikle de özel istihdam bürolarında çalışan danışmanlara baktığımda o kadar yetersiz o kadar küçük yaşta danışmanlarla karşılaşıyorum ki neden benim CV m kabul görmüyor anlayamıyorum, üstelik ücret beklentisi sorusunun yanıtını da gayet düşük tutuyorum. Bana bir ipucu verirseniz çok mutlu olacağım. Saygılarımla
Merhaba Laressa,
Kanımca ilk etapta sorun yaşın. Bu ilk aşamada hemen “maaş beklentisi yüksektir” tetiklemesine neden olur. Bana özgeçmişini gönderir misin? Belki özgeçmişini güçlendirebilirerek yaş faktörünü pozitife döndürebiliriz. [email protected]
İpek Hanım dönüşünüz için teşekkür ederim. CV mi mailinize gönderdim.
Saygılarımla
İpek Hanım merhaba,sizi sosyal medyada yeni tandım.İzninizle bende bir konuda danışmak istiyorum.Ben 29 yaşındayım,açıköğretim mezunuyum.2-3 yıllık ön muhasebe deneyimim var.2 senede müşteri hizmetleri.Son 1-1,5 senedir ne istediğime karar verdim ve insan kaynaklarını seçtim.Seçtim derken şu an sadece fikir olarak seçmiş durumdayım.Fiilen insan kaynakları personeli olamadım henüz yani.İnsan kaynakları uzmanlık eğitimi aldım,bununla birlikte insan kaynakları derneklerinden birine üye oldum,bu alanda bir çevrem olsun diye.Ayrıca mesleki kitaplar okuyorum,kanunları öğrenmeye çalışıyorum.Demo programlar indirdim bilgisayarıma personel takip ile ilgili…Fakat iş bulamıyorum bir türlü ik olarak.Görüştüğüm yerlerde tüm bunların birşey ifade etmediğini ve deneyimim olması gerektiğini söylüyorlar.Umutsuzluğa kapılmak istemiyorum çünkü elimden geleni yaptıgımı düşünüyorum ve başarmak istiyorum.Bundan sonra nasıl bir yol izlemeliyim,sizce ik cı olabilmek için ne yapmalıyım?Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.Saygılarımla.Pınar Taşcı.
Sevgili Pınartech,
Senin yazdıkların aslında pek çok İK’ya gönül vermiş profesyonelin sıkıntısı. Ancak İK iş piyasası ile ilgili şunları asla unutma:
1. İK alanında kısıtlı iş imkanı var.
2. İK işine girmek isteyen çok fazla insan var, bu da rekabati çok kızıştırıyor.
3. İK konusunda lisans veya ön lisans mezunu gençler var. Onları işe almak varken, senin tercih edilmen için güçlü bir gerekçe oluşturmalısın. Belki sırf tecrübelenmek için bir yerde bedava bile çalışabilirsin.
Senin yeinde olsam AÖF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümüne girmek için üniversite sınavına girerdim.
Zpr bir süreç yaşayacaksın. Şans da önemli bir faktör iş arayışında. Kendini geliştirmeye devam et. Diliyorum karşına sendeki istekliliği ve gelişme çabasını gören bir yönetici çıkar.
Sevgilerimle
İpek Hanım merhaba
Öncelikle bizlere bu imkanı verdiğiniz için, (sizinle doğrudan ve hızlı şekilde iletişime yardımcı olduğunuz için) teşekkür ederim. Size biraz mülakat sorusu soracağım cevaplarsanız çok sevinirim.
1) Birisine senden yardım istemediği halde ihtiyacı olduğunu anlayıp da yardım ettiğin oldu mu? (bu soru neye yönelik banka işe alımda)
2)İkna ettiğin biri oldu mu, en son kimi ve ne şekilde ikna ettin?
3- Seni ikna eden birileri oldu mu, hangi konuda ve ne yollarla ikna etti?
4- Başarısızlığa uğrayan bir hedefin oldu mu? Olduysa neden başarısız oldu hiç araştırdın mı?
5- Başarıya ulaşan bir hedefin oldu mu, neydi?
6- Daha önce çalıştığın işte rutinden farklı olarak geliştirdiğin bir yöntem var mıydı?
Planlı mısın? En son neyi planladın ve planına uydun mu?
7-Hayattaki en zor hedefin neydi? Sonucunda ne oldu?
8-Neden X bankası?
Sevgili Okan,
Sorularına cevap yazacağım ama sakın bu cevapları girdiğin herhangi bir mülakatta kullanma. Çünkü bu cevapları verirken kullandığım kelimeler bütünüyle benim hayat tecrübemi, algımı, bilgi birikimimi yansıtır. Vereceğim cevapların ardından gelebilecek bir zincir soruyu rahatça cevaplayabilirim.
1. Bankalar insanlara kredi kullandırtmaya, kredi kartı almaya, emeklilik hesabı açmaya, vs. ikna etmeye uğraşır. Yani benim ihtiyacım yoktur, ama ben de ihtiyaç yaratırlar konuşmalarıyla. Örneğin geçen yıl bankaya gittiğimde gişedeki kız “sizin emeklilik hesabınız yok sanırım, açalım” dedi. O ana kadar aklımın ucunda yoktu. Gişedeki kız bana öyle bir anlattı ki hizmeti, şu an emeklilik hesabım var.
Senin hayatında böyle bir ikna etme sürecin oldu mu? Mesela arkadaşlarını hiç düşünmediklere bir yere gitmeye ikna etmişsindir veya okulda hiç kimsenin aklında yokken bir proje yapmaya, bir organizasyon düzenlemeye ikna etmişsindir. Var mı böyle bir anın?
2. Bankacılık hizmet sektörüdür. Yani müşterine sunduğun hizmetleri kullandırmaya çalışır. Bankalarda müşteriyi hizmet kullanmak için ikna etmek demek, para kazanmak demek. Eğer senin ikna gücün fazla ise seni ona göre bir kadroya yerleştirirler.
3. Herhangi bir ikna edilme sürecini düşün. Seni nasıl ikna etti arkadaşın? Konuşarak mı, örnek vererek mi, ne kadar kazançlı çıkacağını sayılarla ispat ederek mi?
4. Başarısızlık olarak sıfatlandırdığın konu major bir başarısızlık olmamalı. Mesela 2. yabancı dilim yok, bana göre başarısızlık diyebilirsin. Bu senin iş kaybetmene neden olmaz bir bankada. Neden 2. yabancı dilinin olmadığını da açıklayabilirsin herhalde.
5. Başarıya ulaşan bir hedefini anlat.
6. Size başvurmayı, mülakata çağırıldığım takdirde nasıl sorular çıkabileceğini düşündüm. Olası sorulara hazırlandım. Size başvurmam planlı bir çabadır diyebilirsin ve gerisini de kendi cümlelerinle getirirsin.
7. En zor ve tutturduğun bir hedef mi? Yoksa en zor ve hala peşinde olduğun bir hedef mi? Her ikisi için de birer hedef düşün. Buraya ben kendi hedeflerimi yazamam, çünkü benim hedeflerimin sana bir faydası olmaz.
8. Görüşmeye gideceğin bankayı çok iyi öğren. Ne zaman kurulmuş, kaç şubesi ve çalışanı varmış? Kurumsal değerleri nelermiş? Piyasadaki konumu nedir? Genel müdürü kimdir? Mevduat büyüklüğü nedir? Gelecek hedefleri nelerdir? Bunları söyle hızlıca ve “ben böyle bir bankada iş hayatımı geliştirmek ve başarılı olmak istiyorum” de.
Dilerim iyi bir mülakat geçerirsin.
Merhaba İpek Hanım, sizi sosyal medyadan ve üniversitelerin çeşitli etkinliklerinden uzun zamandır beğeniyle takip ediyorum.
