Böyle Sıkıntılı Günler

Her anlamda çok sıkıntılı bir gündü.

İlk başta iş için sabah saat 06:40’da bineceğim Kocaeli fabrika servisi beni almayı unuttu. Mecidiyeköy E-5 çıkışında servisin ön koltuğunda oturan Depo Şefini gördüm araç hızla önümden geçerken. Araç uzaklaşırken umutsuzlukla izledim, el sallamak sadece çaresizliğimin ifadesiydi.

Sonrasında eve döndüm. Kocaeli’ye programım Çarşamba’ya ertelenince günümü evde çalışarak geçirmeye karar verdim. Bilgisayar başına oturduğumda hiç yapmadığım bir şekilde elim televizyona gitti. Neler oluyor yeni haftayla beraber merakı işte. Karşılaştıklarım şok ediciydi. İsrail abluka altındaki Gazze’ye İstanbul’dan hareketle gitmekte olan yardım gemilerini uluslararası sularda durdurmuş, işgal etmiş, silah kullanış ve en az on kişiyi öldürmüştü.  Sonrasında gün bu gündem çevresinde döndü. Sosyal medyada tartışmaların biri bitti, diğeri başladı. Görüşler birbirine girdi, insanlar da. Kötü sözler, haklı düşünceler, ölçüsüz ifadeler, abuk subuk yaklaşımlar … insan bu, her türlü üretime rastlayabilirsiniz yazışmalarda.

Böyle zamanlarda Kaynağım İnsanı dikkatle izliyorum. Anlamaya, öğrenmeye, ders çıkarmaya çalışıyorum. Günün özeti bir yana, ortada olan tek gerçeklik var; küfrederek, seviyesiz sözler sarfederek hiçbir yere varılmıyor. Önce dinlemeyi öğrenmek, sonra düşünerek, kendini kontrol ederek konuşmak ve bu üçünün olmadığı yerden de derhal uzaklaşmak gerekiyor kanımca.

Yardım konvoyunda hayatını kaybeden on kişi için Allah’tan rahmet, ailelerine de sabır diliyorum.

🙁

İnsan Kaynakları Yönetimi ve Ekonomisi – Prof Dr. Muhsin Hesapçıoğlu

Prof Dr. Muhsin Hesapçıoğlu‘nun Beta Yayınları‘ndan çıkardığı ‘İnsan Kaynakları Yönetimi ve Ekonomisi’, benim 1998 yılında kütüphaneme kattığım, İnsan Kaynakları Yönetimini örgütsel bazda (mikro) değil, genel ekonomik (makro) düzeyde ele alan kitabıdır.

Hesapçıoğlu’nun diğer kitaplarına bakarsanız aslen eğitim üzerine derin uzmanlığı olduğunu görürsünüz. İnsan Kaynakları Yönetimi kitabında ise ülkelerin içinde bulunduğu genel ekonomik gelişmeler ve işgücü piyasasındaki hareketlerin eğitim sistemi ile olan ilişkisi inceleniyor. Onun yaklaşımıyla eğitim sisteminden çıkan bir işgücünün, iş piyasasında nasıl çalıştırılacağı, işgücünün nitelik donamını ve bu donanımın eğitim sistemine yönelik geri etkileri, üstüne çalışılması gereken ana sorun olmalıdır. Ona göre eğitim planlaması ile çalışma ekonomisi disiplinleri arasında ’emeğin verimliliği’ başlığı altında birçok ortak nokta vardır.

Bu kitapta benim en sevdiğim taraf, yazarın her ele aldığı konunun teorisini bütün hesaplamaları, kapsamlı anlatımı, karşılaştırmaları ile çok özenle işlemesi. Ekonomi, hukuk, çalışma ekonomisi ve eğitim konularının harmanlandığı kesinlikle şimdiye kadar Türkçe bulabildiğim en iyi kaynakça.

