Konu şirketler ve iş süreçleri olunca hedef kelimesi akla doğal olarak “şirket, bölüm, kişisel iş hedeflerini” getiriyor. Oysaki bir insanı başarıya götüren hedefler sadece “iş” üzerinden tanımlı olanlar değildir. Hedefler deyince bireyin hayatının her yönünün mercek altına alınması, kavrama bütüncül yaklaşılması gerekir.
İnsan Kaynakları bölümlerinin ana görevlerinden biri şirket hedeflerini gerçekleştirecek olan bireysel performansları takip etmek iken, bir diğeri de çalışanları bu performanları sağlayabilmeleri hatta öngörülenin üstünde başarı sağlayabilmeleri için motive etmektir.
İnsan Kaynakları profesyonellerinin çalışanların motivasyonlarını arttırmak için uygulayabilecekleri en önemli teknik ise onlarla ilgilenmek, onlara önemli olduklarını hissettirmektir. Onların geçmişlerini, ailelerini, hobileri bilmek, mutluluklarını veya üzüntülerini paylaşabilmektir. Hatta onlara iş hayatı dışında hedefler koydurmak üzere yönlendirebilmek ve takiplerini yapmaktır. Bu kurulan ilişki boyutu aslen adı üstünde yaşam koçluğudur.
Peki, hedefler bütününe baktığımızda hangi tip hedefleri görüyoruz? Siz kendinizi düşünün.
Ailevi hedeflerinizi var mı? …. aile kurmak, bir çocuk sahibi olmak, vs
Fiziksel/sağlık hedefleriniz var mı? …. kilo vermek, kilo almak, kaslı bir vücuda sahip olmak, varsa bir hastalığınız onu atlatmak vs.,
Sosyal/kültürel hedefleriniz var mı? … sergi gezmek, kitap okumak vs.
Zihinsel hedefleriniz var mı? …. kendinizi belirli bir konu üzerinde geliştirmek, bir yabancı dil öğrenmek, vs.
Ruhsal hedefleriniz var mı? … daha huzurlu olmak, inançsal bütünlüğünüzü sağlamak, vs.
Eğlence/rahatlama hedefleriniz var mı? …. tatile gitmek, arkadaş tolantılarına katılmak, vs.
ve elbet
İş hedefleriniz? …..
Kısacası bu yazıda aslen çuvaldızı hem çalışanlara, hem de İnsan Kaynakları profesyonellerine batırıyorum.
Kimler kendilerine iş harici konularda (aile, fiziksel, sosyo/kültürel, zihinsel, ruhsal, eğlence) ulaşılabilir, zorlayıcı, ölçümlenebilir, zamanlanmış ve net hedefler koyuyor?
Hangi İnsan Kaynakları profesyonelleri sorumlu oldukları ekiplerin iş harici hedefsel çeşitliliği takip ediyor? Unutmayın ki, çoğunlukla işteki performans düşüklüğü çalışanların iş harici hedeflerindeki aksamalardan kaynaklanır. Sorumlu olunan ekipleri yakından tanımak, onlarla ilgilenmek keyfi değil, aslen ana görevlerimizden biridir.
🙂
İpek hanım çok doğru bir konuya değinmişsiniz sadece iş hedefleri koyarak bir noktaya kadar başarı ve mutluluk geliyor..Ve genellikle çoğu insan da o noktaya geldikden sonra şimdi ne olacak ben hayatta başka şeyler de yapmış olmam gerekiyordu veya yapmak istiyorum diye yeni yeni hedefler belirliyor…Ama iş işten geçmişde olabiliyor..Asıl olması gereken iş hayatındayken aileye,hobilere,spora,eğlenceye zaman ayırmak sizinde ifade ettiğiniz gibi..izin verin de biraz da akıntıya bırakalım kendimizi değilme hedef hedef hedef nereye kadar 🙂
Sevgili Hakan, yorumun için teşekkürler. 🙂
Evet, “hedef, hedef, hedef, nereye kadar?” … ama özünde beynimiz öyle çalışmıyor. Sabah gözümüzü açtığımız andan itibaren minik minik hedeflerle işliyor o aslında. Gerçekte hepimizin kafasında hedefler dolu ama bunları sistematize etmiyoruz. Onlara ‘neden, nasıl, ne zaman, kimin yardımı’ ile sorularını sormadan doğaçlama ilerliyoruz hayatta. Oysa biraz sistematize olsak, yarı bilinçli hedeflerimiz için biraz bilinçli emek sarfetsek çok daha kaliteli iş ve serbest zaman geçirebileceğiz.