Gönüllü Mahkumlar

Mahkum olmak çok olumsuz anlam ve enerji taşıyan bir fiil. Kime söyleseniz yüzü asılır, hemen zihninde demir parmaklıklar ve katil görüntülü insanlar belirir. En azından benim zihnimde ilk canlananlar anlattıklarıma parallel.

Oysa ki, mahkumiyeti sadece suç unsuru ile eşleştirerek dar düşünmemek gerek. Bazı gönüllü mahkumiyetler vardır ki, bizi özel veya iş hayatımızda başarılı kılabilir. Bu gibi durumlarda aslında mahkumiyet dediğimiz bağ sadece kılık değiştirir, karşımıza istikrar ve sabır kavramları olarak çıkar.

Bugüne kadar iş hayatında başarılı insanları incelediğimizde pek çoğunun yer aldığı kurumda uzun yıllarını geçirmiş olduğunu görürüz. Bir kurumu en alt seviyeden, en üste, inişleri çıkışları ile yıllar boyunca yaşayabilmek herkesin harcı değildir, bu istikrar ve sabırı takdir etmek gerekir. Ancak, biz İK’cıların ‘bağlılık’, şahsense gönüllü mahkumiyet olarak adlandırabileceğim bu olgu günümüzde bir hayli sorgulanmaya başladı. Gönüllü mahkumiyet … pardon bağlılık nedir? 21. yüzyıl çalışma koşullarında ne kadar verimlidir? Yeni kuşaklardan bağlılık adına ne beklemek, onları bağlamak için neler yapmak gerekir?

Ben şahsına munhasır bir X kuşağıyım. Pek çok kendisini Y kuşağı olarak adlandıran genç iş arkadaşım ile bağlılık konusunda ortak duruş sergilediğimi görüyorum. Beni dinlemeyen, şeffaf olmayan, beni geliştirmeyen, beni bir görev tanımı kutusuna sokup, ‘sistem böyle istiyor’ söylemi ile içinden çıkartmamaya çalışan ve ardından da bağlılık bekleyen kurumlara soğuk bakıyorum. Ek olarak, gönüllü mahkümiyet süremin kendi verimliliğim açısından yedi seneyi aşmaması gerektiğini düşünüyorum.

Durum böyleyken artık işverenlerin de sanayi çağından bilgi çağına terfi etmesi, bazı geleneksel bağlılık söylemlerini geride bırakması gerektiğini söyleyebiliriz. Artık yetenekli yeni kuşaklar ‘işverenin verdiği ile yetinmek değil, ‘ne istediğimi biliyorum ve almazsam giderim’ güdüsü ile karşımıza geliyor, gelecek. Karşısına ‘ben patronum, ben yöneticiyim, ne dersem o olur’ diye çıkan üst kadrodan hoşlanmayacak. Daha fazla bilmek ve işe ortak olmak isteyecek. Kısacası işverenler için gönüllü mahkumlar bulma ve elde tutma şartları gün geçtikçe çok ama çok ağırlaşacak. Yetkililere duyurulur !!

Bu yazım Martı Dergisi Haziran sayısında yayınlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir