İK’cıların Sosyal Medya İle Sınavı

Sosyal medya  bir değişim rüzgarı değil, baslı başına bir değişim fırtınası olarak girdi hayatımıza. Bildiklerimizi, inandıklarımızı, alıştıklarımızı bir kalemde sildi attı, yeni bakış açıları, tüketim yöntemleri, iletişim modelleri çıkardı karşımıza. Fırtınaya karşı durup ‘ben yıkılmam’ diyenler bile artık direnmeyi bırakıyorlar, fırtına yönüne dönerek değişimin parçası olmayı kabulleniyorlar.

Kelimeler, video, fotoğraf ve seslerin, kısacası içeriğin internet üzerinden sınırsız paylaşımı anlamına geliyor sosyal medya. Pazarlamacılar, iletişimciler, yaratıcı kimlik taşıyan bütün iş kolları için vaha niteliğine sahip. Bazılarına ise  kuralsızlığı çok cekici geliyor. Siz onu keşfetmeye çabalarken, o sizi beklemiyor ve hızla gelişmeye devam ediyor. İnsan beyninin sonsuz üretkenliğinin yansımalarını yaşıyor eş zamanlı bütün dünya. Her sabah gözümüzü ‘acaba bugün neler göreceğim?’ merakı ile açıyoruz. Bu teknolojiyi yaratan, geliştiren, işleten insanlara hayran kalıyoruz.

Sosyal Medyanın İş Ortağı İnsan

Sosyal medyayı bu kadar göklere çıkardıktan sonra onun varolmak için bana mecbur olduğunu yazarak bir başka gerçeğin altını çizmek istiyorum. Sosyal medya insan için, insandan kaynaklı, insanla beraber ise anlamlı ve kıymetli. Dolayısıyla sosyal medya ve İnsan Kaynakları aynı unsur üzerinden faaliyetlerini harekete geçiyor: İnsan.

Son yapılan istatistikler iş hayatındaki her dört kişiden üçünün en az bir sosyal ağının üyesi olduğunu gösteriyor. Facebook 800 milyonluk nüfusu ile dünyanın en kalabalık 3. ülkesi. Türkiye nüfusunun 1/3’ü Facebook üyesi: 28 milyon insan. Bu büyük kitlenin de %65’i, yani 18 milyonu aktif iş hayatında olan 25-55 yaş aralığındaki bireylerden oluşuyor. Böylesine büyük bir insan kaynağının, yeteneklilerin bir tuş ötede olduğunu bilmek İK uzmanı olarak doğrusu beni çok heyecanlandırıyor.

Kurum İçi Sosyal Medya Nedir? Kimin İşidir?

İş hayatında sosyal medya deyince her zaman dış dünyayı da düşünmemek gerek. Bugüne kadar pek çok kurum kendi  sosyal medya araçlarını tasarlayarak  iç iletişim sistemlerini baştan aşağı yeniledi. Dış dünyaya kapalı içsel sosyalleşme ağları, eğitim videosu paylaşımları portalları, blog toplulukları, özel amaçlı komüniteler, öneri siteleri kurum içi sosyal medya çözümlerine verebileceğimiz sadece birkaç örnek.. IBM’in Bee Hive’ı, McDonald’s StationM’i içsel sosyal ağlar için, Ak Sigorta’nın Dijital Akademi’si eğitim videoları ağı için başarılı, içsel güzel örnekler.

Sonuç olarak gerek kurum içi, gerekse kurum dışı bütün sosyal medya çözümlerinin tek hedefi var: mümkün olan en çok insana ulaşmak. Onları mutlu ve motive edebilmek, geliştirebilmek, değiştirebilmek. Kanımca işte bu noktada biz İK uzmanlarının  iç ve dış sosyal medya uygulamalarına yönelik görevlerini de netleştirmemiz gerekir.

Bir İK uzmanı işveren marka değerlerinin sosyal medyanın her çeşidinde en başarılı şekilde konumlandırılması, mevcut çalışanların sosyal medyaya kurumsal entegrasyonun sağlanması ve  potansiyel yetenekler için kurumun bir cazibe merkezi haline dönüşmesi süreçlerinin sorumluluğunu içerideki dijital pazarlamacıların eline bırakamaz, bırakmamalıdır.

