İpek Aral tarafından yazılmış tüm yazılar

Blog İçeriği Üretmek Üzerine

Kaynağım İnsan’ı yakından takip edenler bloguma belirli hedefler doğrultusunda içerik ürettiğimi bilirler. Ayda en az yirmi gün yeni mesleki bilgileri, haberleri, videoları Kaynağım İnsan’a taşımaya özen gösteririm. Ancak hedef üç aydır aksıyor.

İş yoğunluğum, hemen hemen her gün farklı içerikteki bir proje veya iş sürecini danışman konumunda yürütüyor olmak beni akşamları bazen bilgisayar başına bile oturamayacak derecede yoruyor. Bu yorgunluk mutluluk dolu elbette. Üstlendiğim projelerin başarı ile ilerliyor olduğunu görmek motivasyonumu tepe seviyede tutmamı sağlıyor.

Kaynağım İnsan’ı açtığım ilk günden itibaren hayatımda meydana gelen değişiklikleri düşündükçe ben bile inanamıyorum. İK bilgimi danışmanlık sürecine taşıyarak maddi kazanç sağlıyor olmam, ödüller kazanmam, mesleki eğitim ve seminerler vermem, yüzlerce genç insan ile iletişim içinde bulunmam, pek çok meslekdaşım ile yakın ilişkiler kurmam aklıma ilk gelen gelişmeler. Dahasını gelecek gösterecek.

Bu yaz blog yazılarıma İngiltere’de katıldığım çalıştayı (üstteki fotoğraf) paylaştıktan sonra Eylül ayına kadar ara vereceğim. Neden? Çünkü şu an liderliğini yürütmekte olduğum büyük bir proje kapsamındaki bütün İK süreçlerini kitaplaştıracağım. Bu heyecan verici bir gelişme benim için. Mesleki kitap yazmak düşüncemi sıklıkla gerek Kaynağım İnsan, gerekse farklı platformlarda dile getiriyorum. Şimdi bu düşüncemi hayata geçirme imkanına sahip oluyorum. Kötü haber maalesef bu kitap piyasaya sürülecek bir çalışma olmayacak. Ancak beni blog yazarlığından kitap yazarlığına taşıyacak önemli bir deneyim olacağını düşünüyorum. Sonbahar aylarında da İngiltere’ye ait bir AB projesinin Türk ortağı olmak gibi bir gelişmeyi hayata geçirmek için uğraşacağım. Mevcut danışmanlık hizmetlerim ile birlikte bu gelişecek yeni AB projesinin yoğunluğunun Kaynağım İnsan’a nasıl yansıyacağını ise şu an kestiremiyorum.

Son üç aydır genç İK blogcusu arkadaşlarımdan aldığım “yazı yazın, yazılarınızı özledik” dönüşleri beni hem mutlu etti, hem de çok üzdü. Beklentilere karşılık vermiyor olmak insanı gerçekten hırpalıyor. Zihinsel olarak inanılmaz bir baskı ve bu baskı eski düzenimde yazı yazabilene kadar belki hiç gitmeyecek. Ama zamanın ne göstereceğini hiçbirimiz bilemeyiz. Kariyerlerimiz gereken emeği verdiğimiz, kendimizi sürekli geliştirdiğimiz zaman çok farklı noktalara gidebilir. Kıdemli bir İK’cı olarak aynı durum benim için de geçerli. Yolun belki başında değilim ama henüz sadece ortasındayım, daha gidecek pek çok mesafe, görecek pek çok manzara, yaşayacak pek çok an var.

Çalışın 😀

One Young World 2012

 

One Young World 2010 ve 2011’i Kaynağım İnsan’dan duyurmuştum. Yıl 2012 ve bu yıl da gençlerin haystında iz bırakacak bu önemli etkinliğin haberini yayınlamayı görev biliyorum:

 

ONE YOUNG WORLD NEDİR?