Kitabın bölümleri:

1. Planlama Kavramı
2. Planlama ve Problem Çözme
3. Eğitim Planlamasının Tarihçesi
4. Eğitim Planlaması – Başlıca İlkeler
5. Eğitim Örgütünün Sistem Analizi
6. Planlamanın Yararları
7. Planmalam ve Hukuk
8. Planlamanın Örgütlenmesi
9. Eğitimin Finansmanı
10. Eğitim Planlamasında Personel Sorunu
11. Planlamada Katılım
12. Planlamada Koordinasyon Sorunu
13. Değerlendirme
14. İstihdam Analizine Giriş
15. İstihdam ve Eğitim SOrununa Keynesci İstihdam Kuramı Çerçevesinde Geliştirilen Yaklaşımlar
16. İstihdam ve Eğitim Sorununa Neo-klasik İşgücü Piyasası Çerçevesinde Geliştirilen Yaklaşımlar – Klasik Teorinin Geliştirilmesi Yaklaşımları
17. İstihdam ve Eğitim Sorununa Segmentasyon İşgücü Piyasası Çerçevesinde Geliştirilen Yaklaşımlar
18. İstihdam ve Eğitim Sorununa Radikal Ekonomi İşgücü Piyasası Çerçevesinde Geliştirilen Yaklaşımlar
19. İstihdam ve Eğitim Sorununa Eğitim Sistemi Çerçevesinde Geliştirilen Yaklaşımlar
20. İstihdam ve Eğitim Sorununa Endüstri Sosyolojisi Çerçevesinde Geliştirilen Yaklaşımlar
21. Bilgi Toplumunun Eşiğindeki Sanayi Toplumunda Kalifikasyon Gelişimine İlişkin Tezler
22. Türkiye’de İstihdam Yaratma Politikaları ve Sorunları

Not: Kitap 1994 basımı olduğu için şu an piyasada bulunamayabilir.

Amerika’nın En Çok Çalışanı Kim?

Enteresan bir yarışma. Süper bir fikir, İnsan Kaynakları adına çok ilham verici.

Amerika’nın En Çok Çalışanı Sen Misin?

Yarışmaya katılabilmek için iki dakikalık bir video çekmeniz ve Youtube’a yüklemeniz gerekiyor. Bu video ile önce yarışma jurisini, sonra da oy vermek isteyen halkı Amerika’nın en çok çalışan insanı olduğunuz hakkında ikna etmeniz bekleniyor.

Yarışmanın ödülü 100.000 dolar. İki dakikalık bir video için hiç de fena bir rakam değil doğrusu 🙂

Siteyi inceledikten sonra bu yarışmanın arkasında kim var diye merak ettim çünkü başlangıçta ‘Mitchum’ un ne olduğuna dikkat etmemiştim. Sizce Mitchum ne olabilir? … Bir deodorant markası.

Eeee, çok çalışan terler, terleyen kokar, kokmamak için ne yapacağız? Tabii ki deodorant kullanacağız. Ben pazarlamacı değilim ama kanımca çok çalışmak, üretmek ile kişisel temizlik, bakım arasında mükemmel bir kurgu yapılmış bu yarışma sayesinde.

Bakalım kim birinci olacak? Temmuz ayını bekleyelim.

😀

Kariyer Hedefi Yazılmalı Mı?

Bu aralar İnsan Kaynakları dünyasında özellikle iş hayatının başında olan adayların özgeçmişlerinde “Kariyer Hedefi” tanımlamasının gerekli olup olmadığı üzerine bir tartışma yürüyor. Yani … eğer siz tartışmıyorsanız bile, ben tartışmak istiyorum. 🙂

Ben diyorum ki, gerekli. Ama diğer taraftan birbirine tıpatıp benzeyen kariyer hedefi cümlelerini okumaktan ne kadar sıkıldığımı da yazmadan edemiyorum. Özgün üretim bu kadar mı zor, yoksa adaylar mı biraz özensiz diye düşünüp duruyorum.

Bir çok genç okuldan mezun olurken ne yapmak istediğini kafasında netleştirmemiş oluyor. Zamanında ben de bu gençlerden birisiydim. Okul boyunca bir sürü işte çalışmış olmama rağmen ne istediğimi keşfedememiştim. Böyle zamanlarda önünüzdeki beyaz kağıda bir kaç kelime karalamak bile üç yüz sayfalık roman yazmaktan zor gelir. O zaman ne yapmak lazım?

Ben diyorum ki, eğer gerçekten gitmek istediğiniz yolu bulduğunuza inanıyorsanız “Kariyer Hedefim” başlığının altını ‘özgün’ cümlelerinizle doldurun. Ama eğer ne yapmak istediğinizi bilmiyorsanız, özgeçmişinizin başına kendinizi, yetkinliklerinizi tanıtan bir paragraf ve eğer bir ilana başvuruyorsanız, iş ilanının/şirketin neden ilginizi çektiğini yaratıcı cümlelerle açıklayan ikinci bir paragraf ekleyin. (Bu iki paragraf önyazı ile karıştırılmamalıdır) Sonuçta özgeçmişiniz sizin bir numalaralı pazarlama aracınız, unutmayın !!!