Peki Ya Sosyalleşme ve Paylaşımın Getirdiği Riskler !

Sözlük risk kelimesinin karşılığını ‘zarara uğrama tehlikesi’ olarak veriyor. Peki sosyal medya insan kaynakları süreçleri bakımından kurumu ne gibi zararlara uğratabilir? İtibarınızı zedeleyecek paylaşımlarda bulunabilir çalışanlarınız veya dışarıdaki insanlar. Şirket sırlarınız dışarı sızabilir. Çalışanların mesai saatlerinde sosyal ağlarda geçirdiği fazla zaman şirketinizde verimlilik kaybına yol açabilir. Sosyal medyadaki istikrarsız varlığımız işveren markanızı  zedeleyebilir. Saydıklarım gerçekten ürkütücü. Zaten pek çok üst düzey yönetici veya patron bu nedenle yazımın başında bahsettiğim sosyal medya fırtınasına sırtını dönüyor. Oysa ki, bence büyük yanlış yapıyorlar.

21. yüzyılda sosyal medya artık iş ve özel hayatlarımızın önemli bir girdisi. Ona direnmek yerine, gerekli önlemleri alarak onu kucaklayabilmeliyiz. Kurumunuzun sosyal medya politika ve kullanım kurallarını en kısa sürede oluşturarak bütün çalışanlara duyurabilmeli, bütün çalışanlara kurumsal sosyal medya eğitimi aldırabilmeli ve iş hukuku dahilinde bu kuralları hiç geciktirmeden çalışanların iş sözleşmelerine sosyal medya başlığı altında ekleyebilmeliyiz. Eğer biz İK uzmanları bu üç adımı atarsak ancak sosyal medya kaynaklı kurumsal risklerimizi minimize edebilir, kurum içi sosyal medya yasaklarının kaldırılması hareketinin liderliğini üstlenebiliriz.

KOBİ’ler Yetenek Yönetimini Nasıl Uygulamalılar?

Geçtiğimiz günlerde TED KOBİ TV ile Yetenek Yönetimi üzerine görüntülü röportaj yaptık. Ropörtajı yapan sevgili adaşım İpek’e buradan teşekkür ediyorum. Her ne kadar Yetenek Yönetimi süreçlerinden pek bahsedememiş olsam da yukarıdaki videoda çok kangren bir soruna parmak bastığımı düşünüyorum: Yüksek performanslı çalışanlara standarthatta düşük performanslı çalışan muamelesi yapmak ve bu adaletsiziliği ‘eşitlik’ tezi üzerinden yürütmek.

İşte Yetenek Yönetimi uygulalamaları bu yanlış gidişe artık sistematik bir şekilde ‘SON‘ diyor. Dilerim bu ‘son’ feryadı bütün yönetici ve patronlara ulaşır !!

Röportaj boyunca soruln soru ve cevaplara bu linkten ulaşabilirsiniz.

İşe Alım Süreci Boyunca Neler Yapmalı? – 4

Kaynağım İnsan TV 6. videosunda İşe Alım sürecini incelemeye devam ediyoruz. İşe Alımcılar hangi tiplerde sorular soruyor, soru örnekleri, adaylar nasıl cevaplar veriyor, nasıl cevaplar üretseler daha uygun olur noktalarına temas ediyorum. Video boyunca tekrarladığım uyarıyı yazıya da dökeyim:

Lütfen internet ve farklı basılı kaynaklardan özellikle klasik ve yetkinlik bazlı soru örneklerini araştırın, çalışın ve iş görüşmesine hazırlıklı gelin.  Hazırlıklı gelenin kapıdan girişi bile farklı oluyor.

İkinci İKY Danışmanlık Projem

İki yıl önce bana İK Danışmanlığı kapılarını açan uluslararası sanayi kuruluşum sonrasında bugün itibariyle yerli bir komunikasyon teknolojileri  kuruluşunun da İK süreçlerinin kurulması ve yürütülmesi işini aldım.

Her iki şirketin insan yapısının ağırlıklı mühendislerden oluşması, bilgi yönetimi teknolojilerinin kullanımına büyük özen göstermeleri, bu konuda hiçbir yatırımdan kaçınmamaları ve üst yönetimlerin İKY bilincinin olması benim için her iki şirketi de çok kıymetli kılıyor.

Uzun soluklu stratejik iş ortaklıklarına dönüşen projelerimde şirketlere en iyi hizmeti götürebilmek için bireysel gelişimime çok emek sarfediyorum.  Şirketlerin vizyonu, strateji haritası, iş süreçleri, insan kaynağı, kültürüne %100 entegre olmamı sağlayacak istikrarlı bilgi akışı büyük manzaraya hakim olmamı sağlıyor. Büyük manzarayı görmekse beni daha üretken ve yaratıcı hale getiriyor, motivasyon ve mutluluğumu arttırıyor. Yaptığım işler bana ve hayatıma anlam katıyor. Sonuç olarak da şimdi sizlere rahatça mesleğimle büyük aşk yaşadığımı yazabiliyorum.

Darısı iş yaşamında saniyelerini, dakikalarını, günlerini, aylarını, yıllarını geçiren herkesin başına  😀

Parola: Sky is the limit

Google Üniversitesi: Leading@Google

Liderlik yeteneği kurumlar için çok önemli. Hatta İKY’de Yetenek Yönetimi deyince benim aklıma gelen ilk kelime liderlik.

Özellikle bütçesi geniş şirketler yetenekli olarak değerlendirdikleri çalışanlarına pek çok farklı uygulamalar geliştiriyor. Sürekli ve üst nitelikte eğitim bu uygulamaların en önde gelenlerinden.

Neden yetenek yönetimi uygulamalarında eğitim bu kadar önemli?

1. Şirketlerin vizyonlarında büyük işler yapmak bulunuyor ve adım adım bu büyük işleri yapacak güncel bilgiye, becerilere sahip yetenekli çalışanlara ihtiyacı var. Değişen, gelişen dünyada dünün bilgileri, tecrübeleri ile vizyonu yakalamaya imkan yok.

2. Yetenekli insanlar gelişimlerine çok önem veriyor ve bu beklentileri karşılanmadığında eninde sonunda işten ayrılmaya kalkabiliyor.

Sıra geldi harika örneğe; GOOGLE

Leading@Google eğitim programı Google Ünivesitesi, Liderlik Gelişim Takımı tarafından organize ediliyor. Liderlik Gelişim Takımı, liderlik ve yönetim konularında danışmanlık yapan, kitap yazan, birbirinden değerli isimleri konuşma yapmak üzere üniversiteye davet ediyor. İşin güzel tarafı Google bu güzel eğitimleri kendine saklamamış, paylaşmış. Bize de izlemek kalıyor.

Hatta benden size bir öneri: Ekibinizi toplayın ve her hafta aşağıdaki bir videoyu izleyin, ardından üstüne tartışın. Bu etkin bir liderin yapacağı işlerden biri olurdu kanımca; ortak bir kaynak üzerinden liderlik üzerine düşünmek, konuşmak, tartışmak, paylaşmak.

Laf aramızda böyle videolar internette olduğu sürece sanırım Liderlik Konferanslarına katılacağım diye yüzlerce lira vermenize de gerek kalmıyor 😉

Leading@Google: Marshall GoldsmithBUNU MUTLAKA İZLEYİN

Leading@google: Tony Schwartz

Leading@google: Stew Friedman

Leading@Google: Srikumar Rao

Leading@Google: Bill George

Leading@Google: Jim Kouzes

 

 

 

Fuji Dağı’nı Nasıl Taşırsınız? – William Poundstone

Microsoft’da işe alımlarda bilmece sorulduğunu bilmeyen yoktur. Hatta bilmecelerin bazılarını da etrafınızdan duymuş olabilirsiniz. Bilmecelerin cevaplara gelince ise … işte onlar sıklıkla muamma. Biz bu tip bulmacalara/sorulara ‘impossible questions/imkansız sorular‘ diyoruz. Böylesi doğru nitelikte kesin bir cevabı olmayan soruların amacı aslında karşınızdaki kişinin akıl yürütme yolunu, yaratıcılığını, muhakeme gücünü, cesaretini, istikrarını tartabilmek, anlayabilmektir.

