Çok sık hastalanan biri değilimdir. Hastalandığımda da ilaç kullanmamak için elimden geleni yaparım. Ama bugün o günlerden biri değil. Sanki biri eline sopa almış, kemiklerime vuruyor da vuruyor. Bir kafatasımın olduğunu hiç bu şekilde net hissetmek istemezdim.
Hasta olmanın en kötü tarafı ise akılınızın durgunlaşması sanırım. Anlık hafızanız bile uçup gidiyor. Biraz önce kart şifremi yazmam için uzatılan pos cihazını adama geri verdikten sonra “Şifremi yazmış mıyım? … hatırlamıyorum” diye sormak ve “hayır, yazmamışsınız” cevabını almak hiç de güzel bir duygu değil. Aklımın bütün pencereleri kapalı adeta.
Peki, bir insan neden böyle şahsi, iç karartıcı konuları yazar ki? İki nedeni var:
1. Kendinize iyi bakın, rüzgarda kalmayın, zihninizi ve bedeninizi çok yorup bağışıklık sisteminizi zayıflatmayın, iyi beslenin,
ve
2. Hastalığım nedeniyle birkaç gündür yazı yazamıyorum, kusuruma bakmayın.
…
“Her şeyin başı sağlık” cümlesini yazabilmem için hasta olmayı beklememeliydim, değil mi?
Diğer taraftan, bu yazıyı yazabildiğime göre iyileşme sürecine girmiş olmalıyım, bu da çok iyi haber. 🙂