One Young World, dünyanın en büyük gençlik buluşmasıdır. One Young World’un amacı dünya gençliğinin çevre, sağlık, eğitim gibi uluslararası konularda, görüşlerini ve çözüm önerilerini ortaya koyarak, seslerini duyurmalarını sağlamaktır. “Genç Davos” olarak da adlandırılan zirvenin ilki 2009 yılında 8-10 Şubat tarihleri arasında Londra’da, 2010 yılında ikincisi 1-4 Eylül arasında Zürih’te gerçekleştirilmiştir. Dünyanın 192 farklı ülkesinden One Young World Zirvesi’ne katılan 1.000’i aşkın delegenin arasında  Türk gençleri de Sabancı Holding’in katkılarıyla yer almıştır.

Geleceğin liderleri olabilecek nitelikteki Türk gençlerinin de bu önemli gençlik buluşmasında söz sahibi olmalarını isteyen  Sabancı Holding bu yıl da  Türk delegasyonunun resmi sponsorluğunu üstleniyor. 1.500’e yakın gencin katılmasının beklendiği zirveye Bob Geldof ve Muhammad Yunus gibi dünyaya yöne veren isimlerin yanı sıra Jamie Oliver, Arianna Huffington gibi dünya çapında tanınan isimler de eklenecek.

ONE YOUNG WORLD’E KİMLER KATILIYOR?

Zirveye katılan delegeler liderlik potansiyeli gösteren, iş dünyası, eğitim, medya, siyaset, sağlık, din, çevre, tarım, teknoloji ve gönüllü çalışmalar konusunda aktif olan gençler arasından seçiliyor.

Geçtiğimiz yıl zirveye katılarak delegelere danışmanlık yapan isimlerden bazıları şöyle:

  • Kofi Annan (Nobel Barış Ödülü)
  • Mohammed Yunus (Nobel Barış Ödülü)
  • Güler Sabancı, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı
  • Archbishop Desmond Tutu (Nobel Barış Ödülü)
  • Sir Bob Geldof
  • Norveç Prensi Haakon ve Prenses Mette- Marit
  • Paul Polman, Unilever CEO’su
  • Müzisyen Joss Stone
  • Futbolcu Clarence Seedorf
  • Wael  Ghonim
  • Yazar, Aktivist Fatima Bhutto

ONE YOUNG WORLD’DE HANGİ KONULAR GÖRÜŞÜLÜYOR?

Gençler daha önce 70 ülkeyi kapsayan Küresel Danışma Süreci olarak adlandırılan araştırmayla ortaya konan ve gençlerin bir an önce küresel bir platformda ele alınması gerektiğini düşündükleri konulara odaklandılar.

Bu konular 2012 zirvesi için,

  • Eğitim
  • Sürdürülebilir Büyüme
  • Liderlik ve Yönetim
  • Sosyal Girişim
  • Gençlerin ve kadınların istihdamı
  • Küresel iş dünyasının rolü
  • Global Sağlık

olarak belirledi.

ONE YOUNG WORLD’E KATILAN TÜRK GENÇLERİNİ GÖRÜŞLERİ

ALİ SAMET DURGUN(BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ):  Desmond Tutu ve onun gibi sosyal projelerle ilgilenen kişilerin düzene karşı duruşları bizi cesaretlendiriyor. Gelecekte biz de onun kadar başarılı olmayı umuyoruz.  One Young World bu girişimin en büyük adımını oluşturuyor. Türkiye’de de bu projeyi bir tek Sabancı Holding’in sahiplenmiş olması, Sabancı’nın geleceğe ve gençlere verdiği değeri gösteriyor.

CENK TEMEL (YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSTESİ):  İnsanlara ilham veren Bob Geldof, Desmond Tutu gibi öncülerin bir araya gelmesi çok önemli. One Young World’u gerçekleştirenlere ve bizim katılmamızı sağlayan Sabancı Holding’e çok teşekkürler.

BESTE MUTLU (SABANCI ÜNİVERSİTESİ): Dünya gençliğine sesimizi duyurma imkanı verdiği için One Young World ve Sabancı Holding’e teşekkürler.

