Bu soru bana çok soruluyor. “Çalışırken iş aramak etik midir, değil midir?”
Doğru cevap diye bir seçeneğin olmadığını düşünürüm her zaman. Çünkü her çalışanın yeni arayışlara yönlemesinin altında birçok neden olabilir. Örneğin kötü ve yetersiz bir yöneticisi vardır, şirket vaadlerini yerine getirmemiştir, çalışanın gelişime yönelik talepleri reddedilmektedir, mobbing, iş arkadaşları ile iyi geçinemiyordur, vs.
Ben bir İnsan Kaynakları uzmanı olmanın ötesinde bir profesyonel olarak çalışırken iş arama kararı almış kişilere birkaç tavsiyede bulunacağım.
İlk başta probleminizi yöneticiniz veya İnsan Kaynakları bölümü ile konuşun. Çözüm üretilmesi için sabırlı olun.
Eğer cevap alamıyorsanız, sorunlarınız bütün sabrınıza rağmen giderilemiyorsa iş aramaya başlayabilirsiniz.
İyi ve akıllı bir İnsan Kaynakları Yöneticiniz varsa ve sizin iş aradığınızı farkederse size asla çirkin bir şekilde davranmayacaktır. Hele ki karşısındaki genç ve tecrübesi sınırlı bir çalışansa tutum çok daha sevecen olacaktır. Unutmayın, İnsan Kaynakları’nın amacı hiçbir zaman insan yok etmek değildir, amaç her zaman insan kazanmaktır.
Bana zamanında bir İnsan Kaynakları Müdürü “İş arayan birine artık güvenim kalmaz” tezini ileri sürmüştü, işten çok uygunsuz şekilde çıkardığı bir çalışan için. O zamanlar cevap üretememiştim. Ama şimdi bugünkü tecrübemle diyorum ki;
Ancak vasat ve kötü niyetli İnsan Kaynakları Müdürü iş arayan bir çalışanı direkt işten çıkarmaya kalkar. Nitelikli ve optimist İnsan Kaynakları Müdürü o çalışanı nasıl kazanabilirim? diye düşünür ve çözüm üretmek için çabalar.
Diğer taraftan eğer şirket veya yönetici sizi bir neden(ler)den dolayı işten çıkarabilmek için fırsat kolluyorsa ve sizin iş aradığınızı farkederse, elbette önüne gelen bu imkanı bayılarak kullanmakta hiç tereddüt etmeyecektir.
Sonuç olarak çalışırken iş arayıp, aramamak tümüyle kişisel bir karardır. Doğru veya yanlış şeklinde kesin yargılarla duruma yaklaşılmaması, iş arayışının alt nedenlerinin araştırılması gerekir.
O bahsettiğiniz İK müdürü Neşe Adaklı mı?
Sevgili MigrosTürk,
x, y, z, farketmez, kavramsal olarak duruma bu şekilde yaklaşan bir kesim İK profesyonelini temsil etmektedir “müdür” ünvanını alan kişi. Aslına bakacak olursanız bu tavır, genel personelci yaklaşımıdır. İnsana bordro üstündeki isim olarak bakar. İnsan kaynakları teorisi ise çalışan ihtiyaç ve beklentileri için varedilmiştir. Bu nedenle belirtilen olumsuz türdeki uygulamalar insan kaynakları teorisi ile çelişmektedir. Halen belirli bir kesim İK profesyoneli de mesleği sadece işe alım, nicelik ve masraf takibi olarak algılamaktadır. Oysaki mesleğimiz stratejik iş yönetiminin ana girdisinden sorumludur. Bu nedenle de dolaylı olarak şirket iş süreçlerinin hepsinden sorumludur.
Aranır aranır, daha iyisi bulunduğunda eski iş yeriniz de zor durumlar yaşamadan kibarca terk edilir. Bizzat insan kaynağı olan biri olarak fikrim budur efenim 🙂
Ama hep çalışırken iş ara derler insana,
Bunu yapamayan sıkılır her duyduğunda…
Bir de işsiz kalınca daha da büyür bu sözler
haklıymışcasına… Oysa doğasında olmayanı yaptırmak için kamçılayan sözler daha büyük yara açar insana. Her mantıksız, Her ahlaksız sözün arkasında…
Bence doğrusu, sizin de yazınızda vurgu yaptığınız gibi; çalışanın kararını insan kaynakları müdürü/müdiresiyle paylaşmasıdır. İşten ayrılmayı kafasına koymuşsa her türlü riski göze almalı.