Doğuş Üniversitesi endüstri mühendisliği bölümünden yeni mezun oldum. Yaptığım stajlar neticesinde ve aldığım geri bildirimler doğrultusunda bu alana yönelerek özellikle 1 yıldır bu alanda kendimi donanımlı hale getirmeyi amaç edindim.
Bir endüstri mühendisi olarak iş imkanlarının kısıtlı olduğu ve sevdiğim insan kaynakları alanında yer alma ihtimalimin ne kadar yüksek olabileceği konusunda endişelerim var.
Her gün onlarca iş ilanından insan kaynakları alanında kariyer hedeflediğim ve bu alanda mutlu olacağıma inandığım için başvurmuyorum.
Çünkü kısmen de olsa tecrübe edinmediğim bir alanda yer almanın ve sevebileceğim bir iş olup olmadığını yalnızca risk alarak bilebilirim.
Size beni daha iyi değerlendirebilmeniz için özgeçmişimi [email protected] adresine yolluyorum.
Sizin görüşlerinizin ve önerilerinizin benim için önemli olduğunu bilmenizi istiyorum.
İyi çalışmalar dilerim.
Sevgili Ceren,
Özgeçmişini inceledim. Gayet güzel. Mutlaka İngilizce olarak da hazırlamalısın. Hatta senden İngilizce özgeçmiş göndermeni beklerdim.
İnsan kaynakları çok talep edilen bir iş alanı. O nedenle de rekabet çok. Acaba özgeçmişine İK’ya yönelik çabanı katacak araçlar yaratabilir misin? Örneğin bir İK blogu aç ve yazı üretmeye çalış. Örneğin yabancı İK bloglarındaki cazip yazıların linklerini vererek kendi yorumlarını yazı hakkında aktarabilirsin. Bunu özgeçmişine eklediğinde senin mülakata çağrılman için bir gerekçe olur. Bu usulun en güzel örnekleri İK blogu sahibi Aydan Çağ ve Gülsüm Müftügül’dir. Aydan, bana senin gibi “nasıl işe girebilirim?” diye sorduğunda, ona “blog aç” demiştim, bugün Türkiye’nin en çok bilinen İK blogcularından.
Sözün özü, senin şirketler tarafından tercih edilmen için, özgeçmişine İK ile ilgili daha fazla içerik girmen lazım.
Başka bir iş koluna da yönelebilirsin ancak ben senin biraz daha çabalarsan ve özgeçmişini geliştirisen İK’ya adım atabileceğini düşünüyorum. Mutlaka özgeçmişini İngilizce gönder her yere.
Merhabalar,
Halkla İlişkiler ve Tanıtım önlisans mezunuyum ve AÖF İşletme bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. 2010 dan itibaren iş deneyimlerim oldu ve son 1,5 yıldır bir eticaret şirketinde Müşteri İlişkileri departmanında görev yapıyorum. Kariyerime yön vermek ve uzun soluklu bir çalışma hayatına geçiş yapmak için İK alanında eğitim almak ve bu alanda çalışmak istiyorum. Bu güne kadar aldığım görevler doğrultusunda ve İk alanıyla ilgili edindiğim bilgiler ışığında bu alanın kişisel özelliklerime de uygun olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki 15 gün içerisinde şuan çalıştığım işletmeden ayrıulıyorum ve İk konusunda profesyonel eğiitim alabileceğim kurumlar araştırıyorum. Bir profesyonel olarak bu konuda bana neler önerebilirsiniz ? Eğitim kurumları konusunda nelere dikkat etmeliyim ve temel olarak almam gereken eğitimler sizve nelerdir ?
Teşekkürl ederim.
Sevgili Pelin,
Sana üniversitelerin açtığı İK sertifika programlarına yönelmeni tavsiye ederim. Hangi şehirde olduğunu yazmamışsın. İstanbul’da isen İÜ, Yıldız Teknik, İTÜ, Boğaziçi Üniversite’sinin sertifika programlarını incele.
Çeşitli eğitim kurumlarının İK programları veya e-sertifika programları var. Ben de 2013 yılı sonunda bir işbirliği çerçevesinde İK sertifika programı açmayı planlıyorum. Burada eğitim programını açan firmada kimlerin programda eğitmen olarak yer alacağı çok önemli. Sertifika programlarının içeriklerini karşılaştırabilirsin. Referans isteyebilirsin.
Bir sertifika programı temel İk süreçlerini barındırmalıdır:
İK planlaması- iş analizi-iş değerleme, işe alım, performans değerlendirme, eğitim, yetenek yönetimi, ücretlendirme, kariyer yönetimi, sosyal medya, ik pazarlaması, İK metrikleri, çalışan bağlılığı, vs. İçerikte dikkat edilmesi gereken nokta programın ne derece 21. yüzyıl İK standartlarında oluşturulduğudur.
Sevgili İpek Hanım, benim için zaman ayırıp değerlendirdiğiniz için teşekkür ederim.
Temmuz ayında bir blog açtım. İnsan kaynakları ile ilgili bir kaç yazı yazdım. Bahsettiğiniz isimleri de takip ettiğimi de bilmenizi isterim.
Gerçekten insan kaynakları alanında daha fazla bilgi sahibi olmama ve araştırma yönümü geliştirdiğine inanıyorum.
Tavsiyelerinizi bugünden itibaren faaliyete geçireceğim. Teşekkür ederim.
İyi hafta sonları dilerim.
Merhaba İpek Hanım,
Size Çalışan Memnuniyet Anketi değerlendirmesi hakkında danışmak isterim.
Sizinle daha önce bir eğitiminizde tanışmıştık. İsmim Şeyda Yılmaz Kavaklıdere Şarapları İK Yönetmeniyim.
Firmamızda iki yıldır ÇMA anketi yapılıyor, anketi excel üzerinden bazı formüller kurarak değerlendirmesini yapıyorum. Aslında sonuçların bir şekilde ortalaması çıkıyor. SPSS programında da denedim ama gerçek bir değerlendirme nasıl olur nasıl bir yol izlemem gerekiyor size danışmak istedim. Benimle bu konuda ki fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
Geri dönüşünüzü sabırsızlıkla bekliyorum.
Saygılarımla
Şeyda YILMAZ
[email protected]
Sevgili Şeyda,
Merhaba. Çalışan memnuniyeti anketinin istatistiksel değerlendirmesi için basit bir şekilde verilen cevapların ortalaması üzerinden gidebilirsin veya SPSS kullanıp pek çok istatistiksel sonuca ulaşabilirsin. Ama işin bu sayısal tarafının detaylandırılmasından önce kendine ve şirketine şu soruyu sormalısın: ister ortalama bularak ister SPSS’de bin türlü istatistiksel çalışma yaparak, çıkan sonuçlar hakkında hareket planı yapabiliyor musun? Olumsuz sonuçlar için iyileştirme faaliyetler geliştirebiliyor musun?
Sana tavsiyem matematiksel olarak işi çok karıştırmaman. Eğer şirketin 10.000 kişinin çalıştığı bir yapı olsaydı SPSS ve dijital okuma şart olurdu. Ama sizin şirketinizin toplam beyaz-mavi yaka sayısının bu kadar olduğunu zannetmiyorum. İşçi kadro ile beyaz yakaya ayrı anketler uygulamanı tavsiye ederim. İşçilerinki 10 soruyu geçmesin ve kolay anlaşılır olsun. Beyaz yakada açık uçlu soru mutlaka sor. Mesela “İş verimliliğinizi arttıracak 3 öneriniz?” veya “Motivasyonunuzu arttıracak 3 öneri?”