DENİZ YILDIRIM (İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ): One Young World’e katılmak dünya problemlerinde söz sahibi olmak ve gençlerin bu alanda edilgen değil etkin olduğu anlamına geliyor. One Young World genç popülasyonun global meselelerde ön saflarda yer alması demek.

UĞUR MUSTAFA GÜNDÜZ (İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ): Bu tecrübe geleceğimi planlamamda bana çok yardımcı olacak. Dünyanın her yerinden insanlara dokunduk, iletişim kurduk ve bunun sonucunda çok güzel bir sinerji oluştu. Orada çok güzel anılarımız oldu. One Young World bence bir kere zirveye katılıp bitecek birşey değil. Ömür boyu sürüp gidebilecek bir platform niteliğinde.

KİMLER BAŞVURABİLİR?

One Young World’e katılmak için 1994 öncesi doğan tüm gençler başvuruda bulunabilir.

NASIL KATILABİLİRSİN?

Dünya liderleriyle buluşacak 10 gençten biri olmak istiyorsan dünyanın sorunlarını çözeceğine inandığın fikrini anlatacağın 1 dakikalık İngilizce video hazırla.  Facebook.com/sabanciholding sayfasına yolla.

İlk aşamayı başarıyla tamamlarsan, Sabancı Holding İnsan Kaynakları yöneticilerinin modere edeceği grup mülakatlarına katılacaksın. 45 dakika sürecek mülakatta fikirlerini anlatacak ve gelen soruları cevaplayacaksın.

Tüm aşamaları başarıyla tamamlayan 10 genç Pittsburgh’a gidecek Türk delegasyonu üyelerinden biri olacak.

Durma, bir an önce videonu çek bize yolla! One Young World’e katılma fırsatını kaçırma!

 

 

Sosyal Medya ve İK Zirvesi, Mayıs 2012

Bugün BNC Turkey’in ikinci kez düzenlediği ‘Sosyal Medya ve İK Zirvesi’ çok bilgilendirici ve keyifli geçti. Her ne kadar sabah gerçekleşen Mehmet Taha Doğruyol’un Linkedin sunumu tümüyle ve OptimePlus’dan Emre Haliloğlu’nun paylaşımlarını kısmen kaçırsam da, video kayıtlarından bu eksikliği de giderebileceğimi düşünüyorum.

Türk Telekom’un ‘Wantted’ ve Yapı Kredi Bankası’nın ‘Heroes’ projelerinden aldıkları sonuçlar bütün katılımcıları sosyal medyanın İK tarafından kullanılmasının gerekliliği konusunda %100  ikna eder nitelikteydi.

Sosyalmedyaccı.com’un sahibi Özenç Kılıçoğlu’nun Domino’s Pizza üstünden şekillendirdiği sosyal medyada kriz yönetimi sunumunu dikkatle dinledim.

Prometheus Genel Müdürü Yücel Atış, sosyal medyanın çalışanların kullanımına açılması sürecindeki hassas noktaları ve sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğini paylaştığı konuşmasını dinlemeye doyamadık.

Son olarak sıra sosyal medyanın biz İK’cılar için çok hassas ama en bilinmez ve en teknik ayağı olan hukuğa geldiğinde mikrofonu Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Erdem Özdemir aldı. Erdem Özdemir, internetteki paylaşımları nedeniyle İnsan Kaynakları ile bağlantılı gerekçelerle mahkemelere yansıyan önemli vakaları İş Kanunu, Borçlar Kanunu, Yargıtay kararları ve Fransa’daki uygulama/sonuçları ile paylaştı ve yorumladı. Açıkçası benim için günün en bilgilendirici konuşmacısı oldu.

