Şirketinde İK sistemi işleten veya kurmak isteyen üst yönetimlere “neden böyle bir çaba içindesiniz?” diye sorduğumuzda belirtilen ilk üç gerekçeden biri “çalışanların performanslarını ölçmek için” olur. Elbette çalışanların performansını takip etmek, ölçmek çok önemli. Ne de olsa “ölçemediğimizi yönetemiyoruz”
Sloganımız “ölçemediğimiz yönetemeyiz” ise, bu havalı tanımlamanının sonrasında ben üst yönetimlere bir daha altını çizerek soruyorum:
Yani neden biz çalışanların performansını ölçmek istiyoruz?
Çok uzatmayayım ve ben yazayım.
Biz İK’cılar üst yönetimin talebi doğrultusunda neden mi performans değerlendirme sistemleri kurup ve işletiyoruz, çalışanların performanslarını ölçüyoruz ?
1.Kurumun stratejik amaç ve hedeflerini bireylere indirgeyerek hayata geçirebilmek,
2.Kurumun stratejik amaç ve hedefleri ile çalışanların bireysel performans ve potasiyellerini uyumlulaştırmak,
3.Yönetsel ve stratejik sorunları erken belirlemek ve önlem almak,
4.Doğru iş planlaması ve iş/hedef dağıtımı yapmak,
5.Performans standartlarını objektif ve ölçümlenebilir şekilde belirlemek,
6.Yönetici ve çalışanlarda performans odaklı iş kültürü oluşturmak,
7.İş verimliliği ve çalışan etkinliğini arttırmak,
8.Performans geri bildirimi yapılmasını sağlayarak iş odaklı iletişimi ve çalışanları geliştirmek,
9.Eğitim ihtiyaçlarını belirlemek,
10.Ücretlendirmeye yansıtmak,
11.Ödüllendirme ve takdir süreçlerini yapılandırmak,
12.Yetenek matrisimizi oluşturmak,
13.Terfi, transfer ve yedekleme sistemimizde kullanmak,
14.Şeffaf ve adil yaklaşım ile kurum kültürünü destekleyerek motivasyonu arttırmak,
15.Hissedarları memnun etmek,
Yukarıda sıraladığım maddeleri okumak çok kolay ama tecrübeyle sabittir ki, hayata geçirmek bir o kadar zor. İşin içinde her kademeden ve farklı kişilik yapılarından insan faktörü girince, kağıt üstünde mükemmel yürüyen sistemler, bir anda elinizde patlayabilir. Yetersiz, yararsız, verimsiz ve nihayetinde gereksiz olarak nitelendirilebilir.
Maddelerde renklendirerek belirttiğim kelimelerin her biri bir buzdağının görünen bölümüdür diyebiliriz. Buzdağlarının suyun altında kalan alanlarını analiz ederek, dikkatle, sürdürülebilir şekilde yapılandıramazsanız başarısızlık kapınızı çok kısa sürede çalar.
Performans Yazı Dizisi’nin 2. bölümünde “Çok İstesek De Neden Sağlıklı Performans Ölçemiyoruz?” sorusunun cevaplarını, yani buzdağlarının su altında kalan bölümlerini sizlerin görüşüne sunacağım.
İpek hanım harika bir konu ve yazı dizisi ile paylaşımda bulunduğunuz için size teşekkür ederiz
İK yapılanması olmayan şirketlerde üst yönetimler performans değerlendirme sürecini doğru paradigmalarla sağlıklı bir şekilde uyguluyabiliyor mu merak ediyorum?
Kaynagım İnsan blogunu ben artık bir ik akademi/ünv olarak görüyorum.
Teşekkürler İpek hanım
Sevgilerimle
Sevgili Gökhan,
Bir İK academie/üniversite olarak kabul etmen herhalde bugüne kadar aldığım en motive edici iltifat, nitelendirme. Çok teşekkür ederim. Senin bu kelimelerine en iyi cevap “Paylaşımlara devam İpek” olur herhalde 🙂
Rica ederim İpek hanım
Tüm samimiyetim ve uzun süreli gözlemlerim ışığında o nitelendirmeyi yaptım. 🙂
Blog içeriğini dikkatle takip edenler şunu rahatlıkla görebilecek ki (özellikle öğrenci/ik alanında kariyer hayatına başlayanlar için) ik ders kitaplarından fazla muhteva içermektedir.
Paylaşımlara devam 🙂
Saygılarımla