SPSS kullanmayı biliyorsan, kullan. Ama şunu mutlaka göz önünde bulundur: çıkan sonuçları karşındaki yöneticiler anlayabilecek mi? Sen çıkan sonuşları yorumlayabilecek misin? Şunu da ekliyeyim, ortalama veya SPSS üzerinde birçok işlem…. ikisi de hemen hemen aynı sonucu verir.
Sözün özü, müşterin konumundaki yöneticiler ve çalışanların algılamarını zorlamayacak yolları tercih et.
Sevgilerimle,
Merhaba İpek Hanım ya da hocam 🙂 Staj yapmış olduğum firmanın insan kaynakları müdürü Gönül Budak’ın Yetkinliğe Dayalı İnsan Kaynakları kitabını okumamı üzerinde notlar alıp anektotlar tutmamı tavsiye etti. Bende bunun üzerine araştırmalar yaparak birtakım bilgiler edindim. Size sormak istediğim nokta şudur, günümüzün İK. Yönetim anlayışı yetkinliğe dayalı i.k mıdır?
—- Bir diğer sorum da MBTI Kişilik analizi üzerinde çalışmalar yapıyorum. Bilmek istediğim nokta eğer bilginiz varsa hangi alanlarda kullanabilirim bu kişilik değerlendirmesini?
Çok teşekkür ederim şimdiden değerli cevaplarınız için ve vaktinizi ayırmış olduğunuz için!
Sevgili Mustafa,
MBTI Kişilik testi ile ilgili benim http://www.kaynagiminsan.com/2011/09/03/jung-kisilik-tipi-testi/ yazımı okumanı ve yazıdaki linkleri incelmeni tavsiye ederim. Bu tip testler uygulamak kolay, çıkacak sonuçları nasıl değerlendireceğiniz, buradan çıkacak veriyi nasıl bilgiye dönüştüreceğiniz önemlidir.
Günümüz insan kaynakları uygulamaları yetkinlik odaklıdır. Bir kurumun yetkinlikleri nasıl uygulayacağı bütünüyle kurumun stratejik amaç ve hedefleri ile liderlik markası/profili çerçevesinde tnımlanır. Bu tanımlama süreci oldukça zahmetli ve sadece İK’cıların oturup yapabileceği birşey değildir. Bir şirketin yetkinlik sözlüğü, kilit pozisyonların yetkinlik setleri için pek çok çalıştay yapmak gerekir. Bu çalıştaylara özellikle üst ynötim ve hat yöneticilerinin katılması şarttır. Kısacası, yetkinlikler ve her bir insanda bu yetkinliklerin ne derecede sergilendiğini takip etmek bizim ana işimiz.
İpek Hanım merhaba,
Tesadüf eseri sizinle karşılaştım ve sitenizi inceleme fırsatı buldum.
Hayatımla ilgili yoğun kararsızlık ve umutsuzluk yaşadığım bu dönemde sanırım bu bir işaret 🙂
Öncelikle kendimden bahsetmek isterim.
28 yaşındayım. Gıda Mühendisiyim. En son çalıştığım şirkette mesleğimi yaparken yeniden yapılanma sonucu beni İnsan Kaynakları Yetkilisi olarak terfi ettirdiler. Ve ben ilk kez bu alanla tanıştım. Yaklaşık 9 ay çalıştıktan sonra ayrılmam gerekti fakat bu sürede fark ettim ki ben bu alanda çalışmalıyım. Çünkü çok sevdim! Çok severek, hiç bilmediğim konuları öğrenerek, çabalayarak kendimi geliştirmeye çalıştım. Bu dönemde işe alım süreci yaşadığımız ve bizimle birlikte çalışmaya başlayan birçok kişiden ‘Sizden aldığım elektrik, tavırlarınız işi kabul etmem için çok etkili oldu.’ gibi cümleler duydukça bu heyecanım daha da katlandı.
Bildiğim ve hissettiğim tek şey ben bu alanda çalışmalıyım. Fakat şu anda ki durumuma çözüm bulmakta zorlanıyorum.
Aklımda iki seçenek var. Birincisi; İnsan Kaynakları alanında yüksek lisans yapmak. Fakat 28 yaşındayım ve 2 yıl sürecek eğitim iş hayatı için geç kalmama sebep olur mu?
İkincisi; İnsan kaynakları sertifika programlarına katılarak daha kısa sürede eğitimi tamamlamak.
Tamamen farklı bir alanda eğitim aldığım için yüksek lisans yapıp bu işi okulunda öğrenmek daha doğru gibi geliyor ama henüz işin içinden çıkabilmiş değilim 🙂
Sizce ne yapmalıyım?
Şimdiden yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
Başarılarınızın devamını dilerim.
Sevgili Gözde,
İK mesleğine duyduğun ilgi çok etkileyici. İlgiyi bilgi ile desteklemek şart. Sen de bunun farkına varmışsın. Bu da çok güzel. Gelelim kendini nasıl geliştireceğine. İK yüksek lisansı yapmak hem özgeçmişine katacakları, hem de alacağın bilgi bakımından daha derin. Sertifika programları süre itibariyle daha kısa oluyor ve kimler (öğretmen) tarafından verildiğine çok iyi bakmak gerek.
Hem yüseklisans yapıp, hem çalışabilirsin. Zaten yüksek lisansın ikinci yılı tez yazmak. Ben senin yerinde olsam yüksek lisans yapardım ama iş hayatından kopmadan.
Sevgilerimle,
Merhabalar İpek Hanım ,
Yeni işe başlayan çalışanlarımız için(belirli bir süre geçtikten sonra Ör:4.aylarında) kurumsal adalet, kuruma bağlılık,iş tatmini, iş başı ve uyum süreçleri konularındaki görüşlerini alabilmek , şirketimizi bir de onların gözünden tartmak ve iyileştirme gereken noktaları da saptamak adına paylaşacağınız anket/form örneği ya da yönlendirebileceğiniz bir kaynak var mıdır?
Şimididen teşekkürler.
Sevgili Seda,
Böyle bir formu aynen söylediklerini cümleleştirerek sen de çok rahat hazırlayabilirsin. Bu formu hatırlamak için iki, üç kişi ile çalıştay yapabilirsin. Eminim başkasının ürettiği çözümden çok daha sağlıklı işleyecek bir anket/soru formu çıkar.
İpek hanım merhaba ;
Adnan Menderes Üniversitesinde İKY öğrencisiyim.Sunum yöntem ve teknikleri dersinden sunum yapacağım. Sunumumun konusu : İnsan Kaynaklarında işe alım süreci .
Bu konuyla ilgili detaylı bilgi verirseniz çok sevinirim veya kısaca basamak basamak yazarsanız çok sevinirim. Örn: 5-Referans araştırması 6- İşe alınma kararı gibi …
Burak DURMAZ
Not: Sorumun Sitede yanıtlanmasını istemiyorum zaten Soru sormadım 🙂
İpek Hanım merhaba,
Sosyal ağlar üzerinden sürekli olarak paylaşımlarınız takip etmekteyim. İnsan kaynakları ile ilgili dergisel kaynaklar çok fazla gelişmiş değil. Kariyer dergi, secretcv nin ve yenibiriş sitelerinin yayınlamış olduğu aylık dergiler bulunmakta. Bunun dışında önerebileceğiniz blog, dergi vs benzeri yayım var mıdır acaba?
