Ben insan kaynakları fonksiyonları arasında en önemlilerden biri ama bir o kadar da en kestirilemezi olan Kariyer Yönetimini iki aşamalı incelerim :
1. Bireysel kariyer yönetimi
2. Kurumsal kariyer yönetimi
Yazımın birinci bölümünde bireysel kariyer yönetimini inceleyeceğim.
Mesleğe ilk girdiğim yıllarda bir üst düzey yöneticim bana “sence kariyer yönetimi nedir?” diye sormuştu. Ben bir yöneticiye, bir camdam dışarı, bir de yöneticinin masasına bakıp “Allah’ın bileceği şeydir” demiştim. Elbet bu yanıtım karşımdaki üst düzey yönetici için tatminkar olmak bir yana, -kurumsallık dışı- olarak yorumlanmıştı. Çünkü o benden haklı olarak olası bir sistemi, algoritmayı anlatmamı bekliyordu. Bense verdiğim cevapla aslında tekille hiç uğraşmamış, direkt tümele gitmiştim. Hangi “mükemmel” nitelikteki kariyer yönetimi sistemi beni emekliliğime kadar bilebilirdi ki? Ben bile on beş, yirmi yıl sonra nerede, ne yapıyor olacağımı bilmezken bir kağıt parçası mı söyleyecekti geleceği? Kariyer yönetimi sistemleri tanrısal bir güce mi sahipti ?
Değil elbet.
Aradan yıllar geçti. Ben o şirketten ayrıldım, kariyerimde ilerledim. Orada kalsa idim ulaşamayacağım bir noktaya geldim. Kısacası kariyer yönetimimi bir şirketin insiyatifine, keyfiyetine bırakmadan kendim yönlendirdim. İşte şirketlerin kariyer yönetimi sistemi kurarken dikkat etmeleri gereken ana prensiplerden birincisi :
Her çalışan kendi kariyer yönetiminden ilk başta kendi sorumludur.
Bu bilinç eğer çalışanda olmaz ise şirketler hiçbir zaman kaldıramayacakları kadar büyük, hantal, bürokratik yapılanmalar haline dönüşürler. Günümüzde hayat koşullarında herşey çok hızlı değişiyor. Ekonomik dalgalanmalar, gelişen teknoloji artık şirketlerin durağan yapılar olmalarına izin vermiyor. İnsan kaynakları bölümlerinin “kurduk” diyebilecekleri sabit bir kariyer yönetimi sistemi bir yılını bile doldurmadan ihtiyaçları karşılayamaz hale gelebiliyor. O zaman ne yapmak lazım ? Tabii ki ilk başta şirketlerin bütün çalışanlarında “bireysel kariyer yönetimi” zihniyetini yerleştirmeleri, kısacası şirketlerin çalışanlarına belki de hergün “bugün sen kendi kariyerin için ne yaptın?” diye sorması lazım.
Şirkette çalışanlarla kariyerlerinin gidişati üzerine yaptığım periyodik görüşmelerde sorduğum birkaç soru vardır:
“Mesleğin üzerine son okuduğum üç kitap hangileri? Biraz onlardan bahsedelim”
“Mesleğinle ilgili uzmanlaşmayı seçtiğin alt konu(lar) var mı? Hangileri, neler yapıyorsun onlar hakkında?”
“Mesleğinle, iş dünyası ile ilgili takip ettiğin yayınlar, web siteleri hangileri ?”
“Mesleğinle ilgili hiç bir blog açmayı düşündün mü?”
“Yabancı dilini geliştriyor musun? Bir diğerine başlamayı düşündün mü?”
“Hangi eğitimlere gitmek istiyorsun? Bu eğitim konularına dair hiç kitap okudun mu? Hangileri?”
