İpek Aral tarafından yazılmış tüm yazılar

Kaynağım İnsan 2. Webinarı – Etkin Mülakat Yapmanın 5 Anahtarı

kaynagiminsan

Kaynağım İnsan Webinarlarının 2.sini Haziran ayının ilk hafta gerçekleştireceğiz. Yeni webinarın odağına işe alım uzmanlarının performansını alıyoruz.

Her hikayenin iki yakası vardır. İşe alım uzmanı ve aday. İyi işe alım uzmanı aday için kimdir, İK bölümü için kimdir?

Bir işe alım uzmanı kendisini nasıl yetiştirmeli? Kendisine önce hangi soruları sormalı?

Etkin mülakat yapmak için 5 anahtar nelerdir?

Bu soruların cevapları işe alım konusunda uzmanlaşmak isteyenlerin kulaklarına küpe olacak.

Bu webinara bütün İK profesyonelleri, danışmanları, öğrencileri, meraklıları davetlidir !

Webinara kayıt olmak için aşağıdaki linke tıklayın:

https://attendee.gotowebinar.com/register/1476757724533574402

Tarih: 3 Haziran 2014 Salı
Saat: 21:00 – 22:00

.

Bu sefer soru sorma problemini aşacağız !! 🙂

.

Webinara 88 kişi kayıt oldu, 45 kişi ( % 51.3) takip etti.

 

İşe İade Davalarında Önleyici Performans, Eğitim ve Ücret Uygulamaları

23 Mayıs 2014 Cuma günü BNC Turkey’in organize ettiği ‘Performans ve Verimlilik Açısından İşe İade Davaları Zirvesi’ne konuşmacı olarak katıldım.

Konuşma konum olan “İşe İade Davalarında İK Açısından Önleyici Performans, Ücret, Eğitim Uygulaması Nasıl Olmalı?” üzerine sunumumu bloguma yerleştirdim.

İşe iade davalarında İK açısından önleyici performans değerlendirme sistemi uygulaması olarak verdiğim ana mesaj iş süreçlerinin mümkün olduğunca sayısallaştırılması üzerine oldu. İş süreçleri üzerinden çalışanlara sayısal olarak bildirilen performans standartları işveren açısında hem iş verimliliğinin gelişimini, hem de çalışan etkinliğinin sağlıklı takibini sağlıyor.

Diğer taraftan çalışanların geliştirilmesi ve/veya parlatılması gereken yetkinliklerinin “yıllık bireysel gelişim planları” çerçevesinde kararlaştırılması yoluyla işveren ve çalışan tarafından ortak takibinin önemini vurguladım.

İşverenin kurumsal performans gelişiminde bir çalışanın yüksek performansının ücretten ziyade tatminkar prim uygulamalarına yansıtılmasını daha etkili bulduğumu ‘kişisel tercihim’ olarak katılımcılarla paylaştım.

Bende Gelecek Var

Bende Gelecek Var

20 Mayıs 2014 Salı günü, Pfizer Türkiye İK bölümünün üniversite gençliği için organize ettiği ‘Bende Gelecek Var” organizasyonundaydım. Kırkı aşkın gencin Pfizer Türkiye Ortaköy tesislerinde, sayısını bilemediğim kadarının da ekran başında canlı takip edebildiği ‘Bende Gelecek Var’a, ben de öğleden sonra panelist olarak katıldım.

Panel konuşmamın içeriğini, 1. üniversite öğretimi sürecinde iş hayatı ve kariyere hazırlanmak için neler yapılabileceği, 2. etkin teknoloji kullanımı, 3. iyi bir iletişimci olmak kavramı, 4. talepkar değil, vaatlerle dolu bir özgeçmiş hazırlamanın önemi üzerine kurgulamıştım. Panelin sonunda ise başarılı bir iş görüşmesi geçirmek için neler yapılabileceğini katılımcılar ve ekranları başından paneli takip eden gençlerle paylaşmaya çalıştım. Aşağıda konuşmam süresince kullandığım sunumu paylaşıyorum.

Üniversiteli gençlere değer katan bu organizasyonu başarıyla hayata geçirdikleri ve beni de bu değer katma sürecine dahil ettikleri için Pfizer Türkiye İK ekibe ve emeği geçen herkese teşekkür ederim.

“Bende Gelecek Var” etkinliğinin bütün içeriği ve konuşamacıları ile ilgili kapsamlı bir yazı okumak istiyorsanız sizi Eğitim Ajansı’nın sitesini TIKLAMAYA davet ediyorum.

🙂

İnsan Kaynakları Sosyal Medyayı Sevdi Mi?