Sevgili Mustafa,
Türkiye’deki İK bloglarına ait listeye aşağıdaki linktenulaşabilirsin.
http://alicevatunsal.blogspot.com/p/ik-bloglari.html?m=1
Sevgilerimle,
İpek Hanım Merhaba,
Azönce youtube üzerinden ‘Mülakata Davetlisiniz’ adlı videonuzu işimi gücümü bırakıp nefes almadan izledim. Gerek ses tonunuz, gerekse anlatım tarzınız ve verdiğiniz bilgiler olarak çok dinletici ve öğretici bir yapınız var.Gercekten tebrik ederim. Konferansta hitap ettiğiniz kitleye CV ‘lerini size gönderebileceklerini,sizin de zevkle yapıcı bir şekilde eleştireceğinizi duyduğumda heyecanlandım. Ben o konferanstaki arkadaşlar kadar genç ve yoğurulmamış hamur değilim,28 yaşında 1seneden fazla ik tecrübesi bulunan ve Turkcell Superonline ‘da çalışan bir IK Uzmanıyım.Daha fazla zamanınızı almadan sorumu sorayım; Ben de cv gönderebilir miyim ve nasıl?=)
Teşekkür ederim,
İyi Çalışmalar dilerim.
Nur Erdil
Sevgili Nur,
Sorunu yayına almış olmama rağmen cevaplamakta geciktiğim için özür dilerim.
Elbette özgeçmişini gönderebilirsin. E-posta adresin: [email protected]
İyi günler İpek Hanım,
Ben 2012’de mezun olup askere gidip geldim. Kendi içimde çözümleyemediğim bir konuyu sizinle paylaşmak istedim.
Mülakatlarla ilgili internette araştırma yapınca aşağı yukarı aynı şeylerle karşılaşıp duruyoruz. Adaydan alınmak istenen cevaplar genelde sorularda ufak farklılaştırmalar yapılarak alınmaya çalışılıyor. Bu nedenle mülakata hazırlıklı gitmenin gerekliliği hep anlatılıyor. Bu hazırlıklı gitme eyleminin adayın çalışkanlığı hakkında ipucu vereceği konusuna kesinlikle katılıyorum. Ancak benim zihnimi bulandıran şey, hazırlıklı verilen cevapların samimiyeti azaltacağı. Örneğin mülakatlarda yapılan hatalar başlığı altında zayıf yönlerle ilgili akıllıca verilmemiş cevaplar diye bir husus vardı. (Nerede geçtiğini hatırlamıyorum.) Benim şahsi düşüncem eğriye eğri doğruya doğru demek. Yine başka bir yazıya göre yukarıdaki belirttiğim soruya cevaben çok detaycıyım, bu yönümün farkındayım ve geliştirmeye çalışıyorum gibi bir cevap verilebilirmiş. Peki ben bu ve bunun gibi sorulara hazırlanıp gidersem mülakatı yapan kişi beni ne kadar tanıyabilir. Ya da şirket hakkında detaylı bilgi edinmenin şirkete olan ilgiyi göstereceği konusu… Gerçekten yoğun bir ilginiz yoksa bir şirketin faaliyetlerini sıkı bir şekilde takip etmeniz mümkün olmuyor. Her insanın da ilgiyle takip ettiği kurumlarda çalışması kolay olmuyor. Bu durumda kişi, kendisi için hedef edinmediği ancak çalışabileceği başka kurumlara başvurmak durumunda kalacaktır. Böyle bir durumda şirket hakkında yoğun bir hazırlık yaparak şirketi yakından takip ediyor-muş gibi yapmanın karşı tarafı yanıltacağı düşüncesindeyim. Bu açıdan düşünürsek, işe alımcılarından da bu durumun kendilerini yanıltabileceğini düşünüp bu konuya bakış açılarını da yenilemeleri gerekmez mi? -mış gibi yapmanın profesyönellik olduğunu düşünmeyenlerdenim. Bir mülakatımda bana en uzak durduğunuz pozisyonlar hangisi diye sorulduğunda satış ile ilgili olanlar diye cevaplandırmıştım. Mülakat sonunda kendilerinin hakkımdaki izlenimlerini paylaşmalarını rica ettim. Bana satış istemiyorsun ama mülakatta bir çeşit satıştır cevabı geldi. Kendisi kesinlikle haklı ama benim takıldığım nokta karşıda duran paketten önce içerik değerlendirilmeli paketi değerlendirmek daha sonra gelmeli.
Tam bir soru olmadı ancak sizin düşüncelerinizi merak ediyorum. Ben hep akla gelen ilk cevabı konuşmaktan yanayım. Ne kadar doğru düşünüyorum, merak ediyorum.
Sevgili Baytugan,
Uzun ve içeriği önemli sorun için teşekkür ederim. Senin paragraf halinde sorduğun zincir sualleri ben madde madde cevaplandıracağım;
1. “Ancak benim zihnimi bulandıran şey, hazırlıklı verilen cevapların samimiyeti azaltacağı.”
Bu konuda hiçbir kaygın olmasın çünkü her adayın birbirinden o kadar farklı hayatı var ki, kimsenin cevabı her ne kadar hazırlıklı gelseler de birbiri ile aynı olmuyor. Üstelik hazırlanmış olmak adayların çok daha özgüvenli ve akıcı cevap vermesini sağlıyor. Eğer bir gün müalkat yapmak durumunda kalırsan “ben çalışıp gelmiş adayla, çalışmamış aday arasındaki farkın bu kadar keskin olabileceğini düşünmemiştim” dersin. İşte bu fark “işi gerçekten istemek, işi alabilmek için emek sarfetmek, ter dökmek” farkıdır. Elini kolunu sallaya sallaya gelmiş, “samimi, doğal” aday her soruda uzun süre tavana ve etrafa bakıp iki kelimeyi bir araya getirmeye çalışırken, çalışmış aday sazı alır eline ve türküsünü çalar. Bir de bunu iş üstünde düşün. Tavana bakmasına rağmen işe aldığın bir kişiyi satıcı olarak müşteriye gönderiyorsun, bizim ‘satıcı’ aynen benim önüme geldiği gibi müşteriye de elini kolunu sallaya sallaya ve hatta yöneticisinin iteklemesi ile gidiyor. Çünkü kişi “çalışkan” değil.
2. Sana bir soru: bir işverene mülakata gidiyorsun, hiç mi merak etmezsin potansiyel işverenin, bu insanlar ne iş yapar, ne alır, ne satar, kaç para kazanır, nerelere yatırım yapar, büyüyor mu, küçülüyor mu? …. yok, merak etmiyorum diyorsan, emin ol firma da mülakat esnasında senin ilgisizliğini görüyor ve sana ilgisini kaybediyor. Bu bir alışveriştir. Firma merak ettiği için adayı çağırır ve karşısına “seni hiç merak etmiyorum, o nedenle bakmadım” diyen bir aday oturursa, “peki, o zaman, biz, bizi merak eden ve araştıran adayları tercih ediyoruz deme özgürlüğüne sahiptir.
Şirketi yakından takip etmene gerek yok. Google’da şirketin ismini yaz, sana binlerce link açılıyor zaten. Başta kurumsal web sitesi olmak üzere, artık hiç bir aday “şirket hakkında bilgi” bulamadım diyemez. Artık kanunen en küçük şirketlerin bile web sitesi olmak zorunda.
3. Kişinin analizine gelince; şimdi senden yeni bir insanla tanıştığını düşünmeni istiyorum. Hatta bir projen var, acaba bu projede çalışır mı diye merak etmeye başladın. Bu olasılığı anlamak için o kişiyi tanımaya çalışırsın. İş veya davranışal özelliklerini tanımak için sorular sorarsın. Mesela “seni en çok ne zorlar hayatta?” dersin. İşte burada senin projende çalışmak isteyen aday için gerçek sınav başlar. İnsanların kişilikleri doğuştandır ama tutumları girdikleri ortamlar, karşılaştıkları insanlara göre değişebilir. Bir insan bir ortamda çok sinirli tuumlar sergilemiş olması, onun her ortamda sinirli olacağının göstergesi değildir. Bu adayın “akıllı” cevap vermesi, çok çalışmak istediği projedeki şansını kaybetmek stratejik davranmasıdır. Mülakat süreci bir satış değil, pazarlamadır. Piyasada satılan her ürün ve hizmetin iyi olduğu kadar rakiplerine göre yetersiz özellikleri vardır ama her marka en iyi niteliklerini müşterisine sunar. Müşteri “peki en yetersiz özellik?” diye sorarsa da müşteriyi kaybetmemek için stratejik davranır ve satışı engelleyebilecek bir eksikliğini söylemez. Neden? Belki ürünün o zayıf niteliği belki de müşteri de bir avantaj oluşturacak.
