Ben çocukken aileler en az 15 gün kesintisiz yaz tatiline çıkarlardı. Bu sayede düzenli olarak gittiğimiz tatil beldelerinde yıllara yayılan arkadaşlıklar kurduk. Yaz aylarındaki anıların çok değerli olduğunu otuz yıldır tanıdığım yazlık arkadaşlarımla bugünlerde karşılaştıkça tekrar tekrar anlıyorum.
Ancak şimdilerde yaz tatillerinin görüntüsü değişti. Çalışan insanların yıllık izinlerini yaz aylarında kesintisiz kullanabildiklerini nadiren görebiliyorum.
İş Kanunu diyor ki, eğer işvereninizde bir yılınızı tamamlamışsanız beşinci yılınıza kadar (beşinci yıl dahil olmak üzere) 14 işgünü, altıncı yılınızdan on beşinci yılınıza kadar 20 işgünü, on altı yılın üstünde ise 26 işgünü yıllık izninizi kullanabilirsiniz.
Peki, kullanabiliryor musunuz?
Cevap, sıklılıkla “hayır”.
İş Kanunu, ‘taraflar anlaştığı taktirde yıllık izin üçe bölünerek kullanılabilir’ diyor. Burada kilit kelimeler “taraflar anlaştığı taktirde“. Ülkemizde taraflar yok. Pek çok işletmede sadece bir taraf var: Üst Yönetim/patron. Üst Yönetim hiçbir çalışanın yıllık iznini toplu olarak kullanamayacağını deklere ediyor ve çalışanlar da bunu bir Üst Yönetim kararı olarak algılıyor. Ortada bir anlaşma, uzlaşma yok, sadece yaptırım var. Bu hukuk dışı.
Üst Yönetimlere buradan sesleniyorum:
Çalışanlarınızın en önemli motivasyon, rahatlama, dinlenme kaynağı olan yıllık iznini toplu kullanma hakkını ellerinden almayın. Bu hakka sahip değilsiniz. İnsanların aileleri ile birlikte zaman geçirmeye, iş ortamından uzaklaşmaya, zihinlerini sıfırlamaya ihtiyaçları var.
İşverenler kendi üstlerindeki en basit kanuni ve insani sorumlulukları bile yerine doğru düzgün getirmezken nasıl kadrolarından verimlilik, artı değer üretimi, bağlılık beklerler gerçekten anlamak zor.
Yıllık izinlerin yaz aylarında toplu kullanılmamasına gerekçe olarak gösterilen iş yükünün fazlalılığı ve işgücü yetersizliği çalışanın değil, üst yönetimin problemidir. Üst yönetimler kendi çözemedikleri problemin faturasını ne zaman çalışana kesmeyi bırakacak, o zaman ülkemizdeki çalışma standartları yükselecek. Taraflar arasında güven ilişkisi kurulacak. Verimlilik ve bağlılık artacak.