İpek Aral tarafından yazılmış tüm yazılar

make.believe

18 Aralık Cumartesi CEO’lardan Yönetim Dersleri programının üçüncü ve son günü için Has Üniversitesi’ndeydim. Günün üç konuğunu da çok merak ediyordum ama ne yalan söyleyeyim özellikle Sony Euresia Başkanı Mohsen Noohi‘ye yönelik beklentim diğer CEO’lardan fazla idi. Beklentimin karşılığını da fazlasıyla aldım.

İlk konuşmacı Medline Genel Müdürü Gürkan Ergenekon idi. Konuşmasını “sürdürülebilirlik” ana teması üstüne inşa eden Gürkan Ergenekon, işin sürdürülebilirliği için yönetim, çalışanlar, hizmetler ve tedarik zinciri bağlamında Medline’ı nasıl yeniden yapılandırdıklarını çok net aktardı. Sağlık hizmetlerindeki kalite standartlarının önemini vurgulayan Ergenekon, Medline’ın uluslararası akreditasyon kuruluşu JTI tarafından dünyada kendi segmentinde ikinci kalite sertifikası alan kurum olduğunu söylemesi ise beni çok sevindirdi.

İkinci konuşmacı Sony Euresia Başkanı Mohsen Noohi idi. Mohsen Noohi’in sunum ve birçok video eşliğinde yürüttüğü İngilizce konuşması çok sürükleyiciydi.

Mohsen Noohi konuşmasına “Is management art or science? – Yönetim sanat mıdır, yoksa bilim midir?”  sorusu ile başladı ve paylaşımları eşliğinde hepimizi doğru cevabın “both – ikisi de” olduğu konusunda ikna etti.

Sony’nın sloganı “make.believe” üzerinde önemle duran Mohsen Noohi’in vermek istediği ana fikiri ise aşağıdaki cümleler ile özetledi;

Believe that curiosity is the key of creativity. Believe that anything you can imagine, you can make real

Merakın yaratıcılığın anahtarı olduğuna inanın. Hayal edebildiğiniz herşeyi gerçekleştirebileceğinize inanın

Sony’nin sloganı make.believe’in anlamını merak edenler için ise küçük bir açıklama: make ( hareket almak, yapmak, inşa etmek, tasarlamak ) . believe ( ruh, düşünmek, hayal etmek, rüya ). Ortadaki nokta ise Sony’nin gücünü temsil etmektedir. ‘make.believe’ özünde bir kişisel gelişim enstrumanıdır.

Mohsen Noohi’nin bir diğer güzel sözü “In youth we learn, in age we understand-gençken öğrenir, yaş alınca anlarız” idi.

İş hayatındaki  pozitif tutumun ve artı değer üretmenin önemini vurgulayan Noohi, SMART-zeki kavramı içinde ise birçok alt kavram sundu bize: Düşünmek, sanat, yaratıcılık, sorumluluk, öngörü, sağduyu, deneyim, hazırlanmak, cesaret, sürdürülebilirlik, takım, yAtırım, yatırımın geri dönüşü, motivasyon, bireyler, farklılık. Alt kavramlardan seçtiği Sustainable (sürdürülebilir), Motivate (motive), Art (sanat), Responsible (sorumluluk), Team (takımı) ile ise SMART kelimesinin açılımını yaptı.

Günün son konuşmacısı Dünya Göz Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu idi. Eğitim programında yer alan 8 CEO’dan farklı olarak okullu değil, alaylı olan Eray Kapıcıoğlu sanırım benim gibi bütün katılımcıları da çok etkiledi. Eray Kapıcıoğlu çok çalışmanın, merhametli, vicdanlı olmanın, başarmak güdüsünün bir insanı ne kadar tepeye çıkarabileceğinin güzel örneğiydi.

Dünya Göz Hastaneleri, bir konu üzerinde derinlemesine uzmanlaşan tek hastane zinciri olarak Türkiye ve dünyanın çeşitli noktalarındaki göz hastalarına ulaşıyor. Eray Kapıcıoğlu’nun yatırımlarını yaparkenki ileri görüşlü, fedakar, sosyal sorumluluk sahibi tutumunun onu başarıya ulaştırdığı kesin. Bütün paylaşımlarının yanında kendisini örnek göstererek sarfettiği bir cümlesi beni çok etkiledi Eray Kapıcıoğlu’nun:

“Birçok genç sadece maaşlı bir işte çalışarak ev, araba, hatta aile sahibi bile olamam diye düşünüyor. Hayır, eğer gerçekten kendinizi adayarak, dürüst ve çok çalışırsanız mutlaka farkedilirsiniz, mutlaka çok farklı noktalara gelirsiniz”

Ben de Eray Kapıcıoğlu’nun bu yaklaşımına sonuna kadar katılıyorum. Çünkü ben de onun dediklerini yapmak için büyük çaba sarfediyorum.

