Davut Topcan ile geçtiğimiz yıl bu zamanlarda tanıştık. Onun kanser hastası olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. İnsan boylu postlu genç bir adamla kanser kelimesini yan yana getiremiyor. Aslında o zaman da Davut etrafına verdiği pozitif enerjisi, altında motosikleti ile kansere nasıl meydan okuduğunun mesajını başarıyla iletiyordu. Şimdi düşünüyorum da, Atatürk’ün Savarona yatını birlikte dolaşırken siyah deri ceketi ve eldivenleri, elinde kaskı, etrafına merakla bakan Davut’u hayatımın içine bu derece alabileceğim hiç aklıma gelmezdi.
Aradan geçen bir yıl içinde onun ikinci kez kanseri yendiğine sahit olduk. “Her Şeye Rağmen Yalnız Değiller” Projesi ile tüm Türkiye’yi dolaşarak kanserli hastalara el uzattığını, umut verdiğini yaşadık hayranlıkla hep beraber. Televizyonlarda, gazetelerde, üniversitelerde kanseri, mücadelesini anlattı, paylaştı, etrafını aydınlattı Davut. 2010’a ise yepyeni bir sosyal sorumluluk projesi ile girdi; çok sevdiği dansı kanserle mücadelesine dahil etti. Geçen ay Kaynağım İnsan’nın konuk yazarı oldu ve Sosyal Sorumluluk projelerinde İnsan Kaynakları Yönetimi üzerine olan görüşlerini yazdı.
Derken bugün yeni yazısını okudum blogunda onun. Yine şaşırdım. Davut hep şaşırtıyor beni. Biraz nefeslenmişti ki, kanser üçüncü kez kapısını çaldı.
Çok zor bir yol seninki.
Diliyorum, hepimize örnek olmaya, ilham vermeye, gücünü göstermeye devam edeceksin. Seni takipteyim.
‘Mücadeleye devam’ diyorum Sevgili Davut’cuğum, Her Şeye Rağmen Yalnız Değilsin 🙂