Yeni iş hayatına girecek veya kariyerinin ilk yıllarında olan gençlerle yaptığım gerek mülakatlar esnasında, gerekse söyleşilerde şu üç “çok klişe” sorunun altının bir türlü doğru düzgün doldurulamadığını görüyorum, üzülüyorum;
“Neden bu mesleği seçtin?”
“Neden bize başvurdun?”
“Neden seni işe alayım?”
Nitekim dün katıldığım Kadir Has Üniversite’sindeki eğitimde de benzer bir durum yaşadım. Öğrencilerin bu üç ‘neden’ sorusuna cevap üretmekte zorlandıklarını gözlemledim. Yazılarım bir parça sitem içerse de aslen sorunlara çözüm üretmek odaklı olduğu için hemen üç ‘neden’e ne gibi cevaplar vermenin tatminkar olabileceğini yazayım.
Neden sorularının alt gerçekçelerini oluşturabilmek için en iyi yol örneklerden hareket etmektir. Örnekleri kullanırken adaylar seçtikleri meslekler, başvurdukları şirkerler için ne kadar coşkulu ve bilgili olduklarını sergileyebilirler (tabii eğer gerçekten bilgili ve coşkulularsa …).
Soru: Neden mühendis olmayı seçtin?
Cevap: Matematik ve fen bilimlerine yatkınlığım aileden geliyor. Babam da mühendis ve onun yaptığı projeleri dinleyerek ve ‘bir gün ben de mühendis olacağım’ diyerek büyüdüm. Mesela babamın çalıştığı fabrikadaki xxxxxx makinasındaki problem nedeniyle …. (diyerek aday teknik bilgisini masanın üstüne çıkartabileceği bir anısını anlatır)
.
Soru: Neden reklam sektöründe çalışmayı istiyorsun?
Cevap: Lise yıllarımdan beri en büyük hobilerimden biri firmaların reklam kampanyalarında neler yaptıklarını, ne gibi enstrümanlar kullandıklarını takip etmek oldu. Bana reklam sektörünün dinamik yapısı büyük heyecan veriyor. Örneğin bir otomobil markasının yeni çıkardığı bir model için çektiği reklam, yaptığı lansman çalışmaları, tüketiciye yönelik hazırladığı test sürüşü kampanyaları, medyadaki her türlü görünüşü bir paket ve büyük bütçeli işler. Medya planlaması ayağı, yaratıcı boyutu ile bu mutfağın içinde olmalıyım diye düşündüm, istedim yıllardır … Mesela xxxxx markasının geçen sonbahar başlatığı kampanyası çok etkileyiciydi …(diyerek aday xxxx firmasının kampanyasının teknik içeriğinden kendi gözlemleri ve araştırmaları çerçevesinde bahseder. )
.
Soru: Neden bize başvurdun?
Cevap: İlanınızı gördüğümde heyecanlandım. Firmanızı uzun süredir biliyorum. Web sitesini de detaylı araştırdım. Geçen yıllarda almış olduğunuz ihaleler ve yapmış olduğunuz sosyal sorumluluk projeleri çok etkileyici. Özellikle Hindistan’da geçen ay alınan xxxxx projesi büyük bir başarı. Dünya çapında rekabetin çok olduğu bir sektörde birçok dünya devini geçerek projeyi alabilmek firmanızın ne kadar güvenilir ve işleri konusunda başarılı olduğunun en büyük göstergesi. Bu firmada almış olduğum eğitim ve geçmiş tecrübelerim sayesinde artı değer yaratabileceğime inanıyorum … (bu adayın firmayı ne kadar bildiği, araştırdığı, firmada çalışmak için ne kadar istek duyduğunun tartıldığı sorudur. “Her yere başvuruyorum, size de başvurdum” derseniz, kusura bakmayın işi alamazsınız.)
.
Soru: Neden seni işe alayım?
Cevap: Firmanızın yaptığı işler çerçevesinde katabileceğim çok fazla artı değer olduğunu düşünüyorum. Örneğin üniversitede her türlü öğrenci organizasyonunda önemli görevler almaktan, riske girmekten hiç kaçmadım. Okulun her yıl düzenlediği xxxx sempozyumunu en ince detaya kadar iki yıl boyunca ben ekip lideri olarak yürütttüm. Problemlerle karşılaştığımda “bu problemi kim yarattı?” diye bakmam, “nasıl çözeceğiz?” diye düşünürüm. Hiç bir olumsuzluk benim optimizmimi yok edemez. Bu yapıcı enerjim iş bilgisi ile birleştiğinde imkansızı bile başarır, bunun örneklerini yaşadım, bu nedenle kendime güvenim tam. Firmanızı ileriye götüren takım üyelerinden biri olacağıma inancım sonsuz. Örneğin iki yıl önceki sempozyıumda şöyle bir problemi başarı ile tek başıma hallettim …. (diyerek aday ne kadar sistemli, sonuç odaklı çalıştığını, vs. aktarabilir)
.
Evet, görüldüğü gibi cevaplarda üç unsur var: Örnek, Bilgi, Coşku. İşte bu üç unsuru cevaplarınıza yerleştirebilirseniz karşınızdaki İşe Alımcı’yı rahat bir şekilde ikna ederseniz.