TED Ankara Kolejini bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girerek İstanbul maceramı başlattım. Üniversitede öğrenciyken, ilk defa bir aile dostumuz kendi şirketlerinde avukat yamağı olarak çalışmam konusunda beni teşvik etti, daha sonra yine öğrenciliğim devam ederken Entes İnşaat şirketinde çalışmaya başladım. Şimdi geçmişe baktığımda Entes’in benim ufkumu görgümü gerçekten arttırdığını düşünüyorum ve orada çalışanları, şirketin sahiplerini özelikle Av. Mithat beyi ve Genel Md yardımcısı Teoman beyi sevgiyle anıyorum.
Çocukluğumda babamla en son seyahatim 6 yaşındayken beraber İngiltere’ye gidişimizdi, babamın THY’deki hizmetleri karşılığında pas bilet hakkımız vardı ve bu seyahat onunla ilgili son hatıramıdır. Sanırım bu nedenle THY’nin kalbimde özel bir yeri oldu. THY’nin avukat aradığını öğrenince,bu motivasyonla hemen başvurup sınavına girdim ve kazandım. THY hukuk müşavirliğinde avukat olarak çalıştım. THY sayesinde hem iş hem tatil bahanesiyle dünyanın birçok yerini gördüm. Daha sonra amirlerim, hukuki bilgim ve kişilik özelliklerim nedeniyle THY’nin personel müdürü olarak THY’deki yolculuğuma devam etmem hususunda beni desteklediler. 4 yıl bu görevi zevkle sürdürdüm. Daha sonra havayollarına danışmanlık yaptım.
Hep IT sektörü ilgimi çekmiştir, Doruknet’ten IK departmanını kurmam istenince bu defa Doruknet’te bu görevi gerçekleştirdim. Bu vesile ile Bilişim hukuku diye birseyin varlığından haberdar oldum. Sabiha Gökçen Havalimanı kurulunca bu defa havacılık sevdam ve hukukçuluk sevgim ağır bastı ve burada avukatlığa geri döndüm.
Hukuk fakültesine girmemi annem çok istemişti. Ona göre ben ya eczacı ya avukat olmalıydım. Ona göre , kendi kendinin patronu olabileceğin iki iş buydu. Sonunda ben de, kendi işimin patronu olmayı tercih ettim. Artık, kendi ofisimde avukat olarak çalışıyorum. Kendine göre zorlukları var ama annem haklıymış, kendimin patronu olmanın da keyfi başka.
Yeni avukat olacakların, öncelikle serbest olarak mı yoksa bir şirket bünyesinde mi çalışmak istediklerine karar vermeleri gerek. Bu ikisi arasında geçiş maalesef kolay olmuyor. Birinde ay sonunda ne kadar alacağınızı bilirken hayatını düzene koymak çok daha basit. İnsan alışkanlıklarından kolay kurtulamıyor. Bu nedenle üniversitedeyken mutlaka hem bir avukat yanında, hem de bir şirkette çalışmak gelecekte ne istediğiniz belirlemekte size yol gösterecektir. Her ikisinde de avukatlardan çok şey bilmesi bekleniyor. Bu nedenle, temel hukuksal konular hakkında genel bir bilginiz olmasında fayda var, ama mutlaka uzman olmak istediğiniz bir konuyu da belirleyerek kendinizi geliştirmeniz gerekli. Bunun yanında gerek dünya da gerek Türkiye’deki gelişmeleri takip etmeniz de önemli. Hukuk yaşanmış hayatlara, olaylara göre belirlendiğinden, bazı hukuksal konularda öncü olabilirsiniz.
Avukatlık hem zevkli, hem de zor bir meslek. Duygusal olarak sağlam olmanız şart. Kimse nikah memurları gibi sadece mutlu olayları paylaşmak konusunda şanslı değil. Hele biz avukatlara derdi olmayan gelmiyor. Bir çok kişinin avukatı olurken aynı zamanda dert ortağı oluyorsunuz. Bazen öyle bir empati kuruyorsunuz ki, o dert sizin derdiniz oluyor. Bu konuda sadece vekil olduğunuzu unutmamanız gerek.
Davaları kazanıldığında sevinsek de kaybettiğimiz de de üzülmemeyi öğrenmemiz gerek. Çünkü hukuk da her zaman iki kere iki dört etmez. Benzer bir davayı kazanmış olabilirsiniz, ama hiçbir dava diğerinin aynısı olmadığını küçük farkların dahi sonuca etkili olabileceğini unutmayın. Bu nedenle müvekkillerinize hiçbir zaman mutlaka bu davayı kazanırız diye taahhütte bulunmamak gerek, kazanmanızın muhtemel olduğunu belirtmenizde fayda var.
Tüm meslektaşlarımı ve bu mesleğe gönül vermiş ve verecek tüm yeni avukat adaylarına saygılarımla,
Av. Yağmur Uraz Saraç
YS Hukuk Bürosu
e-posta: [email protected]