Beni çok heyecanlandıran imkansız sorularda insan zihin sınırlarını zorlar. Özünde çok basit olan cevapları beynimizin dehlizlerinde bir türlü bulamayız, bazen de çok basit gibi görünen cevapların doğruları atladığımız, dikkate almadığımız detaylarda gizlidir. Bir kelime, bir işaret sonucu değiştirir. Her ne olursa olsun birşey vardır ki kesindir, imkansız sorular çok eğlencelidir.

Eğer siz de hoşlanıyorsanız imkansız sorulardan işte size aradığınız kitap: Fuji Dağı’nı Nasıl Taşırsınız?

Yazar William Poundstone da imkansız sorular ve bilmece meraklısı. Ve sonunda da Microsoft’un efsanevi iş görüşmelerine giden insanlardan topladığı sorular ve bilmecelerle bir web sitesi ve bahsettiğim kitabı yazmış. Kitaba ismini veren ‘Fuji Dağı’nı Nasıl Taşırsınız?’ da bir iş görüşmesi sorusu örneğin.  Eğer verilen cevap alternatiflerini okumak istiyorsanız mutlaka kitabı alın.

Kitaptan sorular ve bilmeceler haricinde Microsoft’un işe alım süreçlerinin nasıl yürütüldüğünü, Bill Gates’in aileden gelen bulmaca çözme merakının nasıl Microsoft’un İK yapısını şekillendirdiğini, bilmece sorma merakının diğer sektörlere nasıl doğru veya yanlış yansıdığını okuyabilirsiniz.

Size kitaptan birkaç soru örneği:

“Bill Gates’e bir banyo tasarlayacak olsanız, nasıl bir banyo tasarlardınız?”

“Görme özürlü için baharat takımı tasarlayın.”

“Büyük bir kütüphanede aradığınız kitanı nasıl bulursunuz? Yardım alabileceğiniz bir liste ve kütüphane görevlisi yok.”

“Manhattan şehir rehberindeki bir telefon numarasını ortalama kaç açışta bulabilirsiniz?”

“Büyük bir karenin köşelerinde dört köpek var. Her köpek saat yönünde kendisinden bir sonra gelen köpeği kovalamaya başlıyor. Bütün köpekler aynı hızda koşuyorlar. Yüzleri daima kovaladıkları köpeğe dönük şekilde, sürekli yönlerini değiştiriyorlar. Köpekler birbirlerini ne zaman ve hangi noktada yakalar?”

 

 

 

İK’cılar İçin Sosyal Medya Eğitimi

28 Eylül 2011 Çarşamba günü bir ilk gerçekleşecek: İK’cılar İçin Sosyal Medya Eğitimi

Mayıs ayında gerçekleşen İK’cılar İçin Sosyal Medya Zirvesi çok verimli geçmişti. Sonrasında Business Network Center Türkiye’den Selçuk Aylar ile zirvenin devamını İK’cılar İçin Sosyal Medya Eğitimi ile getirmenin çok faydalı olacağını düşündük.

Eğitim Pogram ve İçeriği :

Sabah

  • Sosyal Medya nedir?
  • Sosyal Medyanın Üç Ana Unsuru
  • İstatistiklerle İK İçerikli Sosyal Medya Kullanımı
  • Sosyal Medyanın İK’nın Hayatına Girişi  ( Yayınla – Paylaş – Tartış )
  • İK Sosyal Medya İçinde Neden Olmalıdır?
  • Dünya İK’cıları Sosyal Medya Hakkında Neleri Konuşuyor?
  • İşveren Markasının Sosyal Medyada Konumlandırılması
  • Sosyal Medyayı İK Süreçlerinde Başarılı Kullanan Bir Marka- Vaka Çalışması
  • İçsel ve Dışsal Sosyal  Medya Araçları, Örnekler

 Öğleden Sonra

  • Sosyal Medya Stratejisine Temel Oluşturacak  İK Unsurları
  • Sosyal Medya İK Stratejisinin Oluşturulması
  • Hareket Zamanı – Projelendirme
  • Hangi Sosyal Medya Aracı Kullanılmalı?
    • Neden Kullanılmalı?
    • Nasıl Kullanılmalı?
    • Ne Zaman Kullanılmalı?
    • Hedef Kimle Kim?
    • Sosyal Medya Projelerinde Dış Kaynak Kullanımı

Eğitime az zaman kaldı. Hazırlanıyorum heyecanla çünkü eğitimin sonrasını da bir diğer üretim ile konuyu taçlandırmak istiyorum.