Benim konuşmama gelince … zirvede kullandığım sunumuma yukarıda ulaşabilirsiniz. Diliyorum zirve katılımcıları içerikten ve çrneklerden memnun kalmıştır. 🙂

Sosyal Medya & İK Zirvesi 2

BNC Turkey 10 Mayıs 2012 Perşembe günü Sosyal Medya & İK Zirvesi’nin 2.sini düzenliyor. Geçen yıl konuşmacı olarak katıldığım zirvede bu yıl da yer alıyor olmak benim için büyük mutluluk kaynağı.

Teknoloji ve sosyal medya nasıl bir yıl içinde pek çok gelişime yaşadı ise İK’cılar da sosyal medyaya entegrasyon konusunda bir o kadar yol katetdi. İnsan Kaynakları dünyası artık sosyal medyaya bir bilinmez olarak değil, İK iş süreçlerini, işveren markasını geliştirecek, güçlendirecek bir araç olarak görüyor. Artık İK’cılar en doğru sosyal medya araçlarını fark yaratacak şekilde nasıl kullanabileceklerini araştırıyorlar.

10 Mayıs Perşembe günü benim konuşma konuların oldukça kapsamlı:

Sosyal Medya Başarı Ölçümleme Kriterleri Nelerdir?

Çalışanlarımızı Birer Marka Elçisi Haline Nasıl Dönüştürebiliriz?

Şirketimizin Kurum Kültürünü Sosyal Medya Üzerinde Nasıl Yaşatabiliriz?

Aşağıdaki programı incelerseniz biz İK’cılar için parlayan yıldız olan Linkedin Kurumsal Çözümlerden Mehmet Taha Doğruyol’unda zirveye konuşmacı olarak katılmakta olduğunu görürsünüz. Yanılmıyorsam bu Linkedin için de Türkiye’de bir ilk. Böyle bir zirvede ilk defa bir Linkedin temsil ediliyor olacak.

Bence bu zirve kaçırılmaz 🙂

Zirveye katılım için tıklayın.

Zirve Programı:

09:30 – 10:30

İK ‘cılara yönelik Şirkete ve Sektöre Uygun Başarılı Sosyal Medya Politikası
Nasıl Dizayn Edilebilir?

Mehmet Taha DOĞRUYOL – Account Executive // LinkedIn Corporate Solutions HQ Sosyal Ağlara Erişim ve Kullanım Detaylarını İçeren Politikların Oluşturulması
“İK Fonksiyonlarının (İşe Alım, Performans, Eğitim, Kariyer, İşveren Markası
Yönetimi) Sosyal Medya ile Entegrasyonunda Dikkat Edilmesi Gerekenler”
Şirketlerde Sosyal Medya İletişimini Düzenleyen Prosedürlerin Belirlenmesi

10:30 -11:30

Sosyal Medya’da İK’ya Yönelik İçerik Üretimi:
Türk Telekom “Wantted” Projesinin Sosyal Medya Entegrasyonu ve Vaka Analizi
Emre HALİLOĞLU – Yönetici Ortak // OptimePlus
Gökhan GÜNAY – HR Partner Takım Lideri // Türk Telekom “İnsan Kaynakları Neden ve Nasıl Sosyal Medyayı Kullanmalı?”
“İK’cılar için İzlenecek Yol Haritası Ne Olmalı? ”

11:30 -11:45

Çay Kahve – Network Arası

11:45 – 12:30

Sosyal Medya ve Yetenek Yönetimi:
Mine YÜCESOY – İK Uygulama Geliştirme Müdürü // Yapı Kredi Bankası

Örnek Uygulama

“Sosyal Medyada Yetenek Stratejiniz Mevcut Mu?”
“Sosyal Medyada Şirketiniz için Uygun Yeteneği Nasıl Bulabilirsiniz?  ”

12:30 -13:30

Öğle Yemeği – Network Arası

13:30 -14:15

Çalışandan Kaynaklanan Sosyal Medya Krizlerini Nasıl Yönetebiliriz?
Özenç KILIÇCIOĞLU – Sosyal Medya Stratejisti // Sosyal Medyacci

“Sosyal Medya ile İlgili Kriz Planlaması Nasıl Yapılır? ”

“Sosyal Medya Kaynaklı Risklerden Şirketler Kendilerini Nasıl Korumalı?”
“İK Temelli Yaşanabilecek Olası Soyal Mecra Krizleri Neler Olabilir?

