İpek Aral tarafından yazılmış tüm yazılar

‘Benim Organizasyonum’ Seçilir mi?

Hayatı Doldur Projesi nefis bir yarışma açtığının haberini aldım geçtiğimiz gün. Büyük heyecanla bana verilen linke tıkladım. Karışma Benim Organizasyonum yarışma web sitesi çıktı.

Yarışma özünde katılımcıların gençliğe hitap edecek orijinal bir organizasyon fikri geliştirmeleri üzerine kurulmuş. Ancak yarışmaya katılırken orijinal bir organizasyon fikrine sahip olmak yeterli değil. Fikrinizi nasıl hayata geçireceğiniz, organizasyonun akışı, kaç kişi çalışacağı, ne kadara malolacağına gibi teknik detayları da çalışmanız ve sunabilmeniz gerekiyor.

Yarışmanın beni heyecanlandırma nedeni ise 2,5 ay boyunca 15 Anadolu Üniversitesinde gençlerin yaptığı birbirinden yaratıcı sosyal sorumluluk, eğitim, eğlence projelerini dinlemiş olmam. Hepsi bu yarışmaya katılabilir nitelikte. Yerel yapılan bu artı değer üretimlerinin Türkiye çapına yayılabilmesi için bir fırsat “Benim Organizasyonum” bence.

Yarışmaya katılabilmek için getirilen en büyük kısıt katılımcıların 18-25 yaş arasında ve lisans öğrencisi olmaları. Böyle zamanlarda kendi adıma “vah vah …” diyorum … 😉

GENÇLER SİZ SİZ OLUN, BU YARIŞMAYI KAÇIRMAYIN DERİM !!!

One Young World 2011

Geçen yıl One Young World hakkında yazı yazmış ve etkinliğin duyurulmasına destek vermiştim.  2011 yılında da aynı desteği vermek büyük mutluluk:

Dünyayı değiştirecek bir fikrin varsa, durma!


Sağlıktan eğitime, çevreden küreselleşmeye dünyanın sorunlarını çözeceğine inandığın bir fikrin varsa, şimdi onu duyurmak için bir şansın da var.

Bu yıl Zürih’te düzenlenecek One Young World Zirvesi’ne Türkiye’den 15 genç katılacak.

Dünya liderleriyle buluşacak 15 öğrenciden biri olmak istiyorsan neler yapmalısın?

1. Adım: Facebook.com/sabanciholding sayfasından seçeceğin konuyla ilgili 1 dakikalık İngilizce video hazırlayıp yolla.

2. Adım: Siyaset, çevre ve ekonomi gibi sana verilecek konularda 3000 karakterlik bir makale yaz.

3. Adım:  Sabancı Holding grup mükalatına katıl.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda One Young World’e katılacak 15 gençten biri de sen olabilirsin.

Kadınların Camdan Tavanı

Kısa aralıklarla farklı iki araştırmaya ait sonucu okudum farklı kaynaklardan. Konu ise kariyerlerinde tepe noktalara erişmiş kadınlar hakkında.

İlk okumam Mart ayı Capital Dergisi’ndeydi. Capital, Türkiye’deki 20 holdingde 439 yöneticinin 91’inin kadın olduğunu yazıyordu. Yani %21‘i.

İkinci okumam ise Bianet’deki “Her Yüz Profösörün 28’i Kadın, 72’si Erkek” başlıklı makale idi. Makalenin başlığı aslında yazının en kısa özeti. Türkiye’deki profösörlerin sadece %28′i kadın.

Derken aklıma 23. dönem TBMM’deki kadın milletvekili sayısına tekrar bakmak geldi. 542 koltuklu mecliste 46 kadın milletvekili ile  TBMM’nin %8′ini oluşturuyoruz.

Son veri ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2008 Ocak ayına ait. Türkiye’de toplam 5 milyon 350 bin kayıtlı işçi bulunuyor. Bunların 861 bin 591’i kadın. Kısaca %16’sı.