15 – 16 Mayıs 2014 tarihlerinde PERYÖN Güney Marmara Şubesi tarafından 12.si düzenlenen İK Zirvesi’ne konuşmacı olarak katıldım.  “Değişen Dünya, Gelişen İK” sloganı ile organize edilen zirvenin birinci gününü baştan sona takip etmek çok faydalı oldu benim için. Sevgili meslekdaşım ve Yetenek Ve Kariyer blogunun sahibi Cengiz Çatalkaya ile birlikte bol sohbetli, harika bir gün geçirdim.

Zirvenin birinci günü, öğleden sonra bana ayrılan sürede katılımcılar ile sosyal medyayı konuştum. İnsan kaynakları sosyal medyayı sevdi mi, ne derece anladı? Herşeyin ötesinde insan kaynakları olarak teknoloji kullanımı konusunda neredeyiz? İletişim teknolojilerinin bir uzantısı olan internet ve sosyal medya teknolojilerini hangi iş süreçlerimizde etkin kullanabiliyoruz?

Sunumumda sosyal medya teknolojilerinin özellikle üç iş sürecimizde aktif kullanılabileceğini vurguladım; sosyal işe alım, çalışan bağlılığı ve işveren markası. Aslında bu üç iş sürecinin diğer bütün süreçlerle olan yoğun ilişkisinden dolayı sosyal medyanın a’dan z’ye bütün İK’ya dokunduğunu söylemek yanlış olmaz.

PERYÖN Güney Marmara Şubesi’ne nazik davetleri ve beni bölgenin İK’cıları ile buluşturdukları için tekrar teşekkür ederim. 🙂

 

Kaynağım İnsan Webinar’a Davetlisiniz !

kaynagiminsan

Kaynağım İnsan Webinar serisine sonunda başlıyorum. Webinar tarihi 13 Mayıs 2014 Salı, saat 21:00

İlk webinarın konusunu zihnimizi ne kadar esnetebildiğimizi görmek için biraz zor seçtim:

İnsan Kaynaklarının Zihinsel Sıçraması 

Konuyu biraz açalım; İnsan kaynakları yönetimi uygulamaları hızla değişiyor. Belki konu başlıklarımız hemen hemen aynı ama artık eski usullerle müşterimize dokunmıyoruz. Teknoloji ve açık iletişimin İK süreçlerindeki etkisini ne kadar anlayabildik? Farklı kuşaklar söylemine gereğinden fazla mı takıldık? Yenilikçi ve katılımcı proje üretmeyi başarabiliyor muyuz? ve İK hakkında daha pek çok soru hakkında düşünelim, paylaşalım, alternatif cevaplar arayalım.

Webinar’a kayıt olmak için aşağıdaki linki tıklayın. GoToWebinar sitesi kayıt için sizi adım adım yönlendirecek.

https://attendee.gotowebinar.com/rt/1667354766205315073

.

Bir küçük rica; webinar bilgisini yayarsanız sevinirim, İK’yı hep birlikte pırıl pırıl aydınlatalım 🙂

Bir sonraki webinar mülakat üzerine olacak, şimdiden haber vereyim.

.

Webinara 118 kişi kayı5 oldu, 53 kişi (%45) takip etti. Bu çok iyi bir performans, çok mutluyum. 🙂

 

 

Katılımcı Yönetim, İnovasyon Ve Problem Çözmek

Son yıllarda vatandaşların devlet, çalışanların şirket yönetiminde, gelişiminde, problemlerinin çözümünde daha aktif, üretken hale gelmesini konuşuyoruz. Birşeylerin olmasını sadece devlet ana/baba’dan veya patron/CEO/GM’den beklemek günleri kesinlikle geride kaldı.

O zaman nasıl bir mekanizma kurmalıyız ki, vatandaşın veya çalışanın katılım, üretim, yaratıcılık çabası artsın, sorunların giderilmesinde daha etkin paydaşlar olsunlar?

Hemen güzel bir örneğini yazayım: ABD devleti kendisine Challenge.gov’u açarak bir araç geliştirmiş.

Siteyi incelediğinizde aslında sadece tüzel değil, gerçek kişilere de açık bir çeşit “ihale duyurum alanı” olduğunu farkediyorsunuz.

ABD devletine bağlı farklı organizasyonlar iş yürütümlerinde ihtiyaç duydukları proje, fikir, yazılım, ürünleri siteye yerleştiriyorlar. Her duyurunun yanında da işi yapacak kişi veya kurumun emeği karşılığında kazanabilecekleri maddi tutar ve başvuru süresi yazıyor.

ABD devletinin böyle bir siteyi kurmasının bana göre üç önemli nedeni var:

1. Katılımcı ve şeffaf devlet yönetimi geliştirmek,

2. İnovasyon, yaratıcılık, üretimi desteklemek,

3. Bireysel girişimciliği ve toplumsal iletişimi desteklemek.

Aslında şirketlerin bu tarz siteler kurması devletten daha kolay. Çünkü mesela Türkiye’deki 4734 nolu Kamu İhale Kanunu ile böyle ileri bir uygulama şu an hayata geçiremezsiniz. … Oysa ki, insan üzülüyor, neden olmasın?