Demişsin ki “eğriye eğri, doğruya doğru” demek. Sevgili baytugan, ben sana en eğri özelliğini söyliyeyim: yalan söylüyorsun. Şimdi bana kızdın. Ama her insan yalan söyler. “Yalan söylemiyorum” diyen yalan söyler. Beyaz yalan da olsa, yalan yalandır. O zaman sen her mülakatta zayıf yönün sorusuna “yalan söylerim” demelisin. Der misin? Diyor musun? Yoksa başka bir zayıf noktanı mı söylemeyi tercih ediyorsun?
Sevgili Baytugan, sana tavsiyem; 1. mülakatlara şirket hakkında araştırma yaparak, şirketi bilerek git. 2. Kendinde en beğendiğin 3 yetkinliği ilandaki pozisyon yetkinlikleri ile örtüştürerek ve örneklendirerek işe alımcıya aktar. 3. Zayıf yönünde stratejik davran.
Sen iş hyatına giriyorsun. İş hayatı mutlak dürüstük değil, değerlerini saptayıp bu yolda stratejik kararlar alarak ilerlemektir.Ve zaten hayatın hiçbir alanıda mutlak dürüstlük yoktur çünkü mutlak dürütlük yıkıcıdır.
Ve Baytugan, her insan yalan söyler. 😉
İpek Hanım merhaba;
Sizi TÜRKİYE KADIN GİRİŞİMCİLER DERNEĞİ ‘ nin yürüttüğü Geleceğin Kadın Liderleri 2013 eğitim programı sayesinde tanıdım .İyi kide tanımışım diyorum .
Kariyerimi insan kaynakları alanında geliştirmek istiyorum. Bu bölümü istememin sebebi gerek okuldaki sosyal dersleri sevmem gerekse insan kaynakları bölümünde gönüllü staj yapmış olmam.
Dumlupınar Üniversitesi İşletme mezunuyum .İstanbul’ da oturuyorum. Bir çok iş görüşmesine gidiyorum . Aklımda sadece insan kaynakları isteği olduğu için , mülakatlarda kendimi pek iyi ifade edemediğimi düşünüyorum. Yani ne istediğimi bildiğim için gittiğim mülakatta iş için istekli olduğumu gösteremiyorum .Çünkü başka bir alanda çalışmak bana zaman kaybıymış gibi geliyor. Yanlış mı düşünüyorum? Doğal olarak geri dönüşler ya olumsuz oluyor. ya da ben biraz daha beklemek adına işi kabul etmiyorum.( sigorta şirketleri satış danışmanı , çağrı merkezleri müşteri temsilcisi pozisyonu).
6 aydır iş arıyorum.Çok da geç kalmadan bir yerden başlamak istiyorum.Ama nereden nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum.Nasıl bir yol izlemeliyim sizce?
Şimdiden teşekkürler.
Sevgili Jale,
İnsan kaynakları mesleğini istemen çok güzel. İK üzerine iş arayışına devam et. Ancak diğer iş fırsatlarını “ben sadece İK istiyorum” diyerek kaçırman hata olur. Neden diyeceksin? Benim İK işinde kendimi bu kadar geliştirebilmiş ve bilgili olmamın altında İK’dan önce pek çok işi yapmış olmam yatar. Ben üniversite hayatım ve iş hayatına atıldığım ilk iki yıl çok farklı işler yaptım. Sigorta sattım, çevirmenlik yaptım, japonlarla proje çalışması yaptım, pazarlama yaptım, yazarlık yaptım, anketörlük yaptım, bir siyasi partinin gençlik koluna girdim, organizasyon-PR firmasında dev projelerde çalıştım, bir cafe işlettim, Burger King’de personel olarak çalıştım … kısacası benim çok iyi insan analiz edebilme, çok iyi işe alım yapabilmemin altında pek çok iş kolunda bifiil çalışmış olmam yatar.
Aslına bakarsan, ben iş hayatına İK’da gözünü açmış gençlerin pek de meslekte başarılı olamadığını görüyorum. Başka hiç iş bilmedikleri için kimse ile doğru düzgün iletişim kuramıyorlar. İK’cı İK’dan önce “iş” bilecek, yoksa olmuyor.
Ben senin yerinde olsam, her iş görüşmesine büyük istek ve coşku ile giderim. Ne kadar çok iş görür, deneyimlersen o kadar başarılı bir İK’cı olabilirsin gelecekte.
Sevgilerimle,
merhaba ipek hnm,
kurumsal bir markanın, bünyesinde bulunan eğitim kurumunda, master yönetici eğitimi programını tamamlamak üzereydim. üst düzey bir yöneticiye sattığım ürünü göstererek şimdi bu ürünün varolmadığını kanıtlayın diyerek bir soru sordular !
böyle bir durumda hangi temel ilkeler ile yola çıkmamız gerekir ?
saygılarımla
Kaya Bey,
Sizin yazdıklarınız üzerinden soruyu anlayamadım. Acaba aktarmayı atladığınız bir detay olabilir mi?
merhaba
Tüm çabanız ve gayretinizi kullanarak bir araç satıyorsunuz. satış kapandıktan sonra, şimdi böyle bir ürünün varolmadığını kanıtlayın diye bir soru soruyorlar tarafıma ? bunun nasıl bir cevabı olabilir !!
Kaya Bey,
Eğer satışı katalog üzerinden yaptıysanız, satış gerçekleştikten sonra “kusura bakmayın siz katalogda gördüğünüz aracı satın aldınız ama gerçekte böyle bir ürün yoktu” diyebilirsiniz.
Resimdeki araç, gerçekte hiçbir zaman üretilmemiş bir araç olabilir. Kısavası siz hiçbir zaman varolmamaış bir resimi müşteriye satmış olabilirsiniz.
Merhaba ipek hanım. Ben selin KURADA 07.12.2013 cumartesi günü ÇOMÜ’ de verdiğiniz konferans’a katıldım. Çok verimli ve bir o kadar keyifliydi. Sunumunuzun bitiminde size soru sormak için yanınıza geldim fakat, gitmeniz gerektiği için sorumu soramadım. Ben liseden çocuk gelişimi ve okul öncesi eğitimi mezunuyum. Şu anda’da uluslararası ilişkiler okumaktayım. Mezun olduktan sonra özel bir kreş açmayı ve kreşimi zincir haline getirmek istiyorum. Aynı zamanda bir U.A şirket bünyesinde çalışıp gerekli tecrübe ve kazanımları edinip kendi inşaat şirketimi kurmayı ve şirketimi U.A platforma ulaştırabilmeyi planlıyorum. Bu hedeflerimi gerçekleştirmek için kendime biçtiğim takvim 10 – 15 yıllık bir süreç, risk almayı seviyorum ve kendime güveniyorum. Bu hedeflerim doğrultusunda bana yapmamı önerebileceğiniz ve bu yolda başarıya net ulaşabilmem için gereken altın kurallar nelerdir ? aynı zamanda kariyer planlarımla ilgili düşüncelerinizi de benimle paylaşırsanız gerçekten çok mutlu olurum. Düşünceleriniz benim için gerçekten çok önemli. Şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılarımı sunarım.