Bu yüzdeleri neden verdiğimi merak ediyor olabilirsiniz. Aslında veriler arasında bir ilişki kurmaya çalışmak amacında değilim. Ama özellikle okuduğumu belirttiğim Capital ve Bianet’deki makalelerde ortak bir açıklama vardı kadınların iş piyasasındaki varoluş savaşları adına: Cam Tavan Sendromu

Kadınların kariyerlerinde ilerlemeleri sürecinde karşılarına çıkan görünmez bariyer, en büyük engel aslında bizzat kendileri, kafalarında yarattıkları kaygı ve önyargılar. Örneğin iş ortamındaki erkekler tarafından ötekileştirildiği kaygısı, işe alım sürecinde tercih edilmeyen olma korkusu, erkek yöneticinin kariyer yolunda yarattığı değeri anlayamaması ve rekabet ortamında takdir görme, onaylanma mücadelesini kaybetmenin verdiği duygusal çöküntü kadınların iş piyasasında kendi kendilerini geriye çekmelerine neden oluyor.

Ben kadınların özgüvenli, bilgili ve çalışkan oldukları sürece bütün engelleri aşabileceklerine inanıyorum. Bardağı dolu tarafından görmeyi öğrenmek ve zamanı iyi yönetmek gerek sadece.

Talent Masters – Bill Conaty / Ram Charan

Değerli Kaynağim İnsan Okurları,

Amerika’da General Business Management adlı bölümde bir yüksek lisans öğrencisiyim ve derslerimi İnsan Kaynaklari Yönetimi üzerine alarak eğitim hayatıma devam etmekteyim. Almiş olduğum bir derste bir kitaptan sunum hazırlanmamız istendi ve kitap seçimi bize bırakıldı. Hedeflerim dogrultusunda bir kitap seçmek istedim ve bizim ülkemizde eksik olarak gördüğüm yönlerden birisi olan Yetenek Yonetimi ve Gelişim üzerine bir kitap seçtim. “Talent Master by Bill Conaty and Ram Charan” adlı kitabı seçmemin nedenleri ise;

1. Kitabin yazarının General Electric’teki engin tecrübesi.
2. Kitap hakkındaki yorumların son derece mükemmel olması.
3. Kitabın geçmişten çok günümüz problemlerine ışık tutması.
4. Birden fazla global sirket hakkinda raporlar ve stratejiler sunması.
5. Gelişime ihtiyaci olan organizasyon yada şirketler icin bulunmaz bir araç olduğu icin.
6. Teoriden cok uygulamaya yönelik ifadeler taşıması.

Bu nedenlerden dolayı bu kitabin bana ve düşüncelerimi paylaşacağım kişilere yararlı olacağını düşünmemden ötürü seçtim. Umarim sizin de düşünceleriniz ve hedefleriniz açısından katkıda bulunur ve gelişiminize yada geliştirmek istediğiniz kişi ve kurumlara kitaptan yararlanarak hazırlamış olduğum sunum katkı sağlar. Soru ve önerileriniz olursa hiç çekinmeden sorabilirsiniz.

Metin Kilinc

[email protected]

.

Kitap ile ilgili İpek Aral Kişioğlu’nun yazısını okumak için tıklayın. 

İlaç Sektöründe Kariyer Yapma Kılavuzu – Tom Ruff

Aslında siz ilaç sektöründe çalışmayı aklınızın ucundan bile geçirmiyor olabilirsiniz. O nedenle de kitapçı reyonlarında rastlayabileceğiniz Tom Ruff’un “İlaç Sektöründe Kariyer Yapma Kılavuzu, Sektörde ilk adım: Tıbbi Satış Temsilcisi Olmak” isimli kitabı hiç ilginizi çekmeyebilir.

DURUN ! … ve bir kere daha düşünün, çünkü bu kitabın içeriği başlığından çok daha kapsamlı ve bilgilendirici.

İlaç sektöründe satışta kariyer yapmayı hedefleyen bir adayın adım adım nelere dikkat ederek, neleri yapıp, neleri yapmaması gerektiğini Tom Ruff o kadar güzel, örneklendirerek ve akıcı şekilde aktarmış ki, ben okurken büyük keyif aldım, notlarımı tuttum, derslerimi çıkardım.

Toplam ondokuz bölümden oluşan kitabın özellikle özgeçmiş ve mülakat aşamalarını inceleyen sayfaları bütün sektörlerdeki İK uzmanlarına ve iş arayan her yaştan adaya yol gösterebilecek nitelikte çok değerli bilgileri içeriyor.

