İşe Alım Üçlemesi’nin ilk iki yazısı ‘İntihar‘ ve ‘Rüşvet‘in ardından sıra üçüncü anımda; ‘Tehdit‘.
Metropollerde yine pek karşımıza çıkmayacak bir durumdur işe almadığınız bir kişinin gelip sizi “beni işe alacaksın” diyerek tehdit etmesi. Ama kimi zaman aşırı duyarlı, alıngan olabilen Anadolu insanı, olmayan durumları oldurabilmek adına böyle yöntemlere başvurabiliyor.
Migros’da yine Anadolu şehirlerinden birinde mağaza açılışı öncesi. Mülakatlar bitmiş, yüzlerce insanla görüşülmüş. Kadro hazır, eğitimler bitmiş. Açılış gününe bir, iki gün kalmış. Ankara’da ofisteyim. Telefonum çalıyor.
“Migros, ben İpek”
“İnsan Kaynakları mı?”
“Evet, buyrun, ben İpek”
“Ben ….. (şehir)’den arıyorum. Bizim çocukla görüştünüz. İşe alınmadı.”
“Beyefendi, çok yoğun görüşme etabı yaşıyoruz, çok aday var ve kadromuz kısıtlı. Önümüzdeki günlerde açılabilecek kadrolar için başvurabilirsiniz.”
“Benim çocuğumu niye almadınız? Ben oğlumu aldırabilirim istediğim gibi. Belediye Başkanı …….. (isim) , MMM (Parti İsmi) İl Başkanı …… (isim) herkesi yakından tanırım bu şehirde. Beni arattırmayın.”
“Beyefendi, biz şirketimize bu yolla alım yapmıyoruz”
Telefonun diğer ucunda başlayan kaba bağırma …
“Beni zorlamayın, çok kötü olur. Dikkat edin, o dükkanı açtırmam size”
“Beyefendi, bu şekilde bağırarak ve tehdit ederek çocuğunuzu işe aldırmaya çalışmak ne derece doğru?”
“Bu burada kalmayacak, göreceksin”
Telefon yüzüme kapanıyor.
Evet. Oldukça sıradışı bir telefon görüşmesi olduğunu söylemeliyim. Sık sık yaşadığımız bir durum kesinlikle değil. Ama olayın çok farklı boyutları da olmuyor değil. Örneğin bir akşam üstü Ankara’daki apartmanımın kapısından içeri girmek üzereyken bir ses duyuyorum;
“İpek Hanım …”
Hızla arkamı dönüyorum.
18-19’larında bir genç. Mülakata almıştım.
“Sizin bekliyordum” diyor genç.
Şaşırıyorum …
“Evet” diyorum soran bakışlarla.
Kafamdan bir dolu düşünce geçiyor. Evimi nereden biliyor? Beni mi takip etmiş? Amacı nedir?
“İşe alımlar hakkında konuşacaktım”
“İşe alımlarla ilgili olarak sonuçları telefon veya ofise gelerek öğrenebilirsin.”
“Merak ettim de …”
“Yarın beni ara” diyorum ve apartmandan içeri gidiyorum.
Ne ertesi gün, ne de daha sonra beni aramadı aday. Benimse günlerce işten eve dönüş yolumda huzurum kaçtı. Adeta belayı bekledim. Ama birşey olmadı. O genç neden beni apartmanıma kadar takip etti, iş içinse neden daha sonra aramadı hiç bilmedim, bilemeyeceğim …