İlgili diğer yazılar:

Değişim Adamı

İnsan İçin

Biga’da Olmak ve Fazlası

Bugün Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi’ndeydim. Biga Genç Girişimciler Topluluğu’nun organize ettiği Genç Girişimciler Zirvesi’nde, dinlemek ve soru sormak için hevesli bir salon dolusu genç ile çok verimli saatler geçirdim. Çok güzel karşılandım, ağırlandım, uğurlandım, teşekkür ederim.

Ancak şurası kesin ki, bana verdiğiniz  bir, iki, hatta üç saat yetmiyor gençler. Buradan sevgili Biga’daki ve YTÜ’deki üniversitelilere sesleniyorum:

Benim için en az bir tam gün lazım. 2011’de yapın programızı, haberleşelim, atlayayım feribota-taksiye, geleyim yanınıza. Söyleşelim, eğlenelim, öğrenelim, hep birlikte gelişelim.

😀


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Genç Girişimciler Zirvesi

17 Aralık 2010 Cuma günü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Genç Girişimciler Topluluğu’nun datlisi olarak Genç Girişimciler Zirvesi’ne konuşmacı olarak katılacağım.

Üniversite konuşmalarım ağırlıklı mesleğim üzerine oluyor. Ancak bu sefer konuşmamın ilk bölümü Kaynağım İnsan etrafında gelişecek. Nasıl, neden, ne zaman, nerede ve kimlerin desteği ile açtım Kaynağım İnsan’ı, geçen bir yılı aşkın süre zarfından neler yaşadım, gelecek hedeflerim neler? Blogum hakkında duyduğum coşkuyu, sonsuz üretme güdümü ve bana maddi, manevi getirilerini anlatacağım.

İkinci bölümde ise üniversiteli gençlerin çok merak ettikleri mülakat süreçlerine dair onları bir parça heyecanlandırmayı planlıyorum. 😉

Gelelim şu ana;

– Tanrım, lütfen Cuma günü İDO seferleri iptal olmasın …

Sakarya Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi Bölümü Blogu

Türkiye’de İnsan Kaynakları Yönetimi, lisans programı düzeyinde biri devlet, diğeri özel, iki üniversitede bulunuyor: Sakarya Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi.

Sakarya Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi bölümünün Facebook sayfasını uzun süredir takip ediyorum. Bugün ise bir mesaj geldi gruptan, sevindim:

Bölüm öğrencileri ‘sonunda’ bir blog açmaya karar vermişler.

Eğer bloga bakacak olursanız bölüm öğrencilerinden önce Kaynağım İnsan’ın takipçiler arasına girdiğini göreceksiniz. 🙂

Merakla bekleyeceğim geleceğin İnsan Kaynakları profesyonellerinin paylaşımlarını. Akademik bilginin önemi pratik içindekiler için çok önemli. Bu nedenle öğrencilerin blog üzerinden paylaşımları altın değerinde. Bütün meslekdaşları da bu blogu takip etmeye davet ediyorum.

Bilgi ve tecrübe paylaşarak büyüyor.

🙂

Yetkinliğe Dayalı İK Yönetimi

Yukarıdaki sunum Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Yönetim ve Organizasyon üzerine tezli yüksek lisans yapmakta olan Özge Güler’ e ait. Kendisinden 2008 yılında yüksek lisans grubuna yönelik hazırlamış olduğu çalışmasını Kaynağım İnsan okurları ile paylaşmasını rica ettim, beni kırmadı 🙂

Yetkinlik kavramını tarihçesinden başlayarak, metodolojisi, temel İnsan Kaynakları fonksiyonlarındaki (seçme-yerleştirme, ücret ve ödül yönetimi, performans değerlendirme, eğitim-geliştirme, kariyer yönetimi) uygulama örneklerine kadar bilgilendirici, net hazırlanmış, güzel bir sunum olduğunu düşünüyorum.

