Liderlik üzerine yaptığım okumaların sonuncusu Roger Martin’in Ters Açı – The Opposable Mind isimli eseri. Roger Martin’in “Başarılı Liderlerin İlkesi” olarak tanıttığı yaklaşımın ne olduğunu merak ettiğim için kitabı hiç bekletmeden okuma listemin başına aldım.
Kitabın içeriği hakkında yazmaya başlamadan önce size bu eserin “yenilikçi-inovatif, entegre düşünebilen lider” profilini çok başarılı şekilde süreç bazlı detaylandırdığı söyleyebilirim.
Roger Martin, başarılı liderlerin ortak özelliğinin “bütünleyici düşünmek” olduğunu söylüyor. Bütünleyici düşünebilen insanlar kimdir diye soracak olursanız, onlar zihinlerinde birbirine zıt fikir veya düşüneceleri tutarak onların ahengini sağlayan ve işlevselleştiren insanlardır. Bu profildeki insanlar son derece karmaşık tablolardan veya problemlerden yepyeni bakış açıları ve çözümler üretebilenlerdir. Bu profildeki insanlar bir sorun olduğunda çözüme “ya o, ya da bu” diye yaklaşmazlar. Onlar alternatiflerin avantajlarını ortadan kaldırmaksızın, çözümü bütün avantajları birbirine entegre ederek, bütünleştirerek bulurlar.
Martin, bütünleyici düşünenlerin bu süreçte üç aracı kullandığını ileri sürüyor:
1. Yaratıcı muhakeme: Bir durumun, olayın, problemin ne olduğunu analiz etmekten çok, ne olabiri araştıran muhakeme şekli. Batı bilimi ve eğitim sistemi çözüme analitik düşünme dediğimiz tümden gelim -ne olmalı- mantığı ve tüme varım -deneysel gözlemden kurallar çıkartmak- mantığı ile ulaşmaya çalışır.
Tümdengelimci mantık, önceden varolan bir teori veya model gerektirir. Tümevarımcı mantık ise birbirini tekrarlayan gözlem ve deneylerden anlam ve sonuç çıkarmaya çalışır. Ama bir buluş ya da yenilikçilik analitik yaklaşım değil, “zihinde sıçrama” yaratacak bir mantık gerektirir. Bu “dışaçekimci” mantıktır. Yani yaratıcı muhakemeyi kullananlar henüz varolmayan modeller üzerine mantık yürütebilenlerdir.
2. Nedensel Model Oluşturma: Bir model üzerine düşünürken, belirgin olmayan ve çok yönlü neden-sonuç bağlantılarını göz önünde bulundurmamız gerekir. Bu neden-sonuç ilişkilerinden bir sonuç çıkarmaya gelince kişi neden-sonuç ilişkileri arasındaki bütün bağları aklında tutarken, diğer taraftanda çözümün parçaları üzerine teker teker düşünmek zorundadır.
Bütüncül düşünenler nedensel model oluştururken iki çeşit neden-sonuç ilişkisini incelerler. Maddi neden-sonuç ilişkisi (belirli bazı koşullar altında x, y’ye neden olur) ve teleolojik ilişki (y’nin nedeninin ne olduğu ya da y’nin olmasının neden istendiği sorulur). Maddi neden-sonuç ilişkisi ve teleolojik neden-sonuç ilişkisi, istenilen sonuca ulaşmak için olayları birbirine bağlar.
Bütüncül düşünenler, MIT’den Jay Forrester’ın geliştirdiği ve karmaşık sistemlerin hareketlerinin haritalarını çıkaran Sistem Dinamikleri teorisi ve araçlarını kullanırlar (bu bölümü ve örnekleri kitaptan okumalısınız)
3. Savunmaya Yönelik Sorgulama: Bütünleyici düşünenler, bu aracı karşık modelleri, özellikle de kendilerininkine zıt modelleri araştırırken kullanırlar. Bireyler kendi modellerinin doğrulunu şiddetle savunurken aslında zıt modellerin doğrularından, onları yaratıcı çözümlere ulaştıracak ipuçlarından mahrum kalırlar.