Pazarlama:  Pazarlama firmaların, hangi malların veya hizmetlerin müşterilerinin ilgisini çekeceğini tayin etmeleri ve satışlar, iletişim ve işletme idaresi geliştirmeleri için stratejileri belirlemeleri sürecidir. Pazarlama süreci, bir bütünleştirilmiş süreç olup bunun vasıtasıyla firmalar musterileri için değer yaratmakta ve bunun karşılığında müşterilerden deger kapabilmek için güçlü müşteri ilişkileri kurmaktadırlar.  (Vikipedi’den alıntıdır)

Uyarlaması:

Özgeçmişle Pazarlama: Özgeçmişle Pazarlama, iş arayan adayların, hangi nitelik veya yetkinliklerin İK’cıların ilgisini çekeceğini tayin etmeleri ve iletişim, mülakat ve işe alım sürecinde seçilen kişi olabilmek için stratejileri belirlemeleri sürecidir. Özgeçmişle Pazarlama süreci, bir bütünleştirilmiş süreç olup bunun vasıtasıyla adaylar İnsan Kaynakları bölümü için değer yaratmakta ve bunun karşılığında İnsan Kaynaklarından deger kapabilmek için güçlü İnsan Kaynakları ilişkileri kurmaktadırlar.

😉

Siz siz olun, yaratacağınız artı değerin ne olacağını Kariyer Hedefiniz de bizlere güzel, yaratıcı cümlelerinizle anlatın.

🙂

Mentorun Yoksa Mentor Olma

İnsan Kaynakları kariyerimi düşününce, bu on üç yıllık süreçte karşıma bana bilgi ve tecrübeleri ile büyük artı değerler katan lider vasıflı yöneticiler ile çalıştığımı görüyorum. Birebir çalışmadığım ama icraatleri, yazdıkları, konuştukları ile takip ettiğim nice profesyonel de oldu, halen de var. Onlarsız bir İpek düşünemiyorum. Onlar benim kariyer yolumda her zaman güvendiğim, inandığım mentorum(klavuzum) oldular.

Şimdi de ben gençlerle karşılaşıyorum, her gün, farklı ortamlarda. Bana bir çok soru soruyorlar. Kimisi mesleki, hakim olduğum konular, kimisi ise benim de bir ömür sorgulayacağım genel iş hayatı üzerine. Böyle zamanlarda birden aklıma yıllar boyunca mentorum diye sıfatlandırabileceğim ve bağlantımı hiç kaybetmediğim profesyonellere, büyüklerime yönelttiğim kendi merak dolu sorularım geliyor. Halen de bitmeyen ve hiç bir zaman bitmeyecek sorularım. Mentorlarımın bu sorulara sabırla, dikkatle nasıl cevap verdiklerini, bilgilerini sonuna kadar paylaştıklarını düşünüyorum ve bana gösterilen bu özeni ben de şimdi iş hayatına yeni atılmakta olan ve benimle bağlantısını kesmeyen gençlere aynen gösterebilmek için çok çalışıyorum.

Mentor olmak kavramını bana çok net yaşatan, öğreten ‘mentorlarıma’ buradan teşekkür ederim. Eğer etrafınızda sizi aklı, bilgisi, tecrübesi, ahlakı, verdiği güven duygusu ile yönlendirecek, eğitecek bir mentorunuz yoksa da, hemen bir tane bulmanızı şiddetle öneriyorum. Unutmayın ki, özellikle iyi bir mentor bütün artı değerleri ile beraber size bir mentorun nasıl olması gerektiğini de bütün incelikleriyle öğretir, mentorluk kültürünü aşılar ve bu kazanım meslek hayatınız boyunca sizi her zaman daha ileriye taşır. Çünkü bir mentor prensip itibariyle her zaman kendisini geliştiren kişidir, asla durmaz.

Ucuz uçak bileti satışı yapılduğı ucakbiletiall.com.tr adresinden uçak biletleri fiyatlarını sorgulayabilirisiniz.

Benim Neyim ‘Ortalama’?