Sunumun 22. sayfasında yer alan “bu yetenek kişide doğuştan bulunabileceği gibi, deneyimin etkisiyle yaşanarak sonradan da kazanılabilir” açıklaması “Yetenek Yönetimi” süreçleri çerçevesinde ele alındığında genel kabulü yansıtmıyor. Yetenek, tezde belirtildiği üzere kişide doğuştan bulunmaktadır ama sonradan deneyimle kazanılamaz. Sonradan deneyimle kazanılabilen ‘beceridir’.

Değişim Adamı

Geçen cumartesi ilk üç konuşmacıyı dinleyerek önemli dersler aldığım Eğitişim Kariyer Enstitüsü CEO’lardan Yönetim Dersleri programının bugün üç diğer konuşmacısı ile buluştuk; Intel’in Orta Doğu Türkiye Afrika Satış Müdürü Ege Ertem, Reckitt Benckiser Türkiye Başkanı ve Iglo Genel Müdürü Caner Tunaman ve Otokoç Genel Müdürü Görgün Özdemir. Tahmin edebileceğiniz gibi dolu dolu saatler geçirdik.

Intel’in Orta Doğu Türkiye Afrika Satış Müdürü Ege Ertem konuşmasını kurum kültüründeki yer alan farklı diller, farklı renkler üzerine kurgulamıştı. Uzun yıllardır bünyesinde bulunduğu uluslararası platformdaki insan çeşitliliğinin yönetsel boyutta yaşattığı zorlukları büyük bir içtenlikle paylaştı katılımcılarla.

Ege Ertem’in bir saptaması ilgiye değerdi: “Türk şirketler yurtdışına çaycısına kadar yine Türk kadrolarla çıkıyor. Oysa yabancılar örneğin, Türkiye’ye gelirken işin başına Türkleri yerleştiriyor.” Ege Ertem, Türk şirketlerin bu genel tavrını içe dönüklüğe, dışa kapalılığa bağladı. Bunun sadece şirket yönetimleri için de geçerli olmadığını, genel olarak farklılıklara kapalı bir millet olduğumuz görüşünü paylaştı. Oysa ki, gelişim, değişim dışa açılabilmekte yatıyor.

‘Peki, dışa açılmak için neler yapmalı?’

Karşımızdaki yabancıya

1) Soru sormalı,
2) Onu dinlemeli,
3) Onu itmemeli, kendimize çekmeli,
4) Katılımcı stratejik yönetim prensiplerini uygulamalıyız.

İkinci konuşmacı Reckitt Benkiser Türkiye Başkanı ve Iglo Genel Müdürü Caner Tunaman’dı. Kariyeri boyunca içinde bulunduğu global platformları engin vizyonu, girişimci ruhu, çok yönlü bakış açısı ile nasıl şekillendirdiğini büyük bir hayranlıkla dinledim. Caner Tumanman’ın hayatım boyunca bana büyük ilham kaynağı olacağını düşünüyorum. (Yukarıdaki fotoğraf kendisine aittir)

Konuşmasına “Ben bir pazarlamacıyım, ben iş dünyasının tanımı ile değişim adamıyım” diye başlayan Caner Tunaman’ın marka yaratmak, geliştirmek, konumlandırmak, değiştirmek konularında gerçek bir yetenek olduğunu belirtmek gerek. Türkiye’den global marka yaratabilmek, hatta Türkiye’yi bir global marka yapabilmek konusundaki azimli, hırslı ve sevgi dolu yaklaşımını da kendime örnek alacağımı söyleyebilirim.

Markanın ürün değil, kavram satmak olduğunu ve bu ‘kavram’ın içi doldurabildiğinde başarı sağlanabileceğini aktaran Caner Tunaman, beraber çalışacağı ekip arkadaşlarının çok çalışkan, çok yönlü, çok yaratıcı olmalarını beklediğini de ekledi.

Günün son konuşmacısı Otokoç Genel Müdürü Görgün Özdemir’di. Koç Holding’in kurum kimliğini %100 ruhunda taşıyan Görgün Özdemir, Otokoç’un 2001 yılından itibaren geçirdiği üç birleşme sürecini nasıl yürüttüğünü kapsamlıca anlattı. Konuşma içeriğinin ilham vermekten ziyade, iç bilgi ve veri aktarmaya yönelik olması otomotiv sektörü ile ilgili olmayan pek çok katılımcının dinleme hevesini biraz kırdı kanımca.