Genel izlenimim bu sorularla ilk defa muhattap olan çalışanlar bir anda paniklerler. Ben de onlara kariyerlerini yönetmek adına ilk başta kendilerinin çaba içine girmesini kibarca açıklarım. Bir çalışanda eğer kendisini geliştirmek çabası yoksa siz onu alın istediğiniz eğitime gönderin, isteğiniz kaynağı verin fazla bir gelişme sağlayamazsınız. Şirketteki günlük çalışmaları ile kariyerlerinde bir yerlere varmak isteyen profesyonellerin devri artık kapandı. Gerek mesleki, gerekse iş hayatı üzerine artık sınırsız kaynak var. Eğer bir profesyonel bu kaynakları kullanmıyorsa, tembellik yapmayı tercih ediyorsa bunun sonuçlarına da katlanmak zorunda. Artık her birey kendi içinde bir şirket gibi çalışmak gerçeği ile karşı karşıya. Bu anlamda da öz sermayesini öncelikli olarak kendisi geliştirmek, büyütmek durumunda.
Bireysel kariyer yönetimi kavramına şirket bazlı baktığımızda da kariyerinin gelişimi çabası içine girmiş çalışanların iş akışlarına çok daha fazla artı değer kattıklarını göreceksiniz. Yeni fikirler, değişim önerileri, farklı projeler ile karşınıza çıkacaklar. Taze ve güncel bilginin döner sermayeye dönüştüğü bir iş ortamı yaratacaksınız kısa süre içinde. Hangi patron, hangi yönetici istemez ki bunu?
Bireysel kariyer yönetimi ile kurumsal kariyer yönetimi arasındaki bağlantı da çok nettir. Bireysel kariyer yönetimine önem veren ve özen gösteren çalışanlar kurumsal anlamda kaybedilmemesi gereken değerlerdir. Bir terfi gündemde olup, “hangisi?” diye sorduğunuzda bireysel kariyer gelişimine yatırım yapanı öncelikli olarak tercih edersiniz. Bu şekilde de kurumunuzu memur zihniyetinden uzaklaştırmış, tüm kadronuza da kurumsal kariyer yönetiminde nelere dikkat edildiğinin mesajını açıkça vermiş olursunuz.
Kariyer olayini komple biraktim. Bu tip sorunlarim kalmadi…..
Kürşat, kurumsal anlamda değil ama bireyselo larak o yolda ilerliyorsun, hepimiz ilerliyoruz 🙂
Mükemmel bir yazı ve bireylerin kariyer geleceğine yön verecek mükemmel bir yol haritası.
Teşekkürler İpek hanım
Kariyeri mi Yeteneği mi Yönetmek adlı yazınızı okurken aklıma eski tarihli yazılarınız geldi. Şöyle bir geriye gidip tekrar okuyayım dedim.Ve karşıma 2009 yılına ait bir paylaşımınız geldi.
Bu yazınızı tekrar okuduğumda daha önce yaptığım yorumun yetersiz olduğunu fark ettim 🙂
Bireysel kariyer yönetimine önem veren çalışanların sayıca fazla olması kurumların en çok istedikleri şeylerden biri sanırım.Şirket içi eğitimlere ayrılan bütçe,emek ve zamanı göz önünde tuttuğumuz zaman bireysel kariyer yönetimi farkındalığı çok önemli bir işlev görüyor.
Hiç bir yönetici/ik danışmanı ayrılan bütçenin, harcanan zamanın ve emeğin boşa gitmesini istemez.Bu arada bazen şirket içi eğitimlerin sonuçlarının beklenilen sonuçlar doğurmadığını az çok çevremizden duyuyor ve görüyoruz. Örneğin kurum elimden geleni yapar ama personel istemeye istemeye katılır,kaytarmaya çalışır vb.
Kilit nokta tabi ki çalışan ve değişim paradigmalarını önemseme ve benimseme
Nitelikli çalışanlara sahip olma ve elde tutma bir
bakıma yeni personel arayışına girilme oranını da düşürmekte.
Aslında bireysel kariyer yönetiminin ta okul sıralarında başlamasının gerekliliği çok önemli.(Eğitim sisteminin niteliği,öğretmen öğrenci ilişkisi ve tabi anne ve babanın çocuğu ile ilgisi/ yönlendirmesi/dinlemeye ve anlamaya çalışması).Çoğu mezun aday sudan çıkmış balık gibi oluyor.Ve bazen birey geleceği ile ilgili önceliği ya başkasına ya da akışa bırakıyor.
Bahsettiğiniz üzere bireyin geleceği ile ilgili anahtar cümle;”Her çalışan kendi kariyer yönetiminden ilk başta kendi sorumludur” anlayışı.
Sevgilerimle 🙂