Eğitime katılmak için gerekli bilgileri almak için TIKLAYINIZ 🙂

Zirve Bağımlılıktır

Kendisini zirveye yerleştirmiş insanlara sorulduğunda verdikleri cevaplar hemen hemen birbirinin kopyası: çok çalıştım, öğrenmeye kesintisiz devam ettim, optimist oldum, takım arkadaşlarımı en iyiler arasından seçtim. Madem bu dört ana girdi insanı zirveye taşıyor, neden herkes zirvede değil?

Demek ki yeterince çalışmıyoruz. Belki de çok çalışıyoruz ama verimli değiliz. Zamanımızı israf ediyoruz.

Demek ki okuldan alınan bilgiler ve günlük iş tecrübelerinden oluşan birikimi “olmak” için yeterli görüyoruz. Kitap okumuyoruz, eğitimlere katılmıyoruz, koçluk desteği almıyoruz. Kendimizi çok yönlü geliştiremiyoruz.

Demek ki zorluklar ayağımıza takıldığında pes ediyoruz. Zorluğun kaynağı bazen bir insan oluyor, bazen parasızlık, bazen de ‘kötü hava koşulları’ … performansımızın düşüklüğüne kötümser bakmamıza neden olan hep birşeyler var … bahanelerimizin ardı arkası kesilmiyor.

Demek ki iyi takım arkadaşlarımız olmadı, etrafımızdaki insanlar hep vasatlardı. Zaten takım arkadaşlarını seçme hakkınız da hiç olmadı.

Sonuçta siz öyle veya böyle zirveye çıkamadınız. Siz çıkmak istediğiniz ama çıkarmadılar. Değil mi?

Aslında değil.

Zirve yolcuğulunda tepeye ulaşanlar hayatlarını bahane değil fikir ve çözüm üreterek geçiriyorlar. Onların en büyük motivasyon kaynağı zorluklar. Çünkü onlar mücadele etmekten hoşlanıyor. Mücadele sonundaki zafer anına bağımlılıkları var. Onlar birer Zirve Bağımlısı.

Hayat insanın karşısına seçenekler ve fırsatlar sunuyor. Bunlardan hangisini seçeceğiniz, hangisini değerlendireceğiniz tümüyle size bağlı. GE’nin efsane CEO’su Jack Welch “İnsanın içindeki özgüveni yönetemezsiniz” diyor. Dolayısıyla eğer bizi zirveye taşıyacak özgüvenimizin dört altyapı unsurunu; çok çalışmak, sürekli öğrenmek, optimizm ve iyi takım arkadaşları, iş hayatımızın mayası haline getirebilirsek hiçbir güç önümüzde engel olamaz.

Unutmayın, zirve yolundaki tek engelimiz aslında sadece biricik kendimiziz.

Bu yazım Marti Dergisi Eylül ayı sayısında yayınlanmıştır.

Kaynağım İnsan TV 4, İşe Alım Süreci Boyunca Neler Yapmalı? – 2

Kaynağım İnsan TV’nin dördüncü kayıdında işe alım sürecünü incelemeye devam ediyorum. Konu kritik, söyleyeceklerim bir parça şaşırtabilir ama sınıfta değiliz, bizbizeyiz ne de olsa 🙂

Videoda “iş görüşmesi öncesi kılık kıyafetinize, saçınıza, başınıza özen gösterin” demiyorum artık. Herkes o kadarını öğrendi diye düşünüyorum ve düşündüğüm yönde de örneklerle karşılaşıyorum. Ama biraz daha hassas noktalar var ki, bu konularda pek ilerleyemedik. Yıllar geçiyor, durum iyileşmek bir yana kötüleşiyor … İzleyin.