Bu kitabı kütüphanemin kolay ulaşabileceğim bir yerine yerleştirirken, bütün mesledaşlarıma ve iş arayanlara da aynısını yapmalarını tavsiye ediyorum. 🙂

İşte Bizde Varız Yarışması

İşte Biz de Varız Yarışması, üç yıldır düzenleniyor. Amacı girişimcilik ve yenilikçilik kavramları ile kız meslek liselerinde okuyan gençleri tanıştırmak. Türkiye’nin farklı coğrafyalarında yaşayan genç kızları üretken kılmak, dünyaya bakışlarını geliştirmek için hayata geçirilmiş harika bir proje diye de özetleyebilirim kısaca.

Bu yıl geçen yıllara göre bir farklılık yaratılmış projede. Yarışmaya katılan öğrenci takımlarına onların yönlendiricisi, koçu görevi ile öğretmenleri de eşlik ediyor.

Bense “İşte Biz de Varız” projesinden iki ay önce haberdar oldum. Projenin İstanbul’da gerçekleşecek üç günlük etabında öğretmenler ile girişimcilik üzerine sohbet etmem teklif edildiğinde tereddütsüz cevabım “elbette” oldu. Böyle büyük bir mutluluk ve heyecanı yaşama fırsatını kaçıramazdım, birbirinden değerli öğretmenler ile bir araya gelmek, fikir fırtınası yapabilmek imkanı insanın her zaman karşısına çıkmıyor.

İki ay hızla geçti ve bugün öğretmenler ile buluşmak üzere Irmak Okulları‘na gittim. Kaynağım İnsan üzerinden şekillendirdiğim ve girişimciliğe bakış açımı paylaştığım konuşmamda sevgili öğretmenlerin sorularıma verdikleri cevaplar, kendi bakış açılarını istekle paylaşmaları beni çok etkiledi. Keşke süre biraz daha uzun olsa ve sözü tümüyle öğretmenlere bırakabilseydim. Hatta keşke bir atölye çalışması yapabilseydik.

Özellikle kız meslek liselerinde okuyan genç kızlarımızın lise yıllarından hayata cesaretle bakabilmelerini sağlamak için İşte Biz de Varız Yarışması gibi projelerin sayılarının artmasıni diliyorum. Buradan duyuruyorum: Ben her projede sonuna kadar gönüllü olamaya hazırım 🙂

Hayatı Doldur – Muğla Üniversitesi

20.04.2011 Çarşamba günü Hayatı Doldur Mini MBA Eğitim programı ile Muğla Üniversitesi‘ndeydik. Muğla Üniversitesi kampüsünün doğa ile içiçe güzelliği şaşkınlık vericiydi. Burada okuyanlar ve öğretim görevlilerinin çok şanslı olduklarını düşündüm.

Çukurova Üniversitesi’nde yaşadığımız imtihan dönemi olumsuzluğunu Muğla Üniversitesi’nde de tekrarladık. Öğleden sonra saatlerine katılımın aynen devam etmesi hatta bir miktar artması ve öğrencilerin eğitime istekli katılımı beni çok memnun etti.

İlk eğitim takvimi itibariyle Mart sonunda bitmesi gereken Mini MBA eğitim programının Nisan ayına kesinlikle kaymaması gerektiğini Muğla Üniversitesi tecrübesi ile netleştirmiş olduk.

Hayatı Doldur – Çukurova Üniversitesi / Adana

12 Nisan 2011 Salı günü Hayatı Doldur Mini MBA Eğitim Programı Adana Çukurova Üniversitesi’ndeydik. Eğitimin imtihan dönemine denk gelmesi nedeniyle katılımın diğer üniversitelere kıyasla düşük olması ihtimali bulunuyordu.

Eğitim başladığında ihtimalin gerçekleştiğini gördük. Diğer üniversitelere kıyasla katılım düşük olsa da öğrencilerin eğitimi takibi eksiksizdi. Öğrencilerin sınavlarına hazırlanması gerekliğine rağmen tüm günlerini Mini MBA’de geçirmiş olmaları benim adıma çok sevindirici oldu doğrusu. Dilerim hepsinin notları iyi gelmiştir. 🙂