Diliyorum özel sektörümüz kendisine yenilikçi yaklaşımlar ulaştırabilecek Challenge.gov gibi siteler açarak sokaktaki yetenekli insana daha çok dokunabilir, pek çok yeni fırsatlar yakalayabilirler.

1 Mayıs İşçi Bayramı Türkiye’de Nasıl Kutlanır?

“1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun”

Yüreğimden coşkuyla, bugün yaşadıklarım ve gördüklerimleyse utanç içinde 1 Mayıs’ı kutladık. Geçen yıl yazmışım “bu nasıl iş?” diye. Aynı kelimeleri tekrarlamak istemiyorum. O nedenle fotoğraflarla bu yılı anlatmayı tercih edeceğim. Havada uçuşan gaz bombaları, tomalardan fışkırtılan sular, etrafa koşuşan insanlar, kan, bağrışma ve nefret. 

Gelecek yıl herşeyin farklı olacağına sonuna kadar inanıyorum. Farklı olması için çalışıyorum, çalışıyoruz, çalışacağız. İşçiler yine şarkılar söyleyerek, halaylar çekerek Taksim’de olacak, 1 Mayıs’ını kutlayacak.

Hedef Tutturma Kası

‘Hedef tutturma kası’ diye bir kas var mı?

Fizyolojik olarak olmayabilir ama psikolojik olarak kesinlikle var.

Hedef tutturma kası her bireyde doğuştan bulunuyor ve gözümüzü dünyaya açtığımız ilk andan itibaren çalışmaya başlıyor. Anne-baba olanlar bilir, çocuklara ufak tefek hedefler koyarak onları sonuca ulaşmaları için teşvik etmek, ardından da küçük küçük ödüllendirmek bizlerin en sevdiği yaratıcı uğraşlarından biridir. “Ağaç yaşken eğilir” atasözünün önemi işte burada ortaya çıkıyor. Çocuk yaştan itibaren sistemli bir şekilde hedef tutturma kası çalıştırılan çocukların ilerleyen yaşlarda hayatlarını şekillendirme konusunda daha etkin kararlar alabileceklerini düşünüyorum. Bir hedef doğrultusunda başarmak duygusu ile erken yaşlarda tanışmış insanların, bu şahane duygunun peşinden sürekli koşacaklarına inanıyorum.

İş görüşmelerinin de en önemli sorulardan biri olmalı “Bugüne kadar kendinize koyduğunuz ve tutturduğunuz en büyük hedef nedir? Nasıl başardınız?

Performans değerlendirme sistemlerimizin en buhranlı noktası olan SMART hedefler tanımlamayı, işe ancak hedef tutturma kası antremanlı insanları alarak aşabiliriz.

Eğitim programlarımızın etkin geri dönüşünü, o eğitim uygulamlarına belirli bir konuyu öğrenmek/anlamak adına hedef tutturma kasını çalıştırmaya gelmiş insanlarla sağlayabiliriz.

Yetenek yönetimi programlarımızın başarısını, şirketlerimizin stratejik amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için kendi hedef tutturma kaslarımı optimumda çalıştırmayı vaadeden insanlara yatırım yaparak ancak garantileyebiliriz.

Biz İK’cılar, İK sistemlerinimizi, hedef tutturma kaslarımızı yılmadan, yorulmadan çalıştırarak ancak güvenilir kılıp, geliştirebiliriz.

Nihayetinde, hedef tutturma kasımızı çalıştırmak bedelsiz, olay bir tek bizlerin onu çalıştırmayı istememize kalıyor.

Introducing Human Resources Management – M. Foot & C. Hook

“Introducing Human Resources Management – İnsan Kaynaklarına Giriş” isimli bir kitap kıdemli İK’cıların ilgisini çekmez diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hele ki bazı giriş seviye denilen kitaplar sizin 17 yıl önceki giriş seviyenizden bambaşka içeriklere sahipse kitap kısa sürede baştacınız bile olabilir.

Margaret Foot ve Caroline Hook’un yazdığı “Introducing Human Resources Management” kitabını elime ilk olarak D&R’da aldım. Öylesine sayfalarını yelpazeledim ve arada gözüme bir başlık çarptı. Bu neymiş diye bakarken, bir diğer başlığa geçtim ve sonrasında bir başkası. On dakika sonra ise kasa sırasındaydım.