Sevgili Selin,
Büyük hedeflerin olması çok güzel.
Sana elbette en önemli tavsiyem iş yönetimi ve liderilk üzerine kitaplar okuman. İş kurup, büyütmek istiyorsan o işe dair parasal, paarlama, satış, İK, stratejik yönetim, vb. iş hakkında bilgi sahibi olman gerekir. Bu da bol bol kitap ve kaynak okumak demek. Ben de kendimi kitap okuyarak, internette kaynak takip ederek geliştiriyorum.
Bunun haricinde staj yapmalısın. Öğrenci kulüplerinde çalışarak kendini tanımalısın. Sen neleri rahat ve iyi yapıyorsun, nerelerde takılıyorsun? Günün birinde iş sahibi olursan kişisel farkındalın olmalı ki, eksiklerini giderecek insanları bul.
Ayrıca etrafına büyük hedefleri olan, enerji dolu insanları topla. Sürekli yakınan, enerjini tiketen insanlardan uzaklaş. Onlar bir şey yapacağın varsa da senin moralini bozar, özgüvenini azaltırlar.
Kendini sanki bu işleri yapıyormuşsn gibi hep düşün. O anları yaşa. Zihnini programlaman çok önemli. Hayallerimiz ne ise, günün birinde o oluruz.
Yolun çok uzun, çok çalışacaksın, zorluklardan yılmayacaksın. Hayat kolay değil. Ama asla durmak yok.
Sevgilerimle,
Teşekkür ederim ipek hanım söylediklerinizi harfiyen uygulayacağım. Seminerde verdiğiniz önerilerinizin hepsini yapmaya başladım.
Merhabalar,
Çalıştığım firmada işten ayrılmamam için yeni yılda istediğim rakama zam sözü verilmiş fakat o günkü müdürümün işten ayrılması sonrasında yaşanan gelişmelerde zam yapılmayacağı izlenimi verilmekte ve yeni müdürümüzün sürekli fazla mesai yapmamız konusunda ısrarı olmaktadır. Malumunuz piyasada idari personele fazla mesai ücreti ödenmemektedir.
Benim daha önce arkadaşlara yardım olsun diyerek yaptığım işlerde benim görevimmiş gibi üzerime atılmakta.
Çıkmam için yani işveren tazminat ödememek için baskı yaparsa nasıl bir yol izlemeliyim ve yardım amaçlı aldığım işleri yapmama hakkım varmıdır.
Yardımlarınız için teşekkürler.
Sevgili Orhan,
İstifa ederek ayrıldığın takdirde tazminat almazsın. Kimi zaman şirketler çalışan ile centilmenlik anlaşması yapıp tazminatını tamamen veya kısmen verebiliyor ama bunun herhangi bir kanuni dayanağı yok.
Sana verilen görev tanımının çok dışında işler yapıyorsan, bunu iş sözleşmen vasıtasuyla gösterebilmen gerekir. Ama bir İK cı olarak tecrübeme dayanarak söyleyeyim, bu konuda fazla birşey yapmazsın.
karadeniz teknik üniversitesinde iktisat 2.sınıf öğrencisiyim.amacım ilerde kendi restaurantımı açmak.bu alanda başarılı olmak için önce iyi bi yönetici olmam gerektiğini ve ekonomi hakkında bilgi sahibi olmam gerektiğini düşündüm ve iktisat okumaya karar verdim.tabii ki hayalimi gerçekleştirmek için önce bir iş sahibi olmam gerekiyor.planım şuydu:okulda akademisyen olarak kalıcam.kredi çekebilecek duruma gelincede krediyi çekip restaurantımı açacaktım.ancak ktü de katıldığınız panelden sonra içimdeki özel sektör ateşini tekrar alevlendirdiniz.bundan mutluyum.sadece ortalama yapıp okulda öğretmen olmakla yetinecekken daha fazlasını yapma isteğini uyandırdınız bende.şimdi soruma geliyorum.mülakatla karşınıza geldiğimde iktisat mezunu olmam mı yoksa hem iktisat okuyup hemde ekonometri dalında çift anadal yapmış olmam mı sizi daha çok etkiler?bu riske girmeme değer mi?çünkü %10 luk dilimdeyim ve türkiye ekonomi kurumundan burs almaktayım.çalışmayı seven bir insanım ama yine de bu riske girmenin değip değmeyeceği kafamı kurcalıyor.şimdiden teşekkür ederim.görüşleriniz benim için çooook önemli
Merhaba Merve,
2013 yılının cevapladığım son sorusunu senin oluyor 🙂
Trabzon’da seni konuşma sonrasında gözlerim aradı ama kısmet buradan cevap vermekmiş.
Çift dal yapabilmek ciddi bir beceri ve çalışkanlık. Her zaman takdir görür. Akademik eğitimin her türlüsü çok kıymetli.
Restaurant hayalini de hiçbir zaman kaybetme. Hayallerin en büyük ve en mutlu edenleri kolay gerçekleşmiyor. Bazen bir hayale ulaşaccağım derken hayat seni o hayalden çok daha muhteşemleri ile karşılaştırıyor. Hayat tecrübelerim birşeyi çok iyi öğretti bana: Çok çalışırsan en iyisi, en hayırlısı oluyor. Ama hiçbir zaman kolay olmuyor. Kendine inan ve kendini hep zorla, kolayı seçme hayatta.
Senin ve ailenin 2014 yılının pırıl pırıl geçmesini dilerim.
Kalabalığın içinde ulaşamadım size ama kaynağıminsan soru cevap amacıma ulaştırdı beni.dediğiniz gibi kolay ulaşılacak bir hedef değil .kim bilir kaç yaşında olucam,restaurantı açtığımda.ama önemli olan hedefimi,beni mutlu edecek olan şeyi gerçekleştirmiş olacak olmam.belki de farklı yerlere sürüklenicem ona ulaşıncaya kadar ama şunu biliyorum ki,verdiğim hiçbir emek boşa gitmiycek.cevap verdiğiniz, görüşlerinizi bildirdiğiniz için çok teşekkür ederim.bana çok katkınız oldu ve de olmaya devam edeceğinden eminim.sıkı bir takipçinizim:)
İpek Hanım Merhaba,
Sakarya Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi bölümünden 2013 yılı haziran ayında mezun oldum.
Özel sektöre bağlı bir işletmede gönüllü olarak stajyer konumunda çalışarak yaklaşık bir yıl boyunca mesleğim konusunda tecrübe edindim.Şu anda işsizim ve mesleğime aşığım diyebilirim:)
Sürekli iş başvurusu yapıyorum ama kimse geri dönmüyor.İşe ihtiyacım var ve en kötüsü kendime güvenimi kaybetmeye başlıyorum.
İzniniz olursa incelemeniz ve bana yol göstermeniz için size özgeçmişimi göndermek istiyorum.
Sizce bu süreçte nasıl bir yol izlemeliyim,neler yapmalıyım? Sizin bilgi ve tecrübelerinize ihtiyacım var İpek Hanım.
Bana yol gösterirseniz çok sevinirim.
Teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Dilek
Sevgili Dilek,
Özgeçmişini [email protected]‘a gönder lütfen. Sonrasında yazışalım 🙂
İpek hanım merhaba,
Endüstri mühendisliği ’13 mezunuyum,ingilizce eğitim aldım ama belgelemedim. İş arıyorum ve bunu internet üzerinden gerçekleştiriyorum ama malesef geri dönüş hiç yok bu siteler üzerinden. Hatta başvurular iletiliyor ama sadece bir tanesi incelendi olarak görünüyor. Daha fazla ön plana çıkabilmek için nasıl bir profilimiz olmalı. Örneğin Konya’da yaşıyorum adres orayı gösterip İstanbul, Ankara başvuruları yapıyorum ama diyorlar ki adresini değiştirmelisin. Bu insanlara yalan söylemek olmuyor mu? Yani bu tarz stratejiler mi yapmalı gerçekten,en baştan dürüst olunmamış olunuyor bu beni rahatsız ediyor ama başka seçenekte görünmüyor. Yani bir insan kaynakları sorumlusu aday ararken genelde hangi seçeneklerden başlayarak arama gerçekleştiriyor ve binlerce başvuru arasında ortalamada kaç kişi mülakata çağırılıyor bunları merak ediyorum. Bir de şirket çalışanları ile linked.in sitesinden bağlantı kurup oradan özgeçmişimizi ulaştırsak şirketin ilanı olmadığı halde, uygunsuz mu bulunur? Özel şirket düşünüyorum ve çevrem geniş değil. İnsanlara bu şekilde ulaşmaya çalışıyorum, işe alınma kısmını geçtim sadece mülakata davet edilmek istiyorum günümüzde bu bile çok zor. Lütfen yol gösterin.
Teşekkür ederim
Sevgili Elvan,
Ev adresini hangi ilde çalışmak istiyorsan orada göster. Bu yalan değil, zaten kariyer siteleri de adaylara bunu tavsiye ediyor.
Bana özgeçmişini gönder lütfen. Belki, onun üzerinde bazı değişiklikler yaparsak mülakata davet edilme oranın artar.
[email protected]
Merhaba İpek Hanım,
Bir şirketin İnsan Kaynakları sorumlusu olarak çalışıyorum. Bir denetimde Yetenek Matrisinden eksi puan aldık. Şimdi bu sistemi kurmam gerekiyor ve nereden başlamam gerektiğini bilemiyorum. İnternetten bir çok doküman okudum fakat pek yararlı olmadı. Yalnızca matrisin temelini anlamamı sağladı.
Yetenek Matrisi oluşturmak için Performans Yönetim Sistemi olması gerekli mi yoksa sistem olmadan da matrisi oluşturabilir miyim ve ne kadar faydalı olur? Matrisi neye göre oluşturmalıyım?
Bana yardımcı olabilirseniniz çok memnun olurum ve kullanacağım yararlı kaynaklar var ise çok faydalı olur.
Şimdiden teşekkürler,
Esra
Sevgili Esra,
Soruna biraz geç cevap veriyorum, özür dülerim.
Yetenek matrisi kurabilmekiçin kesinlikle performans değerlendirme sisteminin saat gibi işlemesi gerekiyor. Yetenek yönetimi İK yönetimi fonksiyonlarının olgunluk seviyesidir. Eğer Perf. ynöetim ve eğitim yönetimi kapsamlı bir şekilde çalıştırılmıyorsa, işe alımlar ihtiyaç analizleri ve yedekleme sistemi üzerinden yapılmıyorsa yetenek sistemini kurman imkansızdır.
Size tavsiyem acilen performans değerlendirme sistemi kurmanızdır.
İpek Hanım Merhaba,
Nasılsınız? (:
Size sorum;
İnsan kaynakları departmanı olmayan bir şirkette “İK Departmanı Kurulum Süreci ve devamındaki süreçler” nasıl oluyor, olmalı?
Bu konuda beni bilgilendirip, yardımcı olabilir misiniz?
Teşekkür ederim..
Sevgili RHilal,
Benim danışmanlık hizmeti verdiğim kocaman bir konuyu 2-3 satırda yazabilmem imkansız. Bu nedenle sana bol bol İKY kitabı okumanı tavsiye edeceğim. Okumak ve bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Sistem kurmak ise bir yetkinliktir. Tecrübeli olmak gerekir.
Merhaba İpek Hanım,
Eski işim dolayısı ile rakibimiz olan uluslararası bir firmaya kariyer.net üzerinden başvuru yaptım, pozisyonun ve firmanın benim için çok uygun olduğunu düşündüğüm için firmanın insan kaynakları müdürünün mail adresini bulup cv’mi ayrıca tekrar gönderdim. Mailime birkaç gün cevap alamadığım için firmaya telefon ettim ve İK’cı ile olumlu bir ön görüşme yaptık ancak yaklaşık 1-2 hafta mülakat için çağrılmayınca firmayı tekrar arayarak pozisyon ile ilgili bir gelişme olup olmadığını sordum 1-2 hafta daha dönüş yapılmayınca firmayı tekrar aradım ve sonunda yarın mülakat yapmak üzere randevulaştık. Benim sorum pozisyonu bu derece takip etmek bir İK’cının gözünde pozitif bir etki mi bırakır yoksa bu kadar ısrarcı davranmak negatif izlenimlere neden olabilir mi olursa bunlar ne gibi olumsuzluklardır, nasıl olumluya çevrilebilir?
Şimdiden teşekkürler
Nihan
Nihan Hanım,
Israrcı olmak istek göstergesidir. Ayarını bilmek elbette önemli. Böyle bir durumda karşınızdaki kişinin algısı ve yaklaşımı ön plana çıkıyor. Ben ne dersem diyeyim, doğru yönlendirme olmaz. Siz görüşmede ortamı, karşınızdaki kişiyi analiz edeceksiniz, etmelisiniz ve ona göre tutumlarınızı şekillendirmelisiniz.
İpek Hanım Merhabalar,
İnsan Kıymetinin Yönetimi ile alakalı bizlerinde okuyabilmemiz için kütüphanenizin en iyi 5 kitabını sıralayabilir misiniz ?
Kariyer hayatınızda başarılar dilerim.
Merhaba Soner;
Tabii hemen sıralayayım:
1. Talent Management Handbook – Berger & Berger ( TR’de yok, dışarıdan getirtmek gerek)
2. Best Practises In Talent Management – Marshall Goldsmith & Louis Carter ( TR’de yok, dışarıdan getirtmek gerek)
3. Introducing Human Resources Management – Caroline Hook – Margerate Foot
4. Yeni İK – Acar Baltaş
5. Yetenek Sarrafları – Bill Conaty & Ram Charan
6. Execution – Larry Bossidy & ram Charan (bu İK kitabı değil ama Yetenek Sarraflarını daha iyi anlamak için bunun okumanı tavsiye ederim)
7. İnsan Yönetimi – Harvard Business Review
ipek hanım merhaba,
perakende sektöründe hizmet veren kurumsal bir firmada mağaza yöneticisi olarak çalışmaktayım. İnsan kaynakları departmanına geçmek istiyorum ancak bunun için doğru bir yol izlemem gerektiğini düşünmekteyim. online olarak yapılan insan kaynakları eğitimleri bu konuda faydalı olabilirmi, ayrıca bu bölüme geçmek istediğimde sadece bu sertifikalar kabul edilirmi. çünkü işletme mezunuyum. izninizle mailimin yayınlanmasını istemiyorum.teşekkürederim,iyi çalışmalar.
İpek hanım merhabalar.
Herhangi bir sebepten ötürü bitirilemeyen üniversiteler (lisans veya önlisans) CV’lere eklenmeli midir? Bunu sormamın sebebi ise, aradaki boşluğun kafalarda soru işareti oluşturması.
Mesela, 2006 yılında liseden mezun olmuş bir kişi, üniversite eğitiminin tarihlerini 2008-2012 olarak belirtiyor. Doğal olarak, aradaki 2 yıllık boşlukta ne yapıldığı belirsiz. Herhangi bir iş tecrübesi de olmadığı için (zira zaten okula gitmekteydiniz), bu tarihlerde ne yapıldığına ilişkin bilgi yok. Bu, bir İK’cı için olumsuz bir şey midir? Eğer olumsuz bir şeyse, bırakılan bölüm ve şu anki (ya da tamamlanan) bölümün birbirleriyle alakalı olup olmamasına bakılmaksızın (ki bu kısım da önemli sanırım, zira aralarında ilişki olmayan iki farklı bölüm de kafa karışıklığına sebep olabilir) CV’lerde muhakkak belirtilmesi gerekir mi?
