Merhabalar… ben Emre Kavukcuoğlu, yaklaşık 10 senedir İnsan Kaynakları alanında çalışmaktayım. Aslında bu mesleğe girişim tamamen tesadüf eseri oldu. 2000 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra, hemen hemen tüm gençliğin yaptığı gibi, bankaların açmış oldukları müfettiş yardımcılığı, uzman yardımcılığı sınavlarına girdim. Sorarsanız bunları çok bilinçli mi yaptın diye, dürüst olmak gerekirse yanıtım hayır olurdu. Arkadaşlardan etkilenmek mi, ne istediğini bilememek mi , açıkçası tam olarak nedenini ben de halen bilemiyorum.
Tüm bu yorucu banka sınavları bir şeyi anlamama yardımcı oldu; bu kadar zorlu bir maratonda yer almak artık bana göre değildi. Bu sınav stresini zaten üniversite sınavı sürecinde fazlasıyla yaşamıştım. Bu yüzden farklı bir alanda şansımı denemeye karar verdim.
2000 yılının Eylül ayında Anadolu Grubu İnsan Kaynakları ve Endüstriyel İlişkiler Koordinatörlüğü’nde Uzman Yardımcısı olarak göreve başlamamda, Solmaz Hanım’ın (Solmaz Coşkun) yönlendirmesi etkili olmuştu. Beni o zamanlar Anadolu Grubu’nun bir finans şirketindeki pozisyona yönlendirmesini beklerken, kendi İK takımına dahil etmişti.
İyi ki de etmişti…. Geçen 10 yıl süresince, kendimi çok şanslı hissediyorum. Nedeni de son derece deneyimli, konusunda uzman tepe yöneticilerle çalışma fırsatını yakalamış olmamdır. Solmaz Hanım’dan sonra İK Koordinatörü olarak atanan Lütfi Bey (Lütfi Fırat) ile de beraber aynı ortamda bulunmak, olaylara bakış açısından faydalanmak, inanılmaz bir tecrübe idi.
İnsan Kaynakları’nın her alanında çalışmış olmak, bu alanın derinliğini ve yapılacak ne kadar çok şeyin olduğunu anlamama yardımcı oldu. Raporlamalar, ücret araştırmaları, İK verimlilik projeleri, İK Sistemleri… Hepsi birer deneyim ve kazanım oldu benim için.
Peki böyle derinliği olan ve zevkli bir çalışma alanı neden günümüzde yeni mezunlar tarafından pek de tercih edilmiyor?
Örneğin, Efes Bira Grubu’nda almış olduğumuz staj başvuruları genellikle ya Satış ya da Pazarlama ağırlıklı olmakta, neredeyse İnsan Kaynakları’nı seçen bir yeni mezun bulduğumuzda şaşırmamak için kendimizi zor tutmaktayız.
Bunun temel nedeni üniversitelerde yeterli derecede kredi ya da ders saati olarak yer alamaması, güncel ve iş dünyasındaki uygulamalara yönelik ders kitaplarının tercih edilmiyor olması gibi geliyor bana.
Yeni nesil, maalesef İnsan Kaynakları’nın neler yaptığını, şirketin başarısına nasıl katkıda bulunduğunu, iş dünyasındaki rolünü tam olarak bilmemekte ve önyargıyla bu konuya yaklaşmaktadır.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim… İnsan Kaynakları içinde bulunmaktan keyif alabileceğiniz, yarattığınız ya da tasarlanmasında içinde bulunacağınız sistem,süreç ve uygulamaların, çalışanlar üzerindeki etkisini birebir hissedebileceğiniz bir alandır. Ve önümüzdeki dönemde, popülerliği gün be gün artacaktır. Artan önem, nitelikli işgücü ihtiyacını da beraberinde getirecek, yeni iş imkanları da doğacaktır.
Bitirirken….
Bu yazıyı okuyacak olan, üniversiteye hazırlanan ya da meslek hayatına yeni atılmak üzere olan arkadaşlara verebileceğim tavsiyeleri şöyle sıralayabilirim:
– Asla başka arkadaşlarınız bir yere, pozisyona başvuruyor diye kendinizi başvurmak mecburiyetinde hissetmeyin. Öncelikle, bu pozisyonun hatta bu şirketin sizin yapınıza uyup uymayacağına dikkat edin. Önceden araştırma yapın, tanıdıklarınızdan sorup soruşturun.
– Kariyer günlerine mutlaka katılım sağlayın; tanıtım yapmaya gelen şirket temsilcilerinden firma, şirketin departmanları hakkında bilgi edinin.
– Başkalarından tavsiye alın ancak son karar daima sizin olsun.
– Herkes belirli bir fakülte/bölüm seçiyor diye kesinlikle kendinizi de aynı seçim için mecbur hissetmeyin.
Elbette ki , ekonomik kriz döneminde bu kadar seçici olmak kulağa saçma geliyor olabilir. Ancak, burada önemli olan geleceğe yapılan yatırımdır ve bu yatırımın verimli olmasını istiyorsanız, kendinize uygun olan yolda ilerlemeniz faydalı olacaktır.
Herşeyin gönlünüzce olması dileğiyle
Sevgiler, saygılar
Emre Kavukcuoğlu
Ücret Sistemleri Müdürü – Efes Bira Grubu
http://humancapitalstrategy.blogspot.com