Kitap, insan kaynaklarını bütünüyle 21. yüzyıl standartları, trendleri ve uygulamaları üzerinden anlatıyor. Global şirketlerden uygulama örnekleri, önemli dergilerde yayınlanmış makaleler, haberler, konulara özel tartışma başlıkları ve vaka çalışmaları ile desteklenen kitabın neredeyse her bölümünde yepyeni bilgilere veya yaklaşımlara ulaşabiliyorsunuz.

Şu an D&R’lara gidip baksanız bulabilir misiniz bilemiyorum ama bu kitabı ne yapın edin mutlaka kütüphanenize katın derim. 🙂

Adaya Mektup

Sevgili Aday,

İş ilanımıza ilgi gösterdin, okudun, çok teşekkür ederiz.

Bu ilan ile sen ve şirketimiz arasında bir işbirliği zemini oluşturmayı amaçlıyoruz.

Bilmelisin ki, her şirketin iş ilanı formatı, aradığı profesyonel kişiyi tanımla şekli farklıdır. İş ilanlarının kalitesi konusunda kimi zaman sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Bana fikrimi soracak olursan, ben Birleşmiş Milletler ve Microsoft’un iş ilanlarını çok başarılı buluyorum. Dilerim ülkemizde de az zaman sonra iş ilanlarında bu kadar özenli, kapsamlı, özgüvenli içerik sunabileceğiz. İş ilanı hazırlamak da kurumsal bir olgunluk, çalışkanlık göstergesi ve biz Türkiye’de daha gelişme evresindeyiz.

İş ilanı iyisi veya kötüsü ile bizim işimiz. Eğer ilanımıza başvurmaya karar verirsen, senin rolün ise özgeçmişin ile ön plana çıkıyor.

Özgeçmişini yazarken senden birkaç noktaya dikkat etmeni istiyoruz;

* İş ilanında yer alan görev tanımından hareketle, pozisyon için istenilen iş tecrübesi ve yetkinliklere sahip olduğunu özgeçmiş içeriğine lütfen özenle yerleştir.

* İş tecrübelerini mümkün olduğunca sayısallaştırarak yaz. Hatta keşke “Başarılarım” diye bir başlık açsan, senin başarmak kavramı ile olan yakınlığını sunduğun rakamlar eşliğinde hissedebilsek.

* Mesleki yetkinliklerini başlıklar haline alt alta yazmayı unutma. İşinle ilgili hangi bilgilere sahip olduğun bizi etkileyebilir, merakımızı uyandırabilir, iş görüşmesine davet edilmeni sağlayabilir.

* Özellikle proje yapma ve yönetme konusunda tecrüben varsa, “Projeler” şeklinde bir başlık açabilirsin. Kimbilir, belki geçmişte yapmış olduğun bu tip çalışmalar bizim için de çok büyük faydalar içeriyor olabilir.

* Hobilerin, sosyal aktivitelerini yazmayı sakın ihmal etme. Sosyalleşen ve zihni rahatlatıcı alışkanlıklara sahip olan kişilerin işyerinde daha etkin çalıştığını gözlemliyoruz.

* Eğer bir blog yazıyorsan mutlaka bilgisini özgeçmişine yerleştir. Blog yazmak iç motivasyon ve üretkenlik göstergesidir. Bizler şirketlerimize kendi kendine harekete geçebilen, üreten insanları almak istiyoruz. Hele bir de yazdıkların meslek üzerineyse … bulunmayan hint kumaşı bile olabilirsin 🙂

* Özgeçmişinde ‘geçmişi’ yazarak aslında bizlere gelecek için taşıdığın potansiyelini sergilediğini unutma. Vaatlerini ilet bize. Özenli ol, özgeçmişin/özgeleceğin için zaman harca. Kişisel pazarlamanı, kişisel marka değerlerini sistemli ve  kişisel hedeflerin doğrultusunda aktarmaya çalış.

* Her ne kadar içerik en önemli olsa da, özgeçmişinin şekline de titizlen. Fotoğraf kullanacaksan bu bir vesikalık olsun. Özgeçmişinin kaç sayfa olduğu bütünüyle senin bileceğin bir konu. Ancak “az ile çok” kavramının cazibesini dikkate almanı tavsiye ederiz. Yazıların fontu, büyüklüğü, paragraf başları ve imla düzgünlüğünü de iki defa kontrol et.

Özgeçmişinin gelişimi için daha pek çok madde sıralayabilirdik ama yukarıda yazdıklarımızı elinden gelenin en iyisi ile yaparsan, inan gerisi detay kalır.

Sana, yolun bizimle kesişecek olsa da, olmasa da kariyer hayatında şimdiden başaılar dileriz. “Çok çalış, kendini sürekli geliştir” sana bu yazı ile vereceğimiz son mesaj olsun.

Sevgilerimizle,

İnsan Kaynakları