Mülakatlarda çok sık sorulan sorulardan ikisi “en güçlü taraflarınız” veya “en zayıf yönleriniz” dir. Sorular klişe olunca cevaplar da onlardan pek farklı çıkmaz; “işkoliğim”, “biraz dağınığım”, “sabırsızım”, vs …

Oysa ki, bence en iyi veya en kötüyü değil “ortalama” olanı sormak çok daha sıradışı ve düşündürücü olabilir. Verilen cevaplar da bir o kadar yaratıcı ve doğru çıkabilir. Çünkü adaydan ne kendisini göklere çıkarmasını, ne de yerin dibine batırmasını istersiniz bu soruyla. “Ayakların hangi konularda yere basıyor?” diye sormak kanımca çok daha gerçekçi ve insancıl.

Sizce?

İnsan Kaynakları Teknolojisi

İnsan Kaynakları yazılımları deyince akla bir sürü çözüm geliyor. Uluslararası markalar (SAP, Oracle, IBM, vs) yanında yerel üretimler de (Workcube, Uyumsoft, vs) mevcut piyasada. Ben bu çözümlerden biri yabancı, diğeri Türk iki partner ile çalıştım. İyi veya kötüydü, değerlendirmeye girmeyeceğim. Sadece sonunda seçtiğim yolun, işimi kendi ürettiğim çözümle halletmek olduğunu yazabilirim; kurduğum İK sisteminin algoritmasını kurgulayarak yazılıma aktardım.

Elbette her şirket benim yöntemimi izleyemez, kendisi için bir yazılım (Kar Run İK) yapamaz. Ama kanımca olası bir İK yazılımı satınalması öncesinde sonradan pişman olmamak adına şirketlerin sorgulaması gereken üç ana konu var:

1. İnsan Kaynakları sisteminizi yazılım üzerinden inşa etmeye çalışmayın: Şirketler İnsan Kaynakları Yönetimi çerçevesinde ihtiyaçlarını tanımlamalı ve bu ihtiyaçları karşılayacak yazılımın arayışına girmelidir. Oysa ki genel de sistem tam tersi yürümektedir. Yazılımların algoritması çerçevesinde İnsan kaynakları sistemi kurgulanmaya çalışılmakta, bu giysi de şirketlerin üzerinden sarkmaktadır. Sonuç olarak benimsenemeyen yazılımlar kısa sürede atıl kalmaktadır.

2. Hiçbir yazılım liderlik yetkinliğine sahip olamaz: Hiçbir İK yazılımı, İnsan Kaynakları bölümünün uzmanlık alanındaki liderlik konumunu dolduramaz. Bu nedenle meslektaşlarım mesleki liderlik yetkinliklerini yazılım üzerinden inşa etmeye kalkmamalıdır. Sistem bir sabah çökebilir ama lider İnsan Kaynakları profesyoneli hep ayakta olmalıdır, olmak zorundadır.

3. Yazılımınızı/çözümlerinizi iyi yönetin: Yazılımlar insan faktörü olmadan bir hiçtir, kendi kendine çalışamaz. Yazılımların doğru işletilmesi için gerekli veri girişinin yapılması, içeriğin iyi yönetilmesi, sistemin geliştirilmesi gerekir. Şirketlerde kullanılan İK teknolojilerinin verimliliği onun iyi yönetilebilmesi ile paraleldir.

İŞKUR-İstanbul Kültür Üniversitesi İşbirliği İle Meslek Edindirme Kursları

İstanbul Kültür Üniversitesi ve İŞKUR arasında gerçekleşen iş birliği çerçevesinde,  İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından İŞKUR’a kayıtlı İşsizlere ÜCRETSİZ işgücü geliştirme kursları verilecek. İstanbul Kültür Üniversitesi İşletmecilik ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulları öğretim üyeleri ve görevlilerinin katkılarıyla gerçekleşen bu kurs eğitimi on farklı iş dalını içermekte.

İstanbul Kültür Üniversitesi, Üniversite-Sanayi ve Sosyal Kurumlar arasındaki İşbirliğine ve Sosyal Sorumluluk projelerine katkı yapmak amacıyla ihtiyacı olanlara yeni bir hizmet alanını açmayı hedefliyor.