Savunmaya yönelik sorgulama aracını kullanlar zıt model sahiplerine şu soruları sorarlar: “Lütfen bana bu inanca nasıl ulaştığınızı söyler misiniz?”, “Bir örnek vererek bu noktayı netleştirir misiniz?, “Senin bu söylediğin benim ileri sürdüğümle nasıl örtüşür?”
.
Bütünleyici düşünmek, deneyimle gelen ustalık ve orjinalliğin gerektirir. Kişi, hayatında daha fazla deneyim kazanarak becerilerini geliştirmek, ustalaşmak için iyimser, spontanlıktan korkmayan, deneysel, esnek, açık tutumlar geliştirmelidir. Ustalık kazara elde edilmez. Ustalık bir deneyimin tekrarlanması değil, ancak ve ancak tutarlı bir deneyimin planlı bir şekilde tekrarlanması sayesinde kazanılır. Orijinallik, deney yapma isteğidir, risk alabilmektir. Yeni gelişen bir olaya spontane olarak müdahale edebilme yeteneği ve ilk başta planlanan veya niyet edilenden başka bir şey denemeye açık olmayı gerektirir.
Bütünleyici düşünenler, aşikar olanı en başta kabul etmezler. Mevcut modellerin o ana kadar bulunmuş en iyi modeller olduğunu düşünür, zıt modellerden hoşlanırlar. Onlar daha iyi bir modelin bulunmak üzere bir yerlerde beklemekte olduğuna inanmakla kalmaz, bu modelin karmaşanın içinden bata çıka ve sabırla kendilerini bulacağına inanırlar. Bütünleyici düşünebilenler en deneyimsiz hallerinde bile işleri yürütmek için mevcut modelleri kullanmak istemez, daha iyi modeller yaratmanın peşine düşerler.
Kitapta yer alan bütüncül düşünen lider örnekleri gerçekten çok etkileyici ve kitabın ana fikrini destekleyeci olduğunu da belirtmeliyim.
Yazımın son cümlesini de kitaptan alıntılayayım:
“Düşünmeden kabul etmeyi reddettiğimizde, zıtların ahengini kurabilen zihni geliştirmek ve onu tam kapasite ile kullanmak için kendimize fırsat tanımış oluruz.”
.
Kaynağım İnsan’ın en sıkı takipçilerinden sevgili Gökhan Yılmaz’ın Roger Martin’in Ters Açı kitabını incelediğim yazısıma katkısı çok büyük oldu. Roger Martin’in kitabı üzerine olan konuşmasına buradan ulaşabilirsiniz. En üstteki videoyu izleyin. Alt videolar tepedeki videonun başıklandırılmış bölümleridir.
İpek Hanım tanıttığınız kitabı en kısa zamanda edinip okuyacağım.
Aslına bakarsanız “Bütünleyici düşünen liderlere” şu yüzyılda o kadar çok ihtiyacımız var ki!
Yazınızı bitirmeden önce ki son cümle toplum olarak en büyük eksikliğimizdir.
Roger Martin’in bu kitabı ile ilgili bende görsel katkı sunması açısından şu link siz ve değerli kaynagım insan okuyucularıyla paylaşmak istedim.
Roger Martin – The Opposable Mind: How Successful Leaders Win Through Integrative Thinking
http://www.edu.gov.on.ca/eng/policyfunding/leadership/martin.html
Paylaşımınız için teşekkür ederim..
Gökhan, katkın için çok teşekkür ederim. Gönderdiğin linki yazının ana metnine de ekledim. 🙂
Rica ederim İpek hanım.
Yazınıza katkı sağlayabildiysem ne mutlu bana.Ayrıca yazı içerisinde benden söz etmeniz de benim için büyük bir kıvanç.Ben de size teşekkürlerimi sunarım.
Sevgilerimle 🙂