Neticede, teknik olarak bir lise mezunusunuz ama üniversite okumayan bir insanla aynı sayılmazsınız. Bunun ufak da olsa getirisi olabilir mi? Yoksa, “Gerek yok böyle şeylere, yazmayın. Neyi yaptıysanız/tamamladıysanız onu yazın. İsterseniz tıp fakültesini 3. sınıfta bırakmış ve ardından aöf işletme bitirmiş olun, yine de o tıp’ı yazmayın.” mı dersiniz?
Şimdiden teşekkürler.
Sevgili Kemal,
Özgeçmişte yarım bırakılan okulların yazılması daha iyi. Çünkü o okulada geçen yıllar ve her ne olursa olsun verilen emek var. Bırakılan ve devam edilen okulların birbiri ile ilgisinin olmaması aday için herhangi bir negatiflik içermez. Her insan kendisi için doğru olanı arama ve bulma hakkına sahip. İK, böyle durumlarda kişinin tercihlerini negatife yorma hakkına sahip değildir.
Biz özgeçmişte vaat arıyoruz. Kişinin potansiyeline bakıyoruz. Kendi potansiyelini daha iyi kullanmak için alınmış her türlü karar doğrudur.
Merhabalar İpek Hanım;
Erciyes Üniversitesi’nde Sivil Havacılık Uçak Gövde Motor bölümü 4.sınıf öğrencisiyim. Okulumun anlaşma yapmış olduğu Turkish Technic isimli şirkette uygulamalı eğitim yapmaktayım. Turkish Technic; Türk Hava Yolları’nın bakım onarım merkezi. Bizi Haziran ayının ortasında mülakata alacaklar ve bu ilk deneyimim olacak. Bayan olduğum ve yaptığım iş kas gücüne dayalı olduğu için daha dikkatli olmam gerekecek mülakatta. Ne tarz sorularla karşılaşırım ve işe alınmak için nasıl bir tavır sergilemem gerekir? Tecrübelerinizden yararlanarak kendimi geliştirip kararlı bir şekilde gitme planı yapıyorum. Şimdiden teşekkür ediyorum.
Sevgili Yasemin,
Teknik bir konu olduğu için elbette ilk başta çok iyi iş bilgin olmalı.
İkincisi, eğer fiziksel güce dayanıyorsa bu konuda erkelerden geri kalmayacağını ispatlayacak derecede kondisyonlu ve güçlü olman gerek.
Üçüncüsü, eğer orada çalışırsan nasıl bir kariyer yapmayı, nasıl başarılı olmayı düşünüyorsun?
Dördüncüsü, bu işte neler seni zorluyor? ve bu zorlukları nasıl aşmayı planlıyorsun?
Beşincisi, seni neden tercih etsinler? Herkesin verebileceği cevapları değil, daha orijinal cevaplar bulmalısın. Mesela, ben kendimi sürekli geliştiriyorum, bu benim yeni fikirler geliştirmemi sağlıyor. takım çalışmasına çok yatkınım, joker gibi her işe koşarım” gibi.
Mülakat boyunca ciddi ve pozitif ol. -Üstesinden gelmeyeceğin zorluk olamaz, sen çok çalışkansın. Özgüvenin tam. – Bu duyguları karşındakilere yansıtmalısın.
Dilerim herşey gönülce olur.
Merhaba İpek Hanım;
Sizi sosyal medyadan ve üniversitelerin çeşitli etkinliklerinden (özellikle 01.03.2012 tarihinde İTÜ İnsan Kaynakları Zirvesi’ nde gerçekleşen “Mülakata Davetlisiniz” konulu konuşmanızı izledikten sonra) beğeniyle takip ediyorum.İşe başvururken göndereceğiniz CV önemini oldukça vurguluyorsunuz .Bu yüzden özgeçmişimi sizin gibi alanında uzman kişinin incelemesi ve eksik yanlarımı söylenmesi benim için oldukça önemlidir?Rica etsem Özgeçmişimi inceler misin?
Geri dönüşlerinizi ivedidikle bekliyorum.
Saygılarımla…
Tuğba YALÇIN
Sevgili Tuğba,
Özgeçmişin hakkında ihtyaç duyduğun açılımı mailleşme trafiğimizle sağladık diye düşünüyorum.
Sevgilerimle,
Merhabalar İpek Hanım;
Sakarya Üniversitesi İKY lisans mezunuyum. Geçen sene mezun oldum. İspanya’da 5 ay erasmusla eğitim gördüm. 2 kere toplamda da 4 ay iyi bir firmada staj yaptım. 1,5 ay önce de askerden geldim. Yaklaşık 2 aydır İKY alanında iş aramaktayım. Denizli’de yaşıyorum ve Denizli’de işe girmek istiyorum. Ancak şu ana kadar hiç iş bulamadım. Önceliğim Denizli olmasına rağmen çevre illerden de iş bakmaya başladım. İşe ihtiyacım var ve en kötüsü kendime güvenimi kaybetmeye başlıyorum. Sizce iş arama konusunda neler yapmalıyım? Hastanelere, bankalara, otellere, firmalara teker teker gidip başvurmalı mıyım, özgeçmişi mi bırakmalı mıyım? Özgeçmişime bir bakıp bana yol gösterebilir misiniz? Tecrübelerinize ihtiyacım var İpek Hanım.
Şimdiden teşekkürler,
Saygılar,
Emre.
Sevgili Emre,
İnsan kaynakları mesleğini seçmene çok sevindim. İş arama süreci için sakın panik olma, özgüvenin azalmasın. İstanbul gibi iş imkanlarının çok olduğu metropollerde bile 5 ay içinde iş bulan gençleri tebrik ediyoruz. Türkiye’de üniversite mezunlarının iş bulma konusunda ciddi sıkıntısı var.
Kesinlikle çevre illerde iş aramalısın. Denizli’de İK bölümü olan şirket azdır. DOlayısıyla bir pozisyonun boşalma veya açılma ihtimali de fazla değildir.
Özgeçmişinin yeterli olduğundan emin ol. Kimi zaman özgeçmişinin iyi olmadığının farkına varamıyor gençler. İstersen bana gönder, bir bakayım. Mail adresim [email protected]
Sabır iş hayatının en önemli yetkinliklerinden biri. Hele ki iş arama süreçlerinde. Diliyorum herşey gönlünce olacak.
Merhabalar İpek Hanım
Üniversite 3.sınıf işletme bölümü öğrencisiyim.Ulaşmak istediğim hedeflerim var ve bu hedeflerimde İk alanında.İk ile ilk bölümümde aldığım dersimde tanıştım.Sonraları bloglar okumaya başladım.Ve şuanda sizin gibi bir kaç profesyonelin bloglarını takipteyim.Biraz sabırsız ve öğrenme hevesli bir öğrenciyim.Hep de böyle oldum.Yaz dönemi ik alanında staj baktım yanlız çok başarılı olamadım.Hala başvurularım sürüyor.Ben ik alanında kendimi geliştirmek ve bu alanda eğitilmek istiyorum.Bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz?
Sevgili Feride,
Kaynağım İnsan’da tanıttığım kitapları al ve oku. Ayrıca “Soru/cevapé bölümünde diğer arkadaşların kitap tavsiye sorularına yazdığım cevaplarda bulunan listelerdeki kitapları edin ve oku. Ne kadar çok kitap okursan, o kadar İK için hazır olursun. Staj yeri armaya devam et. Bir İK blogu açmayı da deneyebilirsin. Yazarak insan çok öğrenir.
Sevgilerimle,