AÇILACAK PROGRAMLAR:

1. Elektrik – Elektronik Tasarımı Elemanı
2. Kurgu Eğitimi (Final Cut Pro)
3. Mikro denetleyici Kontrollü Elektronik ve Otomasyon (PIC Basıc Programlama)
4. Tasarıma Yönelik Bilgisayar Programlama Eğitimi
5. Uygulamalı Bilgi Teknolojileri Eğitimi
6. Uygulamalı Temel Elektronik Eğitimi
7. Bilgisayar ve Muhasebe Eğitimi
8. Dış Ticaret Ve Gümrük Elemanı Eğitimi
9. Emlak Danışmanlığı/Finansmanı Elemanı Eğitimi
10. Bankacılık ve Sigortacılık Elemanı Eğitimi

Başvuru Tarihi: 11.05.2010-28.05.2010     Saat: 09:00-17:00

Başvuru Adresi: İstanbul Kültür Üniversitesi Meslek Yüksek Okulları İncirli Yerleşkesi

Tel: 0212. 498 49 40  Fax: 0212.543 69 70 – 0212. 561 33 28

E-Posta: [email protected] ; [email protected]

Not: Kurs süresince kursiyerlere İŞKUR tarafından ayda 330 TL harçlık verilecek ve kursiyerlerin sigortaları İŞKUR tarafından yapılacaktır.

* http://www.iskur.gov.tr/Kurs/KursOnAir.aspx adresinden İŞKUR üzerinden de başvuru yapılabilir.

Size Ne Ödül Versek?

Günümüzde şirketlerin çalışanlarını motive etmek için kullandıkları en geçerli enstrümanlardan biri ödül. Ödüllerin nakdi ve ayni olabileceği üzerine daha önce bir yazım ve videom olmuştu.

Örneğin bir şirket çalışanına ne gibi ödüller verebilir?

– Bir veya bir kaç maaş kadar nakdi ödül

– Topluluk önünde bir teşekkür plaketi ve bol alkış

– Ailesi ile beraber yurtiçi veya dışı tatili

– Daha fazla yetki / sorumluluk, kişiye bağlı yeni insan kaynağı temini

– Kişilerin hobileri ile bağlantılı destek, davetiye, bilet hediyesi (örneğin maç bileti, bir fotoğraf makinesi, vs)

– Yönetim Kurulu Başkanı / Genel Müdürden gelen elle yazılarak imzalanmış bir teşekkür mektubu

– Bir yıllık spor kulübü üyeliği

– Eğer mevcut ise, şirket “özel kulüp” üyeliği

– Şirketin Genel Müdürü ile başbaşa bir yemek

– Bir hafta ücretli tatil

– Değerli bir saat, kalem, vs.

– Kişiye özel yurtiçi veya dışında alınacak mesleki bir eğitim

– Alışveriş çeki

– Ayın en başarılı çalışanı ilan etmek

– Bir yıllık özel sağlık sigortası (özel sağlık sigortası yapılmayan şirketlerde)

– Özel emeklilik sigortası yaptırmak (özel emeklilik sigortası paketi uygulanmayan şirketlerde)

– Oturduğu masanın konumunu değiştirmek, otoparka arabasını bırakmasına izin vermek, vs.

Peki ya siz? Size ne ödül versek motivasyonunuzu arttırabilirdik?

🙂

İnsan Kaynakları’nın Çincesi

İnsan Kaynakları üzerine yapılan niş işler hakkında internette araştırma yaparken karşıma Human Resources Translations.com çıktı.

Site Auerbach International’a ait ve ana hizmeti İnsan Kaynakları süreçleri, entrümanları, teknolojileri üzerine toplam 80 dilde çeviri yapmak. Elbette şu an itibariyle benim bir İnsan Kaynakları profesyoneli olarak kendi iş süreçlerimi örneğin Çince’ye çevirtmek gibi bir ihtiyacım yok. Ama eğer ben Türkiye’den Çin’e gitmeye kalkan bir üretim firması olsaydım, kullandığım her türlü İnsan Kaynakları enstrümanımı Çince’ye çevirme gereği duyardım. O zaman da herhangi bir çeviri bürosu değil, İnsan Kaynakları terminolojisine hakim birilerini bulmaya çalışırdım.

İşte Human Resources Translations.com aradığınız profesyonel teknik İnsan Kaynakları çeviri hizmetini çok geniş yelpazede veriyor ve mevcut müşterilerine baktığınızda birçok uluslararası devi görebiliyorsunuz.

Önemli bir açığı bulup, fırsatı iyi değerlendirmişler, başarılı bir girişim kanımca.

🙂