14:15 -15:30

İK’cılar için Sosyal Medya’da Başarı Ölçümleme Kriterlerinin Belirlenmesi (ROI)
Ve Sosyal Medya’nın İşveren Markası ve Kurum İtibarı Açısından Yönetilmesi
İpek Aral KİŞİOĞLU // Kaynağım İnsan

“Sosyal Medyada Başarı Ölçümleme Ktriterleri Neler? ”
“Çalışanlarınızı Birer Marka Elçisi Haline Nasıl Dönüştürebilirsiniz?  ”

“Şirketinizin Kurum Kültürünü Sosyal Medya Üzerinde Nasıl Yaşatabilirsiniz?”

15:30 – 15:45

Çay Kahve – Network Arası
15:45 -16:15 Sosyal Medyayı Yasaklamadan Çalışanlara Açmak, Peki ama Nasıl ?Yücel ATIŞ-Genel Müdür-Prometheus Danışmanlık

16:15 -17:15

Sosyal Medyanın Hukuksal Boyutu
Doç. Dr. Erdem ÖZDEMİRMarmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

“Sosyal Medyada Hukuki Olarak Suç Oluşturacak Konular ve Yorumlar Neler?

“Kurum Olarak Nelere Dikkat Etmek Gerekir?”
“Sosyal Medya ve Çalışan Hakları”
“Yargıtay Kararları” “Türkiye ve Dünyadan Örnekler”

 

1 Mayıs Geçerken

1 Mayıs üreten ve emeğine sahip çıkan kitlelerin bayramı.

Çalışmanın dünyada en gurur duyulabilecek faaliyetlerden biri olduğunu düşünüyorum. İş yapmak, katma değer yaratmak benim için ibadet etmektir. 1 Mayıs bu ibadetin taçlandırıldığı gün özü ile.

Patron kesimi ile işçiyi bir köprünün iki ucu gibi değil, aynı köprüyü eş zamanlı geçmek zorunda olan iş ortakları gibi görmek gerek. Bu diyalektik ilişkide gönül isterdi ki, işçi kesiminin yaşam standartları daha yüksek, gelecek kaygıları ise yok olsun. Maalesef mevcut görüntü böyle değil.

Diğer taraftan kamu kuruluşlarında sendikal haklarını sonuna kadar kullanan işçilerin yaşam standartları özel kesimdeki işçilere göre çok daha ileri seviyede. Sendikaların özel kesimdeki güç kaybını patron kesiminden çok sendikacıların kendisine bağlıyorum. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda sendikacılar sanayi çağı söylemlerini bırakıp yenilikçi – inovatif yaklaşımlarla masaya oturmalı, farklı çalışma modellerini işverenin önüne sunabilmeli.

Çalışanların artık şirketlerinde birer paydaş, kar ortağı olabildiği bugünün iş dünyasında sendikalar sadece maaş zamları, sosyal hak artışları üzerinden talepler geliştirmemeli. Artık sendikaların iş süreçlerinde yaratabilecekleri sürdürülebilir katma değerler ile işverenlerinin yönetiminde nasıl söz sahibi olabilecekleri noktasında düşünce egzersizi yapmalarının zamanı. Sendikalar bu hedeften hareketle algılarını, emeklerini, eğitimlerini hızla güncellemeli, yönlendirmeli, geliştirmeliler.

Bütün büyük düşünen emekçilerin 1 Mayıs’ını kutlarım 🙂

#iksohbeti

Genç İK, ismi üstünde genç İK profesyonellerinin bir mesleki oluşum. Onları ve faaliyetlerini geçtimiz yıl Nisan ayında Kaynağım İnsan’a da taşımıştım.