Görgün Özdemir’in geçtiğimiz on yıllık sürede özellikle İnsan Kaynakları Yönetiminin değişim ve gelişiine yönelik paylaşımları ise benim ilgimi çok çekti. Bu nedenle Otokoç’un İK yapılanmasına dair aldığım notları Kaynağım İnsan’a aktarmayı bir görev biliyorum. 🙂

Otokoç İK Yönetimi:
1. İş Analizi & Görev Tanımları
2. Yetkinlik Bazlı Mülakat
3. İş Değerleme ve İş Aileleri, Kademelendirme Sistemi – Hay
4. Ücret Yönetim Sistemi – Hay
5. Değişken Ücret Yönetimi (Prim)
6. Balanced Scorecard
7. 360 Derece Yetkinlik Değerlendirme – (terfiler-performans takip)
8. Kariyer Planlama ve Yedekleme
9. Eğitim ve Bireysel Gelişim

Otokoç’un onuncu madde olarak yakın zamanda “Yetenek Yönetimi” sistem süreçlerini de devreye alması dileğim ile …

İlgili diğer yazılar:

İnsan için

make.believe

Yerel Yönetimlerde Dengeli Performans Karnesi Uygulamaları

Biz özel sektöre Dengeli Performans Karnesi (Balanced Scorecard) uygulamasını anlatmaya, uygulatmaya çalışırken bir bakıyoruz Yerel Yönetimler özel sektörü çoktan sollamış, sistemi hayata geçirmiş, yetmemiş, bir de duyurmuş. İsimlendirme olarak bazısı Performans Programı, bazısı analiz tablolarına yani sonuca tam olarak gitmeden sadece Stratejik Planını belirtmiş ama metodoloji Dengeli Performans Karnesi.

İnceleyelim:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (Yukarıda yer alan sunumu özellikle 33. sayfadan sonra inceleyiniz, çok güzel bir çalışma, tebrikler.)

Ankara Büyükşehir Belediyesi (linkte 2010-2014 yıllarını kapsayan 13 adet stratejik plan dosyasını inceleyebilirsiniz ancak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek strateji planı sonrasında deklere etmesini beklediğimiz belediyesinin performansına dair ölçüt ve hedeflenen rakamları açıklamamış, neden acaba ?! )

İzmir Büyükşehir Belediyesi( şifreli dosya olduğu için sunumu Scribd’e aktaramadım. Açılan İzmir Büyükşehir Belediyesi anasayfasının sol sütünü alt tarafında yer alan 2010 Performans Programına tıklayarak dosyayı indirebilirsiniz.)

Sevgili Hilal Hergel’e beni çalışmalardan haberdar ettiği için ayrıca teşekkür ederim. 🙂

YTÜ İşletme Kulübü – CV’ni Güncelle ’10

7-10 Aralık 2010 tarihleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü’nun organize ettiği CV’ni Güncelle ’10 etkinliği var. Geçtiğimiz Mart ayında da tecrübe etme imkanı bulduğum etkinliğe ben de 7 Aralık yani yarın konuşmacı olarak katılıyorum.

YTÜ İşletme Kulübü yıl içindeki çalışmaları ile benim çok takdir ettiğim, örnek gösterdiğim bir ekip. Seminerler, konserler, eğitimler, dergiler … yıl boyunca hiç durmadılar, sürekli üretiyorlar. Geçtiğimiz bahar Davutpaşa Kampüsü’ndeki etkinliği Yıldız Kampüsü içinde yer alan Oritoryum Sergi Salonuna taşımış olmaları onların başarılarının okul yönetimi tarafından da onandığının göstergesi.

CV’ni Güncelle ’10 kapsamında davet edilen konuşmacılar birbirinden nitelikli ve etkinliği takip eden gençlere eminim büyük faydaları olacak. Herkesin ücretsiz katılımına açık olan CV’ni Güncelle ’10 u kaçırmayın ve yanınızda not deftersiz sakın gelmeyin derim 😀

Yer: Yıldız Oditoryum Sergi Salonu – C Blok Konferans Salonu
Benim konuşmam saat: 13:00-14:45

Etkinlik Detaylı içerik için tıklayınız

Facebook Etkinlik Sayfası