OBEY Yönetim Danışmanlığın sahibi, sevgili eski patronum yönetim danışmanı Oktay Bora Yağız’dan öğrendiğim ve sonrasında kendi yorumumu da katarak sıklıkla kullandığım bir söz vardır :
“Bir insanın kalitesi ile ürettiği bahanelerin sayısı ters orantılıdır”
Kaynağım İnsan’ı açtığımdan beri ilk defa 12 Şubat 2010 tarihinde yazı girmedim bloga. İsterseniz size hemen beş tane bahane sıralayabilirim;
1. Türk Telekom’dan internet bağlantım yoktu, bloguma ulaşamadım.
2. İşim çoktu, zaman bulamadım, yazamadım.
3. Kendimi iyi hissetmiyordum, yazamadım.
4. Konu bulamadım, yazamadım.
5. Blog çalışmıyordu ( ! – ne demekse … ama siz nereden bileceksiniz, belki doğrudur dediğim)
İnsan bahane üretme yoluna bir defa girmeyecek olsun, isterseniz “elektrik kesikti”ye kadar bahane kalitenizi de sıfırlayabilirsiniz. Ama ne demiş büyüklerimiz “haticeye değil, neticeye bakacaksın“. Neticede isterse dünya ortadan çatlamış olsun yazılmamış bir yazı var. Kaynağım İnsan için koyduğum “Her gün bir yazı yazmak” hedefini 2010 yılında ilk kırışım. İlk ve son olsun! …
Aslında bahane üretmek bir alışkanlıktır, kötü bir alışkanlık. Çıkış noktası ise tembelliktir.
Benimle yeni çalışmaya başlayan iş arkadaşlarıma ilk bahane üretimlerinde derhal yukarıdaki sözü gülerek tekrarlar, kibarca uyarımı yaparım. Eh, kötü alışkanlıklara uğraşamayacak kadar değerlidir zaman, meydanı boş bırakmamak lazım 😀
Bir bahanenin ise yaradigini gormek, her nekadar bahaneye karsi olsak bile, bahane yaratma inisiyatifi yaratir. Sanirim bahaneler konusunda daha kati olmamiz lazim 🙂
“…kötü alışkanlıklara uğraşamayacak değerlidir zaman” demişsiniz. “Kadar” eksik olmuş herhalde.
Orhan Şener “Evet” , teşekkkürler 😀
Bahanelerin işe yaradığını görmek, her nekadar bahane yaratmak istemesek de, her sıkıştığımız durumda bahane yaratma inisiyatifi yaratır. Kendi içimizde bile olsa sanırım bu kapıyı hiç aralamamak lazım 🙂
Askerde komutanımız İLK GÜN \Mazeret burun gibidir ve herkeste bir taner vardır. sizden istenilenlerle ilgili mazeret getirmeyin\ demişti. Mesaj çok netti…