Üç hafta önce en aktif Genç İK’cılardan Simge Sezer bana bir mesaj gönderdi. Mesajında Genç İK’cıların her hafta Perşembe günü saat 20:00-21:00 arasında Twitter üzerinden #iksohbeti hashtagı ile yazışacağını haber veriyordu.

Geçtiğimiz üç hafta boyunca bir türlü denk getirip sohbete dahil olamadım ama sonunda bugün şeytanın bacağını kırdım.

Simge Sezer bugünün konusunu ‘Yetenek Yönetimi’ olarak duyurunca pek mutlu oldum. Yetenek Yönetimi 21.yüzyıl İK uygulamaları arasında en popüler olanı. Eninde sonunda dönüp dolaşıp bütün İK uygulamalarını ona bağlıyoruz artık.

Yetenekli insan bulması, memnun etmesi ve elde tutması zor olan çalışan grubumuz. Onlar nedeniyle artık İK tailor made – terzi yapımı açılımlara gidiyor. Bir gün gelecek yetenekli dediğimiz her bir çalışan için farklı farklı çözümler üreteceğiz. Nasıl internet kişiselleşmiş uygulamalara gidiyorsa, yetenek yönetimi uygulamaları da gün geçtikçe artan oranda kişiselleştirilecek. Fark yarattığı için yetenekli kabul ettiğimiz çalışanlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini ortak uygulamalarla gidermeye çalışmak beklentimiz ile icraatimizin çelişmesi olmaz mı?

İster genç olun, ister kıdemli, ister İK’cı olun, ister olmayın her Perşembe günü saat 20:00-21:00 arası #iksohbeti‘ni kaçırmayın derim. Gelecek haftanın konusunu merak içinde bekleyeceğim 🙂

 

Sosyal Medya’nın İnsan Kaynakları’na Getirdiği Yenilikler

19 Nisan 2012 Perşembe günü BNC Turkey tarafından düzenlenen Yenilikçi İK Zirvesi’nde sosyal medyanın İK süreçlerine getirdiği yenilikler üzerine bir konuşma yaptım.

Sosyal medya, yetenek yönetim ve kurum içi iletişim kapsamında işveren markası ile birlikte sosyal işe alım süreçlerini iş zenginleşmesi olarak iş süreçlerimize soktu. Bunun yanında sosyal intranet uygulamaları çalışanların sosyalleşmesi, paylaşması ve içerik üretmesi aşamasında sosyal medya araçlarını kendisine ilham kaynağı olarak aldı. Sosyal medya ile birlikte İK bölümleri  dört duvar içinden çıkarak milyonlara birebir ulaşır ve iletişim kurabilir hale geldi. Elbette böylesi bir açılımı hayata geçirmek ve sürdürülebilir kılmak kolay değil. Sosyal medya risklerini iyi analiz ederek kolları sıvamak gerek.

Yukarıdaki sunumumu çok kısaca özetlediğim konuşmamdaki ana konuların altını çizer nitelikte hazırladım. İyi incelemeler 🙂

Ben Doğdum

Bu ay iş yoğunluğum nedeniyle blog yazısı yazmakta zorlanıyorum. Kaynağım İnsan için istikrarlı içerik üretimi üzerine ne kadar titizlendiğimi bilen bazı arkadaşlarım ve takipçilerim durumdan duydukları memnuniyetsizliği artan oranda ifade ettiler geçtiğimiz günlerde. Ben de onlara ‘Ah, bir de benim içinde esen fırtınaları bilseniz’ dedim. Ayda en az yirmi yazı yazmak hedefine kilitlenmiş iken ondan açık ara uzaklaşmak beni de inanılmaz derecede huzursuz ve mutsuz kılıyor.

.

Diğer taraftan Nisan ayı blog yazısı yazamamak haricinde çok verimli geçiyor. Projelerim son hızıyla devam etmekte. Yeni evimize yavaş yavaş yerleşiyoruz. Bugün kütüphanemiz monte edilecek. Belki de kitaplarımın kolilerde değil, gözümün önünde olması klavye başına tekrar oturabilmem için beni motive eder.

