Başlık çarpıcı olmalı değil mi? Kadın haklarının en başta bir insan hakları sorunu olması gibi eşcinsel hakları da önemli bir insan hakları sorunu. Gayler özellikle yaratıcı mesleklerde oldukça başarılı olsalar da, ülkemizde, kamufle olmakta zorlanan çoğu oldukça eğitimli travesti iş bulma konusunda çok zorlanıyor ve fuhuşa itiliyor.
Tabi gaylerin kısmen kendini gizleyebilmesi yaşadıkları sıkıntıları önlemiyor, özellikle gay olduğunun tahmin edilebildiği, fazla maskülen olmayan arkadaşlarımızın iş yerinde çeşitli aşağılamalar yaşadıklarını, eşcinsel oldukları için işten çıkarıldıklarını biliyoruz.
Toplumumuz pek çok konuda olduğu gibi eşcinsellik konunda da bilgisiz, örneğin eşcinsellik hakkında yaygın bir söylem cinsel tercih olduğudur, ama bu ifade yanlıştır. Kimse cinselliğini seçmez, hiç kimse ben eşcinsel olayım demez ve çoğu kimse bunu büyük acılarla zar zor kabul eder. 40 yaşına gelmiş halen eşcinselliğini kabul edememiş acı çeken bir sürü insan vardır.
Eşcinsellik cinsel tercih değilse peki nedir? Eşcinsellik insanlık tarihinin her döneminde, her din ve toplumda görülmüş, doğada görülen bir cinsel çeşitliliktir. Bilim kısmen genetik olduğunu düşünüyor, tüm bulgular bunu doğrular nitelikte, yani tanrı vergisi. Zaten doğada çoğu memeli canlıda görülmesi bunun bir kanıtı. Davranışları yakından incelenen (şimdilik) 500’e yakın canlıda görülen (150’si kuş türü) * eşcinsellik doğaya aykırıdır demek bir haksızlık.
Ayrıca bütün toplumlarda, din-milliyet, ülke, ırk, zenci, beyaz, çekik gözlü v.s farketmiyor eşcinsellerin % oranı, yani insan doğasında görünme yüzdesi aynı, ama bazı demokratik ülkelerde bir cüzzamlı gibi saklanmadıkları için sayıları fazla zannediliyor.
Oysa, örneğin bugün şurada bilgisayar sayesinde birbirimizle yazışıyor, iyi kötü, kavgalı kavgasız birşeyler konuşuyor, paylaşıyorsak bunun önemli bir payının bir eşcinsele ait olduğunu ve onun gay olduğu için ne acılar çektiğini, ne tür haksızlıklara uğradığını bilmiyoruz ki bilgisayar-teknoloji adına verilen dünyanın en büyük ödülü onun adına verilir. **
İnsanlar tanımadığından, bilmediği herşeyden korkar, bizi tanımıyorsunuz, eşcinsellik nedir tam bilmiyorsunuz, toplumun bütün korkuları bu yüzden. Eminim pek çok arkadaşımı tanısanız, bir kafede bir kaç saat muhabbet etseniz, bir kahve içseniz bu fikriniz değişecektir.
Biz de insanız, biz de ağlıyor, gülüyor ve aşık oluyoruz, bizim de bir annemiz var… İçimizde iyi insanlar da var, kötü insanlar da, tıpkı heteroseksüller gibi, onlardan ne fazla, ne eksik…
Yazan: Gaykedi
.
Sevgili Gaykesi, Yazın için çok teşekkür ederim.
Herkesin gitmesi gereken çok yol var …
Bu arada unutmadan dünya sağlık örgütünün yıllar önce eşcinselliği hastalık kategorisinden çıkardığını belirtip, ekleyeyim: “Eşcinselliğin değiştirilme şansı yok (henüz) ve o yüzden bu işe soyunan dünyada ciddi bilim adamları da yok, bir kaç alanen tarikat destekli ya da tarikatçi olduğu bilinen (her dinden) doktor ile zengin ailelerin paralarına çocuğunuzu tedavi edeceğim diye göz diken şarlatanı saymazsak tabi…”
Çok güzel bir yazı olmuş, Gaykedi. Ellerine sağlık. Sana sormak istediğim bazı şeyler var, bir gün fırsatını bulup hepsini mail hâline getiricem, söz. İyi çalışmalar.
hem güzel anlatımlı hem atıflı bir yazı olmuş. eline sağlık…
ticaretin temeli güven ve emniyetmiş. insan kaynağını değerli kılan ise doğruluktur. eşcinsel bir kimliğin ticaret ve insan kaynağı içine kıymeti ile katılabilmesi için samimi, net ve açık olması gerekir. bu sebeple de onu kabul edecek, güzel destekleyecek bir topluma ihtiyaç duyar. aksi takdirde toplumsal ötekileştirme ve tepkisinde gelen bireysel yalanlarla, o kaynağa zehir damlatmış, o güvenli limanı dalgalandırmış olursunuz.
yurdum dediğimiz bu koca gemide eğer bir problem varsa bu hepimizi bir şekilde etkiler. o sebeple birbirimizle geçinmek ve tahammül etmek zorundayız. daha da ötesi saygı duymak ve tanımak zorundayız. “başarı” ise ancak birbirmize sıvalı taşlar gibi dayandığımızda ortaya çıkar.
Gaykedi yazınızın daha yaşanılır bir hayata basamak olmasını dilerim.