Bu ay iş yoğunluğum nedeniyle blog yazısı yazmakta zorlanıyorum. Kaynağım İnsan için istikrarlı içerik üretimi üzerine ne kadar titizlendiğimi bilen bazı arkadaşlarım ve takipçilerim durumdan duydukları memnuniyetsizliği artan oranda ifade ettiler geçtiğimiz günlerde. Ben de onlara ‘Ah, bir de benim içinde esen fırtınaları bilseniz’ dedim. Ayda en az yirmi yazı yazmak hedefine kilitlenmiş iken ondan açık ara uzaklaşmak beni de inanılmaz derecede huzursuz ve mutsuz kılıyor.
.
Diğer taraftan Nisan ayı blog yazısı yazamamak haricinde çok verimli geçiyor. Projelerim son hızıyla devam etmekte. Yeni evimize yavaş yavaş yerleşiyoruz. Bugün kütüphanemiz monte edilecek. Belki de kitaplarımın kolilerde değil, gözümün önünde olması klavye başına tekrar oturabilmem için beni motive eder.
.
Dün Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Endüstri Mühendisi Kulübü’nün 4. Kesintisi Eğitim Kampı davetlisi olarak Kuzey Kıbris Türk Cumhuriyeti’ndeydim. Üniversitelerin klasik konferans salonu ortamından çıkıp Zambak Tatil Köyü gibi bir mekanda, denize sıfır eğitim vermek çok keyifliydi. Ortamın tatil havalı cazibesine rağmen öğrencilerin dört saat boyunca eğitimden kopmamalarını ayrıca tebrik etmem gerek. Grup fotoğrafı elime ulaşır ulaşmaz yazıya ekleyeceğim.
.
Yazımı günün anlam ve önemini vurgulayarak bitirmek istiyorum:
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bütün çocukların ve ülkesine gönül vermiş herkesin coşku ve mutluluk dolu bir bayram geçirmesini dilerim.
ve
bugün benim yaşgünüm.
Nüfus cüzdanıma göre 40’ı doldurdum.
Ama bana sorarsanız,
ben güneşin günü asla deviremediği yaştayım.
ben kelimelerin dünyayı omuzlarında taşıyabildiği yaştayım.
ben aşkın hücrelerimde taze yeşerebildiği yaştayım.
ben aslında bir nefeste evrenin çatısına tırmanıp, en uzaklara kanatlanabilecek yaştayım.
🙂