.

Dün Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Endüstri Mühendisi Kulübü’nün 4. Kesintisi Eğitim Kampı davetlisi olarak Kuzey Kıbris Türk Cumhuriyeti’ndeydim. Üniversitelerin klasik konferans salonu ortamından çıkıp Zambak Tatil Köyü gibi bir mekanda, denize sıfır eğitim vermek çok keyifliydi. Ortamın tatil havalı cazibesine rağmen öğrencilerin dört saat boyunca eğitimden kopmamalarını ayrıca tebrik etmem gerek. Grup fotoğrafı elime ulaşır ulaşmaz yazıya ekleyeceğim.

.

Yazımı günün anlam ve önemini vurgulayarak bitirmek istiyorum:

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bütün çocukların ve ülkesine gönül vermiş herkesin coşku ve mutluluk dolu bir bayram geçirmesini dilerim.

ve

bugün benim yaşgünüm.

Nüfus cüzdanıma göre 40’ı doldurdum.

Ama bana sorarsanız,

ben güneşin günü asla deviremediği yaştayım.
ben kelimelerin dünyayı omuzlarında taşıyabildiği yaştayım.
ben aşkın hücrelerimde taze yeşerebildiği yaştayım.
ben aslında bir nefeste evrenin çatısına tırmanıp, en uzaklara kanatlanabilecek yaştayım.

🙂

Yönetici Ne İster?

Belki bir yöneticisiniz, belki değil. Belki de hedefiniz bir gün başarılı bir yönetici olmak. Şu an hangi rolde olursanız olun aşağıdaki maddeler size kılavuz olsun. Genç profesyonellerin okuyacağınız pek çok maddede problem yaşadığını gördüğüm ve dinleiğim için yazma ihtiyacı hissettim. Hiçbiri hayatınızda ilk defa okuyacağınız maddeler değil. Ama zaten bizim derdimiz de bilip uygulamamak değil mi? Oysa kariyer yolunuzun sizi çıkartabileceği tepe 21 kritik tespitten ibaret.

Evet, bir yönetici çalışanından ne ister? Sayayım:

1. Size verilen işleri eksiksiz yapın. Çalışın.

2. Bahane değil, sonuç üretin.

3. Terminlere uyun.

4. İşiniz, sektörünüz, rakipleriniz hakkında sürekli araştırma geliştirme yapın.

5. Yöneticinize akıllı sorular sorun.

6. Yöneticinizin sizi gelişim yolunda yönlendirmesini isteyin.

7. Proje fikirleri üretin.

8. Yöneticinin angaryalarını ondan alın.

9. Projeler ve işler için gönüllü olun.

10. Güleryüzlü olun.

11. Kitap ve kaynak takip edin, öğrendiklerinizi ynöeticiniz ve ekip arkadaşlarınız ile paylaşın.

12. İş üzerine yöneticinizin size hedef koymasını beklemeyin, kendisinz de hedef üretmek konusunda proaktif olun.

13. İşe, projeye başlarken sonunu düşünün. Hedefinizi koyun ve yola öyle çıkın.

14. Yöneticilerin de geri bildirime, hatalarını duymaya ihtiyacı vardır. Burada önemli olan bu iletişim sürecindeki üslubunuzdur. Üslubunuzu saygılı, ölçülü ve empati kurarak geliştirin.

15. Ekip arkadaşlarınız ile paylaşıma dayalı olumlu ilişkiler geliştirin.

16. Dedikodu yapmayın.

17. Yöneticinize kendinizi doğru ifade edin. Yöneticinin sizi anlamasını beklemeyin.

18. ‘Bu benim işim değil’ asla demeyin.

19. İlk başta kendi kendinizi yönetin. Kendi kendinii motive edin.

20. Değişime açık olun.

21. Yöneticinizi aklınızı kullanarak yönetmeyi öğrenin.