Bana “nasıl yaptın?” diye soranlara tek cevabım oluyor:
Kendime, karşıma çıkan iyi veya kötü her durum, olay, insanda hep “neden?” diye sordum ve cevaplarını hem duygusal, hem de rasyonel yollarla yaklaşarak aradım. Bulduğum iyi veya kötü cevapların bütün sorumluluğunu bahanelere sığınmadan bütünüyle üstlendim. “çünkü öyle istemiyorum”, “çünkü seviyorum” gibi içi boş yanıtlar üzerinden hareket etmedim.
Siz hiç,
Neden saçlarım kahverengi/sarı/kızıl ?
Neden üniversite okumalıyım?
Neden İstanbul’a gitmeliyim?
Neden İnsan Kaynakları mesleği benim için en uygun?
Neden kitap okumalıyım?
Neden dans etmeliyim?
Neden bisiklete binmeliyim?
Neden blog yazmalıyım?
Neden başarılı olmalıyım?
Neden buradan kalkıp gitmeliyim?
Neden başaramadım?
Neden anne/baba olmalıyım?
Neden niyeti bozuk insanları hayatımdan çıkarmalıyım?
Neden küfür etmemeliyim?
Neden onunla evlenmeliyim?
Neden istifa etmeliyim?
Neden bu projeyi yapmalıyım?
Neden dünyayı gezmeliyim?
Neden benim gibi olmayana kalbimi açmalıyım?
Neden çok çalışmalıyım?
Neden sosyal medyayı kullanmalıyım?
Neden bekliyorum?
diye sordunuz mu?
.
İş görüşmelerinde “neden” diye çok sorarız.
“Neden bize başvurdun?”, “Neden bu mesleği seçtin?”, “Neden seni işe alayım?”
Bu soruları adayın hayat seçimlerinin ne kadar farkında olduğunu, düşündüğünü, onlar için çaba harcadığını anlamak için yöneltiriz.
Adayın kendisinin ne kadar farkında olduğu çok mühim, en az karşısındaki işe alımcının adaydan duyduklarını nasıl yorumlaması gerektiğini bilmesi ve kendisinin farkında olması kadar.
Size bol bol “neden” sorulu yeni bir hafta dilerim.
Yazıyı çok beğendim. Daha doğrusu şu ana kadar hayatıma fazla rasyonel yaklaşmama rağmen, yaklaşman ve değerlendirmem gerektiğini kısa süre önce fark ettim.
Yazınızı bu zamanda okumam da benim için güzel bir tesadüf olduğu görüşündeyim.
Sevgiler . . .
Sevgili Bürçehan Irmak Oral, yazıyı beğenmenize çok sevindim. Normalde pek bu tarz yazılar yazmıyorum. Arada belki de yazmalıyım 🙂