Son birkaç gündür “kötü yönetici” kavramı üzerine düşünüyorum. Kötü yönetici kimdir? Neden kötüdür?
Zamanında benim bu sıfatı alabilecek nitelikte bir yöneticim olmuştu. Zihnimde o günlere geri döndüğümde ve yöneticiyi neden olumsuz andığımı daha detaylı incelediğimde bir hata yaptığımı farkettim. Sözünü ettiğim yönetici aslında öncelikli olarak ‘kötü’den ziyade benim için başlangıçta ‘yetersiz’di.
Bana göre kötü yönetici davranışsal bozukluklar gösterendir.
Yetersiz yönetici ise nitelik düşüklüğü nedeniyle ekibini ve işini geliştiremeyen, vizyonu olmayan, memur zihniyetiyle günü kurtarandır.
Peki kötü ile yetersiz iki ayrı küme ise bu iki küme ne zaman kesişir?
Yönetici kendi yetersizliğini farkettiğinde bu açığını örtebilmek üzere davranışsal bozukluklar da gösterebilmeye başlar çoğunlukla. İşte o zaman ortaya hem yetersiz, hem kötü yönetici profili, yani kesişim kümesi ortaya çıkar.
Bir yönetici yeterli olabilir ama davranışsal olarak mobbinge varacak tarza davranışsal bozukluğu vardır; o “kötü yöneticidir“. Bir yöneticinini niteliği düşüktür, ancak davranışsal olarak o kadar zariftir ki, ekibi nitelik düşüklüğüne rağmen onunla çalışmayı tercih edebilir, o “yetersiz yöneticidir”. Ama benim geçmişimde tecrübe ettiğim gibiler hem yetersizdir, hem de yetersizliğini örtebilmek üzere davranışsal olarak çirkindir, işte bu grup “hem kötü, hem yetersiz yöneticilerdir“.
Profesyonel hayatı tecrübelendikçe anlıyor, iyilerle çalıştıktan sonra ancak kötü ve yetersizin ne demek olduğunu kavrayabiliyorsunuz. Eğer kariyerinizin başında iseniz yöneticinizden ana beklentiniz sizi geliştirebilmesi, yönlendirebilmesi olsun. Günlük işler kişiyi tecrübelendirir, proje üretmek ve farklı konularda proje ekiplerinde çalışmak, beyin fırtınası toplantılarına katılmak, eğitimlere gitmek ise kişiyi geliştirir.
Bu aşamaya geldiğimde bir önemli parantez açmam gerekiyor. Çuvaldızı yöneticiye batırmadan önce de kendinize sorun, sizin bugüne kadar hiç proje üretmeye çalıştınız mı? Gelişime yönelik bir girişiminiz oldu mu? Oldu da, red mi edildiniz? Birçok çalışan da sadece olumsuzlukların tespitini yapıp, çözüm/gelişim çalışmaları üretme aşamasında ortadan yokolur. Yani yönetici için bir sıfatlandırmaya gitmeden önce kendinize aynada bakın: Ben bugüne kadar ne yaptım, ne üretmek, geliştirmek istedim?
İşin bir diğer boyutu ise şirkettir. Siz şaşırırsınız, bu kadar kötü ve yetersiz bir yöneticiyi neden tutuyorlar diye. Cevap çok basittir: sizin kötü ve yetersiz tanımlamanız, şirketin kötü ve yetersiz tanımı ile örtüşmüyordur. Sizin uğruna istifa etmeyi düşündüğünüz yönetici, şirketin gözbebeği bile olabilir. Hiç şaşırmayın. Hatta içiniz rahat etsin. Böyle bir durumda yöneticinin kötülüğü, yetersizliğinden ziyade, zaten o şirket daha en baştan sizin için uygun bir yer hiçbir zaman olmamıştır. Siz kavramsal boyutta o şirketle hiçbir zaman örtüşmemişsinizdir. Kabul edin, sizin kötü ve yetersiziniz herkesin de kötü ve yetersizi olmayabilir. Bazıları o yöneticiler ile çok mutlu çalışabilir. Kavramların açılımı kişiden kişiye, kurumdan kuruma farklılaşabilir.
Sözün özü, eğer bireysel gelişiminizi önemsiyorsanız ve size göre hem kötü, hem de yetersiz olarak sıfatlandırdığınız bir yöneticiniz var ise, derhal kendinize yeni iş aramaya başlayın derim. Kötü ve yetersiz yöneticiler sizin içinizdeki üretme, yaratma, çalışma şevkini kırıp, yoketmeden, sizi de memurlaştırmadan ve kendinize olan saygınızı sıfırlamadan önce önleminizi alın, yeni diyarlara, şirketlere, yöneticilere doğru, hatta hemen şimdi yelken açın.
🙂